İLLEGAL AŞKLAR

By Morlinka

303K 19.4K 1.3K

Bir kördüğümdü aşk. Tabancadan çıkan kör kurşundu. Hedefi tekti, istikameti belliydi. Ateş aldıktan sonrası y... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21-part1
BÖLÜM 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Duyuru ve Özür
Bölüm 25 part-1
25.Bölüm 2.part
Bölüm 26
Yeni Hikaye Spoiler
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
FİNAL

Bölüm 21- part 2

6.5K 568 51
By Morlinka

Bölümün diğer yarısı da gelmiş bulunmakta ancak bu kadar yazabildim fakat hiç içime sinmedi canlarım. Stajım başladığı için inanın çok yoğunum çok az uykuyla idare etmeye çalışıyorum biraz anlayış gösterirseniz inanın çok mutlu olurum. Hafta sonu sizlere upuzun bir bölüm yazmaya çalışacağım desteğiniz için şimdiden teşekkür ederim. Keyifli okumalar :)

        Selin Mehmet'in büyüsüne kapılmış bir şekilde ne yaptığının farkında olmadan hareket ediyordu. Bade'nin elinden tutmuş çekiştiriyor ama söylediklerini duymuyordu. Bade'yi yine kreşin bahçe kapısının önünde bırakmış içeri girmesini sanki flu bir perdeden izliyordu. Tam arkasını dönecekti ki yarı yolda kendisine çarpan omuzla geriye doğru savruldu;

"Ayy önüne baksana be." (Ayça Hanım)

"Hanımefendi benim arkam dönüktü nasıl görebilirdim acaba sizi." (Selin)

"Dikkat edin canım biraz aa insanda biraz edep adap olur özür dileyeceğiniz yerde muhalefet oluyorsunuz bir de." (Ayça Hanım)

"Ne özür diliycem be Allah allah hem suçlu hem güçlü." (Selin)

"Terbiyesiz. Zaten ben geçen gün yalan söylemenden anlamıştım nasıl bir insan olsuğunu daha bahçe kapısından giremiyorsun bir de Bade'nin annesiyim diye gerim gerim geriliyorsun ortalıklarda. Hayır bir şey değil çocuklara kötü örnek oluyorsun. Senin gibileri şikayet etmek..." (Ayça Hanım)

Selin'in zaten bozuk olan dengesi kaybolmuş iyice şalterleri atmıştı. Sağ gözü seyirmeye başlarken ne zaman Ayça Hanım'ın saçlarına yapıştığını sorsanız kendisi bile hatırlamıyordu. 

*****

        Canan tekrar gözlerini araladığında hava iyice aydınlanmıştı. Hafifçe kıpırdandığında karnının üzerinden sarkan iri eli ve arkasındaki sert bedeni hissetti. Uyku sersemliğini üzerinden attıktan sonra sabaha karşı olanlar aklına üşüştü. Bertan ona yazdığı şiiri bulmuş gelip ona bağırıp çağırmış en sonunda da kollarına alıp sımsıkı sararak uyumuştu. Bir süre kaskatı yatan Canan sonunda burnuna dolan Bertan'ın kokusuna daha fazla dayanamayıp o da uykuya dalmıştı. Şimdi Bertan'ı uyandırmadan kalkması kesinlikle mümkün değildi. Canan kendi iç çatışmasını yaşarken Bertan uyanmış Canan'ın katran karası saçlarına yüzünü gömmüş yaşadığı huzurun tadını çıkartıyordu. Canan'ın uyandığının uyandığının farkında değildi. Kendini zorlukla Canan'dan ayırıp kalktı merkeze gitmesi gerekiyordu. Geride bıraktığı kadının kalbinin kanat çırpışlarını duymadı.

*****

        Mehmet odasında oturmuş kahvesini yudumluyordu. Şu sırtını ağrıtan sandalyesini bile özlemişti vallahi. Özüne dönmüş gibi hissediyordu. Kısa bir zaman dilimi de olsa dört duvar arasında mahkum olmak hiç kolay bir şey değildi. Merkezde ortalık sakindi. Mehmet gelir gelmez şube müdürü Hüseyin Bey ile ufak bir toplantı yapmış şimdi de sakinliğin keyfini sürüyordu derken bağırışları duydu. Ulan dilini ısırsaydı keşke iki damla huzuru vardı onu da kaçıranlara hesabını soracaktı. Esip gürlemek için bir hışım odasından çıktı. Aklından her türlü sahneyi geçirmişti ama bu hariç...

Polis memurları Selin'i saçlarına yapıştığı kadından ayırmaya çalışmış fakat başaramamışlardı. İnadı tutmuştu bir kere. Mehmet'in gürlemesiyle yerinde sıçradı ama bu sefer haklıydı ezdirmeyecekti kendini.

"SÜREYYAAA!! NE OLUYOR BURDA?"

"Komiserim bayanları Çiçek kreşinin önünden aldık. Çevredekiler şikayet etmiş müdahale etmeye çalıştık ama hanımefendiler bir türlü durulmadı bizde aldık merkeze getirdik."

"Tamam ben ilgilenirim odama getirin."

Mehmet arkasını sönmüş büyük adımlarla odasına gitmişti. Alnındaki damar şişmiş Süreyya'ya ne diyeceğini bilmiyordu. Odasının kapısını açık bırakarak sandalyesine oturdu. Dakika dolmadan Selin ve saçına yapıştığı kadını getirmişlerdi.

"Evet bayanlar anlatın bakalım."

