AŞK YARASI (TAMAMLANDI)

By kardelensrtkya

170K 6.9K 1.4K

Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş. Aşk, insanı kendisinden başkasıyla yakmasıymış. Aşk, kede... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
FİNAL - Part 1
FİNAL - Part 2

17. Bölüm

3.5K 181 51
By kardelensrtkya


Boğaz manzarasına bakarak temiz havayı içine çekti Zeynep. Gözlerini manzaradan çekip sevdiği adama çevirdi. Kerem gözlerinde dört mevsimi yaşadığı sevdiği kadının gözlerine bakmasıyla konuşmaya başladı;

K "Ne güzel bir gün, değil mi?"

Z "Evet. Güneş artık tatlı sıcaklığını yakıcı sıcaklığa bıraktı. Ama ışığı hep aynı. Bazıları için ister tatlı ister yakıcı olsun hiç doğmuyor güneş. Bazıları için ise ışıltı hep sevdiği kişinin bakışlarındadır."

K "Senin için nasıl peki? Güneşin ışıltısı?"

Z "Bilmiyorum. Bazen ışıltısını üzerimden  çekiyor... Bazen de ışıltısı acılarımı, yaralarımı bile gün yüzüne çıkaracak kadar parlak oluyor... Ama bundan utanmıyorum. Çünkü insan eğer acısı,  yarası varsa insandır. "

Aşkın fısıltılarını mühürlü kalplerinden en masum hâliyle birbirlerine söylüyordu iki âşık. İki yaralı...

Kahvaltı boyunca süren bu konuşmalara Kerem'in dün akşam yalıda yaşadıklarını anlatması da dahil oldu. Zeynep dinliyordu... Kerem anlatıyordu...

Kerem dün akşam olanları anlattıktan sonra sessizlik oldu. Kahvaltılarını yapıp bakışlarıyla konuştular. Sessliği bozup ilk konuşan Kerem oldu.

K "Bu akşam işin yoksa eğer bir şeyler yapalım mı? "

Z "Olmaz. Annemler bu akşam Paris'e uçacak. 10 günlük tataile gidecekler. Ama yarın yapabiliriz."

K "Tamam. Iıı şey... sen evde tek mi kalacaksın? "

Z "Hayır yardımcımız da var. "

K "İyi olur. Tek kalmanı istemem. "

Z " :D "

Kahvaltı bittikten sonra kafeden çıktılar. Kerem'in arabasına binerek şirkete doğru yol aldılar.

Ama trafiğe yakalandıları için milim milim ilerliyorlardı. Havanın bunaltıcı sıcaklığı da üstüne eklenince trafik gerçekten çekilmez oliyordu. Zeynep camı sonuna kadar açarak eliyle kendine hava yaptı.

Zeynep camı açınca Kerem'in arabasının yanında duran arabada iki adam camdan Zeynep'e bakmaya başladı. Kerem bu durumu fark edince her iki camı da kapattı

Z "Kerem ne yapıyorsun ya? Zaten hava sıcak neden camları kapatıyorsun?"

K "Klimayı açarım ben. Öyle daha serin olur. Cam açık olunca daha sıcak oluyordu."

Z "Tamam. "

Kerem klimayı ve radyoyu açarak geriye yaslandı. Başına Zeynep'e çevirince onun da geriye yaslanarak kendisine baktığını gördü.

Radyodan çıkan müzik sesini duyunca Zeynep'in gözlerinin içine  bakarak şarkıyı söylemeye başladı.

"Yaralandığımı görmüyor musun?
Düşmanız gibi davranıyorsun.
Bir yanlışım kaç doğru mu götürüyor?
Gururun arkasına saklanıyorsun

Ardına kadar açık gönülden sevene bu gönül.
Bize bir adım gelene biz koşarız bir ömür.

Bir anlık öfkeyle karar verme ne olur?
Hatasız kul olmaz. Bir hata ettim kabul.
Sana imkansız bir şey vaad ettim mi? Söyle.
Benim aşkım sensin. İnan artık, ne olur?"

Kerem'in son sözleri bastırarak söylemesi üzerine Zeynep'in yanaklarına kan hücum etti. Ama gözlerini Kerem den kaçırmadı. Çünkü Kerem öyle güzel, öyle âşık bakıyordu ki... Hep böyle bak bana... Çünkü sen bana böyle bakınca aşkın ateşi naif bir esintiye dönüşüyor... Ve sen bana böyle baktığın sürece kor ateş de olsa yanmaya hazırım ben... diye geçirdi içinden güzel kadın.

Tutuklu kaldı birbirlerinde bakışları.

Z "Bana hep böyle bak. Olur mu? "

K "Olur. Sen de bundan sonra ne olursa olsun elimi bırakma. Olur mu?  "

Z "Olur. Hem İstesemde senin elini bırakamam. Senin elini bırakırsam yaran tekrar kanayacak. Ve ben artık bu acıyı kaldıramam."

Trafik açılmaya başladığında Kerem başını yasladığı koltuktan kaldırdı ve yola odaklandı. Şirkete geldiklerinde Zeynep eğilip Kerem'in yanağına masum bir öpücük bıraktı.

Z "Görüşürüz. Kendine iyi bak."

K "Mesain bittikten sonra gelip seni alacam. O zamana kadar kendine iyi bak. Ve sakın Miraç'ı yanına yaklaştırma."

Z "Tamam :D "

Aabadan indi ve şirkete girdi güzel kadın. Arabada yaşananlar aklında dönüp duruyordu. Evet. Sevdiği adam onu kıskanmıştı. Bu duyguyu yoğun bir şekilde yaşamayalı o kadar uzun zaman oldu ki... Şimdi tekrar yaşamak solmaya yüz tutmuş bir gülün yeniden canlanması gibiydi. Ama renkleri eskisinden daha da canlıydı bu gülün. Eskisinden daha güzel kokuyordu, daha güzel görünüyordu...

Odasına girdi ve kendini koltuğa attı. Elini kalbinin üzerine koydu. O kadar hızlı atıyordu ki nefes almakta zorluk çekiyordu ki... Kalbi âdeta ağzında atıyordu...

Böyle olmayacağını anlayınca lavaboya gitmeye karar verdi. Odasından çıkar çıkmaz karşısında Miraç'ı gördü. Kapıyı kapatıp yanından geçmeye çalıştı. Ama Miraç buna izin vermedi ve kolunu tuttu. Zeynep kolunu çekip sinirli bir ifadeyle Miraç'ın yüzüne baktı.

Z "Ne istiyorsunuz Miraç Bey?"

M "Geç geldin."

G "Benden izin aldı. "

Yan tarafından gelen sesle Görkem'in geldiğini fark ettiler. Görkem ikisinin de yanına geldi ve ellerini ceplerine bırakarak durdu.

M "Sana sormadım Görkem. "

G "Zeynep'i rahat bırak Miraç! "

Z "Görkem Bey sorun değil be-"

G "Sorun Zeynep. Biz şirket içinde çalışanlarımızla bu kadar samimi olmuyoruz. Onlara böyle davranmıyoruz. Bundan sonra hareket, hal ve tavırlarına dikkat et Miraç!"

M "Peki Görkem. Bu sözleri sakın unutma. Sana hatırlatmak zorunda kalmayayım."

Miraç hızla yanlarından ayrıldı.

G "Seni odamda bekliyorum Zeynep. Beş dakika sonra odamda ol."

Z "Tamam Görkem Bey. "

Zeynep lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı.  Lavaobodan çıktı ve Görkem'in odasının önüne gidip kapıyı tıklatarak odaya girdi.

G "Gel Zeynep. Geç otyr şöyle. "

Eliyle karşısındaki koltuğu işaret etti. Zeynep geçip oturdu.

G "Ben az önce Miraç'a çalışanlarımız falan dedim ama sen kırılmadın değil mi?  Yani ben onu senden uzak dursun diye dedim."

Z "Biliyorum Görkem Bey. Merak etmeyin kırılmadım. :D "

G "Ohh iyi bari. Ee ne konuştunuz Kerem ile?"

Z "Dün akşam ki yemeği anlattı. Öyle havadan sudan işte. "

G "Kısa süre sonra Kerem de şirketin başına geçecek. Birlikte yöneticez. Yani senin patronun olacak. :D"

Z "Evet. Sevgili patronum olacak. :D "

G "Kuzenim çok utangaç ya... Dün yemekte nasıl kasıyordu kendini görseydin bir. :D "

Z "Kerem mi? Hayatta inanamam. Yeni ortam falan ya o yüzden heyecan yapmıştır. Yoksa utanma falan ıh ıh."

G "İnanmıyorsan bugün gel de gör. "

Z "Yok ben gelmeyeyim. Hem Ahmet Amca ve Sevim Teyzenin karşısına çıkmaya hâlâ cesaretim yok. "

G "Neden?"

Z "Kerem'in intihar olayından son-"

G "Bir dakika ya ne intiharı? Kerem intihar mı etti?"

Z "Siz bilmiyor musunuz?"

G "Hayır bilmiyorum Zeynep. Lütfen anlatır mısın? "

Zeynep başından geçenleri ayrıntıya girmeden anlattı. Görkem her duyduğuyla biraz daha şoka girdi. Başka kişilerden kendikinden daha büyük aşk yarası vardı. Ama onlar artık yaralarını birbirlerine olan aşklarıyla sarmaya başladı. Peki ya kendisi nasıl, kiminle saracaktı yarasını?

***

Kerem Adar'ın evine gidip eşyalarını toparladı. Şirkete de gidip istifa dilekçesini verdi. Müdürüne ayrılmak istediğin söyledi ve ayrıldı. Şimdi de yalının büyük bahçe kapısından içeri girdi. Arabayı durdurdu ve adamlardan birinin kapıya açmasıyla indi. Ne gerek vardı ki buna? Sanki kendisi açamıyordu.

Bagajı açar açmaz dibinde duran adam bavulu aldı. O da kutuyu aldı ve yalıdan içeri girdi.

S "Oğlum hoş geldin?"

K "Hoş buldum. "

H "Hoş geldin oğlum. "

K "Hoş buldum. Babam yok mu?"

H "Yok. Amcanla biraz işleri vardı. Dışarı çıktılar. Biz de gelinimle senin gelmeni bekliyorduk. Her şeyi hallettin mi?"

K "Evet hallettim. "

H "Nimet kızım Kerem'e odasını göster."

Kerem merdivenlerden yukarı çıkmaya başladığında yalının büyüklüğüne bir kez daha şahit oldu. Beyaz renginin ağırlıkta olduğu yalı muhteşem bir boğaz manzarasına sahipti. Kendi odasına geldiğinde kapıyı açtı ve içeri girdi.

Beyaz tonunun ağırlıkta kullanıldığı ferah oda boğazın eşsiz manzarasını ayaklar altına seriyordu. Ve deniz kokusu odanın her tarafından hissediliyordu. Bavulu yere bırakan adam odadan çıktı. Ama evin yardımcısı Nimet hâlâ bekliyordu.

N "Kıyafetlerinizi yerleştiricem Kerem Bey."

K "Tamam."

Kerem elindeki kutuyu yatağın kenarına bıraktı ve kapıya yöneldi.

K "Kutuya karışmazsan sevinirim. :) "

N "Peki Kerem Bey. "

Kerem odadan çıktı ve merdivenlerden inerek salona girdi.

H "Gel bakalım oğlum. Otur şöyle. "

Kerem dedesinin karşısındaki koltuğa oturdu.

H "Neler yaptın bugün?"

K "Eşyalarımı topladım. Şirkete gidip istifa dilekçemi verdim. Müdür beni yanına çağırdı. Özel sebepler falan dedim bende. Öyle işte. "

H "İyi yapmışsın. Bu akşam hisselerin devri yapılacak. Baban ve amcan da belgeleri hazırlamak için işlemleri halletmeye gitti."

K "Hmm. Eee şey ben şimdi çıkabilir miyim? Bir arkadaşımla görüşücem de."

H "Kim bu arkadaşın? Adı ne?  :) "

K "Zeynep. Çocukluk arkadaşım. "

S "Kerem! Oğlum sen hâlâ o kızla görüşüyor musun?"

K "Anne o kız dediğin kişi benim sev- Neyse bunu seninle sonra konuşalım. "

H "Kim bu Zeynep? "

S " Kerem'i terk eden hatta intihara teşebbüs ettiren kız."

K "Anne! Bilmediğin şeyler var. O yüzden Zeynep hakkında ileri geri konuşma! "

H "Bir dakika annen 'intihar' mı dedi Kerem?"

K "..."

H "Çocukluk arkadaşım demiştin? "

K "Benim şimdi çıkmam lazım. Sonra konuşsak olur mu?"

H "Peki oğlum. "

Kerem arkasına bakmadan yalıdan çıkıp arabasına bindi.

***

K "Güzelim aşağıdayım ben. Seni bekliyorum. Hadi in."

Z "T-tamam geliyorum Kerem. :D "

Kerem tefonu kapattı. Yüzündeki aptal sırtışa bir türlü engel olamıyordu. Zeynep'in sesini her duyduğunda böyle oluyordu. Kalbi titriyordu. Sadece sesini duyması buna yetiyordu. Hem de fazlasıyla...

Arabanın kapısı açıldı. Zeynep gelmişti.

Görkem ile konuşmasından sonra odasına gitmişti. Mesai bitimine kadar kafasını kaldırmadan çalışmıştı. Kerem aradığında heyecanla telefonu açtı; zaten o da Kerem'i arayacaktı. Ama onun önce aramasına çok mutlu olmuştu. Güzelim dediğini duyduktan sonra içinde aşk yolunda akan ırmaklar coştu. Telefonu kapattı ve bir kaç saniye öylece oturdu. Sonra gözlerinin önüne Kerem'in yüzü geldi. Özlemişti... Aşkla bakan zümrütleri özlemişti... Gülümsediğinde çıkan gamzesini özlemişti... Güzelim deyişini özlemişti...

Çantasını alarak hızla odadan çıktı. Asansör alt kata inince şirketin önünde bekleyen arabaya hiç beklemeden bindi.

Kerem düşüncelerinden sıyrılıp kendisine parlayarak bakan kahvelere döndü.

K "Nasılsın? :D "

Zeynep Kerem'in âdeta ben burdayım diyen gamzelerini görünce cümleleri bir araya getirerek güçlükle "İ-iyiyim. Çok iyiyim. Sen? Sen iyi misin?" dedi. Kerem bu hâline daha fazla dayanamadı ve sesli bir kahkaha attı. Zeynep utanıp başını öne eğdi ve "Gülme ya!" dedi. Ardından da sessiz bir şekilde "Zeten çok tatlı gülüyorsun. Bir de gamzelerin çıkıyor." dedi. Her ne kadar Kerem'in bunu duymadığını sansada aslında duymuştu. Hemen gülmesini kesip Zeynep'e döndü. Eliyle çenesinden tuttu ve kendine çevirdi. Zeynep koyulaşmış yeşilleri görünce birden ürperdi. Bir insan bu kadar güzel bakabilir miydi?

K "Güzelim... Sen az önce ne dedin? :D "

Z "B-ben mi? Hiçbir şey demedim. Ne demiş olabilirim ki?"

Kerem gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Sonra toparlanarak Zeynep'e yaklaşmaya başladı.

K "Sen de sinirlenince çok tatlı oluyorsun. Ama güzel demiyorum..... Çünkü sen her halinle güzelsin. Benim Güzelimsin..."

Zeynep'in kalbi titredi Kerem'in koyulaşmış gözleriyle söylediği bu sözlerden sonra.

Kerem daha çok yaklaştı Zeynep'e. Dudaklarının arasında milimler kalmıştı ki arabanın camı tıklandı. Zeynep korkudan sıçrayarak geri çekildi Kerem ise sessizce küfür savurdu. Cama baktığında  sırıtan Görkem'i gördü. Camı açtı ve sesli bir şekilde nefes vererek "Efendim Görkem? " dedi.

G "Kusura bakmayın bölüyorum ya da bakın :D Neyse ben şey için gelmiştim."

K "Ne için? "

G "Hah buldum. Kerem akşam yemeğe geç kalma. Dedem yemekte bekletilmeyi sevmez :D Hadi Eyvallah :D "

Kendi arabasına bindi ve gaza basarak oradan uzaklaştı. Kerem ve Zeynep olayın şokunu atlattıktan sonra birbirlerine bakarak kahkaha atmaya başladılar.

Z "Neydi bu şimdi? :D "

K "Manyak ya :D "

Z "Neyse hadi gidelim. :D"

K "Ama yarım kalmış bir işimiz vardı ve ben işimi yarım bırakmayı sevmem. :D "

Z "Yaa Kereem!"

K "Zeyneep!"

Z "Kerem geç kalıyorum. Annemlerin uçağı saat sekizde kalkacak. "

K "Off. Tamam ya!"

...

Kerem arabayı Zeynep'in evinin önünde durdurdu.

Z "Kendine iyi bak. Sonra görüşürüz. "

K "Tamam güzelim. Sen de kendine iyi bak."

Zeynep Kerem'in yanağını sesli bir şekilde öptükten sonra aceleyle arabadan indi. Arkasını dönüp el sağladığın da Kerem ona sen görürsün bakışı atıyordu. Zeynep kahkaha atarak bahçe kapısından içeri girdi. Evin ziline bastığında Kerem'in arabası hâlâ bekliyordu. Kapı açılınca Zeynep içeri girdi. Kerem de arabasını çalıştırdı ve yalıya sürmeye başladı.

