ASİL bxb

Oleh onlycherrypie

2.6M 147K 78.9K

-TAMAMLANDI- -YETİŞKİN İÇERİK- Asil, yalnız bir çocuktu. Sessiz ve ona yalnız hissettiren evinden uzaklaşmak... Lebih Banyak

1. BÖLÜM: ''VANİLYA''
2. BÖLÜM: "ASİL"
3. BÖLÜM: "HUZUR"
4. BÖLÜM: "DEVRAN"
5. BÖLÜM: "GÜVENLİK ÖNEMLİ"
6. BÖLÜM: "DOLDURULAN BOŞLUKLAR"
7. BÖLÜM: "ŞAPŞAL"
8. BÖLÜM: "AKŞAM YEMEĞİ"
9. BÖLÜM: "DENEYELİM"
10. BÖLÜM: "KAFA KARIŞIKLIKLARI"
11. BÖLÜM: "DANS PİSTİ"
12. BÖLÜM: "BEKLENMEYEN MİSAFİR"
13. BÖLÜM: "ŞEFKATİN KOYNUNDA"
14. BÖLÜM: "YATAK KEYFİ"
15. BÖLÜM: "İYİLEŞTİREN BAZI ANLAR"
16. BÖLÜM: "BUĞULANAN CAMLAR"
17. BÖLÜM: "ÇOK DÜŞÜNMEK"
18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"
19. BÖLÜM: "KÜTÜPHANE"
20. BÖLÜM: "MUTFAK"
21. BÖLÜM: "FOTOĞRAF"
22. BÖLÜM: "KABUL OLAN DUALAR"
23. BÖLÜM: "SIRLAR"
24. BÖLÜM: "TEHLİKELİ BİR ÇİFT"
25. BÖLÜM: "HAZIRLIKLAR"
26. BÖLÜM: "SORU İŞARETLERİ"
27. BÖLÜM: "FİNLANDİYA"
28. BÖLÜM: "SOĞUK ve SICAK"
29. BÖLÜM: "İNGİLTERE - BRIGHTON"
30. BÖLÜM: "YENİ YIL ARİFESİ"
31. BÖLÜM: "HEDİYE"
32. BÖLÜM: "HAVAİ FİŞEKLER"
33. BÖLÜM: "HAYALLER VE KARARLAR"
34. BÖLÜM: "İTALYA"
35. BÖLÜM: "ŞÖMİNE ATEŞİ"
36. BÖLÜM: "AİLE"
37. BÖLÜM: "00:00"
38. BÖLÜM: "SÜRPRİZ"
39. BÖLÜM: "DOĞUM GÜNÜ"
40. BÖLÜM: "YAKINLAŞMALAR"
41. BÖLÜM: "KULÜP"
42. BÖLÜM: "AKŞAMDAN KALMA"
43. BÖLÜM: "SON MANTI BÜKÜCÜLER"
44. BÖLÜM: "FRANSA - PARİS"
45. BÖLÜM: "RED"
46. BÖLÜM: "TAPMAK"
47. BÖLÜM: "ACİL DURUM"
48. BÖLÜM: "DEVİL"
49. BÖLÜM: "MANİPÜLE"
50. BÖLÜM: "KAN VE GÖZYAŞI"
51. BÖLÜM: "GÜNAH ÇIKARMA"
52. BÖLÜM: "NORMALE DÖNÜŞ"
53. BÖLÜM: "SENDEN ÖNCESİ YOK"
54. BÖLÜM: "TAVİZ"
55. BÖLÜM: "FİLM GECESİ"
56. BÖLÜM: "ÖN YARGI"
57. BÖLÜM: "OYUNBAZ"
58. BÖLÜM: "HİKAYE"
59. BÖLÜM: "TEN UYUMU"
60. BÖLÜM: "GÖLGE"
61. BÖLÜM: "KISKANÇLIK"
62. BÖLÜM: "MUM ALEVİ"
63. BÖLÜM: "KUTLAMA"
64. BÖLÜM: "BAZI GİDİŞLER"
65. BÖLÜM: "ŞİFAYI KAPMAK"
66. BÖLÜM: "İLGİ"
67. BÖLÜM: "HAYALPEREST"
68. BÖLÜM: "DİZ ÇÖKMEK"
69. BÖLÜM: "NORMAL SEVGİLİLER"
70. BÖLÜM: "YENİ YÜZLER / YENİ HİSLER"
71. BÖLÜM: "HOLDING"
72. BÖLÜM: "MAZİ"
73. BÖLÜM: "FELEKTEN BİR GECE"
74. BÖLÜM: "TATLILAR"
75. BÖLÜM: "BAŞ KÖŞE"
76. BÖLÜM: "KAÇIRILAN UYKU"
77. BÖLÜM: "FİDANLAR AĞACA"
78. BÖLÜM: "PLANLAR"
79. BÖLÜM: "KONUŞMADAN ANLAŞMAK"
80. BÖLÜM: "TÜYOLAR"
81. BÖLÜM: "DEPREM"
82. Bölüm: "KONUŞA KONUŞA"
83. BÖLÜM: "KALP ÇARPINTISI"
84. BÖLÜM: "MİMİ"
85. Bölüm: "RÜYA VE ARDINDAN GELEN"
86. BÖLÜM: "GEÇMİŞTEN GELEN"
88. BÖLÜM: "KAFA DAĞITMAK"
89. BÖLÜM: "AŞK"
90. BÖLÜM: "BAHAR"
91. BÖLÜM: "GERÇEK"
92. BÖLÜM: "SARHOŞ"
93. BÖLÜM: "KÜP CAKE"
94. BÖLÜM: "UYUM"
95. BÖLÜM: "KUBİLAY..."
96. BÖLÜM: "KAPI ÖNÜ"
97. BÖLÜM: "CESARET PELERİNİ"
98. BÖLÜM: "SINAV"
99. BÖLÜM: "DOKUZ NUMARALI..."
100. BÖLÜM: "YAZ BAŞLARKEN" (FİNAL tadında... 😉)
101. BÖLÜM: "KARİKATÜR"
102. BÖLÜM: "MASUM"
103. BÖLÜM: "OLMAYACAK SENARYOLAR"
104. BÖLÜM: "FRANSIZ TURİST MESELESİ"
105. BÖLÜM: "BEKLENEN MİSAFİRLER"
106. BÖLÜM: "ÖZLEŞMEK"
107. BÖLÜM: "MİNNET?!"
108. BÖLÜM: "KALABALIK SOFRALAR"
109. BÖLÜM: "SAHİL"
110. BÖLÜM: "BABA-OĞUL"
111. BÖLÜM: "SUS PUS"
112. BÖLÜM: "MEVZU"
113. BÖLÜM: "BARBAR."
114. BÖLÜM: "AY IŞIĞI ALTINDA"
115. BÖLÜM: "KUŞ TRİBİ"
116. BÖLÜM: "DENİZE DÜŞEN YILANA SARILIR..."
117. BÖLÜM: "KAPIŞMA"
118. BÖLÜM: "UZANMIŞIZ KUMSALA..."
119. BÖLÜM: "STİL İKONU..."
120. BÖLÜM: "MEZUNİYET"
121. BÖLÜM: "HAYATIN AKIŞINDA..."
122. BÖLÜM: "YENİDEN DOĞMAK"
123. BÖLÜM: "SÜRÜŞ DERSİ..."

87. BÖLÜM: "GİZEM PERDESİ"

15.9K 1K 747
Oleh onlycherrypie

Merhabaaa
✨☀️✨

Keyifli okumalarr
💕✨💕✨💕

ASİL 🐥

FERDİ 🦄

87. Bölüm:

Ferdi üzerindeki oduncu gömleğinin kollarını kıvırırken gözleri Kerim'in laptop'un klavyesi üstünde oynaşan parmaklarındaydı. Ne yaptığını bilmiyordu, izliyordu ama çok anladığı söylenemezdi.

Sadece adama, en küçük hareketleri de dahil olmak üzere adamın her şeyine odaklanmıştı.

Devran ve Asil'in evindeydiler.

Kubilay Kerim'in diğer yanında oturuyordu ve onun da gözleri Kerim'in baktığı ekrandaydı.

Ortama bir sessizlik hakimdi ve havada belli belirsiz bir gerginlik vardı.

Ortamdaki herkes son gelişmelerden haberdardı elbette.

Ferdi'ye Asil anlatmıştı annesinin mektubunu, buldukları belgeleri... Kerim'e açıklayansa Devran'dı ve sonrasında her şeyi Kubilay'a da açıp adamın yardımına ihtiyaçları olduğunu söylemişlerdi.

Ve Kubilay elbette sorgulamadan Devran'ın yanındaydı. Daha doğrusu Asil'in yanında sayılıyordu bu durumda. Sonuçta konu Asil'in ailesiyle alakalıydı.

Kubilay da sorunlu bir babayla büyümüştü. Pek iç açıcı bir çocukluk geçirdiği söylenemezdi. Zor zamanlar yaşamıştı çocukluğunda, gençliğinde, hatta yetişkinliğinin ilk dönemlerinde bile... Ama bir şekilde, ayakta durmayı başarmış, kendi yolunu çizmişti.

Kötü şeyler her zaman tamamen kötü şekillerde sonuçlar doğurmuyordu hayatta. Uzun süren ve asla bitmeyecek gibi görünen karanlığın ardından, bazen aydınlık karşılayabiliyordu insanı.

Diğer herkesin aydınlığı kadar göz kamaştırıcı olmasa da, an azından önünüzü görmenizi sağlıyordu.

Kubilay için de durum böyleydi...

Kerim, "Buradan sonrasını sen hallet istersen." diyerek bilgisayarı Kubilay'a doğru çevirince Kubilay bir şey demeden laptop'u kucağına aldı, Asil'in de kötü bir babayla büyümüş olmasını kendisine benzettiği için daldığı düşüncelerden çabucak sıyrıldı.

"Git gide daha iyi oluyorsun. Buradan sonrasını da halledebilirdin aslında." diyerek Kerim'in kaldığı yerden devam etmeye başladı.

"Sisteme girdiğimi anında farkederler, nasıl gizleneceğimi henüz çözemedim." Kerim koltukta arkasına yaslandı ve Kubilay'ın ne yaptığına şöyle bir bakarken yanında kıpır kıpır oturan Ferdi'yi belinden kavrayarak kendisine çekti.

Kıpır kıpır oturuyor derken, bir arkasına yaslanıyordu çocuk, bir eğilip bilgisayarın ekranına bakıyordu, Kerim çalıştığı için onu rahatsız etmek istemediğinden, adama tam anlamıyla sokulmuyordu ama kafasından geçenleri sadece Kerim'in anlayacağı şekilde belli ediyordu.

Şimdi adam tutup onu yamacına çekince kaynayan kanı biraz durulur gibi olmuştu.

"Yerinde duramıyorsun." diye fısıldadı Kerim çocuğun kulağına doğru, ardından burnunu onun saçlarına sürtüp şakağını öptü sessizce.

Ferdi doğrudan Kerim'in gözlerine baktı. Dudaklarını büzüp keyifsizce yana kıvırdı. "Bugün hiç yalnız kalabilecek miyiz?" diye mırıldandı olabildiğince kısık bir sesle.

Kerim'in dudakları seyridi. "Yalnız kalmak mı istiyorsun?"

Ferdi hemen başını sallarken gözleri adamın dudaklarına kaydı ama orada çok oyalanmamaya çalıştı. "Bisou'yu da özledim. Ama en çok-" Gözleri de kendisi gibi yaramaz olduğundan yine adamın dudaklarına indiler.

Kerim onu biraz kışkırtmak için çocuğun belinde duran elini yavaşça Ferdi'nin gömleğinin altına, oradan da tişörtünün içine soktu ve elinin altında anında kasılan bedeni hissederek Ferdi'nin tenini okşadı.

Ne diğer koltukta oturan Devran ve Asil ne de işine odaklanmış Kubilay ikisinin arasındaki yakınlaşmanın farkındaydı. Farkında olsalar da ortada dikkat kesilecek tarzda bariz bir şov dönmüyordu.

Minik bir temastı ama Ferdi'yi kudurtmaya yetecek türdendi...

Adamın her türlü dokunuşunu tattıktan sonra, en basit temasın bile böyle hissettirmesinden daha doğal bir şey yoktu.

"Sisteme girdim." dedi o sırada Kubilay. "Biraz zaman alacak evrakların yüklenmesi." Laptop'u sehpaya bırakarak ayağa kalktı ve pantolonunun cebinden sigara paketini çıkarıp dudaklarına bir dal yerleştirmeden önce "Ben balkondayım, bir sigara içeyim." diye mırıldandı.

Asil başını Devran'ın omzundan kaldırarak mayışmış gözleriyle Kubilay'a baktı. Uykusuz bir gece geçirmişti, düşünceleri oradan oraya uçuşmuştu. Asıl soruyu sormayı sonunda akıl edebilmişti kendine... Babası Hıncal değilse kimdi?

Aklına yine bu tarz sorular üşüşünce derin bir nefes alıp onları geri plana itti. "Burada içebilirsin." dedi Kubilay'a. Adamın serin havada balkonda üşümesini istemedi.

Kubilay mavi gözlerini Asil'in sevimli suratına çevirdi. Havayı kokladı belli etmeden. "Yok, içmem." dedi. "Sen geldiğinden beri belli ki bu evde sigara içilmiyor."

Asil bir şey demek için ağzını açsa da Kubilay hafif bir tebessümle arkasını dönüp balkona çıkmak üzere mutfağa ilerleyince sustu.

"Üşümesin diye demiştim." diye açıkladı kendisini dikkatle izleyen Devran'a.

Devran elbette Asil'i her zaman dikkatle izliyordu ama şimdi bu dikkatinin sebebi farklıydı. Çocuk son yaşananlar yüzünden neler hissediyor diye çözmeye çalıştığı içindi bu dikkati.

Onun gerçekten normal mi, yoksa her an duygusal bir patlamaya hazır mı olduğunu kestiremiyordu adam. Bu da hep tetikte olmasına sebep oluyordu...

"Gelir hemen, üşümez." diyerek Asil'in gözlerine kadar inmiş saçlarının buklelerini düzeltti. "Bu saçları biraz kısaltsak mı bebeğim?"

Asil bir an miskin ruh halinden az da olsa sıyrıldı. "Kötü mü görünüyorum?" diye sordu. Alnına dökülen saçlarına bakmak için gözlerini havaya kaldırmıştı ve şaşı olmuştu mavileri.

Devran onun burnunun ucunu öptü. "Tövbe estağfurullah... Kötü mü görünüyorum diyor, ya sabır..." diye söylendi.

"Devran ya..." dedi Asil kocaman gülümseyerek.

"Yavrum gözüne giriyor, seni rahatsız ediyor diye diyorum ben. Ders çalışırken de hep ofluyorsun gözüne geldiğinde."

"Öyle mi yapıyorum?" Asil yine saçlarına baktı ve üfleyerek onları uzaklaştırmaya çalıştı. "Belki ucundan çok az gidebilir. Haklısın aşkım."

"Seninle gelebilir miyim ben de?" diye sordu Devran.

Asil anlamayarak kaşlarını çattı. "Nereye?"

"Berbere."

"Ben berbere gitmiyorum ki..." dedi Asil omuz silkerek. "Kendim kesiyorum."

Devran'ın dudakları iki yana kıvrıldı. "Kendin kesiyorsun demek. Elinden gelmeyen bir iş var mı güzelim?"

Asil düşünür gibi yaparak dudaklarını büzdü ve omuzları ile kaşlarını aynı anda kaldırıp indirerek Devran'a gülümsedi. "İstediğim her şeyi başarırım evelallah." diye böbürlendi.

"Ne diyor o, ne diyor?" Ferdi diğer koltuktan muhabbete balıklama daldığında ikilinin bakışları Kerim'e ve Ferdi'ye doğru döndü, sanki onların orada olduğunu yeni hatırlamış gibi afalladılar birkaç küçük saniye.

"Saçlarımı kendim kestiğimden bahsediyordum da Devran'a." diyerek az önceki muhabbeti arkadaşına kısaca açıkladı Asil.

"Seninkiler dalgalı tabi... Makas izi belli olmaz hatalı kessen de." Ferdi kendi saçından bir tutamı tutup kaldırdı. "Bir de bana bak, berbere gitsem boka benzetiyorlar, kendim kessem yine boka benzeyebilir. En iyisi koy göte, bıraktım uzasın."

Asil Ferdi'nin laflarına gülerken Devran da istemeden gülümsedi.

Kerim'se dik dik bakmakla meşguldü ağzı bozuk sevgilisine.

"Ne bakıyorsun öyle?" dedi Ferdi merakla. Ardından Kerim'e yanaşarak, "Dövecek misin, sikecek misin?" diye sordu. "Farkettim ki iki bakışın birbirine çok benziyor. Bu hangisiydi?"

"Sesin buraya geliyor yalnız Ferdi." dedi Devran imayla. Keskin kulaklarıyla muhabbetin içeriğini az çok kavramıştı.

Asil duymadığı için Devran'a Ferdi'nin ne dediğini sorarken Kerim bakışlarını hala Ferdi'den çekmemişti.

"Hangisi olmasını istersin?" diye sordu nihayet Ferdi'ye. "Eminim ikinci seçenek için seni biraz hırpalamama izin verirdin."

Kerim hiç çekinmeden, sevgilisiyle patronunun yanında yakınlaşmaktan rahatsızlık duymayarak Ferdi'nin elmacık kemiğini öptü ve hafifçe ıslattı çaktırmadan.

Ferdi zorla yutkundu.

"Özledim seni." diye fısıldadı bu sefer kimsenin duyamayacağı bir sesle.

Özlemişti, her anlamda... Ve bunu söylemekten çekinmiyordu. Utanmıyor muydu? Utanıyordu da ama sevdiği adamı özlediğini söylemekten gocunmuyordu çok şükür.

Sevilmeyi sevdiği gibi, sevdiğini dibine kadar belli etmeyi de seviyordu. Asla sakınamazdı hiçbir şeyini Kerim'den. Hele böyle birbirlerinin olmuşken, onu özlediğini söylemekten mi çekinecekti? Öyle bir şey mümkün değildi.

"Mimi, öyle özledim dersen..."

"Özledim çünkü, derim istediğim gibi. Mümkün olsa geçenlerde senin de dediğin gibi bir yerlerimizi birbirine dikerdim."

"Ellerimizi demiştim ben." Kerim keyiften dört köşeydi. Devamlı kıvrılan dudaklarından, onları kontrol edemeyişinden belliydi bu.

"Ha ellerimiz ha münasip bir yerlerimiz, ne farkeder? Ama kalplerine indirmemem gereken bir ailem ve bitirmem gereken bir okulum var şimdilik. Az daha sabredersek muradımıza ereriz..."

"Onu bunu bırak da, neden gözlerinin altı çökmüş senin?" diye sordu Kerim. Ferdi'nin de Asil gibi dün geceyi uykusuz geçirdiği belli oluyordu.

Çocuk omuz silkti. "Asil arayıp haberi verdikten sonra uyku tutamadı beni aşk." dedi. Kerim yine donup kaldı. "Kalkıp kuş kafanın yanına gelesim vardı ama Devran abi yanındayken daha iyi olacağını bildiğim için evde kaldım. Eee aklım onda olunca da uyuyamadım, biraz Fransızca çalıştım. Bir ara sızmışım, sabah alarma uyandım."

Kerim başını salladı çocuğun ona hitabıyla yine kendini kaybetmişken. Canım adamdan sonra, böyle farkında olmadan aşk deyişlerinin etkisi bomba gibiydi. Kerim'in göğüs kafesine düşüyor, beklemediği anlarda şiddetle patlıyordu içini allak bullak ederek.

"Asil güçlü biri. Her şeyin üstesinden çok çabuk geliyor. Bunu da atlatacaktır."

"Güçlü olmak zorunda olmasaydı keşke..." diye mırıldandı Ferdi.

Keşke kimse bazı durumlarla başetmek zorunda kalmasa, güçlü olmak için çabalamasaydı.

Ferdi bunu söylerken istemeden Kerim'i de düşünmüştü sevdiği adamın hayatını bildiği için.

Asil, Devran'ın yanağını öperek oturduğu yerden kalktı ve kollarını havaya kaldırarak genişçe esnedi o sırada. Devran bol kazağın içinde kaybolmuş çocuğa baktı ve başını koltuğa yaslayarak öylece onu izledi.

"İçecek bir şeyler hazırlayacağım. Ne içersiniz?" diye sordu Kerim'le Ferdi'ye.

"Ben yardım edeyim kardeşim sana." Ferdi ayaklanacakken Kerim'in onu hala tutuyor oluşuyla niyetlendiği gibi yerinden kalkamadı.

Asil de bunu farkederek kıkırdadı. "Yok yok, sen sevgilinle otur, özleşmişsiniz belli ki..." diye söylendi.

Ortamdaki herkes Ferdi'nin itiraz edeceğini sanarken Ferdi birden Kerim'in çenesini alttan kuvvetle kavrayarak adamın yanaklarını sertçe iki yandan sıkıştırdı. "Şuna bak lan! Bunu özlemeyeceğim de seni mi özleyeceğim?" diye sordu agresif bir aşk patlaması yaşarken.

Asil'in gözleri şaşkınlıktan iri iri oldu, sonra kendini tutamadan gülerek Devran'a komik bir bakış attı. "Aşkım dikkat et de bu Kerim'i çiğ çiğ yemesin şimdi."

Ferdi Kerim'in sıkışan yanakları yüzünden öne doğru büzülmüş dudaklarına kaşlarını çatarak baktı. "Yemezsem ölecekmişim gibi..." diyerek dilini dişlerinin üstünde gezdirip psikopatça göz kırptı adama.

Komik bir andı dışarıdan bakanlar için. İkili içinse erotik bir andı aslında...

Kerim güler gibi bir ses çıkardı ve çenesindeki eli yakalayarak sakince oradan uzaklaştırdı.

"Ferdi, abicim..." dedi Devran. "Adamı hipnoz etme abisinin güzeli." Oldukça eğleniyor gibi duruyordu. Ses tonundan belliydi Kerim'i böyle görmekten keyif aldığı. Onun sonunda gerçek anlamda mutlu olduğu anlara tanık olmak Devran'a sahiden de iyi hissettiriyordu.

Takılıp şakalaşmak istese de ağzını açıp laf atası gelmiyordu.

Anı andayken yaşasınlar istiyordu.

Asil herkesin ne içmek istediğini öğrendikten sonra mutfağa geçerek gerekli şeyleri tezgaha çıkardı. Devran ve Kerim her zamanki gibi kahve içeceklerdi, Ferdi de meyve suyu istemişti.

Balkonun kapısına yanaşarak ellerini cama dayadı ve orada ışığı açmayıp karanlıkta takılan Kubilay'a baktı. Adamın sigarasının alevi görünüyordu. Dikkatli bakınca da mutfağın şu an loş ayarda yanan ışığıyla adamın silüetini seçebilmişti.

Arkasının dönük olduğunu farkedince adamın kendisini farketmesi için, parmağının ucuyla cama tık tıkladı Asil. Ve Kubilay sessiz gecedeki minik tıkırtıyı duyar duymaz arkasını döndü.

Sigarasını balkondaki küllükte söndürerek ciğerlerindeki dumanı dışarıya üfledi ve kapıya yanaşarak Asil'in hala cama yapışmış duran suratına baktı. Gözlerini kısarak gülümsedi.

Birkaç saniye sonra içerideydi, kendisiyle beraber bir miktar serin havayı da içeriye getirmişti.

