Kalp Kırıkları (TAMAMLANDI)

Od eesmerr12389

62.8K 3.7K 445

Didem için öyle kutsal bir kelimeydi ki ''Kardeş'' kelimesi. Onunla ilgilenen dört tane erkeği o kutsal... Viac

♥Kalp Kırıkları♥
-2.BÖLÜM-
-3.BÖLÜM-
-4.BÖLÜM-
-5.BÖLÜM-
-6.BÖLÜM-
-7.BÖLÜM-
-8.BÖLÜM-
-9.BÖLÜM-
-10.BÖLÜM-
-11.BÖLÜM-
GERİ GELDİM :))
-12.BÖLÜM-
-13.BÖLÜM-
-14.BÖLÜM-
ANKET
-15.BÖLÜM-
-16.BÖLÜM-
-17.BÖLÜM-
-18.BÖLÜM-
-19.BÖLÜM-
-20. BÖLÜM-
-21.BÖLÜM-
Kesit
-22.BÖLÜM-
-23.BÖLÜM-
-24.BÖLÜM-
-25.BÖLÜM-
-26.BÖLÜM-
-27.BÖLÜM-
-28.BÖLÜM-
-29.BÖLÜM-
-30.BÖLÜM-
-31.BÖLÜM-
-32.BÖLÜM-
-33.BÖLÜM-
-34.BÖLÜM-
-35.BÖLÜM-
-36.BÖLÜM-
-37.BÖLÜM-
-38.BÖLÜM-
-39.BÖLÜM-
-40.BÖLÜM-
-41.BÖLÜM-
-42.BÖLÜM-
-43.BÖLÜM-
-44.BÖLÜM-
-45.BÖLÜM-
FACEBOOK GRUBU
-46.BÖLÜM-
-47.BÖLÜM-
-48.BÖLÜM-
-49.BÖLÜM-
-FİNAL-
-YENİ FİKİR-
Özel Bölüm

-1. BÖLÜM-

3.9K 178 40
Od eesmerr12389

Yüzüm de hissettiğim ıslaklık la gözlerimi araladım. Lanet olsun!

Miraç'ın kahkahalarına karşılık yataktan kalkarak gözlerimi devirdim. Yirmi bir yaşındaki bir adamın içinde hala haylaz bir çocuk olması normal mıydı acaba? "Ne yaptın oğlum ya!" diyerek bağırdım. O ise kahkaha atmaya devam ediyordu. "Kızım öğlen oldu kalkmayınca kaldırayım dedim" diyerek elindeki su şişesini gösterdi.

"Miraç bıraksana kızımı " diye kapıya yaslanmış keyifle bizi izleyen Meryem sultana öpücük attım. "Babaanne ya sen bari benim tarafım da ol" Miraç sızlanmaya başlayınca ona dil çıkardım. Oda beni gıdıklama ya başladı. Meryem sultan bu halimize güldü ve "çocuk gibi siniz" diyerek odadan çıktı.

Kahvaltıyı -daha doğrusu öğle yemeğini- yedikten sonra Meryem sultana masayı toplamaya yardım ettim. Daha sonra da Miraç'la beraber balkona çıktık. Bizim mahalle öyle büyük bir mahalle değil. Yani İstanbul'da yaşadığımıza göre gecekondu mahallesi gibi bir yer.

"Kızım karadeniz de gemilerin mi battı be" diye söylemesiyle masanın üzerindeki çerezlerden ona attım "sus be"

Miraç'la çocukluktan arkadaşız. Aslen Urfa'lı olmamıza rağmen dedem ben doğduktan uç yıl sonra buraya taşınmış. İşte bu mahallede Miraç'la beraber büyüdük. Sonra kan kardeşi olduk, dedem öleceği zaman beni Miraca emanet etti. Bir yıldır da beraber kalıyoruz.

"Var ya senin bu suskunluğun hayra alamet değil." diyerek yeniden bana laf atınca "sus artık Miraç" masanın altından ayağına vurdum. Güldü "aslanım benim" diyerek saçlarımı karıştırdığı zaman daha da sınır oldum ve sandalyeden kalkarak omzuna vurdum ve yine birbirimizi yemeye başladık.

"Ulan bir gün rahat durun be!" diyerek balkon korkuluklarından balkona atlayan Merte gülümsedim. Ama tabiki o gülümsemedi Maço adam. Yanına gittim ve sandalyeye oturdum.

" kızım bu tayt ne lan?! Çıkar çabuk şunu yoldan geçen biri görür falan laf atar" dediginde Miraç "biz ne güne duruyoz lan " diye kızdı.

Mert tek kasını kaldırdı "sen mi?" diye alayla sordu "çocukla çocuk oluyon lan sen, bebe" dediginde kıkırdadım. Ayağa kalktığımda Miraç bana öldürücü bakışlar atıyordu. "neyse Miraç beni dövmeden ben içeriye gidiyorum." diyerek eve geri girdim.