***

Kerem yalıya girdiğinde karşısında Görkem'i gördü. Görkem Kerem'i görür görmez yüzüne gülümseme yayılmıştı.

G "Hoş geldin kuzen? Naber?  :D "

K "Gülme Görkem. "

G "Ama o anki surat ifaden gözümün önünde gitmiyor. Ahahaha yapmasaydım içimde kalırdı. "

H "Neyi yapmasaydın Görkem? "

G "Zeynep ve Kerem arabanın içinde-"

K "Görkeeem!"

G "Konuşuyordu ve bende gidip böldüm. Onu yapmasaydım içimde kalırdı dedecim :D "

H "Ah Görkem. Biz seninle ne yapıcaz?"

G "Benim gibi bir torunla ancak şeref ve gurur duyulur :D "

H "Hadi geçin masaya. "

K "Ben bir elimi yüzümü yıkayayım."

G "Tabii tabii sen git bir yüzünü yıka. :D "

Kerem elini yüzünü yıkadıktan sonra yemek masasına geçti. Herkes masadaydı. Yemek bittikten sonra koltuklara geçtiler.

H "Bildiğiniz gibi çoğu alanda işlerimiz, hisselerimiz var bizim. En büyük şirketimiz İnşaat alanında. Onda da bir ortağımız var. Kılıçlar. Miraç Kılıç ile birlikte yürütüyoruz ortaklığı. Onun haricinde diğer işlerimiz; yani Üsküdar'da ki Hastane, Bebek'te ki  üç giyim mağazası, tekstil fabrikası, yurt dışında ki araba galerisi ve buradaki araba galerisinin hepsi bize ait . Bu işlerin hepsini ve inşaat alanında ki işlerin hepsini tek şirket içinde yürütüyoruz. Bunları zaten daha önce söylemiştim. Kerem sen İnşaat şirketiyle ilgileneceksin. Görkem ise diğerleriyle ama hisseler aynı olacak. "

K "Bu doğru olmaz."

M "İkiniz de eşit şekilde çalışacaksınız. Sadece Görkem'in ilgilendiği alanlar biraz fazla. Bu da sorun olmaz. Görkem İşletme Bölümü mezunu, sen de Mimarlık Bölümü mezunusun. O yüzden böyle olması daha iyi. "

H "Bütün hisselerimi artık sizlere devrediyorum. Tüm para, pul, mal, mülk ne varsa... Herkes de eşit söz sahibi olucak devredeceğim şirketler hisselerinde..."

***

Z "Tatilin keyfini çıkarın. Beni düşünmeyin."

Genç kadın annesine son kez sarıldı. Anne ve babasıyla havaalanına gidecekti ama babası gelmesini istemedi. Genç kadın da kapıya kadar karşıladı.

Annesi arabaya bindi ve kapıyı kapattı. Araba çalıştığında genç kadın bardakati suyu arkalarında döktü. Daha sonra eve girdi. Bardağı mutfağa bıraktı ve salona geçti. Bir iki saat film izledi. Canı sıkılıncada odasına çıktı.  Yapılacak pek bir şey yoktu ve canı çok sıkılıyordu. Ne yapması gerektiğini düşündü. Aklına gelen fikirle çatı katına çıktı. Annesi fotoğraf albümlerini oraya koyduğunu söyledi. Işığı açtı ve albümleri aradı. Sonunda gözüne çarpan kalın albümü eline aldı. Tahmin ettiği gibi Kerem ile fotoğraflarının hepsi bu albümdeydi. Eliyle üzerindeki tozu temizledi. Çok mutlu olmuştu albümü bulduğuna. Odasına gitti ve ayaklarıyla bağdaş kurarak yatağa oturdu. Albümü de yatağın üzerine bıraktı ve sayfaları çevirerek bakmaya başladı.

Kalbinin üzerine bir yumru oturmuştu,gözleri dolmuştu genç kadının. Kerem ile lisenin mezuniyetinde çektikleri fotoğrafların birini albümden çıkardı. (ZeyKer in mezuniyette barıştıktan sonra dans ettiği sahnedeki foto)

O zamanlar Yağmur adında bir arkadaşı vardı. İyi bir kızdı. Zeynep ile çok yakın dostlardı. Yağmur fotoğraf çekmeyi çok seven biriydi.  Okula gizliden fotoğraf makinesini getirirdi ve bol bol fotoğraf çekerdi.  Zeynep ile Kerem'in sürekli fotoğrafını çekerdi. Bu da onlardan biriydi. Mezuniyette Kerem ile bolca fotoğrafını çekmişti. Ama Zeynep en çok bu fotoğrafı seviyordu. Kerem ile birlikte dansın akışına bırakmıştı kendini. Fotoğrafların çekildiğinden bir haberdi.

Ayağa kalktı ve çekmecede duran çerçevelerden birini aldı eline. Fotoğrafı da aldı ve çerçevenin içine yerleştirerek komodinin üzerine yerleştirdi. Albümü de kenara bıraktı ve yatağı açarak içine girdi. Tam gözlerini kapanmıştı ki telefonu çaldı. Eline aldı ve açarak kulağına götürdü.

D "Merhaba Zeynep. Naber?"

Z "Merhaba Derin. İyilik senden? "

D "İyi işte. Yarın sabah hep birlikte kahvaltı yapıyoruz. "

Z "Hep birlikte? "

D "Ben, Çağatay, sen, Kerem, Adar, Hayal, Duru ve Görkem. "

Z "Olur diğerleriyle de konuştun mu?"

D "Evet. Kerem'i aradım. Kabul etti. Diğerleri de aynı şekilde. Yarın saat sekizde ...... buluşuyoruz."

Z "Tamam. Eee nasıl gidiyor? "

D "Harika ama ayrıntıları yarın konuşalım. Şimdi kapatmam lazım. İyi geceler. "

Z "İyi geceler. "

Telefonu kapattı. Şimdi de Kerem arıyordu. Derin bir nefes aldı ve telefonu açtı.

K "Zeynep ne yapıyorsun? Rahatsız etmedim değil mi?"

Z "Yok ya. Ben de Derin ile konuşuyordum. Yarın hep birlikte kahvaltı yapacakmışız. :D"

K "Evet. Seni gelip alırım. Oradan da kafeye geçeriz."

Z "Tamam... Iıı sen ne yapıyorsun? "

K "Seni düşünüyorum. "

Z "Nasıl yani? "

K "Ya şey işte şey? "

Z "Ney :D "

K "Sen şimdi evde yalnız kalınca bende seni merak ediyorum. Acaba korkuyor musun? Bir şeye ihtiyacın var mı? Annenler tatile gitti ve sen evde yalnızsın. Ben o yüzden seni düşünüyorum. "

Z "Ahahahahaha :D Tamam canım anladım ben. Merak etme iyiyim. Bir şeye ihtiyacım yok. Olursa seni ararım. Evde de yalnız değilim. Yardımcı da var. Sana bugün söylemiştim. :D "

K "Tamam o zaman. İyi geceler. Yarın görüşürüz. "

Z "İyi geceler. :D "

Zeynep telefonu kapattıktan sonra ekranla iki saat bakıştı ve telefonu yerine koydu. Kahkaha atmak isteğini bir türlü bastıramıyordu. Gözünden yaş gelene kadar güldü. Sonra elini kalbinin üzerine bıraktı ve yatağa uzandı.

Bu adam O'na ne yapıyordu böyle?

***

Kerem dedesinin kendisine yeni aldığı ultra lüx arabanın anahtarını komodinin üstüne bıraktı. Dolaba yerleştirilmiş kıyafetleri arasında eşofman ve tshirt aldı. Üzerine geçirdiği gibi yatağa girdi. Dedesi ile bütün işlemleri halletmişti. Artık haftaya Sayer Holding de çalışacaktı. Yani oranın ikinci sahibi olacaktı. Ama konuşma sırasında bazı şeyler canını sıktı. Araba gibi...

Hiç istemese de o arabayı kabul etmek zorunda kaldı. Canını sıkan şey ise Birinin O'na bir şeyi zorla yaptırması. Ama Zeynep ile konuşunca keyfi yerine gelmişti. Zeynep etkisi diyordu buna. Kısa süre içinde bambaşka bir dünyanın insanı olabiliyor insan onun yanında. Çok öfkeliyken çok mutlu da oluyor; çok mutluyken çok öfkeli de...

Sol bileğindeki yaraya baktı. Sonra onun üzerindeki bilekliğe. Bu bilekliği yarası kapansın diye takmamıştı. Eğer öyle bir şey yapacak olsaydı yıllar önce yapardı. Sadece sevdiği kadından hatıra kalan yarasının yanına yine sevdiği kadından kalan bir hatıra daha eklemişti. Aradaki fark şu ko; biri iyi hatıraydı, diğeri ise kötü bir hatıraydı. Ama olsun... Kerem ikisini de çok seviyordu.

Sol bileğine son kez baktıktan sonra gözlerini yumdu...

***

Ç "Vay arkadaş. Yılan hikayesi gibi aile meseleniz var. "

Du "Evet ya. Başka biri anlatsaydı bu kadar çabuk anlamazdım. "

H "Çok karışık. "

De "Kesinlikle. "

A "Bence siz beyninizin yarısını kullanıyorsunuz. Neyi karışık. Her şey gayet açık ve net bir şekilde ortada."

G "Aynen Adar. Karışık bir durum yok. Ahmet Amcamın annesi mektupta hamile olduğunu söylemiş. Dedem de araştırmış  ve Ahmet amcamı bulmuş."

Büyük bir arkadaş grubu oturmuş kahvaltı yapıyordu. Kerem ve Adar aile durumunu anlatıyordu. Yani nasıl akraba olduklarının anlaşıldığını. Arkadaşları da bu duruma hem şaşırmıştı hem de kafaları karışmıştı.

Z "Bu konuyu kapatalım mı? Bunaldım ya. Geldiğimizden beri aynı şeyi konuşuyoruz."

A "Ne konuşalım Zeynep? "

Du "Bence Derin konuşsun. Hadi Derin konuş. Sen bize bir şey diyecektin. :D "

H "Ne diyecekti."

De "Iıı şey... "

A "Hadi Derin. Seni mi bekleyecez? "

De "Öyle mi Adar? Peki söylüyorum bizim Çağatay ile bir bebeğimiz olacak. Ama Adar yüzünü görmeyecek."

Z "NE? Ciddi misin? Aayy çok sevindim. Tebrikler :D "

A "Derin! Çok özür dilerim. Bilmiyordum. Ayrıca İnanmıyorum. Ben amca mı olucam? :D"

Du "Evet. Ben de teyze olucam :D "

H "Ayh çok sevindim yaa Tebrikler. :D  "

G "Tebrikler. En doğrusunu yapıyorsun Çağatay. Tam bir aile babası olucan. :D"

K "Tebrik ederim kardeşim. :D Baba oluyorsun demek?"

Ç-D "Teşekkür ederiz :D "

Ç "Öyle oluyor Kerem. Darısı sizin başına. "

De "Onlar mı? Su an bu masadaki kimsenin evlenmeye niyeti var mı sence? Ancak boş boş gezsinler. Laf dinletemiyoruz ki. Hayat kısa arkadaşlar. Su gibi gelip geçiyor. Her gün ömrümüz biraz daha kısalıyor. Oysa evlenmek ömrüne ömür eklenmek çok güzel bir şey. Hele de seni hayata bağlayan bir can dünyaya getirmek. Tabii siz bunun farkına varınca çok geç olacak. "

H "Hamilelik seni duygusallaştırmış. Deli dolu Derin gitmiş yerine sakin bir Derin gelmiş. "

Z "Derin hamilelik sana çok yakışacak."

De "Sana yakıştığı kadar olamaz...... Özür dilerim Zeynep. Ben-"

Z "Önemli değil. Kendine çok dikkat et. Olur mu? :)"

De "Olur. "

Masada oluşan sessizlik ile birlikte herkes kahvaltısını yapmaya devam etti. Kahvaltı bittikten sonra kahvelerini aldılar ve konuşmaya başladılar.

Du "Eee bunu kutlamıyor muyuz?"

Z "Kutluyoruz. Benim evimde. Annemler on günlüğüne Avrupa'ya tatile gitti. Ev boş. "

A "Sen de fırsattan yararlanmak istiyorsun?"

Z "Aynen öyle. Eee ne diyorsunuz? "

De "Süper olur. Bize yaprak sarma yaparsın değil mi Zeynep? "

Z "Sen istersin de ben yapmaz mıyım? :D "

G "Ne zaman? "

Z "Yarın saat yedide gelirsiniz. Hatta mangal keyfi de yaparız. "

A "Ooo süper olur Valla. Uzun zamandır yapmıyoruz."

Du "Harika olucak. "

H "Aynen. "

Ç "Acaba alkol getirebiliyor muyuz?"

Z "Takılın kafanıza göre. "

A "Tamam o zaman ben bizim kızlara haber veririm. "

Du "O kadar da değil. "

A "Sen niye karışıyorsun? Ev sahibi var burada."

Z "Kız yok?"

A "Dansöz?"

Z "Hayır. "

A "Biscolota erkeği."

Z "O olur işte."

K "Zeyneep!"

Z "Şaka yaptım ya. :D "

K "Hiç komik değildi."

Masadaki Herkes kahkaha atarken Zeynep aklına gelen şeyle tekrar konuştu.

Z "Adar 'dansöz" dediğinde ona 'Adaar!"  demedin. Bana neden 'Zeyneep! ' diyorsun?"

K "Zeynep sen Adar la kendini bir mi tutuyorsun?"

Z "Off. Tamam saçmaladım. Hadi kalkalım artık. "

Neşe içinde kafeden çıktılar. Tabii erkekler hesabı ödedikten sonra.

Du "Şimdi ne yapıyoruz?"

G "Bowlinge gidelim."

A "Vayy güzel fikir."

K "Sahile gidelim. "

Z "Bence de."

Du "İyi de sahilde ne yapıcaz?"

A "Siz çifte kumrular isterseniz sahile gidin isterseniz eve, isterseniz ya- Öhö Öhö her neyse. Biz bowlinge gidiyoruz."

K "Adar sana ne yapacağımı bilirdim ben ama vaktimi boşa harcayamam. Hadi güzelim biz sahile gidelim. Size iyi eğlenceler."

Z "İyi eğlenceler."

G "Size de iyi eğlenceler :D "

Herkes birbiriyle vedalaştıktan sonra arabalarına bindi. Kerem sahile geldiğinde arabayı park etti ve Zeynep ike birlikte indi. Biraz ilerledikten sonra dalgaların sahile vurduğu kıyıya geldiler. Zeynep beyaz short ve göbeğini açıkta bırakan renkli bir tshirt kombini yapmıştı. Ayakkabı olarak da beyaz spor ayakkabı seçmişti. Kerem de her zaman ki gibi bir jean bir tshirt kombini yapmıştı.

Zeynep kumlara oturdu ve ayakkabılarını çıkardı. Kerem de ne yaptığını anladığında kendi ayakkabılarını çıkardı ve paçasını katladı. Ayakkabılarını ellerine alarak yürümeye başladılar. O ana kadar ikisi de sessizliği bozmamıştı. Ve sonunda bozan taraf Zeynep olmuştu.

Z "Bu hissi seviyorum. "

K "Ne hissini?"

Z "Kumun ayaklarımın altında ezilme hissini. Kuma basmak gerçekten çok iyi geliyor bana ."

Kerem ve Zeynep ayaklarına kadar ulaşan dalgayla rahatlamışlardı. Kerem Zeynep'in elini tuttu ve denize yaklaştı. Diz kapaklarının altına geliyordu su.

Zeynep; Kerem'in elini tutmasıyla birlikte içi titredi. Eli alev alev yanmaya başladı. Parmak uçlarından başlayan volkan kalbinin tam ortasında patlamıştı. Ve ayakları serinlerken içi cayır cayır yanıyordu.

Zeynep bu kez ürperdi. Bunun sebebi ise Kerem'in ayağıyle denizdeki suyu üzerine sıçratmayı çalışmasıydı. Zeynep Kerem'e öfkeli bir şekilde baktığında Kerem Zeynep'in elini bırakarak daha çok su sıçrattı. Sonunda Zeynep kendine gelmişti. "KEREEEM!" diye bağırdı ve Zeynep de Kerem'i ıslatmaya başladı...

Gün boyu kahkaha atarak çocuklar gibi eğlendiler. Artık yorulduklarında Kerem Zeynep'i evine bırakmaya karar verdi. Evlerinin önüne gelince Zeynep bir süre arabada durdu. Gözlerini Kerem'e çevirdiğinde tutkulu bir bakış gördü.

Dudaklarında Kerem'in dudaklarını hissettiğinde ise her ikisi içinde dünya durmuştu...

Continue Reading

You'll Also Like

Sana Uyandım By ~

Short Story

5.5K 550 17
-Biraz sıkıcı bir adamım. -Ben de pek eğlenceli sayılmam. Beraber sıkılırız.
Haz By 🍀

Romance

304K 4.2K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...
10.3K 547 38
KİTAP KAPAĞIMIZI YAPAN "Narniapick" ARKADAŞIMA ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ELİNE SAĞLIK CANIM ^_^ NOT- 'NE OLUR GİTME' ADLI HİKAYEMİN 2. KİTABIDIR.... ****...
11K 683 27
14.02.17-17.03.17 #Mavi'nin en güzel tonusun.. "Emin ol kendini değersiz sananlar,kendini zeki ve güzel sananlardan daha zeki ve güzeldir.Kendine hak...