BENİM YAZGI'M

נכתב על ידי snowqueen1331

4.2K 512 831

Hiç aşık oldunuz mu? Ya da aşkınızdan kaçtınız mı? Peki acı çekmekten, kaybetmekten korktunuz mu? Bu benim... עוד

Karakter Tanıtımı
~01~
~02~
~03~
~04~
~05~
~06~
~07~
~08~
~09~
~10~
~11~
~13~
~14~
~15~
~16~
~17~
~18~
~19~
~20~
~21~
~22~
~23~
~24~
~25~
~26~
~27~
~28~
~29~
~30~
~31~
~32~
~33~
~34~
~35~
~36~
~37~
~38~
~39~
~40~
~41~
~42~
~43~
~44~
~45~ ~FİNAL~
~DUYURUYU~

~12~

73 12 8
נכתב על ידי snowqueen1331


Aşk bencillik mi?

Değilse neden ben şuan bencilce davranıyorum. Sırf üzülmemek için onu üzmeyi göze aldım. Ben şu an ne yapmalıyım peki?

Bana da hakverin lütfen. Bu yaşıma kadar hiç böyle hissetmedim. Kaldıkı hissetsem bile örnek alacağım kimsem olmadı. Kafam karıştığında danışacağım. Canım yandığında sığınacağım kimsem yok benim.

Aşk ne demek bilmiyorum bile. Annem le babamı mı örnek alıcam. Yoksa hırsından gözü kör olmuş bu arada babaannemi ve herkesi unutmuş olan dedemin mi aşkını örnek alıcam. Belki de korktuğum budur.

Ya ailem gibi bir hayata mahkum kalırsam. Yaa hiç mutlu olamazsam. Ya da en kötüsü ilerde bir çocuğum olduğunda benim yaşadıklarımı yaşarsa.

Belki bunları düşünmek için çok erken ama hayat bu belli mi olur. Bizlerle kedinin fareyle oynandığı gibi oynuyor nasıl olsa. Ne olursa olsun küçük bir çocuğun bir kez daha bunları yaşamasına razı olamam.

Rüzgarı tanımıyorum bile. Bu şirketi bu hale getirmek için çok uğraştığı belli. Bu da demek oluyor ki o da hırsının kurbanı olmuş. İnsan hırslı olmak yerine azimli olsa böyle olamayacak. Çoğu kişi azimle hırsı bile ayırt edemiyor. Bilseler hırsın saf öfkeden doğduğunu onu seçerlermiydi yine de?

Rüzgarı ilk gördüğüm de birine bezettiğimi söylemiştim. Şimdi yüzü netleşti. Sanki Rüzgar dedemden ve babamdan bir parça almış gibi. Tahmin edersiniz ki hırsı Dedemden. Az önceki çazesiz bakışlarıda babamdan.

Ama babam çaresiz değildi. Rüzgarda değil. Eğer babam annemi yanına alıp babasına karşı gelseydi bunlar olmazdı. Rüzgar da dün beni öpüp bu gün o kıza haddini bildirseydi yine böyle olmazdı.

Ya da olurdu bilmiyorum. Offf kafam çok karışık ilk kez napıcağımı nasıl davranıcağımı bilmiyorum. Daha fazla burada oturmamak için kalıp arabama ilerledim. Sahilden çıkınca ayakkabılarımı giyinip arabama bindim. Gerçek dünyaya dönmenin vakti geldi. Şirkete gitmeli ve kafamı dağıtmak için çalışmalıyım. En iyi yaptığım şey. Bana en iyi gelen.

RÜZGAR'DAN
Yazgıyı  takip etmeye devam ettim. Bir süre sonra güzergahı değişti. Sanırım sahile gidiyor. Onunla beraber bende sahile indim. Geçen geceki gibi denize yaklaştı. Sonra kumlara oturup denizi seyretti. Bende onu.

Biraz daha yaklaştım. Sırt üztü kumlara uzandı. Dahada yaklaşıp yanına gittim. Biraz konuştuk bana yanıldığımı söyledi Hande konusunda.

Sanki gözleri 'hayır yanılmadın.'  Diye hayrıyordu ama dudaklarından dökülen kelimeler. Kalbimi tuzla buz etti sanki.

Bana karşı hiç mi birşey istemiyor gerçekten? Onu öptüğümde bana karşılık vermişti ama şimdi bir anlık birşeydi diyip kenara çekiliyor.
Duyduklarımla canım çok yandı. Bu kadar mıydı gerçekten?

Daha fazla durmamak için başımı sallayıp yanından ayrıldım. İyice uzaklaştıktan sonra Arabamın oradan bir süre daha Yazgıyı izledim. Kalktığı yere oturup denizi seyretmeye devam etti. Sözleri ne olursa olsun gözleri bambaşkaydı. Ama bunu bilmek benim içimi rahatlatmaya yetmiyordu. Daha fazla durmayıp şirkete döndüm.

YAZGI'DAN
Çok geçmeden şirkete geldim. Arya ağızı kulaklarında beni kapıda karşıladı. Arabamı park edip indim. Arya'nın yanına gittiğimde hemen boynuma atlayıp kahkaha atmaya başladı. Noluyor bu kıza?

Benden ayrılınca.
"Yazgı sana söylemem gereken birşey var." dedi.
"Söyle canım."
"Burda olmaz. Hadi yukarı çıkalım." Başımı sallayıp Aryayı takip ettim.

Benim odama geldiğimizde çantamı bırakıp koltuğa oturdum. Çok geçmeden Arya da oturdu.

Hala sırıtarak bana bakıyordu. Konuşmaya niyeti yoktu galiba.
"Aryacım anlatıcakmısın artık." Gülümsemeye devam ederken...
"Yazgı biz Dorukla öpüştük."

"Ne ne ara. Bir dakika o mu öptü. Seviyormu yani seni?
"
"Evet. Dün gece birlikte yemek yedik. Sonra beni eve bıraktı. Arabadan inecektim. Kolumdan tutup durdurdu. Sonra da öpmeye başladı. Bir an afalladım. Sonra karşılık verdim. Sonra beni sevdiğini söyledi. Bende söyledim. Şu an bir sevgilim var."

Duyduklarımla şok oldum. Yani tamam beklediğim birşeydi ama bu kadar hızlı değil. Birde Rüzgarın da aynı gece beni öptüğünü düşününce yine kızarmaya başladım.

"Yaa çok sevindim. Ama Doruk senin ilk sevgilin değil ki neden bu kadar heyecan yaptın?" Biraz düşündükten sonra.

"Evet ama bu farklı bir şey. Biliyorsun ben hiç bir zaman ciddi bir ilişki yaşamadım. Seninde dediğin gibi hep playpoy takıldım. Ama bu çok, çok farklı. Yazgı ben galiba aşık oldum. Kalbim ağızımda atıyor sanki."

Aşk bu mu peki kalbinin ağızında atması mı?

"Kardeşim eminmisin? Belki geçicidir."

"Eminim Yazgı insan aşık olup olmadığını anlamaz mı hiç?"

Anlar mı ben neden anlamıyorum o zaman?

"Öyle mi diyorsun? Bak beni
biliyorsun çok anlamam ama eğer sen mutluysan benlik. Bir sorun yok. Ama eğer o Doruk seni üzerse onun kafasını kırarım." Büyük bir kahaha attıktan sonra bana sarıldı bende ona sarıldım. Sonra kulağına fısıldadım.

"Çok mutlu ol kardeşim. En azından birimiz mutlu olsun. Seni çok seviyorum." Benden ayrılıp gözlerimin içine baktı.

"Bir dakika sen neden birimiz mutlu olsun dedin. Sen mutlu değilmisin?"

"Arya. Öyle demek istemedim. Yani beni biliyorsun. Kalbimi kullanmayalı epey zaman oldu. O yüzden diyorum."

  O mavi gözleriyle beni ısıtan bakışlarını atarak.
"Yazgı hayatında bir kere olsun kalbini kullansan bu kadar karamsar düşünemezsin. Bak biliyorum. Annenle baban gibi olmaktan koruyorsun ama sen onlar değilsin. Kendine izin ver bir kez bırak ne oluyorsa olsun. Olmazsa yine eski haline dönersin."

