► 27.Bölüm "Masumiyet "

204 81 287
                                    

"Amy!?

Gördükleriyle ne yapacağını bilemedi Alexandra. Göğsünün tam ortasına oturan evlat acısının üstüne bir de bu yük binmişti şimdi de. 

Yakasına yapıştığı Amy'i birden itti ve birkaç adım gerileyerek boş gözlerle bakmaya devam etti. 

"Bunu nasıl yaparsın!? "

Sanki bambaşka biriymiş gibi bakan Amy, donuk gözlerle ayaklandı. Bembeyaz olmuş tenine düşen saçları terlemekten ıslanmış, boynuna yapışmıştı. 

"Alex... "

Sakince kendisine doğru yaklaşan kadına karşı temkinli olmaya çalışıyordu genç kadın. Olduğu yerde beklerken adım adım ilerleyen Amy ise göz temasını hiç kesmemeye çalışıyordu. 

"Dinle beni biraz. "

"Ne dinleyeceğim seni! " diye haykırmanın yerine sessizliğe bürünmüştü Alexandra. Anlamsızca evladının katilinin ne yalanlar atacağını merak ediyordu sanki. Bir şeyler söylemek için isteksizce dudaklarını aralasa da tam da karşısında duran Amy'nin efsunlu konuşmalarıyla susmaya terk ediliyor gibiydi.

"Bak. " dedi ilk olarak. "Hiçbir şey düşündüğün gibi değil. Ben bir şey yapmadım. " derken ses tonu titriyor, bunu dizginlemeye çalışıyordu.

"Odaya girdiğimde evladımı boğuyordun! " derken artan ses tonuyla iyice gerilmeye başlamıştı Alex.

"Dinle Alexandra. " diye yavaşça koluna dokundu Amy. Kavradığı kola daha da sokulmuş, nefesini Alex'in yüzüne vura vura bırakmıştı. "Geldiğimde zaten ölmüştü. Ashley, zaten yapmıştı yapacağını. İnan bana. "

"Haklı mı acaba? "

Beynini kemiren düşüncelerle de savaşıyordu genç kraliçe. Yaşadıklarının ardından üst üste gelen felaketlerden tam da kurtulmuşken evlat acısıyla yüzleştirmişti kader onu. Şimdi ise bebeğinin katiliyle yüz yüze bakıyor, en kötüsü de ona inanmamak için çabalasa da başaramıyordu. 

Kolundaki elin güven verircesine sıkılmasıyla yere devirdi gözlerini. Derin derin düşünürken hak veriyor gibiydi aslında. 

Her şey kusursuzca planlanmış olabilirdi. Ashley ve Helena'nın yaptıkları son oyunun bir parçasıydı bu. Belki de gitmeden Elizabeth ile arasını bozmak istiyorlardı. 

"Masum musun Amy? " diye başını kaldırdı ve yeniden gözlerine odaklandı. 

Birkaç saniye sürdü Amy'nin sessizliği. "Masumum Alexandra. Güven bana. "

Son sözünün ardından göz bebekleri büyümüş, birkaç adım gerilemişti. "Güven... "

Değişen bakışların ardından şaşkınlıkla dikilen Alex ise Amy'nin ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. Elini yavaşça göğsüne atan kadın, kaftanının birkaç düğmesini sökmüş, iyice dağıttığı saçlarını arkasına attırmıştı. Ardından kolundan salınan tülü kavradığı gibi yırtmış, eteğinin üzerine kasten basıp sünmesini, hatta yırtılmasını sağlamıştı.

"Ne yapıyorsun? " diye dillendirdi Alex şaşkınlığını. 

"Üzgünüm Alex. Bu saray sana fazla büyük. " diye fısıldadıktan sonra yere attı kendisini Amy. 

Dairesinin kapısının açılırken çıkardığı sesi işittiğinde ise Amy'nin bağırışları yankılanmaya başlamıştı şimdi de. 

"Affedin efendim! İsteğiniz üzerine kaçırmıştım Daniel'i lakin yakalandım, öldüremedim. Bağışlayın ne olur kıymayın bana! "

KANLI DİADEMWhere stories live. Discover now