"Bir şeyler hazırlayacağım. Kahve, çay... Ne içmek istersin?" Asil Kubilay'ı ilgiyle süzerek cevabını beklediği sırada, "Meyve suyumuz da var." diye ekledi.

"Çay uğraştırır." Kubilay tezgahtaki kahve malzemelerini gördüğü için, "Bir fincan kahveye hayır demem." diyerek seçimini belirtti.

"Çay istersen yaparım, bir sürü bitki çayımız var. Hemen demlenir aslında. Gel bak." Asil Kubilay'ın peşinden gelmesini bekleyerek buzdolabının yanındaki raflara ilerledi ve kavanozlardaki bitkileri adama göstererek birkaç tanesinin ismini saydı.

"Ihlamur olsun, farketmez." Kubilay öylesine bir tanesini seçmişti.

"İçine bir kaç tane de Hatmi çiçeği atayım. Öksürüğe iyi gelir. Annem bana yapardı." Asil iki kavanozu raftan alarak onları da tezgaha bıraktı usulca. Ve ısıtıcıya su koyup çalıştırdı.

Kubilay geldiğinden beri tek tük öksürmüştü ve bunun Asil'in gözünden kaçmayışına şaşırmadan edemedi.

"Teşekkürler." diyebildi o yüzden. "Sanırım hasta olacağım."

"Umarım olmazsın." dedi Asil hemen. Ferdi için meyve suyu doldururken dönüp birkaç adım uzağında duran Kubilay'a tatlı bir kızgınlıkla baktı. "Bir de çıkıp soğukta sigara içtiğine inanamıyorum."

Kubilay hafifçe güldü ve tekrar öksürdü ağzını örterek. "Bazı bağımlılıkların üstesinden gelinmiyor." dedi ısıtıcıdaki suyla kahve ve çayı demleme işine girişen Asil'e.

"Bırakmayı denedin mi hiç?" Öylesine sormuştu Asil. Sigara içiyor diye adamı sorguluyor falan değildi. Kubilay öyle deyince onun da sorası gelmişti, o kadardı.

"Uyuşturucuyu bırakmayı denerken, alkol ve sigaradan da uzak kaldım epey uzun bir süre."

Asil şok oldu.

Dönüp kaba olmamaya çalışarak yanındaki uzun boylu adama baktı. Kubilay'ın bu tarz bir olayı olduğunu elbette ki bilmiyordu. Asla da tahmin edemezdi.

Kubilay onun bir şey demesini beklemeden devam etti. "O illete bir daha asla elimi sürmedim, çünkü benden alıp götürdüklerini asla unutamadım." dedi. "Yine de sigarasız yapamıyorum işte. Arada da bizimkilerle birkaç kadeh tokuşturuyorum. Asla kendimi kaybedecek kadar değil."

Asil başını salladı anladım demek ister gibi. Şaşkındı. "Kusura bakma, şaşırdım. Gayet sağlıklı görünüyorsun." diyebildi. Başka ne dese bilememişti.

"Yirmi yıl kadar önceden bahsediyorum." Kubilay bir an gerçekten o zamana gitmiş gibi dalgın göründü Asil'in gözlerine. "O zamandan beri temiz bir adamım. Tabii temizlik kelimesinin sana ne çağrıştırdığına göre değişir..." Dalgınlığından sıyrılmaya çalışarak Asil'e gülümsedi.

Güzel bir gülümsemesi vardı Kubilay'ın.

Asil kafasında minik bir hesap yapmanın ardından, "Yirmi yıl önce kaç yaşındaydın ki?" diye sordu hayretle.

Kubilay'ı da Devran ve Kerim gibi otuzlarında sanıyordu çünkü. Ama bu hesabına göre Kubilay'ın onlu yaşlarında uyuşturucu kullanıyor olduğu çıkarımında bulunuyordu.

"Şu an otuzsan o zamanlar on yaşlarında falan-"

Kubilay güldü. "Otuz mu?" diye sordu eğlenerek. "Teşekkür etmeliyim sanırım. Genç gösteriyorum tamam ama o kadar genç gösterdiğimi bilmiyordum."