Aryanın dedikleri mantıklı ama ya eski halime dönemezsem. Canım yarda herkese zarar verirsem. Ya aşkım gözümü kör ederde kaybolursam. İçimden geçenler bunlar ama Aryaya tek kelimesini söyleyemedim. Çünkü başka bir cevap bulur. Başımı sallamakla yetindim.

Sonra bir anda dün olan şeyi söyledim.
"Arya Rüzgar beni öptü."

Kafasını kaldırıp bana baktı. Sonra gür bir kahkah patlattı.
"Ne komik mi niye gülüyorsun?"

Yüzüme ciddi ciddi bakıp.
"Hadi ama Yazgı dalga geçme benimle."

Bu sefer ben ciddi bir ifadeyle ona baktım.
"Nasıl yani. Cidden mi? Ohaaa ne zaman? Ve benim neden şu an haberim oluyor?  Ee sende karşılık verdin mi? Bir dakika madem öptü sen neden mutlu değilsin?"

Aryanın ardı arkası kesilmeyen sorularıyla bunalıp yerimden kalkıp pencerenin önüne geçtim.

Çok geçmeden yanıma geldi. Cama dönük olan bedenimi kendine çevirip.
"Hadi başla cevap vermeye. Ne duruyorsun. Meraktan ölmemi mi istiyorsun. Hadiğğğ."

Şu an o kadar tatlı gözüküyor ki biraz süründürmeyi çok isterdim ama yapmıycam.

"Iıııı şey. Dün gece. Bende karşılık verdim. Sonrada kaçıp gittim. Sonra...."

"Hadi cımbızla laf alıyorum ağzından anlat. Sonra ne?"

"Bu sabah yanına bir daha böyle birşey olmasın demeye gittim."

Şoka ağızı açıldı.
"Ne neden? Niye yaptın bunu?"

"Çünkü istemiyorum. Korkuyorum Arya. Ben ailem gibi bir kadere sahip olmak istemiyorum. Ya bir gün benim çocuğumda benim kaderimi yaşarsa. Bunu istemiyorum. Ben annemin çektiklerini çekmek istemiyorum. Canımın yanmasında bir başkasının canını yakmayıda  istemiyorum. Bu yüzden kaçtım. Bu yüzden Rüzgarla konuştum."

Gözlerim dolmuştu. Neden böyle çıkmaza girdim ben. Arya anlamış gibi bana sarılarak teselli verdi.

"Bak kardeşim şu bir anla ne sen, Melek teyzesin nede Rüzgar, Mehmet amca. Siz farklısınız annenle baban acı çekmiş, çektirmiş olabilir aynını sizinde yaşayacağınız ne malum. Bu kadar kasmaya gerek yok ki bir kez akışına bıraksan nefes alıcaksın ama izin vermiyorsun be kardeşim."

Doğru söylüyor Arya ama. Olmuyor işte kendimi bırakamıyorum. Ben hayatımda hiç keşke dememek için hep ama dedim. Şimdi nasıl bir anda korkularımdan kurtulurum bilmiyorum.

Derin bir nefes aldıktan sonra.
"Arya ben kendimi bıraksam bile Rüzgar tutucakmı ki beni? Daha bu gün eski sevgilisi geldi. Rüzgar onu hala unutamamış öyle diyar o kadın."

"Ne. Eski sevgilisi mi?"

"Evet ben tam koyu açacakken geldi. Rüzgarın üstine atladı. Pis sarı. Bende kapıyı çarpıp çıktım."

"Neden gelmiş. Birde konuştum dedin ne ara."

"Neden olacak Rüzgar bey hala unutamamış eski AŞKINI kızda o yüzden gelmiş. Ben çıktıktan sonra sahile indim. Rüzgar da peşimden geldi. O zaman söyledim."

"Anladım. Birşey hariç. Sen o kadarına pis sarı mı dedin?" Muzipçe yüzüme bakıyordu.
"Öyle mi dedim?"

"Evet öyle dedin."

"Şey farkında değilim."

"Eminmisin? Yoksa sen Rüzgarı mı kıskandın?" Ne hayır.

"Ne saçmalama ben ne kıskanıcam o dengesizi. Hiçte kıskanmadım."

"Hı hı bende yedim."

"Yaa Arya lütfen."

"Tamam canım birşey demedim."

"Tamam neyse hadi çalışmam lazım benim. Çık artık odamdan kafamı karıştırdın zaten."

"Kovdun mu şimdi sen beni. Aaaaa çok ayıp. Yazgı hanım."

"Yaa hadi Arya hanım çıkın lütfen."

Ayağa kalkıp çıktı. Yani ben öyle sandım. Kapıyı geri açıp kafasını uzattı.

"Yazgı Rüzgarı kıskandıııığğğğ."

"Aryaaaaa." Kapıyı kapatıp kaçtı.

Bense salak salak sırıtıyorum. İyide neden bu durum benim hoşumamı gitti?

Hadi Yazgı sen çalış en iyisi yoksa deliriceksin. 
Uzun süre çalıştıktan sonra yorulduğumu hissedip eve gitmeye karar verdim. Eşyaları mı toplayıp odamdan çıktım.

Aryaya bakmak için odasına ilerledim. Kapıyı tıkalttım ama ses gelmeyince yavaşça açıp içeri baktım. Ama Arya odada değildi. Kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Aryanın asistanı karşıma dikilince bir an irkildim.

"Buyrun Yazgı hanım yardımcı olabileceğim birşey var mı?"

"Aaa evet Melis Arya nerede?"

"Arya hanımın özel işi varmış efendim. Buradaki işlerini halledip erkenden çıktı."

Özel mi kesin Doruk la buluşacak.
"Tamam Melis sen işine dönebilirsin." Başını sallayıp yanımdan ayrıldı. 
Bende şirketten çıktım. Arabama bindim.

Tam eve gidicekken Hasan bey aradı.
"Alo. Yazgı Nasılsın kızım."

"İyim Hasan bey. Siz nasılsınız."

"Bende iyiyim canım. Şey diyecektim kızım ben. Biliyorsun otel projesinde uygulamaya geçeceğiz artık. O yüzden oteli kapatmamız gerekecek. Ben diyorum ki biz oteli kapatmadan siz MAY'S mimarlık ve AEREZON mimarlık yöneticileri olarak hafta sonu otelimizde konuklayın. Hemde çalışmalar başlamadan ekleyeceğimiz birşey olursa onları konuşuruz."

Ne diyeceğimi bilemedim. Rüzgarlarla aynı otelde kalmak, kulağa hiç hoş gelmiyor.

"Şey  Hasan bey ben teşekkür ederim ama  buna tek başıma yanıt vermem doğru olmaz."

"Aaa evet. Böyle diyeceğini tahmin ettiğim için ben Rüzgar beyle konuştum. Kabul ettiler. Cuma günü geliceksiniz eğer sende beni kırmaz da kabul edersen." Demek kabul etti.

Demek ki benimle aynı ortama girmekten çekinmiyor. Ben neden çekinicem o zaman.

"Tamam Hasan bey ben Aryaya da haber veriyim Tekrar konuşuruz."

"Yazgı ben Arya kızımlada konuştum oda kabul etti. Bir sen kaldın. Kendi adına karar vermen lazım."

Yok artık bu adam iyice değişti. Değişik değişik haraketler.

"Tamam Hasan bey madem siz herkesi organize ettiniz ben uyumsuzluk yapmıyım. Cuma günü görüşürüz."

"Hay yaşa kızım. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp emniyet kemeri mi taktım. O sırada da Aryayı aradım ama açmadı. Nasıl olsa döner diye ısrarcı davranmadım.

Kısa sürede eve gelip arabamı park ettim. Eve girip hemen mutfağa kendime kahve yapmaya gittim. Kahvem olana kadar üzerimi değiştirmek için odama çıktım. Dolaptan siyah eşofmanımı ve göbeği açık geniş beyaz tişörtümü çırtıp giydim. Saçlarıma özenmeden tepeden topuz yaptım.

Odamdan çıkıp tekrar mutfağa ilerledim. Kahvemi alıp salona geçtim. Kahvemi içerken telefondan mail'lere baktım. Önemli birşey olmadığı için telefonu bırakıp kahvemin tanıdını çıkardım.

Telefonum çalınca elime alıp arayana baktım. Tabi ki Aryaydı.

"Efendim canım."

"Napıyorsun Yazgı."

"Kahve içiyorum sen."

"Bende daha yeni eve geldim. Duş alıp çantamı hazırlıycam."

"Hmm. Otele için mi?"

"Evet. Sen geliyorsun değil mi?"

"Mecburen Hasan bey bizzat arayıp rica etti. Tabi sizde aramış ama sen bana söylemedin."

"Ama napim ben söylesem kabul etmezdin ki."

"Evet etmezdim. Neyse kaçta gitçez bari."

"Öğleden sonra çıksak olur mu?"

"Tamam. Öncesinde şirkete gidelim işleri halleder öyle çıkarız. Birlikte mi gitçez?"

"Yok. Ben Doruk la gitçem."

"Aaaa satıldım resmen şu an."

"Ya öyle deme sende Rüzgarla gidersin."

"Saçamalma. Asla onunla gitmem. Ben tek giderim. Neyse tekrar konuşuruz zaten hadi sen işlerini hallet görüşürüz."

"Tamam canım görüşürüz." Telefonu kapattık.

Bir kaç yudum kahvemden aldıktan sonra kapı çaldı. Kim geldi acaba. Telepati yoluyla öğrenemeyeceğime göre.

Daha fazla saçmalamadan kalkıp kapıyı açtım. Karşımda Selimi görünce biraz şaşırdım. Bu gün bana mı gelecekti ki?

"Davet etmiycekmisin?"

"Aaa pardon dalmışım geçsene. Malum geleceğini bilmiyordum."

"Evet. Sürpriz yapmak istedim de. İyi yapmamışmıyım?"

"Anladım. İyi yapmışsın." Selim koltuğa oturunca bende karşısındaki koltuğa oturdum. Bir süre bakıştıktan sonra. Kahve yapmak için ayağa kalktım.

"Kahve içersin dimi?"

"Olur Canım içerim."

Mutfağa ilerleyip kahve makinesini çalıştırdım. Kahveler olana kadar atıştırmalık birşeyler için dolabı açtım. Tabaklara kurabiye koyarken kapı çaldı. İçeriden Selimin sesini duydum.

"Ben bakarım Yazgıcım."

  Selim kapıya baktığına göre ben işime dönebilirim. Tabaklarla içeri geldim. Selim hala kapıda dikiliyordu. Tabakları bırakmadan kapıya yaklaştım.

"Kim gelmiş Selim?"

Biraz kenara çekilince Rüzgarı gördüm. Gözlerim şokla açıldı. Bu gün ki konuşmadan sonra gelmiş olması oldukça şaşırtıcı.

"Ortağın gelmiş Canım."

Selimin önüne geçip Rüzgara biraz daha yaklaştım.

"Rüzgar. Hoşgeldin."

Gözlerini Selime sapitleyip öylece bakıyordu. Elimi gözlerinin önünde sağa sola sallayarak dikkati üzerime çekmeye çalıştım. Gözlerini Selim den ayırıp bana baktı.

"Ne için geldiniz Rüzgar bey?"

"Artık bir önemi yok Yazgı. Size iyi eylenceler." Noluyo ya?

Arkasını dönüp gittiğinde. Elimdeki tabakları Selime verdim.

"Selim sen içeri geçermisin."
Başını sallayıp  eve girdi. 

Bende Rüzgarın arkasından seslendim ama durmadı. Hızımı artırıp kolundan tutup kendime çevirdim. Tabi biraz zor oldu. Gözlerimin içine hayal kırıklığı ile bakıyordu.

Biraz uzaklaşıp...
"Ne oluyor Rüzgar bey, Evime gelip hiç bişey demeden tekrar gidiyorsunuz neden?"

"Önemi yok dedim ya."

"Önemi yok öyle mi? Peki öyle olsun siz bilirsiniz. İyi akşamlar."

Daha fazla bu şaçmalıkla uğraşamıycam. Gerçekten sorunlu bu adam. Eve girip sertçe kapıyı kapattım. Kapatmadan son bir bakış atmayıda ihmal etmedim.

İçeri girdiğimde Selim elinde kahve bardaklarıyla solona geçti. Resmen burnumdan soluyorum şu an. Koltuğa oturdum, Selim de yanıma oturdu. Bardakları bırakıp ellerimi tuttu.

Gözlerimin içine bakıp.
"İyimisn Yazgı? Ne oldu? O adam canını sıkıcak birşey mi dedi,Yoksa birşey mi yaptı?"

"İyiyim. Birşey olmadı. Ayrıca saçmalama ne yapıcak bana."

Ellerimi çekip bardağı aldım.
"Yaa ne biliyim Yazgı işte. Senin istemediğin birşey falan yaptıysa."

"Selim lütfen kapatalım bu konuyu. Ayrıca kimse bana istemediğim birşey yapamaz."

"Peki." diyip o da bardağını aldı. Bir kaç yudum içtikten sonra tekrar bıraktı. Saate baktığımda 21:05 Selime döndüm.

"Selim saat geç olmuş yarın benim bir Seyehatim var. Çanta hazırlayıp erkenden uyumam lazım."

Biraz kovmuş gibi oldum ama yapacak birşey yok.

"Seyehat mi? Nereye gidiyorsun ve ne zaman döneceksin?" Bu bana hesap mı sordu? İmalı bir şekilde yüzene baktım.

"Yani yanlış anlama. Merak ettim sadece. Hem kaç gün göremiycem seni öğrenmem lazım."

"Otel projesi için gidiyoruz. Hemde küçük bir kaçamak olacak yarın yola çıkıcaz pazartesi falan döneriz herhalde."

"Gidiyoruz mu dedin, kiminle?"

"Aerezon mimarlık yöneticileri, Arya ve ben."

Biraz bozuldu. Ne dedim ki ben.
"O Rüzgar da gelecek yani."

"Rüzgarda Aerezon yöneticisi olduğuna göre evet."

"Anladım. Neyse ben gidiyim artık."

Ayağa kalkıp kapıya yöneldi. Arkasını dönüp bana sarıldı. Yanağımı öpüp çıktı. Arkasından kapıyı kapattım. Neden öptü bu beni şimdi? Off herneyse.

Odama çıkıp siyah beyaz valizimi çıkartıp yatağımın üzerine koydum. Dolabıma yönelip bir kaç kıyafeti içine koydum. Ardından ayakkabı ve çantalarımıda valize koyduktan sonra kapattım.

Küçük sırt çantama makyaj malzemerimi ve gereken diğer eşyalarımıda koydum. İki çantayıda dolabımın önüne bırakıp duş almak için banyoya girdim.

Küveti ılık suyla doldurduktan sonra. İçine girdim. Biraz oyalandıktan sonra saçlarımı ve vücüdümu temizleyip banyodan çıktım.

Saçlarımı kurutmaya üşendiğim için topuz yapıp yatağıma girdim. Bir süre sonra karanlığa teslim oldum.
*******************************

Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.⭐
❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️❤️

המשך קריאה

You'll Also Like

749K 28.5K 91
Genç kızın arkadaşının verdiği yeni numarayı yanlış yazan kızın gelecekteki kocasına tesadüfen yazması. İlk başta kız engel yesede engel bir şekilde...
122K 910 175
NE OKUSAM DİYE DÜŞÜNENLERE. ..🤔 BUYRUN Bİ BAKIN BAKALIM...👀 Severek okudum ve tavsiye ediyorum 📖📚 Instagram @ayseninhobiblogu
5.8K 655 28
Çok sürmedi. Omuzlarında bir sıcaklık hissetti. Bir ceket sarılmıştı. Kokusu ona hayat verdi. Gözlerini yumdu. Sonra da gittikçe uzaklaşan adım sesle...
106K 7.5K 26
Gelecek güçsüzler için ulaşılmaz, korkaklar için bilinmezlik, cesurlar içinse şanstır. ~Victor Hugo~