~36~

49 7 59
                                    

"Bana yalan söyledin Yazgı!"

Yine başa dönmüştük işte. Hızla yanına gidip, elinden ilaç kutusunu alıp çantama koydum.

"Bana niye yalan söyledin? Hani ağrı kesiciydi bunlar."

Sinirle Rüzgara döndüm.
"Sen ne hakla benim çantamı kurcalarsın. Bir de kalkmış hesap soruyorsun."

"Yazgı sen ne zamandan beri kullanıyorsun onları? Ya da günde kaç tane içiyorsun?"

Nefesimi dışarı vermiştim.
"Seni ilgilendirmez Rüzgar."

"Ne demek ilgilendirmez. Bak o kullandığın ilaçlar bir süre sonra bağımlılık yapıyor. Sen doktor kontrolünde içiyorsun değil mi?"

"Bağımlılık yaptığından haberim var ama merak etme daha bağımlı olmadım."

Belkide çoktan oldum...

Hızla yanıma gelip bileğimden tuttu. Ellerimin titremesini görmesinden korkup geri çekmeye çalıştım ama nafile çok sıkı tutuyordu.

"Rüzgar bırak."

"Ellerin titriyor Yazgı. Az öncede bedenin titriyordu. İlaçı o yüzden içtin, yoksa yanımda asla ilaç içmezdin. Benim bunu görmemi istemedin, herkesten mi saklıyorsun."

Gözlerimi kaçırıyordum, söylediği doğru krize giriyor olmasam asla içmezdim o lanet ilaçı.

"Benim birşey sakladığım yok. Dediğin gibi saklıyor olsaydım yanında içmezdim o ilacı."

"Hayır. Krize girmek üzereydin benim yanımda içmekten başka şansın yoktu. Nasıl yaparsın bunu kendine. Hemen şu an doktora gidiyoruz ve bu ilaçları kontrollü şekilde bırakıyorsun Yazgı."

Hızla kolumu kendime çektim.
"Hiç bir yere gitmiyorum. Ben bağımlı değilim Rüzgar."

"Yazgı yalvarırım yapma, bu ilaçlar seni ölüme sürüklüyor. Baksana şimdiden ellerinin titremesine engel olamıyorsun. Hem sen böyle nasıl mimarlık yapıcaksın? Eğer çizim yapamadığın anlaşılırsa şirketin batar farkındasın değil mi? Kimse çizim yapamayan bir mimarın şirketine işini teslim etmez."

Söyledikleri o kadar doğru ki ağzımı açıp tek kelime bile edemedim. Gözlerim yavaştan dolmaya başladı.

"Yazgı'm lütfen izin ver sana yardım ediyim. Beni, kendini düşünmüyorsan çalışanlarını düşün. Bu şirkette bir tek senin ve Aryanın emeği yok. Onlarca insanın hayatıyla oynuyorsun bir tek kendinin değil."

Ne yapıcam ben, beni bunlara sürükleyen adam karşımda o kadar haklı konuşuyor ki. Bir sürü insanın hayatı, geleceği benim elimde bana bu kadar güveniyorlarken onları yarı yolda bırakamam. Derin bir nefes aldım.

"Haklısın. Doktora gidicem bu ilaçlardan kurtulmanın bir yolu illa ki vardır. Bana güvenen insanları yarı yolda bırakamam. Ama bu durumu kimse bilmiycek Rüzgar, ne çalışanlarım, ne Doruk ne de Arya."

Başını sallayıp bana iyice yaklaştı. Belimden tutup kendine çekince ister istemez nabzım hızlandı. Gözlerini gözlerime kenetlemişti.

"Sadece sen ve ben güzelim. Başka kimse bilmiycek. Söz veriyorum."

Elleri saçlarıma gidince gözlerim daha çok doldu. Eskisi gibi uzun değillerdi.

"Saçlarını kesmişsin."

Başımı hafif yana çevirdim, bu halimi sevmeme ihtimali vardı.
Hem o benim ilk halime aşıktı, son halime değil.

"Eski hali çok güzeldi ama bu halide çok güzel. İçinde senin kokunu barındıran her zerren gibi."

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now