Mühür

By betlkose_

400K 21.7K 973

Bitmiş bir hayatı ancak o hayatının katilinden alınmış soğuk bir intikam canladırır. Peki bunu Kristen,hayatı... More

Kristen Black
Ne Öğrenecektim?
Soğuk Özür
Kötü Başlangıç
Kurtadam
'Seni bekliyor olacağım Kristen'
O Bir Kurt Adam
Asa
'Seni Kaybetmekten Korkuyorum Kristen '
Ben Neyim?
'Kristen Black'
'Mühürlenmek'
Seni Koruyamadım Kristen
'Jordan Weller'
Bu Brian'dı
Onu İyi Tanıyorsun Kristen
Kristen'dan Uzak Dur
Sen Benim Kahramanımsın Brian
Burada Neler Oluyor?
'O Geri Döndü'
Bella Ve Stark
Güçlü Olmalıyım
Sana İhtiyacım Var Kristen
Davetsiz Misafir
'Seni Seviyorum Kristen'
Rosa Teyzem
His
'Beni Bırakamazsın'
Karanlık
Canım Yanıyor
Sana Mühürlüyüm
'O annemdi.'
Kıvılcım ve Ateş
Yavru Kurt
Vazgeçmek
'Beyaz Kürk'
'Güçlü olmalısın Kristen'
Kısa Bir Bilgi
Zafer
Gündoğumu
İntikam Çanları
Uluma
Çam Kokusu
Final-1
Final-2 'Tohum'
Yeni bir başlangıç

Herşey Senin İçin

5.1K 282 31
By betlkose_




Elimin içeresinde ki kalem varlığı,beni rahatsız etmiş ve ağırlaşmış göz kapaklarımı açmama neden olmuştu. Odamı aydınlatan karın beyaz ışığı,bakışlarımın karşısında dans ediyordu. Karışmış saçlarımın arasında ellerimi gezdirdim.Kafamı iki yana sallayarak,ayaklandım. Elimde kalan kalemi, çalışma masasına yerleştirdim. Sonra gözlerimi kayırarak kalemi bıraktığım yerden geri alarak tekrar avucumun içersine yerleştirdim. Nede olsa tuzağa düşmüş ve bundan ders almış gibi yapmalıydım.

Ellerimde ki demir karışık pas kokusunu silmek için odamın karşısında bulunan,banyoya doğru ilerledim. Kapıyı itmemle birlikte,gıcırdıyan kapı beni güldürmüştü.Bu sesler,insanı zamanla bu eve alıştırıyor ve o sesleri duymadığında tedirginlikle karşı karşıya kalıyordun. Yavaşça ilerlediğim banyoda,ellerimi 'merhaba' dercesine suyun altında özgür bırakmıştım. Ellerim,suyla merhabalışırken gözlerim aynada kendimi izlettiriyordu. Suyu kapatarak;

'Sadece ellerinin değil,bedenininde suya ihtiyacı var Kristen.' dedim sesli bir şekilde. Birkaç bakışımdan sonra,direnmekten vazgeçip,üzerimdekileri çıkarmaya başlamıştım.

Sıcak suyu açtım ve etrafa yayılan

'ben hazırım' dumanlarını izleyerek,bedenimi suyla bütünleştirdim.

...

Kısa süre sonra banyo keyfim sona ermişti.Temizlenen bedenim kendini oldukça rahat ve huzurlu hissediyordu.Saçlarımı,kurutarak özgür dalgalı haline kavuşturmuştum.

Kapının,tıklanması üzerine üzerimde ki bornozu sıkıca tutarak kapının arkasına geçtim.

Karşımda ki Rosa teyzemdi.

'İyi misin Kristen?' dedi.

Ben ise gülümseyerek;

'İyiyim,sadece biraz keyifleniyordum.'

Rosa teyzem gülerek;

'Peki acele et kahvaltı seni bekliyor.' dedi ve merdivenlere doğru ilerledi.

Ben ise üzerine kapıyı yavaşça kapattım. Karşımda gördüğüm buhulu cam,beynimde ki düşünceleri nitelendiyordu.Özgür değildim artık.Özgür olabilmem için,kendimden vazgeçmeliydim.

Derin nefes alarak kapıyı açtım,etrafı izledikten sonra hızlı adımlarla odama gitmiştim.Dolabımdan,bordo balıkçı kazağımı ve koyu jean aldıktan sonra giyinmeye başlamıştım.

...

Merdivenlerden yavaşça iniyordum.Bel kemiklerimin oldukça fazla belirmesi beni rahatsız etmişti.Bedenim kilo kaybetmiş ve ayakta durmakta zorlanıyordu.

Kapının çalmasıyla birlikte,merdivenlerde ki adımlarımı hızlandırmış ve kapıyı açmam için yönelmişti.

Parlayan bir çift mavi göz karşılamıştı beni. Siyah kazağına,bedeninde ki tüm kasları yerleşmişti.

Koyu jean pantolunu,bedenine oturmuş ve onu oldukça fit ve uzun göstermişti.

Kısa gülümsememden sonra bedeninde ki kasları doldurmuştum.

O ise elleri arasına aldığı bedenmi tedirginlikle tutuyordu. Kısa süre sonra,ayrık olan kaşları birleşmiş ve sesinde beliren sitem ortaya çıkmıştı.

'Kristen,bu?' dedi kekeleyerek ve ekledi.

'Bu halin ne?'

Ben ise mahçup bir şekilde alt dudağımı ısırmıştım.Beliren bel kemiklerim ve kaybolan karnım,buna eşlik eden uzun ve ince bacaklarım...

'Bilmiyorum Brian! Bende şimdi farkına vardım' dedim.

Brian ise aradaki mesafeyi kapatarak dudaklarımı kısa bir öpücük kondurdu.

'Senin karnını doyurmamız lazım.' dedi ve ellerimi avuçlayarak mutfağa ilerledi.

Kızarmış ekmekler tabaktaydı. Ben ise baş köşeye geçmek için harekete geçmiştim.Ama camın önünde duran Stark'ı fark edince yanına ilerledim. Omuzunun üzerinden bakışı ile adımlarım geriye doğru ilerlemişti.

Gözleri kehribar rengindeydi.İnce bedeni kabarmıştı. Gözleri ise benden birşey beklercesine açılmış ve üstüme doğru geliyordu.

Bella,araya girerek;

'Onu korkutuyorsun Stark.' dedi.

Stark ise geri adım atarak;

'Özür dilerim Kristen.Bundan sana bahsetmeliydim.' dedi.

Ben ise geri atan adımlarımı Stark'a doğru yönelterek,anlatmak istediklerine eşlik ettim.

'Tamam Stark! Ama bu halin ne?' dedim.

Stark gülümseyerek;

'Bizler herhangi bir kötü güç veya güçlü bir büyü ile karşılaşırsak gözlerimiz bu rengi alır.' dedi.

Sorular ve düşünceler beynimde dolaşırken,cebimde bulunan kalemi unutmuştum. Stark büyük ihtimal bundan bahsediyordu.Derin nefes alarak;

'Ve bu bulunduğum hali kimse değiştiremez.Göz rengim benim nasıl biri olduğumu açığa çıkarır.' dedi.

Ben ise cebime giden eli durdurarak;

'Nasıl yani? Ne demek istiyorsun Stark?' dedim.

Stark derin nefes alarak;

'Eğer güçlerini kötüye kullanmıyorsan,gözlerin bu rengi alır.Eğer güçlerin seni etkisi altına almış ve kötüye kullanıyorsan,göz rengin kırmızı olur.' dedi.

Ben ise gülümseyerek;

'Bu güzel bir ifşa.' dedim.

Stark ise gülümseyerek;

'Alabilirmiyim Kristen?' dedi.

Ben ise belimde bekleyen ellerimi ayırarak,cebime yönelttim.Elimin içerisine yerleşen,kalemi çıkartarak Stark'ın avcunun içeresine bıraktım. Arkamda beliren Brian;

'Bu nedir?' dedi.

Ben ise tedirgin bir şekilde;

'Annemin kalemi.Jordan gece odamı bıraktı.' dedim.

Brian ise;

'Yersiz ziyeretler beni çileden çıkartıyor Kristen.' dedi.

Ben ise gülümyerek;

'Brian.' dedim.

Brian ise seyiren çene kasları yok olmuş ve onların yerine bir ince gülüş eklenmişti.

Belimden tutarak beni sandelyeye yöneltti. Çayımı doldurduktan sonra tabağıma yerleştidiği kızarmış ekmeği,'Ye' dercesine bakarak gülümsedi.

Bu despotluğu,fazla güçsüz kalmamdan dolayıydı.Eğer haklı olmasaydı,dediklerini dinlemez ve masadan kalkardım.

Yavaşça yemeye başlamıştım.Stark ise pencerenin önünden ayrılarak,üst kata çıkmıştı.Gıcırdıyan tahta sesleri bu izlenimi uyandıryordu.

...

Kısa bir süre sonra yemek masasından ayrılmıştım.Büyükbabamın odasına yönelerek,kapıyı yavaşça açtım.Gıcırdayan kapı,büyükbabamın 'Hoşgeldin.'  sesi gibiydi kulaklarımda.Göz uçlarımda birleşen göz yaşları akmak için çabalerken,yüreğime sığmayan acı onları durdurmak için ellinden geleni yapıyordu.Annem ile babama ait olan bir anımı daha burada kaybetmiştim.Annemin ve babamın aşkını veya annemin küçüklüğünü dinleyemeden,büyükbabamı kaybetmiştim. Aslında onlara dair herşeyimi kaybetmiştim.

Gözlerimin altında ve dudaklarımın üzerinde biriken yaşları silmiş ve kendim için sözler vermiştim.Anılarımın intikamını alıcaktım.Bu yüzden acılarımla yüzleşmeli ve ayakta kalmalıydım.

Odadan ayrılmak için döndüğümde,masanın üzerinde olan anahtarlar gözüme çarpmıştı.

Tanrım bunlar büyük babamın bana aldığı kamyonetin anahtarlarıydı. Hızlıca anahtaları alarak kapının yolunu tutmuştum. Arkamda beliren Brian;

'Kristen?' diye seslendi.

Ben ise gülümseyerek;

'Sadece biraz gezintiye çıkmak istiyorum.' dedim ve ekledim.

'Yalnız.'

Brian ise gülümsedi ve;

'Nasıl istersen sevgilim.' dedi.

Ben ise siyah deri ceketimi üzerime geçirerek,merdivenlerden inmeye başladım.Tamirhaneye yöneldiğim de ise karşımda duran,kamyonet hızlı adımlarla ona ilerlemi sağlamıştı.

Kapıyı açarak,içerisine oturmuş ve anahtaları kontağa yerleştirmiştim. Bir iki çevirmemle birlikte,üzgün sesi neşelenmişti.

Yavaşça ormanda ilerliyordum. Dallardaki karların düşüşü ve derin ormanlar beni korkutmak yerine buraya bağlıyordu.

Radyonun sesini açarak çalan,Ryan Adams - Desire,yolculuk boyunca bana eşlik etmişti.

İleride,beliren yol ayrımından saparak başka yollar denedim. Önümde çıkan küçük bir göl beni sevindirmiş ve yaptığım seçimin doğru olduğuna beni inandırmıştı.

Arabayı durdurdum ve kısa bir süre sonra gölün kenarında yerimi aldım.

İçime dolan keskin hava,burnumu eşsiz kırmızı rengini aldırsada bedenime oldukça iyi gelmişti.

...

Arkamdan gelen ayak sesleri beni tedirgin etsede,aklım onun Brian olduğunu söylüyordu. Gülümseyerek arkama döndüğümde ise Brian olmadığının farkına varmıştım. Buda kimdi böyle?

Uzun boyu ve kaslı bedeni,mavi gözleri ve hafif uzun saçları arasında kayboluyordu. Belirgin yüz hatları insanı gülümsetiyordu.

'Bir sorun mu var bayım?' dedim yumuşak ses tonu ile.

O ise gülümseyerek;

'Sadece eşlik etmek istedim.' dedi.

Ben ise olumlu şekilde kafa sallayarak ona izin vermiştim.Bu nasıl olmuştu bilmiyordum. Ama karşımda beliren,herneyse beni kendine oldukça çekiyordu.

'Adınızı öğrenebilir miym bayan?' dedi gülümseyerek.

Ama sezgilerim,onun sıradan biri olmadığını defalarca beynimde tekralıyordu.Düşüncelerimden sonra sorusu ve gülümsemesi bana Stark'ı anımsatıyordu.

'Cevabını bildiğiniz soruları sormaya severmisiniz?' dedim tedirgin bir şekilde.

O ise keskin mavi gözlerini üzerimde gezdirerek;

'Sadece adını senden duymak istiyorum.' dedi istekli bir şekilde. Gözlerini göle çevirerek;

'Belki bu sizi aklımda daha kalıcı bir halde bırakır.' dedi.

Hızlanan kalp atışım,beni ele verecekti.Bu sözler neden dudaklarında dolanıyordu? Beni nereden tanıyordu? Beynimde bireken düşünceleri okurmuşcasına bana doğru yaklaşarak;

' Benden korkmanı istemiyorum Kristen' dedi.

Ben ise bana ilerleyen adımları gördüğüm halde,olduğumdan yerde kalıyordum.Tedirgin değildim ve beni korkutmuyordu.

'Hayır senden korkmuyorum. Sadece? Kimsin? ' dedim boğuk bir ses tonu ile.

Olduğu yerde kaldı ve derin nefes alarak;
'Ben,ben.' dedi ve sustu.
Derin nefes alarak devam etti.
'Ben sana annen ile büyükbabanı gösterenim.' dedi.

Cebimde duran ellerim,özgürlüğüne kavuşmuş ve omuzlarında yumruğa dönüşmüştü.Kaşlarım hiç olmadığı kadar birbirine yakındı. Göz altlarımda doluşan göz yaşlarım çığlıklarım ile birlikte oldukları yerden düşmüşlerdi.

O ise ellerimi tutarak beni durdurmaya çalıştı.Yüzümü ellerinin arasına alarak sakinleşmemi sağladı.Derin nefes alarak;

'Ben seninleyim,amacım anıları olmayan bir genç kıza anı hediye etmekti ve onu güçlü kılmaktı.' dedi.

Sinirlenen bedenim sakinleşmiş ve keskin mavi gözlerinde kaybolmuştu.Sözleri dökülmesede samimiyetini gözlerinden anlabiliyordum.

'Bu bir büyü,sadece annen ve büyükbabanla seni karşılaştırarak,güçlü olamanı istedim.Ama sen hiçliklerde boğuldun.' dedi.

Yüzüm halen ellerinin arasındaydı ve bu manzarayı bozmak istemiyordum.Karşımda duran yüz bana hayatımdaki en büyük hediyeyi vermişti.

Derin nefes alarak;

'Ne yapmalıyım?' dedim güçsüz bir şekilde.

Gözlerimde olan gözleri,şimdi dudaklarımdaydı.

'Anılarınla güçlen,onları elinden alanı düşün ama değişme.Kendin olarak kal.' dedi.

Ben ise gözlerine yalvarırcasına bakarak;

' Annemi bana tekrar gösterirmisin?' dedim. Titreyen sesim beni oldukça güçsüz göstermişti.

O ise gözlerini göl ile birleştirmişti.Bu onun için bir kaçıştı.Çünkü onunda gözlerinin altında gözyaşları birikmişti.

Ellerinin arasında olan yüzümü bırakmış ve ellerimde birleştirmişti.

'Peki Kristen.Güçlü ol.' dedi.

Ben ise gözlerimi kapatmış ve yanağımda yol alan gözyaşı ile cevap vermiştim.

...

'Başımda beliren derin ağrı ve bedenimin güçsüzleşmesi beni tedirginleştirmişti. Ama kısa süre sonra gözlerimin önünde beliren görüntüler,anılarımla karşı karşı olduğumu göstermişti.

Annemi görüyordum. Resimlerde ki gibi dalgalo saçları omuzlarına dökülmüş ve kucağında ki bebeği seviyordu. Gözlerim buğulanmıştı. Tanrım ! O kucağında ki bendim! Saçlarımı okşuyor ve beni öpüyordu. Annemi istiyordum,hiç büyümemek ve bu anda donup kalmak.'

'Kristen.'

'Kristen'

Adım kulaklarımda çınlıyordu. Gözlerimi açmamak için diremiyordum. O anda kalmak,annemin beni sahiplenişini görmek istiyordum. Gözlerim direnmekten vazgeçmişti. ...

Gözlerimi açtığımda o karşımdaydı. Ben ise kollarının şeklini almış bir şekilde kucağında yatıyordum. Ona baktığımda ise gözlerinin mavi tonlarıdan ayrılmış,kehribar rengini almıştı. Bu Stark'ın kelimlerinin düşüncelerimde belirmesine neden olmuştu. Gülümseyerek;

'Sen,iyisin.' dedim.

O ise gözlerini gözlerimde birleştirerek;

'Herşey senin için Kristen.' dedi.

Gözlerim tekrar beni yarı yolda bırakmış ve karanlıkla birlikte kaybolmuştu.Anımsadığım tek şey annem ve bana hayat veren bir çift mavi gözdü. ...

Continue Reading

You'll Also Like

30.8K 2.5K 24
Genç kız kaymaya devam etti. Üşüyordu ama bunu sorun etmiyordu. Üşümek istiyordu. Ayağının altındaki kaygan zemin, ona iyi geliyordu. Fakat bu sefer...
1.7K 184 27
" Lavinia bizim şiirimizdi ve ben hala okuyorum onu. Gözyaşlarım eşliğinde dökülüyor sözcükler ağzımdan. Ona sesleniyorum bu defa ona diyorum ama gi...
24K 1.8K 10
"Lan bu çok şirin yanımıza alalımmı abi?" Dedi arkadaki adamlardan biri hevesle. Neyi yanına alıyor ki? Arkama dönüp konuşan kişiye şaşkınca baktım b...
3K 140 6
Karşısındaki kadınla bakışan gözlerini büyük bir hasret kaplamıştı. Bitti demişti içinden, sonunda bitti. Artık doya doya bakabileceğim taptığım gözl...