İyi Ki Geçtiler

By eflatungrisi

373K 9.5K 17.7K

Para mal mülk aşk şehvet tutku... İnsan neyi arzulardı bu dünyada ? Onu ? Aşk mıydı temelinde her şeyi yakıp... More

giriş
1 bölüm
2.bölüm
3. bölüm
4 bölüm
5.Bölüm
7. Bölüm
8.bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14 bölüm
15 Bölüm
16. Bölüm
17.bölüm
18. Bölüm
19 Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. bölüm
24. Bölüm
25 Bölüm /açıklama
26.bölüm
27 Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31. bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34. Bölüm
35. bölüm
36.Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40.bölüm
41.Bölüm
42. bölüm
43. bölüm
44. bölüm
45.bölüm
46. bölüm
47. Bölüm
48.Bölüm
49. Bölüm
50. bölüm
51( final)
/veda

6.Bölüm

7.6K 237 16
By eflatungrisi

YB

Ayhan Hoca'nın söyledikleriyle birlikte 3 saatlik blok dersin ardından zonklayan bir baş ağrısıyla kendimi fakülte bahçesinin en kuytu bankında bulmuştum. Hayat yeni tanıştığı Egemen ile yepyeni bir ilişkiye atılmıştı onlar bir konu hakkında konuşup sinemaya gitmeye karar vermişlerdi.

Aslında Hayat gelmem için ısrar etse de sosyal aktiviteleri bırakalı çok olmuştu bunu iyi biliyordu. . Eskiden 2 günde bir sürekli kendimi bir faaliyet içinde bulurken geçmişten bana kalan hala devam ettirdiğim tek şey olan Futbol dışında hiçbir şey yoktu. Hayat daha fazla ısrar etmeyip Egemen ile fakülteden uzaklaşırken bende kendimi şu anda kıçımı yaydığım banķta bulmuştum. Gözlerimi kapatıp kafamı bankın başına yasladım.

Artık düşünmek istemiyorum çok yorulmuştum. Ama en çok ruhum yorgundu.Zihnimde onun adını zikreden o ses, kalbimin acısını ikiye katlıyordu. Ama ben onu içimde hissetmiştim ve bu hisleri öyle hapsetmiştim ki canım çıksa o çıkmaz gibiydi. Yeni bir sayfa gerekti bana.
"Hangimiz demedik "yeni bir sayfa açalım", hangimiz kurmadı bu cümleyi ayna karşısında kendisine? Neydi bu karalanan, yazılıp çizilen onca sayfa. Ne içindi, kimin içindi? Yazıp çizip, bir hiç uğruna atılan onca sayfalar tükenmek üzere. Zamanı dolmuş artık her şeyin. Defterin yaprakları azalmış, belki de bitmiş. Kalemin ucu yazmaz olmuş, tükenmiş. Yazıp çizdiklerini silecek bir silgin olmadı hiç, olmayacakta.

Kimisinin söylediği tek bir söz; tüm çizdiklerini değiştirmiş, kimisinin ise hayatı boyunca söyleyeceği sözleri toplasan, çizdiklerin kadar etmezmiş. Ve şanslı olan insanlar, "tek bir sözü" ile tüm çizdiklerini değiştirebilen insanlardır. Ya sen? Onca söylediklerin, yazıp çizdiklerin ne oldu? Dememiş miydin "bu sefer farklı olacak" diye kendine. Ne farkı vardı diğerlerinden, belki kağıdın farklıydı ama onu çizen yine sendin. Çabaladığın her şey boş, bunu artık anla. Hiçbir zaman "yeni bir sayfa" diye bir şey olmayacak senin için, hepsi aynı defterin sayfası. Unut artık bunu, kabullen.

Çık yeniden ayna karşısına. Son sözlerini sarf et artık. Sayfan bitti, kalemin yazmıyor. Sürekli aradığın silginin aslında hiç olmadığını yeni anladın. Ne kaldı söylenecek? Nerede o hayal ettiklerin? Hepsi, defterinle birlikte gömülecek. Az kaldı, belki de gelmiş vakti. Haydi, dön bir bak "yeni bir sayfa" diye açtığın tüm şeylere. Aslında hepsi yırtıp attığın eskizler. Hiçbiri tamamlanmamış bir portre, gerçekleşmemiş hayaller..."

