45

1.3K 81 25
                                    

Multimedia'da çiftimizin kıyafetleri ve dinleyeceğiniz şarkı olan, Bruno Mars - Lazy Song bulunuyor. İyi okumalar!

*Ertesi Sabah*

"Günaydın Marie, bugünkü toplantıların neredeyse gününün tamamını kaplıyor" ofladım. Toplantılar fazlasıyla birikmişti ve bu beni geriyordu. "Tamam, Almanlar ile anlaşmayı bugün yapacağız değil mi?" Dedim odama doğru ilerlerken. Elindeki dosyaya göz gezdirdi Lillia. "Evet bugün saat 4'de geliyorlar" başımı salladım.

"Kahvemi getirirsin" deyip odama girdim. "Tamamdır" dedi kapıyı kapatırken. Kapıyı kapattığım anda, belime kollarını dolayıp boynumdan öptü. Gülümsedim. "Gevşe biraz" dedi en etkileyici tonuyla. Vanilya kokusu ciğerlerime ulaştı ve ben ister istemez gevşedim. Kolları arasında ona döndüm. Başımı omzuna yaslayıp bir süre öylece durdum.

"Hey hey kendine gel! Benim kızım nerede?" Omuzlarımdan tutup doğrulmama neden oldu. Sorduğu soru, ister istemez gülmeme neden olmuştu. "Bilmiyorum" dedim omuzlarımı silkerek. "Hemen geri geliyor ve bugünkü toplantılardan her zamanki gibi başarıyla çıkıyor" Başını hafif öne eğip gözlerime onay istercesine baktı. Kocaman güldüm.

"Anlaştık Malik" oda güldü. "Şimdi hazırlanmam lazım" kolları arasından çıkıp masama ilerledim. Bugün cidden önemli toplantılara katılacağım ve sözü geçen tek kişi ben olacağım. İlkbahar kreasyonu için önceden çalıştığımız firmalarla değil, yenileriyle çalışacağız ve adamları etkilemem gerekiyor. Eski firmalarımız masraflar konusunda sıkıntı çıkarttığı için abim yeni firmalarla konuşup görüşmüş, benimle bir toplantı ayarlamıştı. Kreasyon henüz tam bile değildi!

Dosyalara yeniden göz gezdirirken bir yandanda Lillia'nın getirdiği kahveyi yudumluyordum. Fazlasıyla heyecanlıydım çünkü uzun bir aradan sonra böyle toplantılara katılacaktım. Saate baktım. İlk toplantının saati gelmişti. Gerekli dosyayı elime alıp ayağa kalktım. Zayn'in başı bana döndü. "Sakin ol, en iyisini yapacağından eminim" dedi gülümseyerek. Yanına ilerleyip hafif eğildim. Elimi yanağına yerleştirip dudaklarından ufak bir öpücük çaldım. Karşılık vereceği sırada hızla geri çekildim.

"Cezayı bozdun!" dedi gülerek. Alayla güldüm. "Ben dedim ki, sen beni öpemezsin. Kendime ceza verecek değilim!" arkamı döndüm. "Ama bu haksızlık!" dediğini duyduğumda, güldüm. Odadan çıkıp asansöre bindim. "Merhaba Marie" başımı çevirip Karl'a baktım. "Merhaba" dedim çekingen bir ifadeyle. Zayn ile birlikte olduğumu biliyordu ve ben bu konuda çekiniyordum. "Toplantıya sanırım?" dedi ben düğmeye basarken. Başımı salladım. "İyi şanslar" dedi ve inmesi gereken katta indi. Derin bir nefes alıp verdim. Bir üst kattada ben indim.

Lillia hemen yanımda bitmişti. Topuklu ayakkabımın çıkarttığı ses ilk defa beni geriyordu. Mavi elbisemin eteğini çekiştirip düzelttim. Toplantı odasına girip baş köşedeki yerimi aldım. "Gelmişler" dedi Lillia benden sonra girerken. Ayağa kalktım. Birkaç saniye sonra içeri klasik takım elbiseli adamlar girmişti. Gülümseyerek hepsiyle el sıkıştım.

"Hoş geldiniz" dedim yerlerimize geçerken. Lillia hemen yanımda ayakta dikiliyordu. "Hoş bulduk Bayan Russell" dedi çaprazımda oturan adam. Yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Malik & Russell holdingin onlarla çalışmak istemesi, mutlu olmasını sağlamıştı sanırım. Bana yetecek olan nefesi alıp verdim ve söze girdim.

***

"Başardım!" dedim odaya girerken. Zayn gülerek masasından kalktı. "Biliyordum başaracağını" Kollarımı açıp boynuna doladım. Gülerek beni etrafında döndürdüğünde, elimdeki dosyayı kaldırıp havada salladım ve kahkaha attım. Beni yere indirdi ama kolları hala belimdeydi. Nefes alıp verdim rahatladığımı belli edercesine. Her toplantıdaki firma, bizimle çalışmaktan memnun olacağını belirtmişti. Özellikle de Almanlar...

Heart By Heart || Z.MWhere stories live. Discover now