Bir Dağ Evinde

2.5K 146 83
                                    

Draco eşyalarını toplayıp Büyük Salon'a geçti. Müdirenin konuşmasını dinledikten sonra yemeğe başladılar. Hermione'yi göz hapsinde tutuyordu. Ne olacağı belli olmazdı. Onu tekrar kaybetmek istemiyordu.

"Korkma, bir şey olmaz Herm'ciğine" Pansy'nin sözü üzerine Draco ona "hemen kapa çeneni yoksa ben kaparım" bakışı attı. O sırada salonu melodik bir kahkaha doldurdu.(Yalan söylemiyeyim nerdeyse bütün dramione kitaplarında bu cümle var shjshjshjsh) Hermione kızararak başını yere eğdi. Herkes işinin başına döndü.

-TRENDE-

Pansy, Blaise, Draco, Hermione ve Ginny aynı kompartımandaydılar. Tatlı bir sohbet vardı içeride. Ginny Harry'e mektup yazmış, eğer gelmezse onu terkedeceğini ve üstüne Crucio atacağını söylemişti. Harry'nin de gelmekten başka çaresi kalmamıştı. Ailesinden de izin almıştı. Draco zaten istediği her yere gidebilirdi. Yine de ailesine haber verdi. Pansy'ye ve Blaise'ye de sormuşlardı ama onlar tatil için başka planları olduklarını söylemişlerdi. Draco her şeyi ayarlamıştı. Trenden indiklerinde Harry onları istasyonda bekliyor olacaktı ve dağ evine ışınlanacaklardı.

"Çok güzel olacak, kafamızı da dağıtmış olacağız." dedi Hermione.

"Evet ama benim bir şartım var Herm."Hermione soru soran bakışlarını Draco'ya yöneltti.

"Oraya kitap götürmeyeceksin."

"Ama Dra-"

"Aması maması yok biraz bizle vakit geçir. Şu sevgili kitaplarından biraz ayrı kalsan ölür müsün?"

Hermione "Bakarız" deyip göz kırptı. Sonra elini Draco'nun omzuna koydu. Draco'nun içinde fırtınalar kopuyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Hermione o sırada esnedi.

"Uykum geldi. Ne kadar yol kaldı?"

"Daha var istersen uyu"

"Tamam" deyip başını Draco'nun omzuna koydu. O anda kendini uykunun kollarına bıraktı. Ama uykusu o kadar ağırdı ki başını koyduğu omzun Draco'nun omzu olduğunu farketmemişti.

"Ben biraz hava alacağım." deyip kompartımandan çıktı Pansy.

"Bende" diyerek ona katıldı Ginny de.

"Eee bende çikolatalı kurbağa alacağım."

"Tamam" dedi Draco bütün bunların ikisini baş başa bırakmak için yaptıklarından habersiz. Bir yandan Hermione'yi izliyordu. Gözleri istemsizce dudaklarına kaydı. Kalemle çizilmiş gibiydiler. Kızardı.

"Draco.... gitme....seni... ah..."

Hermione bir şeyler sayıklıyordu. Ama Draco bundan anlamlı bir cümle çıkaramadı. Kabus görüyor olmalıydı. Yüzü ter içinde kalmıştı.

"Hermione" dedi yüzünü elleri arasına alırken.

"Hı.." sonra gözlerini açtı.

"Draco, burdasın" deyip sıkıca sarıldı.

"Burdayım Hermione, sakin ol"

Draco da anlamasa da Hermione'nin saçlarını okşamaya başladı. Hermione kendini geri çekti ve Draco'nun karşısına oturdu.

"Boşver kuzen, sadece kabus gördüm. Kusura bakma."

"Tamam Herm hadi gel tren şimdi durur."

-İSTASYONDA-

"Aşkım, seni çok özledim."

"Bende seni aşkım"

"Hey, bende burdayım Harry" Harry Ginny'den ayrılıp Hermione'yle kucaklaştı.

Beklenmeyen GerçekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin