Meşhur Malfoy İtibarı

3.2K 170 91
                                    

Her şey bir anda olmuştu. Draco, bir saniyeden az sürede aslında kalkmaya mecali kalmamışken güçle dolduğunu hissetmiş, Hermione'yi düşmeden yakalamıştı. Ron ağzını bir karış ayırmışken bir saniyeden kısa bir sürede Hermione'nin olduğu tarafa doğru koşmaya başlamıştı. Ve Harry saniyeden daha kısa sürede sorun çıkmaması için Ron'u tekrar durdurmayı akıl edebilmişti.

Tüm bunlar sadece bir saniyenin en fazla yarısı sürede olmuştu.

"Hermione!" diye çığlık attı Ron Harry'nin kollarından kurtulup kahverengi saçlı kıza ilerlemek isterken. Draco Hermione'yi tuttuğu gibi gücünün tekrar kendisinden alındığını hissetmişti. Gözlerini kısarak nefretle süzdü Ron'u.

"Malfoy mücevherleri falan onun başını döndürmüşmüş! O sadece basit bir kızmışmış! Onun neler çektiğinden haberin bile yok senin! Ve de kalkmış ona hakaret ediyorsun! Tüm o şeyleri söyledikten sonra kalkıp hiçbir şey olmamış gibi onu önemsiyormuş taklidi yapmanın hiçbir mantığı yok Weasley!!"

"Ben onu ÖNEMSİYORUM Malfoy!"

"Belli oluyor," dedi Draco kan içindeki yüzünü zorlayıp sırıtmaya çalışarak. Bir anlık dikkat dağınıklığı yüzünden tüm yüzü ağrıyordu, kanı yüzünde kurumaya başlamıştı yavaşça.

"Neler oluyor burada?"

Narcissa Malfoy ve Lucius Malfoy kalabalığı yararak alana geldiklerinde gördükleri manzara ikisini de dehşete düşürmüştü. Draco yerde ağzı burnu kan içinde oturuyordu ve kucağındaki Hermione'de baygındı. Narcissa kocaman olmuş gözlerle oğluna ve yeğenine bakarken Lucius'un gözleri de onları bu hale getireni aradı. Bulanık önemli değildi ama kimse oğlunu bu şekilde aşağılayamazdı! Hiç kimse!

"Anne? Baba?"

"Draco! Hermione!"

Narcissa Malfoy onlara doğru koşmaya başladığında Lucius da şüpheliyi bulmuştu. Tam Draco'nun karşısında, Potter tarafından zar zor zapt edilen Weasley oğullarından birisi. Yine bir Weasley...

"Draco, bebeğim, ne oldu sana?"

Draco annesinin yüzünü ellerinin içine almasına izin vermemek için yüzünü başka tarafa çevirdi. Yeterince rezil olmuştu zaten.

"Bir şey yok anne," dedi. Narcissa kaşlarını çattı.

"Ne demek bir şey yok Draco? Şu haline bak! Ve Hermione'ye! Tanrım, neyi var onun Draco, kim onu bu hale getirdi?"

Narcissa bir yandan sorular soruyor, diğer yandan da Draco'nun yüzünü siliyordu. Kanın çoğunu silmişti, simdi sadece hafif kırmızılıklar kalmıştı Draco'nun yüzünde.

"Kim yaptı bunu Draco? Sizi bu hale kim getirdi?"

"Sanırım ikisinin de suçlusu bu."

Narcissa başını kaldırdığında Lucius'un yakasından tutup çekiştirdiği Ron Weasley ile göz göze geldi. Yine Weasleyler... Ayağa kalktı.

"Oğlumu ve yeğenimi bu hale sen mi getirdin?" diye sordu gayet medeni bir şekilde. Ron ise sadece başını çevirdi ve ayakkabılarına bakmaya başladı. Narcissa öfkelenmişti. Ron'a bir tokat attı. Ona medeni bir şekilde sormuştu, değil mi? Cevap vermeyerek mağara adamı gibi davranan Weasley idi.

"Sana soru sorduğumda cevap ver seni pis kanı bozuk!"

Ron yumruklarını sıktı. Eğer karşısındaki bir kadın olmasaydı büyük ihtimalle onu çoktan öldürmüştü. Ancak karşısındaki hem bir kadın, hem de Hermione'nin teyzesiydi. İstese bile onu incitemezdi. (Ama Hermione'yi incittin ya, geri zekalı!!)

Beklenmeyen GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin