~17~

62 12 2
                                    


RÜZGAR'DAN
Doruk Aryayla buluşunca bende tekrar terasa çıktım. Yazgı elinde telefonuyla birşeylere bakıyordu.
Konuşmak istedim ama dinlemeden kalkıp otele ilerledi. 

Bu sefer böyle gitmesine izin vermiycektim. Kalkıp peşinden gittim. Asansöre bindi. Kapı kapanacağı sırada kolumu uzatıp kapıyı durdurdum. İçeri girip Yazgının yanında durdum. 

Asansör durunca hemen çıkıp odasına yöneldi.
Artık Yazgıyla konuşmanın vakti geldi. Aslında çoktan geldide sürekli kaçtığı için konuşamıyorum.

Peşinden gidip kolunu tuttum. Hızla kolunu çekip bana sert bakışlar atmaya başladı. Yine doğru düzgün cevaplar vermeyince biraz sinirlendim. Artık çok sıkılmıştım çünkü bu durumdan.
"Rüzgar lütfen sonra konuşalım."

"Hayır dedim. Artık bana bir açıklama yapmak zorundasın."
Ben cevap beklerken.

Bir anda gözlerini kıstı. Sonra tekrar açıp kapattı. Etrafa göz gezdirdikten sonra gözlerini tamamen kapattı. Düşeceği sırada belinden yakalayıp tuttum. Son kez o güzel gözlerini açıp bana baktı. Sonra yine kapattı.

"YAZGIII." 
Bağırdım ama tepki bile vermedi.

Kucağımda sanki cansız gibi yatıyordu. Ne cansızı oğlum kendine gel. Uyansın diye hafif sarstım ama uyanmadı.

Sonra Yazgıyı kucağıma alıp asansöre koştum. Hadi lanet asansör gel artık. Asansör tıka basa doluydu.

İçindekiler hızlı insin diye bağırmıştım.
"Hadi çıkın çabuk."

Herkes indiğinde hızla binip 0 a bastım. Asansör inerken Doruğu aramaya başladım.

"Efendim kardeşim."

"Doruk hemen Aryayı al otelin önüne gelin Yazgı bayıldı. Ben getiriyorum onu, hastaneye gitmemiz lazım."
Cevabını dinlemeden telefonu yüzüne kapattım.

Asansör durunca hemen inip çıkışa koştum. Arabamı getirmesi için valeye anahtarı verdim. O sırada Arya gelip Yazgının saçlarını okşamaya başladı.

Bir yandan da bana bağırıyordu.
"Rüzgar. Kardeşime naptın?"

"Biz konuşuyorduk sonra bayıldı."

Ne yani gerçekten benim yüzümden mi oldu? Allah kahretsin tabi benim yüzümden.

Kız o kadar söyledi. Sonra konuşmak istediğini. Bıraksaydım odasında uyuyor olacaktı şimdi.

Arabam gelince Yazgıyı arka koltuğa yatırdım. Arya da yanına oturup başını dizine koydu. Ben şoför koltuğuna geçtim. Dorukta yanıma oturdu.

Kemerimi bile bağlamadan gaza yüklendim. Buraya en yakın hastane 45 dakika uzaklıktaydı. Benim bu süreyi en aza indirmem gerekiyor. O yüzden gidebildiğim kadar hızlı gittim. Doruk yavaş olmam konusunda uyarılar yapıyordu ama kusura bakmasın onu dinleyemem şu an.

Arada aynadan arkaya bakıyordum. Yazgı hala haraketsiz yatıyordu. Onu öyle gördükçe kalbimdeki sızı artmaya başladı.
Yaklaşık 25, 30 dakikada hastaneye vardım. Hemen inip arkadan Yazgıyı kucağıma aldım.

İçeri girer girmez.
"Yardım edin." Diye bağırmaya başladım.

İki adam bir kadın gelip sedye getirdi. Yazgıyı yatırdım. Sonra bir odaya ilerlemeye başladık. Doktor buradan sonrasına giremeyeceğimizi söyleyip bizi dışarıda bıraktı.

Sonra bazı sorular sormaya başladı.
"Siz hastanın neyi oluyorsunuz?"

Neyi oluyorum? Ben Yazgının neyiyim? Dediği gibi hiç birşeyiyim işte.

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now