"Of.!"
Sesli bir şekilde ofladıktan sonra gözlerimi açtım. Bir an önce kendimi eve atıp yatağımda bir sonraki güne kadar ela gözlüyü düşünmek istiyordum. Ama önce sigara. Çantadan paketi çıkartıp bir dal sigarayı dudaklarıma yerleştirdim. arka cebime sıkıştırdığım çakmağı çıkarttıp elimle sigarayı perdeleyerek ateşledim. Belki de cehennemin en güzel yanı çakmağa ihtiyacımızın olmamasıdır diye düşünmeden edemedim tabi. Zehiri ciğerlerime bağışladıktan sonra baş ağrısının verdiği ani sancı ile kaşlarımı çattım. Nefesimi düzene sokup sigarayı tekrar dudaklarıma yerleştirdim .
İyi ki bu şehire gelip anılardan kaçmıştım, iyi ki dediğim tek şeydi son yıllarda Ankara. Titreyen telefonumla düşünceleri kesip arayan Eda'ya cevap verdim
"Efendim"
".."
"O egemen ile gitti."
"..."
Gözlerimi devirmeden edemedim tabiki. Eda yine muhteşem planlarını sıralayıp bizi de ayak uydurmamız için baskı yapıyordu. Allah erkek arkadaşı Koray Bey'e sabırlar versin.

"Ben gelmesem olmaz değil mi ?"
"..."
"Tamam Eda. Tamam yarım saat sonra geliyorum eve."

Telefonu kapatıp sinirden nefesimi tuttum. Aslında hayatı bu kadar pozitif ve mutlu olacak kadar muhteşem değildi Eda'nın. Ama O, o kadar güçlü bir kızdı ki inanılmaz derecede kendini motive ediyordu. Tabii bunda Koray'ın büyük bir etkisi vardı. Onunla Ankara'ya geldiğimiz ilk gün tanışmışlardı. En başta iyi birer arkadaşken sonralarında kalplerine söz geçiremediler.

Kendi mutluluğumu daima yarım yaşasam da onların mutlulukları beni tamamlıyor ve ertesi güne uyanmam için birer neden oluyordu. Annem ve kızlar olmasaydı eğer ilk intihar girişimim de ölebilirdim. Hayır ela göz için değildi intiharım. Yaşadığım ağır şeyler içindi. Gördüğüm kabuslardan dolayı idi. Büyüdükçe bazı şeyleri hatırlayıp kendimden nefret eder hale geldim durdum , delirdim. Sabahlara kadar hıçkırıklarla boğularak uyudum. Yeni bir güne her uyandığımda kendimden uzaklaştım. Ela Göz beni değiştirmişti . Bunu beni tanıyan herkes fark etmişti . Onunla birlikte intiharı kafamdan çıkartmış ve ilerleyen bir zamanda geçmişimle yüzleşme kararı almıştım . Henüz yüzleşmedim. Tabii Ela Göz umduğum gibi gelmedi bana. Aksine ben ona gittikçe o da benden gitti. Bir adım atıp gelseydi eğer farklı olurdu her şey. Şimdi bunu anlattığım insanlar peki Ela Göz gittiğinde intihar etmek istedin mi diye soruyorlar. Hayır istemedim. Çünkü içimde beni sarıp sarmalayan bir Ela Göz vardı.

En sonunda kendimle konuşmayı. Geçmişe gitmeyi bırakıp banktan kalktım. Daha eve gidip Eda' nın akşam yemeği planı için beni hazırlamasına katlanacaktım. Atıştıran yağmurdan dolayı adımlarımı hızlandırdım. Başka zaman olsa kalıp iç çamaşırlarıma kadar ıslanırdım. Telefonum tekrar titrediğinde çantada telefonu arayarak devam ettim yoluma. Tam telefonu bulup kafamı kaldırdığım anda Çarptığım bedenle sadece kendim duyacak şekilde küfrettim."siktir"

Aklıma Ela Gözlü ile çalıştığımız ilk an, birbirimize baktığımız an geldi. Ama hemen toparlanıp çarptığım bedenin sahibine bakmak için kafamı kaldırdım.
Koyuluğu kilometrelerce uzaktan fark edilcek derece koyu kahverengi gözlere sahipti. Oysa Ela Gözlü'nün gözlerinin sarıya kaçan tonu bambaşkaydı. Ela Göz şimdilik kullanım dışı olmalı Ef. 1 dakikalığına Ela Göz yok tamam mı?

