18. BÖLÜM: "MERCANKÖŞK"

23.1K 1.3K 292
                                    

Hello
🌈🌸💖
Bugün Asil'in arabasını gördüm.

Hello🌈🌸💖Bugün Asil'in arabasını gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

18. Bölüm:

Babası karşısında, aralarına dağlar kadar bir mesafe koyup masanın diğer ucunda oturmuş, dışarıdan söylediği oldukça sağlıksız görünen yemeği yiyor ve bunu yaparken sadece telefonuyla ilgileniyordu. Telefonuna bakarken kaşları çatıktı. Asil'in yaptığı yemeğe burun kıvırmıştı. Oysa gayet lezzetliydi ve Asil yerken keyif alıyordu. Annesinin tarifiydi, belki babası yese severdi ama elini bile sürmemişti.

Birden elindeki telefonu atar gibi sertçe masaya bıraktığında Asil irkildi ve oturduğu yerde sıçradı. Elindeki çatal, tabağına sürtmüş tiz bir ses çıkmasına sebep olmuştu.

"Her şey yolunda mı?" diye sordu korkmasına rağmen bunu bastırmaya çalışarak. Babasıyla böyle bir durumun içinde olmaktan nefret etti.

"Yolunda değil hiçbir bok falan. Yemeğini zıkkımlan."

Şok, Asil'in o an hissedebildiği tek şey bu olmuştu. Babası neden böyleydi? Asil ona bir şey yapmamıştı. İnsan gibi soruyordu, bir şey mi var diye, her şey yolunda mı merak ediyordu. Ama babası insanlıktan pek anlıyor gibi görünmüyordu. Demek ki babası da böyle biriydi işte. Hiç hayalinde kurduğu gibi değildi. Asil çok başka düşünmüştü babasını.

Bir gün olur da eve dönerse, Asil'le ayrı geçirdikleri zamanları telafi etmek için çabalayacağını hayal etmişti. Demek ki bunlar yalnızca Asil'in olmasını istedikleriydi. Babası aklının kıyısından bile geçmeyecek tarzda biriydi. Geçenlerde bu masada bir grup yabancı insanla oturup yemek yemiş, sohbet etmişti ancak hiçbirisi ona babası kadar yabancı gelmemişti.

Karşısında oturan bu adam sahiden kimdi?

Asil'in kendisine baktığını gören adam çocuğun bakışlarından hiçbir anlam çıkarmadı. Çünkü o da oğlunu tanımıyordu ve Asil'in aksine onu tanımak gibi bir niyeti yoktu, hiç olmamıştı. Ve çünkü bakmakla görmek arasında fark vardı. O hiçbir zaman görmemişti Asil'i. Bakmış da sayılmazdı...

"Okulunu değiştirmeyi nasıl becerdin?" diye sordu adam.

Asil babasının bunu öğrenmiş olmasına şaşırdı, bakışlarını yemeğine indirip kalan bir kaç lokmalık yemekle oynarken cevapladı. "Dilekçeyle." dedi.

Zıkkımlan, deyişi kulaklarında çınlıyor, içinde bir çığ gibi büyüyordu. Onu dediği an Allah'tan Asil'in ağzında bir şey yoktu, çünkü babasının dediği şeyi duyduğunda ağzındakini yutmaz, tabağına çıkarırdı.

"İmzamı taklit ettin yani yine." dedi adam sinir bozucu bir şekilde gülerek.

Asil, ağır ağır kaldırdı başını. "Bana böyle yapmamı söyleyen sendin."

Ortaokuldaydı Asil. O müze gezisine gitmeyi çok istemişti... İlk o zaman taklit etmişti babasının imzasını.

"Doğru. Ben demiştim." durdu adam, yağlı ellerini ve ağzını kenardaki peçetelerden biriyle gelişi güzel silip tabağın içine attı. "Yüz kere aramıştın saçma bir okul gezisi için."

ASİL bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin