Heart By Heart || Z.M

By demetrialeyna

109K 5.9K 3.4K

"Seninle ben, tutsak olan her şeye bağışlanan özgürlük gibiyiz Marie" © Tüm Hakları Saklıdır. | ©All Righ... More

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
13
14
15
16
17
18
19
20
KARAKTER TANITIMLARI
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
FİNAL
Ek Final (Mutsuz Son)
Özel Bölüm
Özel bölüm 2
Özel Bölüm 3

12

2.4K 115 58
By demetrialeyna

Multimedia'da çiftlerimizin kıyafetleri ve dinleyeceğiniz şarkı olan, One Direction - No Control bulunuyor. İyi okumalar!

"Ne?" Dedi şaşkınlıkla. Makine durduğunda görevli gelip demirleri ve kemerlerimizi açtı. İnip Zayn'in elinden tuttum. Merdivenlerden indik. Lunaparkın ortasına geçip iki elinide tuttum. Gözlerine baktım. "Sana güveniyorum, seni seviyorum. Seni asla bırakmayacağıma da söz veriyorum. Artık çıkma teklifi edebilirsin" Sözlerimi sindirdikten sonra güldü benim gibi.

"Çıkma teklifi ne Marie? Lisede miyiz?" Gözlerimi devirdim. "O teklifi duyacağım Zayn" Dedim keskin bir şekilde. Dudaklarını birbirine bastırıp araladı. "Pekâlâ, sevgilim olur musun Russell?" Suratıma yaramaz bir gülüş yerleşti. "Bilmiyorum" Diyerek sağa sola dönmeye başladım. Ellerimizi ayırıp yan taraflarından sarkıttı ve başını kaldırıp gökyüzüne baktı. "Tanrım, günahım ne?" Kahkaha atıp beline sarıldım. "Sevgilin olurum Malik" Kıkırdayarak kollarını etrafıma doladı ve lunaparktan çıkmak için yürümeye başladık. Hava kararıyordu. Lunaparktan çıkıp arabamın yanına gittik. Sırtımı kapıya yasladım. Tek elini, arabaya koyup diğer eliyle saçlarımı okşamaya başladı.

"Bize mi gelsen?" Dedi gözlerini kısarak. Gülerek başımı salladım. "Saçmalama Zayn! Trisha hala bilmiyor" Vermek istediğim mesajı almış olacak ki, kaşları yukarı kalktı. "Daria teyze biliyor deme bana" Dedi şaşkınlıkla. Gülmeye başladığımda bağırdı. "Siktir! Kahretsin! Ben nasıl bakacağım yüzüne?" Gülmekten karnım ağrımaya başlamıştı. Öne doğru eğilip ellerimi karnıma bastırdım.

"Marie bir cevap ver" Doğrulup gözlerine baktım. "Zayn, sadece çıkıyoruz. Gerçi çıktığımızı henüz bilmiyor. Sadece görüştüğümüzü biliyor ve bir şey demedi. Telaş yapmana gerek yok" Derin bir nefes alıp verdi. "Pekâlâ, o zaman sen git eve söyle çıktığımızı bende anneme söylerim" Kalbim, söylediği sözlerle hızlanmıştı.

"Trisha'ya mı söyleyeceksin?" Dedikten sonra alt dudağımı ısırdım. Gülerek, baş parmağıyla dudağımı kurtardı. "Başka bir annem yok bildiğim kadarıyla" Dedi alayla. Karnından ittirdim. "Geri zekâlı" Diyerek arabanın etrafını dolanıyordum ki, parmakları koluma dolanıp bedenimi kendisine çekti. Gözlerine baktım. "Öpücük nerede?" Dedi bilmiş bir tavırla. Gülerek parmak uçlarımda yükseldim. Dudaklarımızın arasında santimler kalmıştı ve nefesini, dudağımda hissediyordum. Yaramaz bir şekilde gülüp yanağından öptüm. Omuzları düştü.

"Cidden mi?" Dil çıkartıp arabama bindim. Geri çıkıp el sallayarak ana yola girdim. Biz çıkıyorduk.. Biz! Zayn ve ben!

Arabamdan inip eve doğru yürüdüm. Kapıyı açıp içeri girdiğimde annem, babam, abim ve Gab salonda oturuyorlardı. Çantamı vestiyere bırakıp yanlarına gittim. Ne konuşulacağını bildiğim için gerilmiştim.