"Kusura bakmayın dalgındım."
Dedi beyaz tenli, kahverengi dağınık saçlı çocuk. Boş bakışlarımı daha fazla deri ceket siyah pantolon aynı siyahlıkta ona eşlik eden botlardan çekip ona çevirdim.
"Önemli değil."
Geçmesi için yana kaydım. Biraz bekledi . Bunu adım atmadığından dolayı anlamıştım. Gözlerinin üzerimde olduğunu da sezdiğimde sinirle dişlerimi sıkıp onu sollayarak hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.°•○●°•○●°○●
Henüz geçmemiş baş ağrısı ile Eda ve Alya'nın benim için seçeceği elbiseyi bekliyordum. Neden elbise inanın bilmiyordum tıpkı neden yemeğe gittiğimizi de bilmediğim gibi. Uzun zaman sonra onlara böyle bir günde eşlik etmem beni de şaşırtsa da onları tüm bu durumlarda cezalandırmak beni ayrı üzüyordu. Buna hakkım yoktu onları nedensizce cezalandıramazdım.
Eda'nın uzun bir süreden sonra
"İşte bu "
Diye bağırması ile düşünceleri sineye çekip kafamı kaldırdım Alya da Eda'nın seçiminden memnun olurcasına gülümsedi
Gözlerimi Eda'nın elindeki elbiseye çevirdim. Sade Siyah mini bir elbiseyi bana doğru uzattığını fark ettiğimde nefesimi tutup ayağa kalktım.

"Akşam yemeği için fazla gereksiz ayrıca elbise giymek zorunda değiliz "
Alya sarf ettiğim cümlelerin ardından gözlerini devirdi. Eda'nın tek kaşını kaldırıp bakasıyla cümlemin bitmesini beklediğine emindim.

"Canım benim bu elbise olacak. Hem ne akşam yemeği ya yigit'in doğum günü partisi için havuzlu bir mekan kiraladık orayada pantolonla gidecek değiliz ya."

Ah tamamen aklımdan çıkmıştı yiğit'in doğum günü ama şu anda asıl mesele Eda'nın telefonda bana "Akşam yemeği "dediğine emin olduğumdu.

"Ama sen bana telefonda akşam yemeği demiştin kız kıza dışarda yiyeceğiz demiştin? "

Dudaklarını öne uzatıp düşünür gibi yaptı. Daha sonra dudağını yana kaydırarak umursamadığını belli etti.
"Öyle mi dedim ah pardon ya ! neyse hadi giy şunu daha saçlarını yapacağız bizde giyinelim de"

Sinirle ayaklarımı yere vurup kaşlarımı çattım. ona kötü kötü bakarken o elbiseyi yatağın üzerine bırakıp Alya ile hazırlanmaya koyuldular. İstemeye istemeye giyinmeye başladım. Son olarak siyah, ayak bileklerimi saran ve bileğin üstünde biten ince topuklu ayakkabıyı giyip kafamı kızlara çevirdim Alya sevdiği adam için çoktan süslenmeye başlamıştı. Eda ise bir yandan telefonda- Koray ile konuştuğunu tahmin ediyorum- konuşurken diğer yandan saçlarını maşalıyordu. Sağ omzumu duvara dayayıp onlara baktım. Alya sanırım milyonuncu kez rujunu tazeleyip gözlerini bana çevirdiğinde hemen üzerime doğru atıldı. Beni çekiştire çekiştire makyaj aynasının karşısına oturttu.

"Bence saçlarını dalgalı yapalım zaten omuzlarının üzerinde ve bu durumda küt model gibi olacak "

Alya'nın saçlarımı karıştırarak söylediği şeylerle düşünmekten vazgeçip uslu bir çocuk gibi onu onayladım.