Onlar benim için çok farklıydı. Yeri geldiğinde abi, yeri geldiğinde kardeş, baba, anne herşey oluyorlardı. Onlar benim her şeyim. Mert giydiklerime karışır, Miraç benle çocuk olur, Cenk her zaman gurubun medeni tarafıdır, Bulut ağır abi tavırlarını takınır. Bende cadılık görevini üstleniyorum. Mahallede kız dövmüşlüğüm çoktur.

***

Saat gece yarısını geçmişti. Bulut önemli bir konu hakkında bir adamla konuşuyordu. Mert ve Miraç kapıda korumalık yapıyordu. Cenk playboy havalarında kızlarla takılıyordu.

"Saati ne kadar tatlım"

Baygın bakışlarla bana bakan keş adama aldırmadan elimdeki işe devam ediyordum. Adam fark etmediğim bir anda kolumu tutup beni dışarıya doğru sürüklemeye çalışıyordu. Engel olamıyordum. Çok güçlüydü. Tezgahtan elime geçen bira şişesini kafasını geçirdim ama yine de birşey olmamıştı.

En son çare olarak "Bulut!" diye bağırmaya başladım. Adam bir anda yere serildi. Bulut adamın üzerine çullandı ve ardı ardına yumruk atmaya başladı. Daha sonra onu diğer korumalara teslim etti ve etrafımızda yuvarlak oluşturmuş insanlara bağırdı.

"Eğer bir kişi daha kardeşime yavsaklık edecek olursa acımam öldürürüm.!"

"Şimdi herkes işine dönsün" diyerek beni dışarıya çıkardı. Miraç sinirle kapının önünde volta atıyordu hararetli bir şekilde sigaranın dumanını içine çekiyordu. Beni gorunce sarıldı "birşey yapmadı dimi o it sana?" basımı olumsuz anlamda salladım ve ona sarılmaya devam ettim. "Miraç sen Didem'i eve götür" dedi Bulut.

Miraç la beraber karanlık kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda yürümeye başladık. Beni kolunun altına aldı "ne çektim senden be" diye söylendi."ben ne yaptım be!" omuz silkti "tabi bu kadar güzel olmak senin suçun değil kızım" dediginde kolunun altından çıktım. Her zamanki gibi ona trip atarak önden yürümeye başladım. Bana yetişmeyince sinirim bozuldu "Miraç gelme peşimden" dediğimde cevap vermedi "küstün mu yoksa bebe gibi " yine cevap vermedi "sen beni delirtmek mi istiyorsun lan?" diyerek arkama döndüğümde Miraç yoktu.

Korkuyla etrafıma baktım. Nereye gitmişti? Kesin beni korkutmak için saklanmıştı. Yerim de kıpırdamadan "Miraç çık çabuk ortaya beni korkutamazsın." dediğimde uzaktan "Didem" diye kısık sesle seslendi. Bu sesin nereden geldiğini çözmeye çalışırken on metre kadar ötemde yerde yatan Miraç'ı gördüm ve yanına koşmaya başladım.

Yanına ulaştığım da karnının sol tarafındaki akan kırmızı sıvıyı gördüm. Kim neden Miraç'ı bıçakladı?

Miraç zorlukla nefes almaya çalışırken ne yapacağı mı bilmez halde yanına oturup kafasını dizimin üzerine koydum. Bir yandan da Miraç'ı kendine getirmeye çalışıyordum. "miraç kendine gel! Miraç!!"

Ağlamaya başlamıştım. Ona birşey olursa yaşayamam. "Yardım edin!" diye bağırdım ne kadar faydası olmayacağını bilsem de. Çünkü burası izbe bir sokaktı ve buradan geçse geçse bir kaç tinerci geçerdi ama bugün onlarda yoktu. Telefonu da barda unutmuştum.

Yanımızda siyah bir arabanın durmasıyla hemen bağırdım. "Yardım edin her olur!!"
Arabadan esmer iri yapılı, iyi giyinimli bir adam çıktı. Yanımıza geldi ve Miraç'ın yarasına baktı. "İç organlara zarar vermemiş olmalı" diyerek kendi kendine mırıldandı ve Miraç'ı kaldırdı. Ben öylece bakarken adam bana yandan bir bakış attı. "Zahmet olmazsa hanı yardım etsen" diyince adam hemen kendime geldim ve beraber Miraç'ı arabaya taşıdık.

Hastaneye geldiğimizde Miraç'ı hemen acil servise almışlardı ve yarım saat olmuştu. Mert'e haber vermiştim ama Meryem sultan telaşlanır diye haber vermemiştim. Acil kapısının önünde volta atarken adam beni durdurdu. "Bi sakin olsana" dediğinde sinirle ona baktım. "Nasıl sakin olayım ya! Benim kardeşim orada yaşam savaşı veriyor, sen bana sakin ol diyorsun! Mal mısın lan sen?!" diye bağırdım.

Adam saçlarını çekiştirmeye başladı. Sonra benim yanıma geldi ve omuzlarını sarstı "Kime bağırdığına dikkat et güzelim herkese ahkâm kesemezsin" sesi bir o kadar sakin bir o kadar da tehlikeli çıkıyordu. Korkmuştum ama bunu belli etmeye gerek yoktu. Onu ittirmeye çalıştım.

