Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)

By eesmerr12389

62.8K 3.7K 445

Didem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal... More

♥Kalp Kırıkları♥
-1. BÖLÜM-
-2.BÖLÜM-
-3.BÖLÜM-
-4.BÖLÜM-
-5.BÖLÜM-
-6.BÖLÜM-
-7.BÖLÜM-
-8.BÖLÜM-
-9.BÖLÜM-
-11.BÖLÜM-
GERİ GELDİM :))
-12.BÖLÜM-
-13.BÖLÜM-
-14.BÖLÜM-
ANKET
-15.BÖLÜM-
-16.BÖLÜM-
-17.BÖLÜM-
-18.BÖLÜM-
-19.BÖLÜM-
-20. BÖLÜM-
-21.BÖLÜM-
Kesit
-22.BÖLÜM-
-23.BÖLÜM-
-24.BÖLÜM-
-25.BÖLÜM-
-26.BÖLÜM-
-27.BÖLÜM-
-28.BÖLÜM-
-29.BÖLÜM-
-30.BÖLÜM-
-31.BÖLÜM-
-32.BÖLÜM-
-33.BÖLÜM-
-34.BÖLÜM-
-35.BÖLÜM-
-36.BÖLÜM-
-37.BÖLÜM-
-38.BÖLÜM-
-39.BÖLÜM-
-40.BÖLÜM-
-41.BÖLÜM-
-42.BÖLÜM-
-43.BÖLÜM-
-44.BÖLÜM-
-45.BÖLÜM-
FACEBOOK GRUBU
-46.BÖLÜM-
-47.BÖLÜM-
-48.BÖLÜM-
-49.BÖLÜM-
-FİNAL-
-YENİ FİKİR-
Özel Bölüm

-10.BÖLÜM-

1.2K 87 3
By eesmerr12389

Gözlerimi yavaşça araladım. Oldukça yorgun olduğumu hissediyordum. Hala kalbimin tekledigini hissediyorum. Burnuma gelen iğrenç kokuyla hastanede olduğumu anladım. Göz kapaklarım o kadar ağır geliyor ki. Açılmamak için savaş veriyorlar, tıpkı çanakkale savaşını kazanmak için uğraşan askerler gibi.

Güçlükle gözlerimi açtım ve etrafıma bakınmaya başladım. Kolumda serum vardı. Oda da hiç kimse yoktu.

En son...

Evde nefes alamıyordum. Daha sonrasına dair hiç bir şey hatırlamıyorum.

Basımı yeniden yastığa koydum. Gerçekten canım acıyordu. Kalbim sanki yeniden öyle atacakmış gibi korkuyorum.

Kapı açıldığında yavaş hareketlerle basımı kapıya çevirdim. Meryem sultan ve Miraç gelmişti. İkisinin de gözleri kızarmıştı. Ağlamış mıydı?

"Kuzum" diyerek yanimdaki sandalyeye oturdu Meryem sultan. "İyisin dimi yavrum" saçlarımı oksuyordu. Basımı salladım. Sesimi bulmakta güçlük cekiyorum.

"Kardeşim, degerlim benim" diyerek saçlarımı öptü Miraç. Buruk bir şekilde gulumsedi "ödüm koptu lan birşey olacak diye" bende gulumsemeye çalıştım.

Kasığımda bir acı hissediyordum. Neydi bunun sebebi?

Daha sonra Bulut, Cenk ve Mert girdi odaya. Mert! Beni orospu yerine koyan Mert!
Yüzü gözü dağılmış haldeydi. Kim bu hale sokmuştu acaba onu? Kim olduğunu bilseydim, tesekkur etmeyi sevmesem bile tesekkur ederdim. O derece iyi gelmişti.

"Güzelim iyisin değil mi?" diye sordu Cenk. Basımı salladım yine. "Birşey olmaz benim cadıma" diyerek göz kırptı Bulut. Tebessüm ettim.

"Didem" diye fısıldadı Mert. "Ben senden ozur dilerim" dediginde cevap vermedim. Ozur dilemekle hiç bisey olmuyordu ki. Beni tanımayan Alper bile o gün benim yanımdayken Mert karşıma geçmişti. Bunu ondan asla beklemezdim.

Ben birşey edemeyince bir sure beklemiş, sonra da dışarı çıkmışlardı. Doktor sırayla girmelerine izin vermiş.

Alper neredeydi acaba? Üzülmüş müydü benim halime? Ben ona birşey olsa ne yapardım ki? Onu da görmek istiyordum. Gelir mıydı acaba odama? Acaba hastanede miydi?

Kafamda deli sorular.

Bir sure sonra kapı açıldı ve içeriye Alper girdi. Allah'tan başka birşey istesen olacakmış diyen iç sesime bu sefer hak verdim. Onu görmek istiyordum ve o şuan karsimdaydi. Ciddi halinden taviz vermeden yanıma geldi. Sandalyeye oturdu. Beni izliyordu. Bakışlarımı ne kadar ondan cekmek istesem de çekemiyordum. Özlemiş miydim onu?

Giydiği beyaz tişört biraz kırışmıştı. Ama yine o iyi gözüküyordu. Saçları karışmıştı. Yorgun gibi gözüküyordu.

Ne saçmaladım be!

"Kasıkların ağrıyor mu?" diye fısıldadı. Neden fısıldayarak konuşuyordu?

Utancla basımı salladım. Nedenini öğrenmek istiyordum. "Şimdi doktorunla görüştüm. Bu normalmiş" Ne normalmiş arkadaş?! Doğum mu yaptım ben!

"N-neden" diye sordum, sonunda bulduğum sesimle.

"Kalbinde bir sorun vardı ve ameliyatla bunu halletmeye çalıştılar. Sanırım kasığından bir telle giriş yapmışlar."

Ha?!

Birşey anlamasam da basımı salladım. Zaten yorgundum, konuşacak halim bile yoktu. "Didem" diyerek yanağımı öptü. Daha sonra boynuma bir öpücük konurdu. " herşeyi kabul ediyorum" dedi gözlerimin içine bakarak "evlenecegim"

Başını boynuma gömdü ve bana sıkıca sarıldı.

Bir an nefessiz kaldım. Yeni kalp tedavisi görmüşken ne diye beni böyle sarmalıyorsun be adam?

Nefessiz kaldığı mı anlamış olmalı ki benden ayrıldı. Sonra yeniden başını boynuma gömdü ve bana sarıldı. Bende ona sarıldım. O bana huzur veriyordu.

"Öhöm" diyerek bizi ayıran doktoru gorunce şok oldum. "Pardon bölüyorum ama" diyerek yanımıza geldiğinde bakışlarımı doktordan başka her yere gezdiriyordum. Alper ise sırtımaktan başka bir halt yemiyordu. Rezil olmuştuk ya!!

**
Hastaneden taburcu olduğumuz günün üzerinden  yedi gün gecmisti. Alper bana o kadar iyi davranmıştı ki bu zaman zarfında. Gerçekten şaşkındım. Bana neden bu kadar iyi davranıyordu bilmiyorum. Ama bu bana çok iyi geliyordu. Meryem sultan, Cenk, Miraç ve Bulut un üzerinde bir de Alper eklenmişti. Yıllar sonra hayatıma yeni biri olarak girmişti hayatıma.

"Didem! Kalk lan geç kaldık" diyerek Üzerimdeki örtüyü çekip alan Alpere baygın bakışlarımı gönderirdim. Nereye geç kalmıştık?

"Nereye ya" diye mızmızlandım ve yatakta oturur bir pozisyon aldım. "Holdinge gitcez demedim mi? Hanı dün bana herkese holdingin yarısı senin olduğunu duyurmamı istedin ya" diyerek alay ettiğinde hızla yataktan kalktım ve banyoya koştum.

Üzerime siyah spor tarzı bir elbise giydim ve köyü bir göz makyajı yaptım. Dışarıdan ayı gibi bağıran Alper hiçte umrumda değildi. Saçlarımı da düzleştirdim ve hazır olduğumu dusunerek odadan çıktım.

Salona geldiğimde Alper beni dikkatle süzdü. Başını yana yatırdı "bu kadar kısa neden giydin?" diye mırıldandı.

Kaşlarımı çattım "sana ne be" diye karşılık verdigimde gözlerini kısıp güldü "artık karımsın unutma" dediginde gözlerimi devirdim. "Ha ha ha çok komik. " diyerek yapmacık bir şekilde güldüm "kâğıt üzerinde bir evlilik unutma." diyerek salondan çıktım.

Evlenmiştik. Kimsenin haberi olmadan sadece bir nikah kıymıştık. Böylesi zaten doğru olandı. En önemli şey ise şirkette kimse bizim evli olduğumuzu bilmeyecekti. Bunu ben istemiştim. Ne gerek vardı zaten.

Holdingin kapısından girince bir an duraksadım. Çok büyük bir yerdi. Tıpkı televizyondaki holdingler gibi.

Etrafıma bakındım dikkatlice. Burası...

Bu holdingin yarısı benimdi!.. Benim!

Öylece durduğumu fark edince hemen Alperin arkasından ilerlemeye başladım. Hayır abi bu elbisenin içinde de rahat edemiyorum ki. Nerde benim pantolonum ve spor ayakkabılarım!

Şimdi niye bunu giydigime gelirsek. Burası çok büyük bir şirket o yüzden. Araştırmalarıma göre -ki evet arastirdim- burada böyle kıyafetler daha uygunmuş.

Asansörle beraber ust kata çıktığımız da burada çalışanların olduğunu gordum ve dik durmaya gayret gösterdim. Unutmamalıyım, bu şirketin yarısı benim!

Alper uyarı dolu bir öksürük attı ve bakışları üzerine topladı. Sanki okula yeni yazılan öğrenciler gibi hissetmem normal mi?

"Ah canım hoş geldin!" diyerek sarı saçlı bir kadın yanımıza gelerek Alpere sarıldı. Oha ulan! Ne bu samimiyet. Neyse sakinim.

Sarılma işlemleri bittiğinde kadın bana küçümseyici bir bakış attı. Tabi yaşça baya büyük benden yelloz. Pislik kadın. "Kardeşin mi?" diye sorduğunda Alper bana soğuk bir bakış attı ve kadına çevirdi bakışlarını "hayır" diyerek kadının yanından uzaklaştı ve benim yanıma geldi. Herkes pür dikkat bizi izliyordu. Bende Alperi izliyordum.

"Evet arkadaşlar. Bu Didem Hanım. Şirketin yarısı onun. Yanı ikinci patron"

Herkes birbirleriyle fisildasmaya başladı. Tabiki sarı yelloz da göt oldu. Oh canima degsin! Aptal sarışın!

"Neyse size kolay gelsin" diyerek Alper beni yanına çağırdı.

Odasına girdiğimizde masasına ilerledi. " sana daha oda hazirlatmadım." diyerek sandalyesine yayıldı. Basımı salladım "ne zaman hazırlanır?"

Masanın üzerindeki dosyaları karıştırırken cevap verdi." bilmiyorum en yakın zamanda olur herhalde."

Kapı çaldı ve içeriye o yelloz girdi. "Alper'cim müsait mısın?"

Olporcom mosoit moson?

Geri zekalı!

"Kusura bakma Ezgi," diyerek bakışlarını yelloza çevirdi Alper. "Didem hanımla konuşuyoruz"

Oh! Yine göt oldu.

Kadın gevşekçe güldü "tamam canım konuşmanız bitince haber ver bir şeyler yapalım" diyerek göz kırptı ve odadan çıktı. Sinirden ölmek uzereydim. Bu kadın kendini ne sanıyordu?

"Bu kadın ne olarak çalışıyor burada?" diye sordum normal bir sesle. Güldü " şirketin en gözde mimarı "

Aman ne güzel.

Bence en gözde mimarı değil. En gözde sürtüğü. Kadın bir karış etekle gelmiş ya işe. Utanmasa onu da giymeyecek.

Saçlarımı geriye doğru savurdum. "Peki ben ne yapacağım?" diye sordum.

Omuz silkti "ne yapmak istiyorsan onu yap.Burada yapacak bir işin yok" sinirle ona baktım. "Nasıl yok ya?" Yine sınır bozucu bir şekilde güldü. "Kızım sen üniversite bile okumamışsın. Ne yapabilirsin ki?"

Sinirle ayağa kalktım. "Ne istersem onu yaparım tamam mi?" kapıyı çarparak odadan çıktım. Ona neler yapabileceğimi göstermeliyim!.

**

Arkadaşlar biraz kısa bir bölüm oldu.

Ancak bu kadar yazabildim.

Begenmeniz dileğiyle.

Vote yaparsanız sevinirim. :D

Continue Reading

You'll Also Like

1.4M 106K 62
Okulun "playboyu" ve okulun tek kapalı kızı. Lise de başlayıp hayatlarının bir çok yerinde yollarının kesiştiği bu ikilinin yaşadığı maceraları ele...
1.6M 87.2K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...
802K 52.4K 46
Çilek Alança Yıldırım mı yoksa Çilek Alança Saruhan mı demeliyiz? 17 yaşında tam bir neşe patlaması olan Çilek, ailesinin gerçek olmadığını ve küçük...
600K 18.2K 54
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!