Asil'in iyice kafası karıştı. "Kaç yaşındasın ki?" diye merakla sorarken elindekileri bir kenara bırakmıştı.

"Kırk beş yaşındayım."

Asil'in son günlerdeki şaşkınlığına her an yenisi ekleniyordu. "İnan hiç belli olmuyor."

"Bu kadar kibar olma. Kırışıklıklarımı görmüyor musun?"

Asil başını iki yana salladı. "Vallahi görmüyorum. Sahiden otuz falan sanıyordum seni. O yüzden çok şaşırdım. Çocuk yaşta öyle şeylerle başetmek zorunda kaldın sandım."

Kubilay anlayışla başını salladı. "İçecekler soğumadan geçelim mi? Hem evrakları sistemden çekmiştir hazırladığım kod."

Asil ofladı içinde bulundukları durumu, Kubilay'ın neden burada olduğunu hatırlayınca. "Olur." diyerek omuz silkti.

İçecekleri bir tepsiye dizdi ve Kubilay ondan önce davranıp tepsiyi alınca bir şey demeden adamın peşine takılarak yavru bir ördek gibi onu takip etti.

O akşam, DNA testinin gerçek olduğunu öğrendiler.

Zaten orada bulunan, Asil'in o adamla ne kadar zıt olduğunu bilen tayfa testin doğruluğundan emin olduğu için hiç şaşırmamıştı.

Ama yine de omuzlardan bir yük kalkmış gibi herkes rahat bir nefes almıştı...

Öğrenilmesi gereken daha büyük bir gerçek vardı artık.

Devran bunun için çabalayacaktı. Çabalayacaktı ama... Elbette kendi bildiğini okuyarak yapmayacaktı bunu.

Asil'in gerçek babası kimse onu bulmak istiyordu. Ama eğer Asil isterse, bu konuyu Devran'a kendi isteğiyle açarsa mümkündü bu.

Onun istemediği hiçbir şeyi yapmazdı Devran.

Hiçbir şey için Asil'i zorlamazdı veya onun arkasından iş çevirip fikrini sormadan hareket etmezdi.

Bu durumda Asil ona gelene kadar adım atmak istemiyordu en nihayetinde... Minik bir kaç araştırmanın zararı dokunmazdı belki ama yine de bekleyecekti.

Asil de zaten çok geçmeden içindeki meraka yenik düşecek gibi görünüyordu.

Bazen bir dikiş minik bir yerden sökülünce arkası geliyordu... Saklanan belgeleri bulmuşlardı, gerisi o gizem perdesinin ardında çok da uzun süre kalamayacaktı...

🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍🖤🤍

KUBİLAY 🐰

Ne yazacağım, nasıl yazacağım derken... Akışına bıraktığım ve çok hoşuma giden, istediğim gibi bir bölüm olduu
💕💕💕

Umarım severek okumuşsunuzdur, özleminiz az da olsa dinmiştir 😉🥰❤️

Yine umarım ki, araları uzatmam artık... 😭
Yorgun olsam da yazmaya enerji bulurum inş amin
🙏🏻🙏🏻🙏🏻

💖sizi seviyorum💖

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere ✌🏻😚

Lanjutkan Membaca

Kamu Akan Menyukai Ini

1.2M 64.8K 45
Asi bir lise son sınıf öğrencisi, Onu takıntı haline getiren bir iş adamı. {TAMAMLANDI}
604K 51.4K 51
Tamamlandı Fantastik- MPREG hikayesidir. Hikaye interseks bir birey ve Panter adam adasında geçmektedir. Hikayenin fantastik ögesi erkek hamileliği d...
SOĞUK-Gay Oleh Gri

Pertualangan

812K 56.8K 78
[TAMAMLANDI] Dağa kaçırılmasıyla başlamıştı onların hikayesi... Onlar herkes gibi normal tanışmamışlardı. Hatta onlarınki çok zalimce bir tanışmaydı...
2M 127K 32
|Tamamlandı.| Askeri ve eşcinsel bir kurgudur.