Ayça Hanım daha ağzını açamadan Selin çoktan konuşmaya başlamışlardı bile;

"Ya bak ben sana baştan anlatayım şimdi ben geçen gün Bade'yi okula bırakırken şu yanımda gördüğün hanımefendiyle karşılaştık giyinmiş süslenmiş takmış takıştırmış sanki düğüne gidiyor haspam neyse konuyu dağıtmayayım. Benim küçücük minnacık kuzucum Bade'm anne demiş bana. Ne yapsaydım Mehmet ama kuzum öyle demiş kıyamam ki ben ona. O bana anne demiş beni öyle kabul etmiş ben napsaydım yani ayy bişey desene Mehmet öyle boş boş bakıyorsun iki saattir."

"Devrelerimi yaktın Süreyya."

"Hanımefendi çok özür dileriz. İnanın bu olay bir daha tekrarlanmayacak. Şikayetçi olmakta kararlı mısınız?"

Ayça Hanım Mehmet'in kibarlığından sonra binbir türlü işve cilve yaparak kırıtmış daha sonra şikayetçi olmadan gitmişti.

Kadın odadan çıkar çıkmaz Selin süt dökmüş kedi misali Mehmet'e sırnaşmaya başlamıştı.

"Mehmet'immm."

"Canııımm."

"Birtanemmm"

Selin'in bütün sevgi sözcüklerine rağmen Mehmet'in yüzünde tek bir mimik bile hareket etmemişti. Aslında çokta farkında değildi Selin'in o şu an Bade'yi düşünmekle meşguldü.

*****

Zehra evinden çıkmış fazla uzak olmayan merkeze doğru yürümeye başlamıştı. Bir anda önünü kesen arabayla eli askısındaki silahına gitse de çok geçmeden önünde duran arabanın Doğuş'un arabası olduğunu fark etti. Doğuş camı indirip;

"Günaydın kelebeğim, hadi atla da gidelim." (Doğuş)

"Allahım sabah sabah sen beni mi sınıyorsun? Ya senin için gücün yok mu başıma bela mısın sen yaa?" (Zehra)

"Benim işim de gücüm de sensin tırtılım kalbimi kırıyorsun ama." (Doğuş)

"Bu gidişle kalbini değil direk kafanı kıracağım o olacak doğuş çek git oyun oynama benimle. (Zehra)

Doğuş Zehra'nın sözleriyle ciddileşmiş gözlüklerini gözünden çıkartmış ve arabadan inmişti;

"Oyun oynadığımı mı düşünüyorsun Zehra? 

"Düşünmüyorum biliyorum Doğuş. Yapma! Ben o senin kullanıp attığın barbi bebeklerine benzemem."

Doğuş elini ensesine atmış bir süre gözlerini kısarak Zehra'yı incelemişti daha sonra parlayan gözleriyle Zehra'yı çekiştirerek arabaya bindirdi. Zehra merkeze gittiklerini sanarak başta sesini çıkarmasa da merkezi çoktan geçip gittiklerini fark edince söylenmeye başladı;

"Heyy! Merkezi geçtik kör müsün?"

"Kör değilim merkezi geçtiğimizi geçtiğimizin farkındayım."

"Nereye gidiyoruz. Doğuş nolur uğraşma benimle indir beni hadi."

"Hayır küçük hanım şimdi çeneni kapatacak ve benimle birlikte geleceksin."

"Nereye?"

"Gidince görürsün."

Yaklaşık bir 10 dakika sonra Doğuş arabayı kocaman yemyeşil bir bahçesi olan 2 katlı gösterişli bir villanın garajına sokmuştu.

"Nereye geldik?"

"Soru sorma, gel benimle."

Doğuş Zehra'nın elini sımsıkı tutmuş villanın kapısını alacaklı gibi çalmaya başlamıştı. Kapıyı 50li yaşlarda tombul bir bayan açmıştı;

"Merhaba Halide sultan annemler evde mi?"

"Evde paşam hoşgeldiniz, buyur geç."

Zehra şaşkın ördek misali Doğuş onu ne yöne çekiştirirse o yöne gidiyordu. Uzun koridoru aştıktan sonra kendi evi büyüklüğünde bir salona girmişlerdi. Osmanlı işi koltuk takımlarında oturup kahvesini yudumlayan sarışın gösterişli bir kadın ve gazetesini okuyan karizmatik bir adam vardı. Zehra etrafını incelerken Doğuş boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Anne, baba bakın size kimi getirdim. Zehra, sevdiğim kadın. Yani sizin gelecekteki gelininiz!"

Doğuş el bombasının pimini çekmiş salonun ortasındaki sehpaya koymuştu resmen!

Continue Reading

You'll Also Like

KURŞUN By Kaktustugce

General Fiction

338K 25.5K 35
(Mahallemin Polisi hikâyemdeki yan karakterler olan Kurşun ve Nergis'in hikâyesidir! Bağımsız olarak okuyabilirsiniz ^^) Derin nefesler alıp sımsıkı...
KARmAŞIK By siirsever

Mystery / Thriller

27.6K 2.8K 74
Birbirini çok seven iki dedektifin başına ne gelebilirki? İnsan hatırlamadığı birisini hala sevebilirmi? Yüzünü bile bilmeden sıcaklığını hissede bil...
1.9M 134K 30
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...
55.1K 5.2K 50
Zahid Araz. Birdaha dönmemek üzere evden çıktığında attığı adımların onu nereye götüreceğini bilmeden gidiyordu. Kederiyle, öfkesiyle ve yorgunluğuyl...