46

1.2K 84 23
                                    

Multimedia'da dinleyeceğiniz şarkı olan Katy Perry - Legendary Lovers bulunuyor. İyi okumalar!

Dışarıdan gelen korna sesini duyunca, oturduğum koltuktan kalkıp valizimi elime aldım. Salondan çıkıp dış kapıya ilerledim ve siyah hırkamı üzerime geçirdim. Valizimin çekme kısmını daha sıkı kavrayıp çantamı diğer koluma astım. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Zayn, arabada beni bekliyordu. Valizi dışarı çıkartıp kapıyı çektim. Anahtarla kapıyı kilitleyip, alarmı aktif hale getirdim. 3 günlüğüne Los Angeles'a gidiyorduk çünkü Ellen'ın programına katılacaktık. Bir önceki programında Londra'da oldukları için bizim açımızdan zor olmamıştı ama şimdi kilometrelerce uzağa gidecektik.

Zayn arabadan inip yanıma geldi. Valizimi alıp arabasının bagajına attı. Arabaya binip çantamdan dinlendirici gözlüklerimi çıkartıp taktım. İlkbahar kreasyonuna fazlasıyla çalıştığım için gözlerim ağrımaya başlamıştı. Zayn, sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdı. Elimi tutup vitesin üzerine getirdi ve yola çıktık. "Heyecanlı mısın?" dedi arabayı sürerken. "Evet" dedim nefesimi verirken. Bu ikinci deneyimim olacaktı ama yinede heyecan yapıyordum.

"O zaman sana bir kahve alalım" derken, direksiyonu çevirmişti. Gülerek geldiğimiz yere baktım. Starbucks'ın araba servisi yaptıkları kısıma girdi. Camı açıp karşısındaki kadına baktı. "Aman Tanrım!" dedi karşımızdaki kadın. Gülerek dudağımı ısırdım. "Zarie!" diye bir çığlık attığında, çalışanlar cama toplanmıştı. "Hey! Evet biziz!" dedi Zayn gülerek. O bu duruma çoktan alışmıştı ama ben hala garipsiyordum.

"Kardeşim size bayılıyor" dedi genç çocuk. Zayn gülerek bana döndü. "Bende bize bayılıyorum" gülerek başımı omzuna yasladım. Utanmıştım ve o bunu bilerek yapmıştı! "Aww" sesleri yükseldi. Başımı kaldırıp saçımı düzelttim. "Biz iki tane filtre kahve alabiliriz değil mi?" dedim çekingen bir ifadeyle. Öyle bakıyorlardı ki, sonsuza dek burada dursak nefessiz bizi izleyebilecek kapasiteye sahiplerdi sanki. "Tabiki ben hemen hazırlıyorum!" dedi camı açan kadın. Diğer çalışanlarla birkaç fotoğraf çekindik.

"Buyurun" diyerek camdan kağıt poşeti uzattı. Zayn poşeti alıp bana verdi ve o ödemeyi yaparken, kahveleri çıkarttım. Arabayı sürmeye başladı. Onun kahvesini vitesin gerisindeki bardak yerine bırakıp elini tuttum ve bu sefer ben ellerimizi vitesin üzerine getirdim. Kahvelerimizden yayılan o güzel koku ve Zayn'in vanilya kokusu beni kendimden geçirmeye yetmişti. Kahvelerimiz bittiğinde, hava alanına geldik.

Arabadan indiğimiz anda başımıza magazin ordusu doluşmuştu. Zayn valizleri alıp görevli kişilere verdi. Elimden tutup ilerlemeye başladı. Bende peşinden giderken, magazincilerin soruları kesilmiyordu.

"Bay Malik, nereye gidiyorsunuz?"

"Bayan Russell, iş gezisi mi?"

Oflayarak elimi kaldırdım ve gözümün önüne getirdim. Patlayan flaşlar nedeniyle önümü göremez olmuştum ve bu yeterince sinir bozucu bir şeyken, aptal sorularıyla daha çok sinir ediyorlardı ikimizi de. İlişkimizin bu kadar göz önünde olması cidden planladığımız bir şey değildi. O kadar çok beğeni ve nefret alıyorduk ki, insan istese yapamazdı bunu.

 O kadar çok beğeni ve nefret alıyorduk ki, insan istese yapamazdı bunu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Heart By Heart || Z.MWhere stories live. Discover now