~33~

43 8 19
                                    


Sonucu ne olursa olsun bunu ondan saklayamam benden duyması en doğru karar.

Telefonumu alıp Rüzgarı aradım. Dördüncü kez çalıyordu ama açmıyor, tam kapatıcakken açtığını fark ettim.

"Alo sevgilim. Bir an hiç açmayacaksın sandım."

"Aslında açmayacaktım ama ne diyeceğini merak ettim."

Sesi oldukça soğuk ve titrek geliyordu.

"O ne demek Rüzgar? Neden açmayacaktın ki?"

Sesli bir şekilde nefes verdiğini duydum.
"Sen hangi yüzle arıyorsun beni ha. Bu kadar adi biri olduğunu bilmiyordum Yazgı."

Duyduğum sözler karşısında boş gözlerle duvara baktım. Bana neden böyle şeyler söyledi ki? Kalbimde bir sızı yer edindi.

"Rüzgar ne diyorsun sen? Ne yüzü ne adisi, neden bahsettiğini anlamıyorum?"

"Uzatma Yazgı ne haltlar yediğini öğrendim, bizzat şahit oldum. Daha fazla küçülme bana karşı bir daha da sakın arama."

"Rüz.."
Telefonu suratıma kapattı.

Bu da ne demek, neye şahit oldun Rüzgar?
Yoksa lütfen aklıma gelen şey olmasın lütfen lütfen. Yaa bizi gördüyse, o pislik beni öperken gördüyse.

Hayır yaa hayır ne yapıcam ben şimdi. Ona bunu nasıl anlatıcam. Bu böyle olmayacak telefonumu alıp odamdan çıktım.

Askıdan beyaz ceketimi alıp evden çıktım, dışarıda deli gibi gibi yağmur yağıyordu. Hızla arabama binip çalıştırdım.

"Ahh lanet olsun. Şimdi değil lütfen şimdi değil."

Lanet olası arabam çalışmıyordu. Bir kaç kez daha denedim ama bir sonuca varamayınca vakit kaybetmemek için bir taksi çağırdım. Çantamı almadığım için eve girip yanıma para aldım. Tekrar çıktıktan bir süre sonra taksi geldi. Hemen binip adresi verdim. Bir yandan Rüzgarı arıyordum ama açmıyordu.

"Biraz daha hızlı gidebilirmiyiz lütfen."

"Tabi ablacım."

Taksici hızlanınca bende tekrar Rüzgarı armaya başladım. Ama yine açmadı. Rüzgarın evine gelince taksiciye parayı verip hızla indim.

Yağmur hala durmamıştı ve benim üzerimde şort vardı. Üstümdekileri düşünmeyi bir kenara bırakıp kapıyı çalmaya başladım.

"Rüzgar aç lütfen."

"Rüzgar beni dinlemek zorundasın. Yapma böyle aç lütfen."
Kapı aniden açılmıştı.

"Rüzgar."
Sesim titrek ve pürüzlü çıkmıştı.

Gözlerinde boşluk vardı, o meftunu olduğum deniz mavileri bana bomboş bakıyordu.

"Ne işin var senin burda. Defol git evimden Yazgı."

"Beni dinlemeden gitmeyeceğim Rüzgar. Lütfen anlatmama izin ver."

Beni boydan süzdü, epey ıslanmıştım ve titriyordum. Tabiri caizse acınası haldeydim.

"Lanet olsun. Geç içeri."

Bana yol verince içeri geçtim. Salona girdiğimde yerde içki şişeleri vardı. Rüzgar beni kenara itip koltuğa oturdu, eline yarım kalan bardağını alıp içmeye devam etti.

"Rüzgar bak sen ne gördün bilmiyorum ama bir kez dinlersen beni anlayacağından eminim."

Bana dönüp sinirle baktı.
"Ne gördüm? Hemen söyliyim. Sevdiğim kadının evine akşamın bir saati herifin birini aldığını gördüm. Haa birde yine o sevdiğim kadın gözlerimin önünde o herifi öptü. Gördüklerim yeterli mi Yazgı hanım?"
Yanına gidip oturdum.

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now