"Hoş geldin kızım" Dedi annem şefkat dolu bir sesle. Başımı eğdim. "Hoş buldum" Dedim ardından. Abim yanıma gelip beni kolları arasına aldı. "Sana bir daha zarar veremeyecek Marie, söz veriyorum. Bu bir daha asla tekrarlanmayacak" Dedi ardından. Şu an hayatımda sadece üç kişinin kolları arasında güvende hissediyorum. Önceden bu sayı ikiyken, şu anda üç. Babam, abim ve Zayn.

"Nasıl olacak abi? Kurtulabilir miyiz?" Dedim titreyen sesimle. Babam derin bir nefes alıp öne doğru eğildi. Kollarını dizlerine yaslayıp parmaklarını birbirine geçirdi. "Ailesi ile konuştum. Düzeldiğini söylüyorlar" Başımı salladım. "Baba bana çiçek yollamış birde buluşmak istemiş" "Belki özür dileyecektir?" Dedi annem gülümseyerek.

"Daria teyze, Calep'ten bahsediyoruz şurada. Zayn'den değil" Diye homurdanan Gab'e bakıp güldüm. Babam boğazını temizledi. "Kızım istersen git görüş, istemiyorsan gitme. Sorun yok. Sana yaklaşamaz" "Tamam baba" Dedikten sonra abimi öpüp ayağa kalktım. "Hadi gel Gab" Dedim yukarı çıkarken. Ona anlatmam gereken bir sevgilim vardı.

Çantamı vestiyerden alıp yukarı çıktım. Gab'de peşimden geldi, odama girdik. Kapıyı kapattığım gibi 32 dişimi göstererek sırıtmaya başlamıştım. Çantamı kenara bırakıp mutlulukla zıplamaya başladım. Gab yatağıma oturmuş şaşkınca bana bakıyordu. "Marie? İyi misin?" Gülerek ona sarıldım fakat biraz hızlı sarıldığım için yatağa düşmüştük. "Ah tanrım! Kalk üstümden!" Kahkaha atarak yana dönüp, sırt üstü uzandım ve sesli bir çekilde iç çektim. Gab kalkıp bağdaş kurmuştu.

"Anlatacak mısın?" Gülerek başımı salladım ve hızla doğrulup onun karşısına oturdum. "Bugün lunaparka gittik ya hani?" "Evet" Dedi merakla. "Çıkıyoruz! Sevgiliyiz!" Dedim kollarımı yukarı kaldırarak. "Ne? Ben demiştim! Zarie çok güzel olacak demiştim!" Dedi oda benim gibi ayağa kalkarken. Çantamdan telefonumu alıp bir müzik açtım ve tekrar yatağın üzerine çıkıp dans etmeye başladım. Gab'de benimle birlikte deli gibi dans ediyordu. Dışarıdan görenler iki geyik boynuzlarına takılmış, gıdıklanıyorlar diyebilirdi aslında.

Şarkı bittiğinde nefes nefese yatağa yığılmıştık. Dizimi dürttü, ben bir sonraki müziği durdururken. Başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Zayn'i ara, yarın pazar şirkete gitmeyeceksiniz zaten. Buluşalım, bir şeyler yapalım" Başımı sallayıp rehbere girdim. "Marie" Dedi çekimser bir ifadeyle. Başımı kaldırmadım. "Efendim Gab?" "Şey, Zayn'e söylesen de Liam'ı da çağırsa, olur mu?" Hınzır bir şekilde gülerek başımı kaldırdım. "Niye ki?" Derken bunu sormaktan zevk aldığım apaçık ortadaydı.

"Öyle bakma bana! Hoş çocuk" Gülerek telefona geri döndüm. U harfine gelip üzerine tıkladım. İkinci çalışta açıldı.

"Efendim güzelim" Gülerek cevapladım. "Zayn, yarın buluşalım mı?" "Olur" Dedi direk. Gab'e bakarak sırıttım. "Gab'de gelecek, sende Liam'ı getirsene. Hem ona teşekkür borçluyum" "Çağırırım da ne iş?" Gab ayağa kalkıp dolabıma ilerledi. Bende yataktan inip balkona çıktım.

"Bilemiyorum, yarın öğreneceğiz" Dedim gülerek. Kıkırdaması kulağıma doldu. "Sevgilim çöp çatanlığa mı el attın?"

Sevgilim. Bir kelime nasıl olurda insana huzur verirdi?

"Evet sevgilim, çöp çatanlık mesleği daha makul geldi" Güldü. "Seni özledim" Dedi ardından. Elimi balkon duvarının korkuluğuna koydum. "Daha bir saat olmadı Malik" Omuzlarını silktiğini tahmin ediyorum..

"Olsun, özledim ne var?" Güldüm. "Yarın birlikteyiz" "Evet birlikteyiz" Dedi oldukça tutkulu bir ses tonuyla. Daha sonra vedalaştık. İçeri geçip bende Gab gibi pijamalarımı giyindim. Aşağı inip mutfaktan bir kavanoz turşu alıp tekrar odama çıktım. Kapağını açıp yatağa oturdum. Gab'de yanıma oturduğunda turşuya gömülmüştük.

"Zayn'i ne kadar seviyorsun?" Dedi ağzında turşu varken. Dudaklarımı yalayıp ekşi tadı giderdim. "Ne kadar olduğunu ölçemem ama yanındayken güvende hissediyorum, kokusu içimdeki sevgiyi arttırıyor ve ona bakarken dünyada gördüğüm en güzel şeye bakıyor gibiyim" "Belli oluyor zaten, ikinizinde gözleri parlıyor birbirinize bakarken" Gülümsedim.

"Ee anlat bakalım Liam ne alaka?" Dedim ona dönerken. Sırtını başlığa yaslayıp elindeki turşudan ısırdı. "Doğum gününde gitmiştik ya" Başımı salladım. "Dans ederken çok eğlendim. Çok konuşkan ve komik" "Yani senin en sevdiğin erkek tarzı?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. Başını salladı. "Aramızda bir şey olmasa bile, onunla arkadaş olmayı isterim" Başımı yavaşça sallayıp turşu aldım.

*Ertesi Sabah*

"Senin araban varken, neden onları bekliyoruz?" Gab'e dönüp baktım. Omuzlarımı silktim. "Bilmem" Dedim ardından. Evden çıkmadan önce, Zayn ile konuşmuştum ve onları beklememiz gerektiğini söylemişti. Şimdi ise evin önünde onları bekliyorduk. Eteğimin tül yeri uçuşurken oflayarak tülü bacaklarıma sardım.

"Yalnız varya" Ona döndüm. Gülerek beni süzdü. "Taş gibi oldun" Bende güldüm onun bu sözlerine. Siyah mat araba sokağın başında gözüktüğünde oturduğumuz banktan kalkıp yola çıktık. Zayn arabadan inip yanıma geldi. Gab, Liam'ın yanına gitmişti. Ellerini belime koyup beni kendisine çekti. Kıkırdayarak kollarımı boynuna sardım ve sarıldım. "Günaydın sevgilim" Dedi garip fakat etkileyici aksanıyla. "Günaydın hayatım" Dedim bende onu taklit ederek. Ellerimden tutup bir iki adım geriledi. Vücudumu süzerken dudağının kenarı kıvrılmıştı. Bende onu süzdüm. Siyah pantolon, siyah uzun kollu üzerinde baskıları olan bir kazak giyinmişti. Altına da siyah botlarını geçirmişti.

"Çok şanslı adamım ben" Dedi ardından. Güldüm. "Çocuklar! Âşk gösteriniz bitmemiş anlaşılan ama ben acıktım!" Zayn'in arkasındaki Liam'a baktım. Bana gülümsedikten sonra Zayn'e döndü. "Hadi abi!" Zayn oflayarak bana döndüğünde gülüp yanağına öpücük kondurdum ve Gab'in yanına geçtim. Zayn, sürücü koltuğuna ve Liam'da yanına oturdu. Kapılar kapandı.

"Sevgilimi yanımda istiyorum arkaya geç babacık!" Zayn'in sözlerine karşılık Gab ile kıkırdamıştık. "Görmemişin sevgilisi olmu-" "Şhh arkaya!" Zayn ve Liam'ın atışmalarının ardından ben öne, Liam arkaya geçmişti. Parmaklarımızı kenetleyip, vitesin üzerine getirdi. Elimi ters çevirip dış tarafını vitesin üzerine yasladı ve elimin hemen üzerindeki eliyle onu kontrol etti. Diğer elimi uzatıp radyoyu açtım. Katy Perry'nin Part Of Me şarkısı çalıyordu. Sesi yükseltip eşlik etmeye başladım.

Zayn arada bana bakıp gülüyordu. Arka taraftan Liam kafasını uzattı ve oda söylemeye başladı. Birlikte söylerken, sesini inceltiyor ve detone oluyordu. Bunu bilerek yapıyordu, normalde sesi çok güzeldi aslında. Gab ve Zayn bu halimize gülüyordu. "Senide mi bizim gruba alsak?" Dedi Liam şarkı bitişinde.

Başımı iki yana salladım. "Mesleğimden memnunum" Dedim gülerek. Zayn'in telefonunun zil sesi arabayı doldurdu. Bana döndü. "Alsana cebimden" Dediğini yapıp cebinden telefonunu çıkarttım. "Annen arıyor" Dedim çekimser bir ifadeyle. Güldü. "Aç konuş" Gözlerimi büyülttüm. "Saçmalama Zayn!" Telefon hala çalıyordu. "Marie aç şunu" Oflayarak ekrandaki yeşil yeri kaydırıp telefonu kulağıma dayadım.

"Oğlum neredesin sen? Sabah erkenden çıkmışsın! Kahvaltı yapacaktık!" Dudaklarımı birbirine bastırdıktan sonra konuştum. "Trisha, ben Marie. Benimle birlikte Zayn. Biz dün akşam konuşmuştuk buluşacağız diye ama haber vermemiş anlaşılan" Son cümlemde Zayn'in koluna vurmuştum. Pis pis sırıtmaya devam etti. Azar yiyeceğini bildiği için, bana açtırmıştı telefonu lanet olası.

"Ah, Marie. Kusura bakma tatlım. Zayn sandım" "Sorun değil kızmakta haklısın bence azar kısmını akşama sakla, hak etmiş" Zayn gözlerini büyülterek bana döndüğünde gülüp dil çıkarttım. "Bende öyle planlıyordum zaten. Kapatmalıyım tatlım, görüşürüz. Dikkat edin kendinize" "Tamam Trisha, görüşürüz. Sende kendine dikkat et" Dedikten sonra aramayı sonlandırıp telefonunda gezintiye çıktım.

"Marie, yarın sabah bir sevgilin olmayacak biliyorsun değil mi? Mezarıma gelirsin artık" Liam, ben ve Gab onun sözlerine güldük. Galerisine girip fotoğraflarını kurcaladım. Çok az fotoğrafı vardı fakat hepsi oldukça iyiydi. Beğendiklerimi kendime attım. Snapchat'ine girip fotoğrafımı çektim ve hikayesine attım.

"Bende istiyorum!" Diyerek başını arkadan uzatan Gab'e güldüm ve yine bir fotoğraf çekinip yolladım. Liam ve Zayn futbol konusuna dalmışlardı. Oflayarak telefonunu kurcalamaya devam ettim. Whatsapp uygulamasına girip mesajlarını okumaya başladım. İki kız vardı. Biri ben, biri Elisa. Beni 'küçük hanım' olarak kayıt etmişti fakat yanına koyduğu kalp emojisi sinirimi azaltmış, yok etmişti. Lanet olası herife, trip atma konusu bulamıyordum.

Sinsi bir şekilde gülerek çocuklarla olan konuşmasına girdim fakat telefon elimden kayıp gitmişti. "Psikolojin bozulur hayatım" Derken gülerek telefonu diğer cebine soktu. Suratımı buruşturdum. "İğrençsiniz" Bir süre sonra bir restorantın önünde durduk. Zayn arabayı park ederken, Liam ve Gab içeri geçmişti. Bende restorantın önünde onu bekliyordum. Yanıma gelip elimi tuttu ve içeri girdik. Köşedeki masaya geçmişlerdi. Bizde karşılarına oturduk. Kahvaltı yapacağımızı ve masayı donatmalarını söyleyen sevgilime baktım. Konuşurken, ıslattığı dudakları aşırı etkileyiciydi ve onu öpme isteğim yükseliyordu.

Telefonumun zil sesini duyunca, çantamdan çıkartıp ekrana baktım. Zayn'de ekranıma bakıyordu. Elisa'nın aramasını cevapladım. "Siz! Sizi öldüreceğim! Beni unutmak ne demek? Sizi ben ayarladım!" Diye cırladı telefonu açtığım gibi. Sanki karşımdaymış ve beni azarlıyormuş gibi gözlerim büyümüş, suçluluk duygum yükselmişti.

"Özür dilerim" Dedim kısık bir sesle. Zayn bu halime gülüp telefonu elimden aldığında rahatlama hissi tüm hücrelerime yayılmıştı. Gab ve Liam bana gülmeye başladılar. "Ne var unuttuysak? Her dakika yanımızda mı gezdireceğiz seni Elisha?" Kaşlarımı çatıp Zayn'e baktım. Elisa değil miydi bu kızın ismi? Liam açıklama yaptı.

"Aslında ismi Elisha fakat Elisa denilmesini daha çok seviyor. Zayn'in asıl ismide Zain fakat oda Zayn denilmesini seviyor" kaşlarımı kaldırıp indirdim ve başımı salladım anladığımı belli edercesine. Zayn, Elisha ile tatlı bir atışma yaşadıktan sonra kendimizi affettireceğimizi söyleyip telefonu kapattı ve benim yaptığım gibi telefonumu karıştırmaya başladı. Bu sırada yemekler gelmiş, masa donatılmıştı.

"Uzaydaki ego yığını ne güzelim?" İçtiğim çay boğazıma kaçmış, öksürük tutmuştu. Oldukça sert bir şekilde iki kez sırtıma vurdu. "Dikkat et, öleceksin" Dedi sinirle. Çayı masaya bırakıp dudaklarımı peçeteyle kuruladım ve ona döndüm. "İlk numaranı kayıt ettiğimde, sinirliydim ve öyle yazdım" Gülerek telefonu elime verdi. "Şimdi sinirli olmadığını var sayıyorum, değiştir bakalım" İsminin üzerine tıklayıp ayarlara girdim. Ne yapacağım diye düşünürken, Zayn fikirlerini sıralamaya başlamıştı.

"Ultra yakışıklı sevgilim yapabilirsin, çok etkilendiğim manitam da olur yada dur şöyle yaz, yakışıklı, etkileyici ve yunan tanrıları gibi olan sevgilim. Evet, kesinlikle bu" Gözlerimi devirip parmaklarımı klavyede gezdirdim. Vanilya'm yazıp yanına onun yaptığı gibi kalp emojisi koydum. "Pekâlâ, buda olur" Deyip yemeğine geri döndü. Telefonumu çantama atıp bende yemeğe geri döndüm.

Kahvaltı yaptıktan sonra, çocukların şarkı söylediği kafeye gittik. Bizi karşılayan, iri yapılı adama baktım. "Hoş geldiniz çocuklar" Dedi Liam ve Zayn'e sarılırken. Bize dönüp gülümsedi. "Sizde hoş geldiniz bayanlar" Deyip elimizi sıktı. "Ben Paul, kafe sahibiyim" Diyerek kendisini tanıttı. "Memnun oldum, ben Gab buda arkadaşım ve aynı zamanda Zayn'in sevgilisi Marie" Diyerek hem kendisini hem beni tanıtmış oldu Gab.

"Oh, Zayn anlatmamıştı" Gülümsedim. "Zamanı olmamıştır" Kolunu omzuma atıp beni kendisine çektikten sonra "Herkesle paylaşmıyorum sevgilimi, sır gibi. Sadece benim" dedi gülerken. Bende gülüp onunla birlikte içeri yürümeye başladım. Louis, Niall ve Harry yanımıza gelip bize sarıldılar. Masaya geçip oturduk.

"Hayırlı olsun yenge" Diyen Harry'e döndü bakışlarım. Kaşlarımı çatıp suratımı buruşturdum. "Yenge deme Harry" Başını iki yana salladı. "Dünya ahiret yengemsin" Gözlerimi devirip Gab'e baktım. Liam'la konuşuyor, bir şeyler anlatıyordu heyecanla. Liam'da aynı onun gibi heyecanla dinliyor, arada gülüyor, arada lafın arasında bir şeyler söyleyip Gab'i güldürüyordu.

"Mutluyuz" Diye fısıldadı kulağıma. Başımı sallayıp onayladım. 

"Mutluyuz" Dedim ardından parlayan gözlerine bakarak.

Sabahtan beri silip silip yayınlıyorum bildirim gelmiyor çıldırmak üzereyim ya umarım şimdi olur.

Yorum yapmayı unutmayın!

Continue Reading

You'll Also Like

239K 22.3K 27
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
1.8K 58 11
He is my safe place. I'm just dreaming about him, nothing more...
1K 190 4
Bedenim, beni kendimle baş başa bıraktığın Gülhane Parkı'nın ağaçları arasında hala. Bir hava dolup taştı ciğerlerime, içime dolduracağım nefesim; te...
343K 31.8K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...