Yapılabilinecek Tek Şey Hiçbirşey

4.2K 205 84
                                    


Kovuk o akşam Harry, Ron ve Hermione'nin bir kez daha okula gideceği haberiyle sallanıyordu. Hiçbiri neden bir kez daha okula gitmeleri gerektiğini bilmiyordu, istemiyorlardı da. Sadece Ginny mutluydu bu durumdan, o da okula yalnız gitme fikrinden nefret ettiği içindi.

"Madem öyle, en kısa sürede Diegon Yoluna gitmemiz gerek," dedi Hermione. Bayan Weasley başını salladı.

"Okul kısa bir süre sonra açılacak. Profesör McGonagall'ın neden mektupları yollamak için bu kadar beklediğini anlamıyorum. Ancak sürenin bir önemi yok şimdi, hepinize tekrar forma almalıyız, tabi bir de ders kitaplarınız, kazanlarınız, tüy kalemleriniz ve alınması gereken diğer eşyalarınız var. Off, yapılacak ne kadar çok iş, alınacak ne kadar çok şey var!"

Harry tebessüm etti Bayan Weasley'ye. En azından onları okula yollayana kadar biraz oyalanabilirdi ve geceleri yorgunluktan hemen uyurdu. Harry onun için gerçekten çok üzülüyordu, bir an önce eski Bayan Weasley olmasını umuyordu. Çünkü her ne kadar sabahları onlara güçlü olduğunu göstermeye çalışsa da ağlamaktan şişmiş gözleri ve sabahın ilk saatlerinde daha kendisini toparlayamamışken titreyen elleri gecelerinin nasıl geçtiği hakkında bilgi veriyordu. Bu insanın içini parçalayan Bayan Weasley'nin eski Bayan Weasley'ye dönüşmesi uzun sürecekti ama Harry sonuna kadar yanında olmaya kararlıydı.

"Tüm 7. sınıflar dediğine göre diğer herkes bu sene okula geliyor olmalı. Neville, Luna, Seamus ve diğerleri... Ah, bir de Malfoy," dedi Hermione gözlerini devirerek.

"Azkaban'dan babamın onları kurtardığını duydum, bence bu sene bize çok bela olmayacaktır," dedi Ron kıkırdayarak.

"Malfoy dediniz de, Hermione'nin ona üçüncü sınıfta attığı yumruk geldi aklıma. Gerçekten harikaydı!" dedi Harry lafa girerek. Hermione öne çıkıp sanki eteklerinin ucunu tutarak selam veriyormuş gibi yaptı. Ron, Ginny ve Harry onu alkışladılar kahkahalarla.

"Ne maceralar yaşadık ama," dedi Ron birden sessizleşerek.

"Doğru," diye onayladı Hermione.

"Hogwards'ta belasız geçen hiçbir yılımız olmadı. Belki bu sene bu döngüyü kırabiliriz," dedi Harry gözlerini yere dikerek. Ginny yerinden kalktı ve gidip kollarını Harry'nin boynuna doladı.

"Her şey iyi olacak Harry," dedi yatıştırıcı bir ses tonuyla.

Harry 'umarım' demek üzere ağzını açtığında birden kapı açıldı ve içeriye yüzündeki şaşkınlık ifadesini bir türlü gizleyemeyen bir Bay Weasley girdi.

"Bay Weasley? İyi misini..."

"Tanrım, şöyle bir bakınca gerçekten ona benziyor! Buna inanamam! Ama önümde kanıt var! Bu gerçek, zaten o resme de çok benziyor!"

Hiç kimse Bay Weasley'nin neyden söz ettiğini anlayamamıştı. Merlin aşkına, neler olmuştu bu adama?

"Hayatım? İyi misin?"

"Hayır iyi değilim Molly ve bu durumu düzeltmek için yapabileceğim hiçbir şey yok! Sanırım... Sanırım benim biraz düşünmem gerek," diyerek odasına çıkan merdivenleri tırmanmaya başladı Bay Weasley. Molly Weasley'de kısa bir tereddüdün ardından eşini takip etti. Çocuklar salonda kalmış, neler olduğunu anlamaya çalışıyorlardı.

"Kime benziyorum?" diye sordu Hermione uzun süren bir sessizliğin ardından.

"Sen neyden bahsediyorsun?" diye sordu Ron.

"Bay Weasley bana bakarak konuşuyordu. Beni birisine benzettiği açık. Resme benziyormuşum ama neyin resmine?"

Ginny de diğerleri gibi düşünürken gözü babasının telaştan girişte bıraktığı evrak çantasına yöneldi.

Beklenmeyen GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin