İKİ YARALI |Tamamlandı|

By bayanclara

8.3M 96.3K 19.3K

Yaralar vardır; Hiç kapanmayacakmış gibi hissettiren. Yaralar vardır; Kapanmış olsa... More

Giriş / Açıklama
BÖLÜM / 1
BÖLÜM / 2
BÖLÜM / 3
BÖLÜM / 4
BÖLÜM / 5
BÖLÜM / 6
BÖLÜM / 7
BÖLÜM / 8
BÖLÜM / 9
BÖLÜM / 10
BÖLÜM / 11
BÖLÜM / 12
BÖLÜM / 13
BÖLÜM / 14
BÖLÜM / 15
BÖLÜM / 16
BÖLÜM / 17
BÖLÜM / 18
BÖLÜM / 19
BÖLÜM / 20
BÖLÜM / 21
BÖLÜM / 22
BÖLÜM / 23
BÖLÜM / 24
BÖLÜM / 25
BÖLÜM / 27
BÖLÜM / 28
BÖLÜM / 29
BÖLÜM / 30
BÖLÜM / 31
BÖLÜM / 32
BÖLÜM / 33
BÖLÜM / 34
BÖLÜM / 35
BÖLÜM / 36
BÖLÜM / 37
BÖLÜM / 38
BÖLÜM / 39
BÖLÜM / 40
BÖLÜM / 41
BÖLÜM / 42
BÖLÜM / 43
BÖLÜM / 44
BÖLÜM / 45
BÖLÜM / 46
BÖLÜM / 47
BÖLÜM / 48
BÖLÜM / 49 - F i n a l
Özel Bölüm ~ 1
Özel Bölüm ~ 2
Özel Bölüm ~ 3
Özel Bölüm ~ 4
Özel Bölüm ~ Son
*İKİ YARALI ÖZEL*
*1* ~ Kalbin Diğer Yarısı
*2* ~ Geçmeyen Acılar
*3* ~ Beklenmeyen Misafir
*4* ~ Ben Daha Çok
*5* ~ Sır

BÖLÜM / 26

3.2K 207 13
By bayanclara

Bölüm biraz kısa olduğu için birazdan 27. bölümü de atacağım, okumadan geçmeyin. 🌺

Oy ve yorumları da unutmayalım lütfen. ❤️

✨✨✨

Odamda oturmuş kitap okurken kapımın açılmasıyla kafamı kaldırdım ve kapıya döndüm. Annem gülümseyerek geldi ve yanıma oturdu.

"Annemlerle konuştum. Batu'yu seve seve kabul ediyorlar."

Gülümsedim.

"Kabul etmeyeceklerini hiç düşünmemiştim zaten. Tek olmaktan hep şikâyetçilerdi. Onlara iyi geleceğiz."

Annem elini uzatarak saçlarımı okşadı ve omzumdan geriye attı.

"İyi misin annecim?"

"İyiyim anne. Ne oldu ki?" dedim yerimde dikleşerek.

"Dün çok kötüydün güzelim. Sabahki mutluluğun plaja gittiğinde yok oldu. Diğerlerinin yanında üzerine gitmek istemedim ama merak ettim seni"

"Anne," dedim elini tutarak. "İyiyim, gerçekten. Deniz'in anlattığı bir şeye canım sıkıldı sadece."

"Peki," dedi hafifçe sesini azaltarak. "Deniz'in anlattığı bu şeyin Batu'yla bir ilgisi olabilir mi?"

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafamı salladım usulca.

"Batu'yla iyi anlaşıyorsunuz gördüğüm kadarıyla," dedi bacaklarını kendine çekip bağdaş kurarak. Anlaşılan anne-kız sohbetlerinden birini yapmaya başlamıştık. Annemle konuşmayı ve dertleşmeyi severdim. Annem mükemmel bir anne olmanın yanında mesleğiyle kazandığı tecrübe sayesinde bana çok destek oluyordu.

"Evet," dedim hafifçe yerimde kıpırdanarak.

"Ona bu kadar yakın olduğuna göre geçmişini biliyorsun."

Şaşkınlıkla anneme baktım.

"Sende mi biliyorsun?"

"Evet," dedi kafasını hareket ettirerek.

"Ama nasıl olur? Nerden öğrendin? Meral abla mı söyledi?"

"Hayır, baban söyledi."

İkinci bir şoka girerken gözlerimi kırpıştırdım. Demek babamda biliyordu. O zaman babamla iyi anlaşmasının en büyük nedeni buydu.

"Batu bu yüzden mi babamla bu kadar yakın?"

"Evet," dedi tekrar. "Ara sıra dertleşiyorlar işte."

"Ama babamın ona gibi bir faydası dokunabilir ki?" diye sordum şaşkınca. "Hadi sen olsan neyse ama babam? Anlayamıyorum."

"Emin ol babanın Batu'ya çok büyük faydaları oldu ama bunun nedenini benim söylemem uygun kaçmaz. Hatta bilmesen daha iyi. Çok merak faydadan ziyade zarar getirir güzelim."

"Pekâlâ," dedim başımı uysalca sallayarak. "Üstelemeyeceğim ama yine de hala çok şaşkınım."

"Neyse," dedi annem konuyu kapatmak istercesine. "Ben sana başka bir şey soracaktım aslında."

"Ne soracaktın?" diye sordum konuyu değiştirmesine izin vererek. Açıkçası merak etmiştim.

"Batu'yu İstanbul'da okuması için ikna etmenin sebebi ne Melis?"

Bir şey demeyerek öylece annemin yüzüne baktım. Neden herkes bunu soruyordu? Sadece iyilik yapmak istemiş olamaz mıydım? Belli bir sebebi mi olmak zorundaydı illa?

Benden ses çıkmayınca "Batu'dan hoşlanıyor musun kızım?" diye sordu annem bir anda.

"Ne?" dedim afallayarak. "Ah, tabi ki hayır."

Annemin yüzünden inanmadığı belli oluyordu.

"Anne ben hala Kutay'ı seviyorum biliyorsun," dedim sitem edercesine.

"Biliyorum tatlım," dedi yanağımı okşayarak. "Ama bu Batu'dan hoşlanmayacaksın demek değil ki. Fark ettin mi bilmiyorum ama Batu'yla tanıştığından beri eskisi gibi değilsin. İstanbul'dan döndüğünde perişan bir halin vardı. Şimdiyse neredeyse eskisi gibisin diyebilirim. Ben bunun olmasındaki en büyük etkenin Batu olduğunu düşünüyorum. Yanılıyor muyum?"

Kısa bir süre düşündükten sonra anneme hak verdim.

"Sanırım haklısın."

"Bana Batu'ya karşı ne hissettiğini anlatır mısın lütfen?"

"Peki," diyerek aynı annem gibi bağdaş kurdum ve anlatmaya başladım. "İlk başlarda biraz sinir bir tip gibi gelmişti. Soğuktu. Mert'le arası iyiydi ve bunun nasıl olduğunu inan anlayamamıştım. Hatta biliyor musun? İlk zamanlar Batu'nun bakışlarından korkuyordum."

"Niye?" diye sordu annem araya girerek.

"Çok derin bakıyordu anne. Bende anlamamıştım ama sanki gözlerimden bütün yaşadığım şeyleri görebiliyormuş gibi hissediyordum. Sonra bir şekilde konuşmaya başladık ve tesadüf eseri diyebileceğim bir şekilde Defne'yi öğrendim işte. Ondan sonra daha iyi oldu aramız. Zaman ilerledikçe ona Kutay'ı anlattım bende.

Batu çok derin düşünüyor anne. Çok farklı biri. O kendi yaşadıklarını anlattıkça benimkinin çok büyük bir acı olmadığını fark ettim zamanla. Mesela en basitinden Kutay hala yaşıyor ama Defne yok. Kutay'ın bana çektirdikleri az da olsa ondan nefret etmeme neden oldu. Sonuçta ben ona kızıp geldim buraya. Onu unutmak için geldim ama Batu'nun böyle bir şansı da yok. Defne'ye öldüğü için kızamaz değil mi? Bu yüzden de acısı daha büyük. Onun Defne'yi unutması için, benimse Kutay'ı unutmamam için bir nedenimiz yok."

"Yani senden daha büyük acıları olduğunu düşündüğün için kendi acını hafif buldun, öyle mi?"

"Aslında acıların kıyaslanmasına karşıyım. Kimse kimsenin yüreğindeki acıyı bilemez. Ama Batu'yu dinleyince kendi acımı bıraktım ve onun için üzüldüm. İşte sizin Meral ablalarla yakın olmanız, aynı okulda olmamız, beraber şarkı söylememiz bizi sürekli yakınlaştırdı. Sohbetlerimiz gün geçtikçe çoğaldı. Batu çok olgun biri anne. Onunla konuşurken içim rahatlıyor. Bazen böyle şiir gibi konuşuyor ve itiraf etmem gerekirse etkileniyorum. Bunların yanında biraz da uyuz," dediğimde annem güldü.

"Böyle ukala bir şekilde konuşuyor bazen ama kendini üstün gördüğü için yapmadığını anlayabiliyorum. Gerçi kendi de itiraf etti beni sinirlendirmek için yaptığını," deyip ben güldüm bu sefer. Annem yüzündeki o küçük tebessümle beni dinlerken anlattıkça anlatasım geliyordu.

"Batu diğerleri gibi değil anne. Çektiği acı onu büyütmüş. Yaşından daha olgun davranıyor. Tabii bazen de çocuklaşıyor. İşte dün de Deniz Defne ölünce yaptığı şeyleri anlattı. İtiraf etmem gerekirse canım yandı ama bir yandan da kıskandım. Yanlış anlama Defne'yi sevdiği için değil, beni öyle seven biri olmadığı için kıskandım. Aslına bakarsan artık Kutay'ın beni sevip sevmediğinden bile şüphe duyuyorum. Kutay'la Batu'yu yan yana koyunca aralarındaki o koca dağları fark etmemek imkânsız."

Annem uzanıp yanağımdaki yaşı silene kadar fark etmedim ağladığımı. Onun da gözleri dolmuştu.

"Melis sana bir şey diyeyim mi?" diye sordu gözlerimin içine bakarak. Kafamı salladım yavaşça.

"Bana kalırsa sen Batu'dan hoşlanıyorsun," dediğinde tepki vermeden yüzüne bakmaya devam ettim.

"Ondan etkilendiğini kendin de anlamışsın zaten. Batu'nun yanında kendini rahat hissettiğini söyledin. Bunun sebebi de seni anlayabilmesi, değil mi?"

Tekrar kafamı salladım.

"İnsan kendini gerçekten anlayabilen kişileri kaybetmek istemez. Çünkü bizi tam manasıyla anlayan birini bulmamız çok zor, ya da belki de imkânsız. Evet, belki seni anlamaya çalışan, yanında olan birçok kişi var ama Batu gibisi yok değil mi? Onun yanında ne istersen söyleyebiliyorsun. Seni anlamayacak, söylediklerini basite alacak diye korkmuyorsun konuşurken. Bu da ona güvenmene yol açıyor. Batu'yla beraber okumak istemenin de asıl sebebi bu. Ondan uzaklaşmaktan korkuyorsun. Seni anlayan birini bulmuşken kaybetmek istemiyorsun. Ona değer veriyorsun. Onu önemsiyor ve ondan etkileniyorsun."

Annem susup söylediklerini hazmetmemi bekledi bir süre.

"Batu'ya âşık olmaya başladığımı mı söylüyorsun yani?"

"Şuan böyle bir şey söyleyemem ama bu gidişle ona âşık olma ihtimalin oldukça fazla."

"Ya Kutay?"

"Bana kalırsa onu çoktan unutmaya başladın. İstanbul'a gidince onu görmekten de korkmuyorsun anlaşılan."

"Yani aslında korkmuyorum diyemem ama onu göreceğim diye İstanbul'a gitmekten de vazgeçmem. Onu görürsem şayet üzüleceğim biliyorum ama kendimi onun kollarına atmak isteyeceğimi de sanmıyorum. İzmir'e ilk geldiğim zamanlar Kutay arayıp pişman olduğunu ve geri dönmemi isteseydi bunu yapardım anne. Ama şuan öyle değil. Orda karşılaşsak ve benden özür dilese onu affederim belki ama ona geri dönmem."

"İşte bu iyileşmeye başladığının en büyük kanıtı. Üstelik artık Batu'yla aynı evde yaşayacaksınız. Yakın bir zamanda beni arayıp ona âşık olduğunu söylersen şaşırmam," dedi gülerek.

"Anne," dedim tereddütle. "Sence ona âşık olmam mantıklı mı? Batu benim gibi değil. Defne'yi unutmak için bir sebebi yok, yani ona göre. Ayrıca unutmak istemediğini de kendisi söylüyor. Batu başka birini severse Defne'ye ihanet edeceğini düşünüyor anne. Ya ben ona âşık olursam ama o olmazsa? Bu sefer daha kötü olmaz mı? İkinci bir yenilgiyi kaldırabileceğimi sanmıyorum."

"Bence," dedi yüzüne küçük bir tebessüm kondurarak. "O da senden etkileniyor.Ben Batu'yu bu zamana kadar Deniz'den başka kızın yanında görmemiştim, ta ki sana kadar. Hadi bunu da bıraktım. Batu'nun bu zamana kadar Mert ve Kenan'dan başkasıyla da bu kadar sıkı fıkı olduğunu görmedim. Oysa seninle onlardan daha çok vakit geçiyor artık. İsteklerini yerine getiriyor. İstanbul'a sırf sen dedin diye gidiyor. Bunu senden başka kim isterse istesin kabul edeceğini sanmıyorum."

"Deniz dün bana Batu'yla birbirimizin yaralarını sarabileceğimizi söyledi. Bu mümkün mü anne?"

Derin bir nefes vererek "Mümkün," dedi.

"Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?" diye sordum.

"Olabiliyorum işte," dedi ama bir şeyler sakladığını anladım. Söylemek istemediği bir şeyler vardı.

"Peki, ne yapmam lazım?" diye sordum onun üzerine gitmeyerek."Yani Batu'ya nasıl davranmalıyım?"

"Her zamanki gibi, davranışlarını sakın değiştirme. Zaten özellikle bir şey yapmana gerek yok ki Melis. Tek yapman gereken zamana bırakmak, zaman her şeyin ilacı olacaktır."

Anneme sıkıca sarıldım. Saçlarını koklayarak "Seni seviyorum anne," diye mırıldandım. Sırtımı sıvazlarken "Bende güzelim," dedi.

Geri çekildiğimde gülümseyerek ayağa kalktı.

"Özel seansımız bittiğine göre ben aşağı ineyim artık," diyerek göz kırptı. "Sende tatilin son günlerini odanda geçirme istersen. Deniz'le Batu plaja gittiler."

"Tamam," dedim kafamı sallayarak. "Kitabım yarım kaldı. Bölüm sonuna geleyim giderim yanlarına."

Annem odadan çıkınca kitabımı elime alıp sırtımı yatağın başlığına yasladım. Annemle konuşmak çok iyi gelmişti. Dediklerini yapacaktım. Her şeyi zamana bırakacak ve bu zamana kadar nasılsam öyle olmaya devam edecektim. Olacağı varsa elbette bir şekilde olurdu zaten. Zorlamaya gerek yoktu.

Derin bir nefes alarak kitapta kaldığım yeri açtım ve okumaya devam ettim.

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 21K 31
Efsan zorla evlendirilmekten kurtulmak için Mardin'den İstanbul'a kaçar. Ama yağmurdan kaçarken doluya yakalanacağını nerden bilebilirdi. İstanbul'u...
1.3M 80.3K 52
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.
577K 37.1K 65
"Ondan şikayetçiyim memur bey! Bu kız insanları dolandırıyor!" Şu an nerede miydim? Saat gece on bir suları, mekan polis merkezi. Yanımda tanımadığım...
989K 57.7K 39
Ayağa kalkıp göz yaşlarımı sildim. Gözlerim son kez baktı ardından. Son kez seslendim adını. Bana öyle bir yara bırakmıştı ki, asla affetmeyecektim o...