"Hop hop ne oluyor burada?" diyerek beni kendine çekti Maço Mert "kim bu dingil?" diyerek adamı gösterdi. "Bizi hastaneye yetiştiren adam"

"Sen tanımadığın bir adamın arabasına mı bindin?" bunu Bulut sormuştu ama ben cevap vermemiştim. "Miraç nasıl?" diye sordu Cenk "acil servise aldılar" dedim ağlamaklı bir sesle. "Ağlama canım birşey olmayacak" diyerek beni teselli etmeye başladı Cenk.

"Ben Alper ARSLAN " diyerek kendini tanıttı tehlikeli adam. Medeni playboyumuz Cenk hepimizi tek tek tanıttı tabiki beni de.

Odadan doktor çıkınca hemen yanına koştuk. "Durumu nasıl" diye sorduğumuzda doktor konuşmaya başladı "hayati tehlikeyi atlattı. Şimdi normal odaya alacaklar geçmiş olsun" diyerek yanımızdan ayrıldı.

"Sen gitsene artık, " diyerek Alper denilen adama baktım. "Tesekkur ederiz " dediginde Cenk, adam gulumsedi "peki siz bu kızın neyi oluyorsunuz?"

"Abileriyiz" dedi Bulut. Şaşkınlıkla "hepiniz mi?" diye sordu. "Hepimiz lan hepimiz bir sorun mu var?" diye üzerine yürüdü, adam hiç istifini bozmadan "hayır sorun yok" dedi ve "geçmiş olsun" diye ekleyerek yanımızdan ayrıldı. Bizde Miraç'ı görmek için odasına ilerledik.

Odaya girdiğimizde Miraç oldukça sakindi. Hemen yanına koştum ve sarıldım. "Lan dur yaraya dikkat et!" diye bağırınca hemen geri çekildim. "İyisin değil mi?" sordugumda başını salladı.

"Kim yaptı sana bunu?" diye sordu Bulut. "Bilmiyorum" diye mırıldandı. Bulut emin bir şekilde baktı "hangi şerefsiz yaptıysa bulucam kardeşim merak etme."

Telefonum çaldı cebimden çıkarıp açtım. "Efendim Meryem sultan?" diye cevap verdiğinde tüm bakışlar beni buldu. Miraç sessizce birsey söyleme diyordu.

"Kızım nerede kaldınız siz? Sabah oldu yoksunuz."

"Şey Cenk biraz hasta olmuş da ona çorba yapmak için onun evine geçtik" dediğimde güldü "peki o zaman güzel kızım nane limon da kaynat" dediginde onu onayladım. Tam telefonu kapıyordum ki "he kızım sana mektup geldi" dediginde şaşkınlıkla cevap verdim "ne mektubu?" "Urfa'dan" dediginde elimdeki telefon düştü.

***

_Alper_

Kıza sınır olmuştum. Nasıl bağırıyordu öyle. Ya o abilerine ne demeli? İt sürüsü gibi. Ulan bizim urfa da bile az böyle abileri olan kız. Kızın kime çektiği belli oluyor zaten. Dört tane abinin içinde kız olduğunu unutmuş. O giyinişe ne demeli. Erkek tişörtü falan.

Aman! Bana ne lan! Niye bu kadar sorun ettiysem.

Hastaneden sonra kaldığım otele gittim. Aslında saat 7 de uçak kalkacaktı ama ben hiç uyumadığım için öğleden sonra ki uçakla gidebilirim. Babamı aradım.

"Alo oğul yolda mısın?"

"Hayır öğleden sonra gelicem bir aksilik oldu"

"Kotu bir şey yok ya"

"Yok baba yok "

"Tamam oğul bugün gelmeye bak konuşulacak önemli konular var. "

"Tamam " diyerek kapadım.

Ne konuşacak acaba? Kesin ağalarla bir konu olmuştu. Urfa da böyle şeyler meşhurdu.

Başka ne olabilirdi ki?.

Pokračovať v čítaní

You'll Also Like

İMANBOY Od pearlyblack0816

Tínedžerská beletria

1.4M 106K 62
Okulun "playboyu" ve okulun tek kapalı kızı. Lise de başlayıp hayatlarının bir çok yerinde yollarının kesiştiği bu ikilinin yaşadığı maceraları ele...
1.3M 48K 52
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Defne çocuk ruhlu biridir. Bir akşam canının sıkıntısı ile anonim bir uygul...
Ayza Od Yazan Kelebek

Tínedžerská beletria

324K 28.2K 17
Sertçe yutkundum ve kısık çıkan sesimle "Çok acıyor mu?" diye sordum. "Evet ama senin ölmüş olman daha çok acıtıyordu." dedi. Gözlerimin dolmasına en...
BERCESTE Od itsmegokcen

Tínedžerská beletria

5.9M 193K 98
Karan Haznedaroğlu. 27 yıldır her istediğini elde eden, sadece adıyla bile bütün kapıları açabilecek bir adam. Şimdi her şeyden çok istediği bir şey...