~14~

71 12 9
                                    

Arkamı dönemedim hızla yürümeye devam ettim. Partinin olduğu yere gelince Arya hemen yanıma koştu.
O kadar mı kötü görünüyorum ya.

"Yazgı noldu? Neredeydiniz?" Cevap bile veremedim.

Hemen bar masasına gidip, gördüğüm içki bardaklarını kafama diktim. Bitirdiğim her bir bardağı yenisiyle değiştirsin diye barmene uzatıyordum.

Yanıma birinin oturduğunu hissedince o tarafa döndüm. Gelen Selimdi.

"Yazgı biraz yavaş mı gitsen."

"Neee?"

"Yok birşey devam et."
Kafamı sallayıp içmeye devam ettim.

Selimin ellerini belimde hissedince ona doğru döndüm. Bu bana niye böyle bakıyor ya? Sonra ellerini çeksin diye yerimde kıprdadım. Pek faydası olmadı. Hatta yanıma daha da sokuldu.

Napıyor bu?
"Ellerini çekermisin Selim."

"Neden? Sana yardım etmeye çalışıyorum. Düşersen engel olmak için."

"Düşersssem kalkarım ssana ihtiyacım yok benimmm. Hiç birinizzzee."
Ağızım yamuluyor sanki. Ne diğimi ben bile anladım ama neyse.

"Benim sana ihyacım var ama."

Ne diyor ya bu? Deli galiba. Kurtulmak için yerimden kalktım.
Off hadi ama sen niye kalkıyorsun acaba. Elini hala çekmezken iyice sinirlendim.

"Çek eliniiiğğ."

"Anlamıyorum."

Ben tekrar söylemek için hamle yapmıştım ki. Off noldu öyle ya? Aaa Rüzgar mı o?

"Neyini anladın lann kız çek elini diyor."
Resmen kükremişti. Kafam güzel olmasa korkudan sıçramıştım.

"Sanane birader. Sen ne karışıyorsun? " dedi Selim.

Rüzgar daha fazla dayanamayıp suratına yumruğu indirdi. Herkes çığlık atarken ben gülüyorum. Allahım her gün istiyorum bu kafayı. Dur anlatıyım, olayın heyecanı kaçmasın.

Selim ilk yumruğun şokunu attlattıkatan sonra Rüzgar hamle yaptı. Ama Rüzgar bu hamleyi kolaylıkla savurdu. Sonra Selimi altına alıp ardı arkası kesilmeyen yumrukları yüzüne yerleştirmeye devam etti.

Doruk'la Burak Rüzgarı Selimin üzerinden almaya çalıyorlar ama nafile. Rüzgarın bırakmaya niyeti yok.

Başım dönmeye başlayınca bulunduğum yere çöktüm. Arya yanıma koşup beni kaldırmaya çalıştı. Bir yandanda Doruğa sesleniyordu.

Sonra bir anda havalandım. Kimin beni kucağına aldığını anlamaya çalıştım.

Sonra o tatlı vanilya kokusu sardı bedenimi.

"Ne güzel kokuyorsun sen insafsız."
Gülümseyip yürümeye devam etti.

Bende başımı boyun girintisine koyup kokusunu biraz daha soludum. Bir ömür burda yaşayabilirim.

Biraz yürüdükten sonra durduk sanırım asansöre binicez. Asansörde durduktan sonra bir odanın önünde durduk. Rüzgar birşey arıyordu sanırım?

"Yazgı oda kartın nerede?"

Çok uykum olduğu için pek anlaşılmayan garip sesler çıkardım.
"Hııığğ mmm."

"Napıcam ben seninle acaba." Sonra yine haraket ettik.

Kapı sesini duymamla gözlerimi açtım. Hani kartımı bulamamıştı. İçeriye göz gezdirdiğimde Rüzgarın odası olduğunu anladım. Beni yatağın üzerine bırakıp kapıyı kapattı.

BENİM YAZGI'M Where stories live. Discover now