Tehlikeli Yakınlaşma [BXB]

Por LordOfStory

2M 144K 90.3K

[Tamamlandı] Küçüklükten beri abi dediği adama aşıktı. Her şey bu kadar imkansız dururken olaylar ne ara bu h... Más

|1|
|2|
|3|
|4|
|5|
|6|
|7|
|8|
|9|
|10|
|11|
|12|
|13|
|14|
|15|
|16|
|17|
|18|
|19|
|20|
|21|
|22|
|23|
|24|
|25|
|26|
|27|
|28|
|29|
|30|
|32|
|33|
|34|
|35|
|36|
|37|
|38|
|39|
|40|
|41|
|42|
|43|
|44|
|45|
|46|
|47|
|48|
|49|
|50|
|51|
|52|
|53|
|54|
|55|
|56|
|57|
|58|
|59|
|60|
|61|
|62|
|63|
|64|
|65|
|66|
FİNAL

|31|

34.6K 2.1K 1K
Por LordOfStory


Selamlar, oy ve yorumlarınız ile destek olursanız sevinirim:*

Bu arada ben acı şeyler yazmak istiyorum. Yakında ortalık karışır benden söylemesi

-

Tamamen toparlanmış kahveyi açarken zihninde sürekli dünkü terbiyesiz ve erotik dolu anlar geliyordu. Resmen gece uyuyamamıştı bu yüzden. Hoşuna gitmediği söylenemezdi, hatta aşırı iyiydi fakat işte içine düştüğü ikilemden bir türlü kendini alıkoyamıyordu.

Neyse ki Cengiz'in bu umursamaz ve arsız tavırları onu rahat ettiriyordu. Bunca yıl kardeşten öte görmediği çocuğun sikini yalamasıyla boşalması, emmesi, öpmesi düşününce kendini kötü hissetmesine neden oluyordu fakat Cengiz bu konuda kasmadığı için en azından biraz daha iyi hissediyordu. Sabah erkenden okul için kalkıp eve giden çocuğa bakarken hafif çekinmişti. Cengiz de bunun farkına varmıştı ama belli etmemeye çalışmıştı.

Düşünceli bir şekilde sandalyeleri düzelten esmer adama bakıp kaşlarını çattı Murat.

"Bir şey mi oldu?"

Ahmet uzun süredir olan sessizlikten kendini kurtarıp arkadaşına baktı.

"Ha, ne?"

"Diyorumki bir şey mi oldu? Cengizle ilgili kötü bir durum yok değil mi?" diye sordu Murat.

Onun barda herhangi kötü bir şeyle karşılaşıp karşılaşmadığını merak ediyordu. Endişelenmişti. Neyse ki Ahmet onu alıp getirmişti kendi evine fakat şu an yüzündeki ifadeye bakarak sanki tuhaf şeyler olmuş gibi gözüküyordu.

"Yok." dedi Ahmet. "Teyzemin kızını bırakırken görmüş beni ona sinirlenmiş. Kardeşim sen de niye söylemedin doğruyu? Manyak çocuk delirmeye yer arıyor zaten."

"Oğlum nereden bileyim? Sen üstünkörü bir şeyler dedin gittin, teyzenin kızı olduğunu söylediğini hatırlamıyorum. Cengiz sorunca da gerildim ben." dedi Murat.

Gözlerini devirdi Ahmet ve sandalyeyi çekip oturdu.

Sıkıntılı bir şekilde oflafığında Murat kaşlarını çattı ve yanına gelip sandalyeye oturdu.

"Hayırdır lan yine bir hallerdesin?" diye sordu.

Ahmet kafasını kaldırıp ona baktı. "Cengizle nasıl baş edeceğimi bilmiyorum. Baksana, en küçük şeyde bile ne yaptı. Ya ona bir şey olsaydı? Gittiğimde piçin teki sulanıyordu ona. İçkisine de bir şey mi katmışlar ne, kendinde değildi." dedi bakışlarını kaçırarak.

"Şerefsizler ya." dedi Murat. "Allahtan yetiştin sen."

"Endişeleniyorum Murat." dedi Ahmet arkadaşına dönerek. "Genç, hoş, hem güzel hem yakışıklı. Çevresindekilerin dikkatini çekiyor. Özellikle o bardaki ve Levent gibi godomanlar için tam bir çıtır. Nasıl koruyacağım ben onu?"

Bir nefes verdi Murat.

"Nasıl koruyacağın çok basit değil mi? İstediğini vereceksin ona." dedi Murat. "Kendisini sana ait hissetmediği için kafasına göre hareket etmesi gayet normal şu durumda."

Püfleyerek bir nefes verdi Ahmet.

"Onunla birlikte olmamı istiyor. Nasıl mümkün olacak bu? Sevgilisi mi olacağım lan?" diye sordu kaşları çatık bir şekilde.

"E yani." dedi Murat.

"Böyle iyi. Zaten..." deyip suskun kaldığında Murat tek kaşını kaldırdı.

"Zaten?" diye sordu imayla.

Ahmet bakışlarını kaçırırken oldukça rahatsız görünüyordu. Bir şeylerden dolayı aklının karışık olduğu aşikardı.

"Söyleyeceğim ama bak sakın bu konuda dalga geçmek, ulu orta açmak yok. İlk ve son kez soracağım sana ve adam akıllı cevap ver. Sorgulama." dedi sert bir sesle.

Bu konulardan kaçan bünyesi Muratla bir şeyleri konuşmaktan kaçınıyordu fakat diğer yandan onun düşüncelerini merak ediyordu.

"Tamam lan Allah Allah." dedi Murat.

Bir süre duraksadı Ahmet. Zihninde toparlamaya çalıştı düşüncelerini.

"Ben Cengizden etkileniyorum galiba." dedi çekingen bir sesle.

Murat aynı ifade ile bakmaya devam etti. "E bunu biliyoruz zaten."

"Nasıl?"

"Abi sen o çocukla olan bakışmalarını, hallerini dışarıdan bir görsen... Üstelik bu kıskançlıkların normal değil. Biz Süleymanla konuşuyoruz bunları zaten."

"Siz Süleymanla bizim dedikodumuzu mu yapıyorsunuz?"

"Evet?"

Gözlerini devirdi Ahmet. "Neyse." dedikten sonra boğazını temizledi. "Sence bu kötü mü? Yani hani o benim kuzenim ya, bir de benden küçük falan. Yani ne bileyim, anla işte. Tuhaf mı ona karşı böyle hissetmem? Ayıp mı?" diye sordu.

Kuzeni değildi tabii fakat herkes öyle bildiği için bunu da söylemek zorundaydı. Acaba onlar ne düşünüyordu bu konuda.

"Ayıp değil. Kötü de değil. Cengiz yetişkin biri, kendi kararlarını verebilen, oldukça zeki bir çocuk. Yani bu konuda kendini kötü hissetmene gerek yok." dedi Murat.

Alt dudağını yaladı Ahmet. "Yani onu öpmek, sarılmak, sahip çıkmak isteyip ama sevgili gibi bir şey olmak istememem de normal mi?" diye sordu.

"İşte bu normal değil. Onu kullanıyor gibi olursun, üzülür çocuk. Belli ki hoşlanıyorsun, kararını ver. Yok öyle her şeyi yapalım ama hiçbir şey olmayalım, takılalım ayakları falan. Yakışmaz sana."

"Aşırı geriyor bu sohbetler beni." dedi Ahmet sıkıntılı bir sesle.

"Vallaha kardeşim düşün taşın. Cengiz bu, ne yapacağı belli olmaz. Korkuyorum bazen ondan." dedi Murat.

"Bir şey diyeyim mi ben de korkuyorum." dedi Ahmet. "Abi bir baktım dün ona açıklama yapıyorum. Ne ara ona açıklama yapacak ve çekinecek hale geldim?"

Kahkaha attı Murat. "Bilemem artık."

Ahmet arkadaşının eğlenen ifadesine bakıp gözlerini devirdi. Murat bu işi eğlenceye vurabilirdi fakat Ahmet için oldukça ciddi bir konuydu. Yani bu büyük bir şeydi. Ondan çekinmesi, açıklama yapması, kendisinden uzaklaşmasını istememesi falan...

Birkaç müşterinin gelmesiyle ikisi de ayaklandı. Erken saatti fakat gelenler oluyordu işte.

Ahmet kasaya geçip hesap kitap işlerine bakarken kendini önündeki deftere odaklamıştı ki.

Bir elini çenesine yaslamış deftere sayılar yazarken yanına gelen çocuğu fark etmedi.

"Selam hayatımın anlamı." diyen ses ile irkilip kafasını kaldırdı ve kendisine çapkın bir şekilde göz kırparak gülümseyen Cengiz ile göz göze geldi.

Afallayarak bakınırken boğazını temizledi adam. Şöyle bir etrafı kolaçan ettiğinde sakin olduğunu gördü.

"Selam." dedi.

Cengiz elindeki çiçeği burnuna götürüp kokladıktan sonra adama uzattı. "Sana layık değil ama..."

Ahmet kaşlarını çatarak bir kendisine uzatılan çiçeğe bir de açık kahve gözlere baktı. "Ne bu?"

"Çiçek. Okula gitmeden önce seni göreyim dedim, gelirken elim boş gelmek istemedim ve çiçekçi abladan bunu aldım." dedi gülümseyerek.

Gözlerini devirdi Ahmet. "Oğlum kafayı mı yedin? Bana çiçek mi aldın? Koskoca adamım, bu çiçek senin yaşıtların olan kızlarda işe yarayabilir ama bende yaramaz." dedi gülerek.

Cengiz gözlerini kısarak baktı ve alt dudağını yaladı.

"İşte bu yüzden sana aşığım. Sıradan değilsin." dedi ve alt dudağını ısırıp elini göğsüne doğru götürüp kalbine dokundu."Bak yine fena tutuldum sana."

Ahmet ona bakarken kafasını iyi yana sallayarak güldü.

"Manyaksın."

Sırıttı çocuk ve çiçeği uzatmaya devam etti. "Al ama bunu, gönlümden koptu." dediğinde Ahmet bir nefes verdi.

Şöyle bir etrafa baktıktan sonra elinden aldı çiçeği sertçe ve masanın üzerine bıraktı.

Birbirlerine bakarlarken diyecek bir şeyleri olmadığı için bakışlarını kaçırdı adam ve deftere baktı. Zaten dünkü yaşadığı anlar aklından gitmiyordu. Karşısında genci gördüğünde hepten kendine gelemiyordu.

Cengiz gülümseyerek onu izlerken dirseklerini tezgaha yasladı ve ona doğru yaklaşırken "Ahmet." dedi.

Adam kafasını kaldırdı ve etrafa baktı kısaca. Ardından ona döndü. "Ahmet derken?"

"Abi deme diyen sendin."

Saatler önce yaşadıkları yakınlaşmada aralarında geçen konuşmayı ikisi de hatırladı.

"Tamam ama en azından insan içinde demeye devam et. Çaktırma."

"Oldu abilerin abisi, sen bana ne zaman abi deyip demeyeceğim zamanları bir yere yaz ben bir güzel çalışayım, ona göre söylerim artık." diye alayla konuşan çocuğa baktı.

"Uzatma Cengiz."

Bir nefes verdi Cengiz.

"Neyse ben okula gidiyorum. Konuşuruz yine." dediğinde kafasını salladı adam.

"Görüşürüz, dikkat et."

Cengiz gülümsedi ve ona son kez göz kırpıp ellerini ceplerine sokarak kahveden çıktı.

Stabil adımlarla yürürken, "Selam bebek." diyen ses ile duraksadı çocuk ve kafasını çevirip olduğu yere gelen adam ile göz göze geldi.

Levent yamuk bir gülümseme ile gencin yanına gelip karşısına dikildiğinde gözlerini sıkkın bir şekilde devirdi Cengiz ve kafasını kaldırıp ona baktı.

"Ne var, ne istiyorsun?" diye sordu.

Gülümsedi Levent.

"Neden ters yapıyorsun?" diye sordu. Cengiz bakışlarını kaçırıp etrafına bakındı.

Onlar kahvenin önünde konuşurlarken masalara ileryen esmer adamın gözü takıldı. Anında kaşları çatılırken hızlı adımlarla kahveden çıkıp yanlarına adımladı.

Levent ağzını açıp bir şey diyeceği sırada sert adımlarla oldukları tarafa gelen Ahmet'i fark ettiğinde sırıtması büyüdü.

"Hayırdır? Ne oluyor burada?" diye sordu Cengiz'in yanına gelip Levent ile burun buruna gelirken. Sert sesi ve yüzü ile bu durumdan rahatsız olduğu belliydi.

Cengiz Ahmet'e baktı bir şey demeden.

"Bir şey yok, selam verdim." dedi Levent rahat bir tavırla.

"Vermeyeceksin." dedi Ahmet çenesini sıkarak. "Benim etrafımdakilerden uzak duracaksın. Özellikle bu çocuktan." dedi uyarıcı bir sesle.

Leventin Cengiz'e olan ilgisini bildiği için özellikle bu uyarıyı yapma gereği duydu.

Tek kaşını kaldırdı Levent. "Sana ne." dedi hâlâ sırıtmaya devam ederken. "Daha geçen benim mekanımda benimleydi. Sana mı soracağım?"

"Bana soracaksın." dedi Ahmet üzerine yürüyerek. "Bak usta, canımı sıkma artık, bas git." dedi adamı gövdesinden sertçe ittirerek.

Geriye doğru sendeleyen adam rahat ve eğlenen tavrından ödün vermeden baktı.

"Kuzenini bu denli sahpilenmen ne tatlı. Üstelik o kendini gayet koruyabilecek birisi, sana ihtiyacı yok. Ayrıca Cengiz benim yanımdaydı, ben onu zorlamadım." dedi omuzlarını silkerek.

"O tamamen eğlencesineydi." diye araya girdi Cengiz. "Şimdi seninle konuşmak dahi istemiyorum."

"Neden? Sana ne yaptım?"

"Benim için önemli kişilere yaptın yapacağını. Bana bir şey yapmana gerek yok, zaten yapamazsın." dedi sert bir sesle.

"Murat'ın kahvesi eskisinden iyi oldu, yaptırdım. Ha Ahmet abin içinse bu söylediğin, ona bir şey diyemem. Kendisinden pek haz etmem. Ne zaman ne yapacağım da belli olmaz." dedi Levent.

"Hele bir dene." dedi Cengiz üzerine yürüyerek. "Seni mahvederim."

Levent kendisine öldürecekmiş gibi öfkeyle bakan çocuğa bakarken kahkaha attı.

"Ahmet kardeş sen böyle hep Cengiz'i mi salacaksın üstüme? Bana uyar, orası ayrı. Başımın üzerinde yerin var bebek, ne olursa olsun." dedi çocuğa bakarak çapkın bir sesle.

Ahmet dişlerini sıkarken damarlarında dolaşan kıskançlık ile hızla adamın yakalrına yapıştı ve boğazını sıktı. Levent ona alayla bakarken tepki vermedi.

Ahmet'i deniyordu ve oltasına düşüyordu.

"Senin belanı sikerim." dedi adam tane tane kelimelerin üstüne bastırarak.

Cengiz öfkeyle soluyan adamın önüne geçip gövdesinden ittirdi ve uzaklaştırdı. "Sakin ol." dedi. Şimdi kahvenin önündelerdi ve yine bir şeyler olsun istemedi Cengiz. Bu yüzden adamı sakinleştirmek istedi.

Ahmet kendini dizginlemeye çalıştı.

Levent ikisine bakarken bir nefes verdi. "Siz çok asabisiniz. Halbuki sadece selam vermek istemiştim. Biraz canım sıkkın da, mekanımı dağıtmış birkaç kanı bozuk." derken imayla konuşuyordu.

Ahmet ve Cengiz yandan birbirine baktıktan sonra ses etmeden adama bakmaya devam ettiler.

"Bize ne bundan." dedi Cengiz.

"Paylaşmak istedim." dedi Levent alt dudağını büküp omuzlarını silkerek. "Onların hayatını kaydıracağım, bayağı eğlenceli olacak ama işte kim olduklarını bulmam lazım."

Sesindeki alay tınısı çelişkiliydi. Adamı izleyen ikilinin kafası karıştı. Şimdi kendilerinin yaptığını anlamış mıydı anlamamış mıydı? Biliyor muydu bilmiyor muydu? En önemlisi kanıt var mıydı?

Fakat bilseydi çoktan harekete geçerdi. Bu yüzden ikisi de rahattı şimdilik.

"Ne yapıyorsan yap ama ondan uzak dur. Seni uyardım, beni karşına alman büyük hata senin için." dedi Cengiz alayla.

"Ne güzel ya böyle sen bana ondan uzak dur diyorsun, o gelip bana senden uzak durmamı söylüyor falan. Ben bayağı korkutmuşum sizi." dediğinde gülerek konuştu.

Ahmet gözlerini devirdi ve yanındaki çocuğa döndü.

"Hadi sen okuluna git." dedi.

Cengiz uzun boylu adama döndü.

Bir süre baktıktan sonra "Tamam, görüşürüz." dedi ve Levent'e ters bir bakış atıp ilerlemeye başladı.

Ahmet onun arkasından baktıktan sonra Levent'e aynı şekil sert bakış attı ve tam arkasını dönmüştü ki "Baksana," demesiyle dutaksayıp omzunun üstünden adama baktı.

Levent ellerini ceplerine yerleştirip Ahmet'e yaklaştı.

Sıkıntılı bir şekilde yerinde kıpırdandı esmer adam ve tamamen ona dönüp kaşlarını çatarak ne diyeceğini bekledi.

"Cengiz seni oldukça önemsiyor, sahipleniyor. Sürekli burada senin yanında. Gören de sizi kuzen değil sevgili sanır." dediğinde oldukça ciddi konuşuyordu.

Ahmet kaşlarını biraz daha çattı. "Ne diyorsun?" diye sordu ters bir şekilde.

"Diyorum ki," dedi Levent ve biraz daha yaklaşıp burun buruna geldi onunla. "Şanslı adamsın."

Ahmet'in çatık kaşları gevşerken anlık olarak gerildi. Bir şey demeden ona bakarken tedirginlik kapladı bedenini.

Levent onun yüz ifadesini dikkatlice izlerken gerildiğini anladı ve içten içe sırıttı.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu soğuk bir sesle.

"Onun için seninle sık sık karşı karşıya gelmem gerekiyor galiba. Tamamdır, ben varım. Ayrıca bana bulaşmakla büyük hata yaptın, haberin olsun."

Ahmet kaşları çatık ona bakarken bu şekil sanki alttan alttan imalı konuşmasına afalladı.

"Amacın ne lan senin? Söyle adam gibi."

Sırıttı adam. "Yakında anlarsın." dedi ve uzaklaştı ondan. "Hadi eyvallah." deyip arkasını dönerek uzaklaştığında kafası karışık bir şekilde arkasından bakmaya devam etti.







Seguir leyendo

También te gustarán

DELİ Por Khalesi

Novela Juvenil

2.8M 253K 59
[TAMAMLANDI] İstanbul'da yaşarken babasının iflası sonucu köye yerleşen Teoman ve köydeki herkesin deli diye andığı Mahir'in hikayesi.
2.5M 121K 40
[TAMAMLANDI] Ali, benim sevgili katilim. '+18'dir, olumsuz hareketler fazladır.'
2.5K 79 2
꙳✦ Yüzyıllardır görülmeyen bir durum Survivor yarışmasında finale son haftalar kalmışken oraya çıkmıştı. Batuhan ve Poyraz şaşırtmayan şekilde yine...
1.2M 74.2K 47
Tüm hayatını sahip olduğu fikirleriyle yaşayan bir adam ile hiçbir ideolojiye sahip olmayan adamın hikayesi... 10.12.2017~19. 11.2018