Beklenmeyen Gerçek

By jealousdaisy_

128K 6.1K 3.4K

Savaş nihayetinde birmiştir ama Voldemort arkasında pek çok ölüm yiyen bırakmıştır Bellatrix Lestrange ise... More

Ve Dilek Gerçekleşir
Yapılabilinecek Tek Şey Hiçbirşey
Farkında Olmadığı Tek Şey
O Benim Annem Değil
Yüzleşme
Diagon Yolunda
Bellatrix Lestrange Özellikle...
Lütfen Bakar Mısınız?
St. Mungos
Düğümlenen Sözler
Aptal Anılar
En İyi Bilen Eskiden İçine En Çok Batmış Olandır
Bana Cevabını Bildiğin Sorular Sorma
Sıcak Bir Kucak
İlk Aşk
Bu Gün Yeni Bir Güneş İle Aydınlanıyor
Mutlu Yıllar Bebeğim
İnkar Edilecek İtraf Maç Kazandırır
Bir Noel Anısı
Onun Bensiz Mutlu Olduğu Gibi
Olaylı Noel Balosu
Kulak Misafiri
Melek Taşı
Bir Dağ Evinde
Buz Pateni
Beni Arkadaşlarımdan Koruma
Uyku
Kıskanç
İhtiyaç Odası
Teyze Nasihatı
Özür Dilerim(Düzenlendi)
Anne(Düzenlendi)
Yeni Leydi Ol! (Düzenlendi)
Ölürüm(Düzenlendi)
Neler Değişti?(Neler Aynı!)(Düzenlendi)
Cübbeli Adam(Düzenlendi)
İnitharı Sevmek...(Düzenlendi)
Final
YENİ KİTAP YAYIMDA(Yb değil)
Happy Birthday :)

Meşhur Malfoy İtibarı

3.2K 170 91
By jealousdaisy_

Her şey bir anda olmuştu. Draco, bir saniyeden az sürede aslında kalkmaya mecali kalmamışken güçle dolduğunu hissetmiş, Hermione'yi düşmeden yakalamıştı. Ron ağzını bir karış ayırmışken bir saniyeden kısa bir sürede Hermione'nin olduğu tarafa doğru koşmaya başlamıştı. Ve Harry saniyeden daha kısa sürede sorun çıkmaması için Ron'u tekrar durdurmayı akıl edebilmişti.

Tüm bunlar sadece bir saniyenin en fazla yarısı sürede olmuştu.

"Hermione!" diye çığlık attı Ron Harry'nin kollarından kurtulup kahverengi saçlı kıza ilerlemek isterken. Draco Hermione'yi tuttuğu gibi gücünün tekrar kendisinden alındığını hissetmişti. Gözlerini kısarak nefretle süzdü Ron'u.

"Malfoy mücevherleri falan onun başını döndürmüşmüş! O sadece basit bir kızmışmış! Onun neler çektiğinden haberin bile yok senin! Ve de kalkmış ona hakaret ediyorsun! Tüm o şeyleri söyledikten sonra kalkıp hiçbir şey olmamış gibi onu önemsiyormuş taklidi yapmanın hiçbir mantığı yok Weasley!!"

"Ben onu ÖNEMSİYORUM Malfoy!"

"Belli oluyor," dedi Draco kan içindeki yüzünü zorlayıp sırıtmaya çalışarak. Bir anlık dikkat dağınıklığı yüzünden tüm yüzü ağrıyordu, kanı yüzünde kurumaya başlamıştı yavaşça.

"Neler oluyor burada?"

Narcissa Malfoy ve Lucius Malfoy kalabalığı yararak alana geldiklerinde gördükleri manzara ikisini de dehşete düşürmüştü. Draco yerde ağzı burnu kan içinde oturuyordu ve kucağındaki Hermione'de baygındı. Narcissa kocaman olmuş gözlerle oğluna ve yeğenine bakarken Lucius'un gözleri de onları bu hale getireni aradı. Bulanık önemli değildi ama kimse oğlunu bu şekilde aşağılayamazdı! Hiç kimse!

"Anne? Baba?"

"Draco! Hermione!"

Narcissa Malfoy onlara doğru koşmaya başladığında Lucius da şüpheliyi bulmuştu. Tam Draco'nun karşısında, Potter tarafından zar zor zapt edilen Weasley oğullarından birisi. Yine bir Weasley...

"Draco, bebeğim, ne oldu sana?"

Draco annesinin yüzünü ellerinin içine almasına izin vermemek için yüzünü başka tarafa çevirdi. Yeterince rezil olmuştu zaten.

"Bir şey yok anne," dedi. Narcissa kaşlarını çattı.

"Ne demek bir şey yok Draco? Şu haline bak! Ve Hermione'ye! Tanrım, neyi var onun Draco, kim onu bu hale getirdi?"

Narcissa bir yandan sorular soruyor, diğer yandan da Draco'nun yüzünü siliyordu. Kanın çoğunu silmişti, simdi sadece hafif kırmızılıklar kalmıştı Draco'nun yüzünde.

"Kim yaptı bunu Draco? Sizi bu hale kim getirdi?"

"Sanırım ikisinin de suçlusu bu."

Narcissa başını kaldırdığında Lucius'un yakasından tutup çekiştirdiği Ron Weasley ile göz göze geldi. Yine Weasleyler... Ayağa kalktı.

"Oğlumu ve yeğenimi bu hale sen mi getirdin?" diye sordu gayet medeni bir şekilde. Ron ise sadece başını çevirdi ve ayakkabılarına bakmaya başladı. Narcissa öfkelenmişti. Ron'a bir tokat attı. Ona medeni bir şekilde sormuştu, değil mi? Cevap vermeyerek mağara adamı gibi davranan Weasley idi.

"Sana soru sorduğumda cevap ver seni pis kanı bozuk!"

Ron yumruklarını sıktı. Eğer karşısındaki bir kadın olmasaydı büyük ihtimalle onu çoktan öldürmüştü. Ancak karşısındaki hem bir kadın, hem de Hermione'nin teyzesiydi. İstese bile onu incitemezdi. (Ama Hermione'yi incittin ya, geri zekalı!!)

"Cissy..."

Narcissa, Ron'a öfkeyle bakmayı eşinin elini omzunda hissettiğinde durdurmuştu.

"Yeter, Cissy, onları buradan götürmeliyiz."

Narcissa Malfoy nihayet ayağa kalktı.

"Bu iş burada bitmedi! Seni mahkemeye vereceğim kanı bozuk sıçan!"

Ancak Ron yine de cevap vermemişti. Ve kadında büyük bir öfkeyle tekrar Draco'nun yanına çöktü, Hermione'nin alnının üstüne düşen saçları çekti.

"Seninle de evde görüşeceğiz küçük bey!"

"Ben ne yaptım ki?"

"Cevap verme bana!"

Lucius iç çekti ve Draco'nun kucağındaki kızı kucağına aldı. O ayaklanınca Cissy ve Draco da ayaklanmak zorunda kalmışlardı. Lucius kucağında Hermione uçan arabasına yönelirken Draco da annesine dayanarak ayağa kalktı ve Harry ile Ron'a hiç bakmadan yürümeye başladı.

"Hey Malfoy!"

Draco omzunun üstünden geri baktı. Harry Ron'u bırakmış, kendisine doğru geliyordu.

"Bende geleceğim!"

Narcissa Harry'ye yiyecekmiş gibi baktı.

"Neden Bay Potter?"

"Uyandığında Hermione'nin yanında olmak istiyorum. O da beni gördüğüne sevinecektir. Olayların şokunu atlatabilmesi için kendisine çok yakın birisine ihtiyacı var."

Narcissa hiç istemese de tamam anlamında başını salladı, Potter doğru söylüyordu.

"Neden Potter da geliyor? Ben onun bindiği arabaya binmem!"

"Çocukluk etme Draco," diyerek azarladı Lucius oğlunu. Ve ardından Hermione'yi arabanın arka koltuğuna bıraktı. Bu arada Draco ve Harry de kim daha önce binecek diye tartışmaya başlamışlardı.

"Git buradan Potter!"

"Büyü biraz Malfoy!"

"Bu bizim arabamız, önce ben bineceğim!"

"Ne fark eder öbür tarafa otursan?"

"Ben asla kenara oturmam!"

"Bende oturmam!"

"O halde arabanın tavanına yapıştıralım seni, sen öyle gel!"

"Seni yapıştıralım Malfoy! Zaten her şey senin yüzünden oldu!"

"Benim mi? Asıl sorunlu kanı bozuk arkadaşına bak önce sen! Eğer orada Hermione'yi korumak zorunda olmasaydım..."

"Bir dakika," diyerek araya girdi Narcissa. "Sen Hermione'yi korumaya çalışırken mi dayak yedin yani?"

"Dayak yemedim, birazcık 'hırpalandım' anne."

"Soruma cevap ver Draco."

Draco başını evet anlamında salladı.

"Ah bebeğim benim!" diye bir feryat kopardı Narcissa ve Draco'yu alnından öptü.

"Anne! Kes şunu, insanlar bakıyor. Beni öveceksen arabada öv. Tabi şu aptal Potter çekilirse! Ne gülüyorsun sen?"

Harry sırıttı.

"Hiiç. Yani elbette ana kuzusu olduğunu biliyordum ama bu kadarını tahmin etmiyordum."

Draco dudaklarının ucuna kadar gelen 'Senin bir annen bile yok!' cümlesini geri yuttu. O an en son istediği şey Potter'la gerçekten büyük bir kavga etmekti. Tartışmalar her zaman vardı ama kavgalar...

"Kapa çeneni ve çekil önümden!"

"Sen çekil!"

"Ben yaralıyım Potter, görmüyor musun?"

"Bunu bile bahane olarak kullandın ya, tebrik ederim!"

"O halde çekil artık!"

"Ben ortaya bineceğim dedim! Algılama kapasiten mi düşük, yoksa bilerek mi yapıyorsun Malfoy?"

"Sadece sana katlanamıyorum, hepsi bu."

"Misafirlere saygı gösterilir!"

"Ama sen 'istenmeyen' misafirsin aptal herif!"

"Bir daha söyle de o güzel yüzünü Ron'dan sonra biraz da ben parçalayayım!"

"Yeter!"

Lucius Malfoy'un sesiyle bir süre sessizlik sağlandı arabada. Gerçi Harry ve Draco daha oturamamışlardı ya...

"Arabaya biniyorsanız binin, yoksa sizi almadan gideceğim!" diye bağırdı Lucius Malfoy. Harry ve Draco bir kez daha birbirlerine baktılar ve sonra tekrar önce girmek için çırpınmaya başladılar.

"Bırak geçeyim!"

"Sen bırak!"

"Geri zekalı Potter!"

"Aptal Malfoy!"

Ve sabrı tükenen Lucius Malfoy, Harry ve Draco'yu orada bırakarak arabayı havalandırdı.

"Baba! Baba geri dön!"

"Bay Malfoy, geri dönün!"

"St. Mungos da görüşürüz!" diye bağırdı Lucius sadece. Araba uzaklaştıktan sonra Harry ve Draco bir başlarına kalmışlardı.

"Malsın sen Potter!"

"Sende salaksın!"

"Senin yüzünden babam beni arabaya almadı!"

"Hak ettin de ondan!"

"Hadi be ordan! Kaçık herif!"

"Sorunlu köstebek!"

Draco saf saf Harry'nin yüzüne baktı.

"Sorunlu köstebek?"

Harry saçlarını karıştırdı ne söyediğinin farkına vardığında.

"Ne bileyim ya, ağzımdan öyle çıktı işte."

Draco ve Harry bir an birbirlerine baktılar. Daha sonra da ikisi de gülmemek için başlarını başka tarafa dönüp sırıttılar. Aslında gülmek istiyorlardı ama karşılarındaki kişi en büyük düşmanlarıydı ne de olsa. Ne Draco Harry'ye gülümserdi, ne Harry Draco'ya. Sözsüz bir anlaşma gibiydi bu.

"St. Mungos'a nasıl gideceğiz?"

Draco dudaklarını büktü, o da bunu düşünüyordu. Aslında orada Potterla sabaha kadar tartışabilirdi. Ama Hermione'nin durumunu merak ediyordu. Ayrıca kendisi de biraz kötü hissediyordu. Belki bir merhem yaralarındaki yanma hissini hafif de olsa geçirirdi.

"Uçalım."

"Ne?"

"Uçalım."

"Neler saçmalıyorsun Malfoy?"

"Yanında kaç galleon var?"

"Ne bileyim, var biraz, okul alışverişine gelmiştim ben."

"İyi. En ucuzundan iki süpürge alacağız ve onlara binip gideceğiz hastaneye."

Harry fikri kafasında şöyle bir tarttı. İşe yarardı.

"Olmayan beyninle bunu nasıl düşündüğünü merak ettim Malfoy!"

Draco sırıttı pis pis.

"Kıskandığın için hakaret etmeye çalışıyorsun."

"Ne? Ben mi seni mi kıskanacağım? Beni her gördüğü yerde laf atmaya çalışan kişi sensi..."

"Uzatma da yürü!"

Harry ve Draco süpürge dükkanına tekrar girip en ucuz iki süpürgeyi seçtiklerinde Draco ceplerini karıştırmaya başladı.

"Hay Allah," dedi üzgün durmaya çalıştığı halde başaramayarak. "Param arabada kalmış."

Harry boş boş baktı ona.

"Eee?"

"Ne demek eee? Benim süpürgemi de sen almak zorundasın."

"Sana hiçbir şey almak zorunda değilim."

"Zorundasın!"

"Hayır değilim!"

"O halde bende arkana binerim!"

"Saçmalama Malfoy. Ayrıca bu senin meşhur itibarına zarar vermez mi?"

"Bugün yeterince zarar gördü, yani daha fazla zarar veremezsin ona. Ama sen gerçekten benimle birlikte aynı süpürgeye binmek istiyorsan..."

"Hayır kalsın, seninle görüleceğime ölürüm daha iyi."

Draco sırıttı.

"O halde sökül paraları."

Harry iç çekerek diğer süpürgenin parasını da ödedi ve dükkandan çıktılar. Süpürgeci adam arkalarından sırıtarak el sallıyordu.

"Yine beklerim efendim, sizzinle alışveriş bir zevkti!"

Draco adama pis bir bakış attı. Tabi mutlu olurdu. Bugün resmen köşeyi dönmüştü!

Continue Reading

You'll Also Like

11.8M 578K 87
18 yaşında genç bir kızın yolu çıkmaz bir sokakta hiç kesişmemesi gereken bir adamla kesişti. Adam hayata ve mavi renge küskündü. Genç kızla beraber...
2.2K 180 22
Aşırı hayal kurma durumu. Kendi deneyimlerimi, gördüğüm araştırmaları ve fikirlerimi paylaşacağım bir kitap. Siz de kendi düşüncelerinizi paylaşabili...
828 91 17
Hikayem tamamen hayal ürünüdür.Romance club Heaven Secret hikayesinden esinlenerek tasarladım . Yakında Göklerin sırrı 2 bitecek. Ben de Göklerin s...
15.9K 1.1K 58
Sevilen Fantastik ve Bilimkurgu hikaye yazarları ile yapılacak röportajlar ile sizlerleyiz.