"Saçların bozulmadan şu makyaj işini de yapalım"

Eda sol kulağına küpesini takmaya çalışırken diğer yandan bana daha doğrusu Alya 'ya talimatlar veriyordu.
"Kızlar , ya ben gelmesem ?"
Aynı anda oldukça kararlı bir biçimde kafalarını olumsuz anlamda 2 yana salladılar. Bıkkınlıkla nefesimi tutup saldım.

"Hayat? O evde yalnız mı kalacak ? Kalmasın ben onunla kalırım "
Alya çoktan göz makyajıma başlamıştı.

"Çok naz yaptın. Hem Hayat'ta geliyor. Sen sormadan ben söyleyim o hazırlandı. Hatta birazdan onlar yani Hayat ve Egemen, bizden önce orada olurlar"

Çaresiz boyun eğdim tüm bu saçmalıklara. O aklıma gelir diye korkuyordum. Onun yokluğunda bu kadar insanı bir arada görmek istemiyordum. Birinin gözü diğerinin gülüşü ve ötekisinin bakışı ona benzer kendime kızardım. Nasıl olur da benzer diye hayıflanır dururdum artık. 3 yıl boyunca kaçtım her şeyden .

"İşte hazırsın yavrum "

Alya 'nın konuşması üzerine kafamı ona çevirdim. Elimden zarifçe tutup boy aynasına doğru çekiştirdi beni. Bu ben miydim ? Uzun zamandır kendimi böyle görmemiş olmamın eksikliği ile gözlerimi şaşkınlık ile açtım. Uzun zaman olmuştu göz farını tenimde , ruju dudağımda görmeyeli.. bir tek kapatıcı daima yanımdaydı o da gözlerimin altındaki morlukları kapatmak içindi. Şimdi sanki hayatında bir tek taraflığın izlerini taşıyan kız gitmiş yerini makyajın arkasında eksik yanlarını saklayan özgüvenli kız almıştı.

Kapının zil sesinin kulağıma dolmasıyla silkelenip kendime geldim. Topuklu ayakkabı giymeyeli uzun zaman olduğundan dolayı yürürken sarsılmalarım sanırım birkaç adımdan sonra düzelmişti. Kapıyı kızlar hazırlandığı için ben açtım. Karşımda siyah smokini ile dikilen Koray'ı görünce gülümsedim. Parfümünün kokusu bütün apartmana yayılmıştı. Bedenimi yana kaydırıp onu içeri buyur ettim lakin o girmek yerine. Içeri kafasını uzatıp bağırdı
"Bebeğim hadi.. çıkalım"
Askıdaki deri montumu üzerime geçirip telefonumu siyah deri çantama yerleştirdim.

"Ben hazırım zaten."
Gözlerini bana çevirdi. sanki beni yeni fark etmişti ki kocaman oldu göz bebekleri. Haklıydı. İlk geldiğim yılda benim ruh hastası olduğumu bile düşünmüş hatta bunu bir sohbetimizde dillendirmişti.
"Oha Ef. Bu sen misin ? "
O da Ef ismine çoktan alışanlardandı.
"Maselef benim."
Gözlerini bu sözlerimden sonra devirip tekrar bana çevirdi
"Harikasın. Bence artık dişi bir birey olduğunu hatırlamanın vakti geldi, buz surat"
Eda' nın Koray'ın üzerine atılırcasına sarılması ile sohbet havada kalmış herkes çoktan Koray'ın arabasındaki yerini almıştı.

Continue Reading

You'll Also Like

20.8K 332 11
Kısa oldu ama uzun zamandır yazmıyorum elimden bu kadar geldi...
1.2K 150 14
İstediği her şey ona aitti. Ona ait olmayan ve elde edemeyeceği hiçbir şey, bu hayatta yoktu. Buna ben de dahildim... |TAEGİ| -Semetae -Ukegi (Fic iç...
61.3K 733 10
Edebiyat öğretmeni Mahir Soysal'ın tayini Dersaadet Lisesi'ne çıkmıştır. İstanbul'un kenar mahallerinden biri olan Dersaadet, kinin, öfkenin, şiddeti...
224K 14.5K 24
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...