İKİ YARALI |Tamamlandı|

By bayanclara

8.3M 96.3K 19.3K

Yaralar vardır; Hiç kapanmayacakmış gibi hissettiren. Yaralar vardır; Kapanmış olsa... More

Giriş / Açıklama
BÖLÜM / 1
BÖLÜM / 2
BÖLÜM / 3
BÖLÜM / 4
BÖLÜM / 5
BÖLÜM / 6
BÖLÜM / 7
BÖLÜM / 8
BÖLÜM / 9
BÖLÜM / 10
BÖLÜM / 11
BÖLÜM / 12
BÖLÜM / 13
BÖLÜM / 14
BÖLÜM / 15
BÖLÜM / 16
BÖLÜM / 17
BÖLÜM / 18
BÖLÜM / 19
BÖLÜM / 20
BÖLÜM / 21
BÖLÜM / 23
BÖLÜM / 24
BÖLÜM / 25
BÖLÜM / 26
BÖLÜM / 27
BÖLÜM / 28
BÖLÜM / 29
BÖLÜM / 30
BÖLÜM / 31
BÖLÜM / 32
BÖLÜM / 33
BÖLÜM / 34
BÖLÜM / 35
BÖLÜM / 36
BÖLÜM / 37
BÖLÜM / 38
BÖLÜM / 39
BÖLÜM / 40
BÖLÜM / 41
BÖLÜM / 42
BÖLÜM / 43
BÖLÜM / 44
BÖLÜM / 45
BÖLÜM / 46
BÖLÜM / 47
BÖLÜM / 48
BÖLÜM / 49 - F i n a l
Özel Bölüm ~ 1
Özel Bölüm ~ 2
Özel Bölüm ~ 3
Özel Bölüm ~ 4
Özel Bölüm ~ Son
*İKİ YARALI ÖZEL*
*1* ~ Kalbin Diğer Yarısı
*2* ~ Geçmeyen Acılar
*3* ~ Beklenmeyen Misafir
*4* ~ Ben Daha Çok
*5* ~ Sır

BÖLÜM / 22

3.2K 216 11
By bayanclara

 "Melis! Yemek hazır annecim! Hadi aşağı gel!"

Okuduğum kitabı kapatarak komodinin üzerine koydum ve ayağa kalktım. Odamdan çıktıktan sonra aşağı indim.

Birkaç hafta önce okullar kapanmıştı. Geçen hafta ise son üniversite sınavına girmiştim. Resmi olarak lise bitmişti. Yaklaşık bir ay sonra sonuçlar açıklanacak ve tercih yapacaktım.

Annemlerle beraber güzel bir akşam yemeği yedik ve oturma odasına geçtik. Artık deli gibi ders çalışma devrim bittiği için kendimi kuş gibi hissediyordum. Omuzlarımdan kalkan yükün haddi hesabı yoktu.

Annemle koyun koyuna dizi izlerken babam da karşı koltukta telefonuyla uğraşıyordu.

Babam birden kafasını kaldırıp "Hanımlar size güzel bir haber vereyim mi?" deyince ona döndük.

"Güzel habere kim hayır demişte biz diyelim Kenan?" dedi annem gülerek.

"Birkaç haftadır Tolga'yla tatil için konuşuyorduk da sanırım bir şeyler bulduk."

"Tatil mi?" diye sordum yerimde dikleşerek.

"Evet, prenses. Ne dersin? Deniz, kum, güneş falan?"

"Allah derim, ne diyeceğim?" dedim gülerek. "Ne zaman gideceğiz?"

"Dur, sakin ol," dedi babam da gülüp. "Antalya'da kiralık yazlık bakıyorduk işte. Bulduk sanırım. Yaz dönemine girdiğimiz için çoğu tutulmuş ama büyük bir ev buldu Tolga. İki ailenin rahatça yaşayabileceği büyüklükte. Onu bir aylığına kiralamayı düşünüyoruz. Batu'yla sen tercihlerinizi yaptıktan sonra gideriz. Ne dersiniz?"

"Harika olur," dedi annem. "Hem yalnız da kalmamış oluruz."

"Bence de olur," dedim kafamı sallayarak.

"Tamam, o zaman. Tolga'ya evi tutmasını söyleyeyim," diyerek telefonuyla birlikte çıktı odadan. Sırtımı anneme yaslayarak "Sabırsızlandım. Bu sene öyle çok yoruldum ki güzel bir tatil yapmak istiyorum," dedim.

"Merallerle gitmemiz sorun değil, değil mi annecim?"

"Yok, yok. Niye sorun olsun ki? Dediğin gibi yalnız kalmayız işte."

"Gördüğüm kadarıyla Batu ve Deniz'le de aran iyi ama sormak istedim yine de."

Babam odaya girdiğinde "İş halloldu sayılır kızlar," diyerek yanımıza oturdu. Neden boş koltuk varken yanımızda sıkıştığını anlamasam da elinin annemin yanındaki kumandaya uzandığını görünce hızla kumandayı aldım ve arkama sakladım. Babam gözlerini kısarak "Ayıp oluyor ama prenses," dediğinde güldüm.

"Bu evde demokrasi var baba. İkiye tek olduğun için bizim dediğimiz olacak."

Babam somurtarak yanımızdan kalkarken "Ben annene bir tane de erkek yapalım dedim ama beni dinlemedi," diye söylendi. "Eğer bir oğlum olsaydı o da benden taraf olurdu!"

Annem sinirle "Kenan!" diye bağırırken ben gülmeye başladım.

"Bir erkek kardeşim olsaydı da fark etmezdi babacım. O zaman da eşitlik olurdu ve yazı tura falan atardık."

Babam tam cevap vermek için ağzını açmıştı ki annemin ateş saçan gözlerini görüp ağzını kapadı ve arkasına yaslandı.

ღ ღ ღ

"Melis, kapı çalıyor tatlım! Benim elim deterjanlı, sen açar mısın?"

Merve ablanın sesini duyunca ayaklanıp "Açıyorum!" diye bağırdım ve kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda içeri fırtına gibi giren Bahar direk odama çıkarken bir süre şaşkınlıkla arkasından baktım.

"Melis, kim geldi?"

Merve ablanın sesini duyunca kendime gelerek kapıyı kapattım ve "Bahar geldi," diyerek Bahar'ın peşinden koştum. Odama girdiğimde Bahar'ı sinirle volta atarken buldum. Hızlı hızlı yürüdükçe salık saçları savruluyordu. Yanakları sinirden olsa gerek kızarmıştı. Bu haliyle tam bir saatli bombayı andırıyordu ve açıkçası dokunmaya korkuyordum.

"Bahar," diyerek yanına yaklaştığımda beni duymadı ve odanın içinde dört dönmeye devam etti. Bu sefer daha yüksek sesle "Bahar!" dedim. Yerinde sıçrayıp bana döndü.

"Hı, ne oldu?"

"Asıl sana ne oldu?" diye sordum. "Ne bu sinir?"

"O çocuğu öldüreceğim Melis. O çocuğu geberteceğim."

Bahar kendini yatağıma atarken bahsettiği çocuğun Barış olduğunu anladım. Aklıma Barış'la ilk tanıştığı zamanlarda aynı bu şekilde odama dalıp onu öldüreceğini söylediği gün geldi. Gülmek istesem de bunun onu daha çok sinirlendireceğini bildiğimden bunu yapmadım. Sakince yanına oturduktan sonra "Ne oldu?" diye sordum.

"Ne olmadı ki?" deyip bana döndü. Mümkün olsa gözlerinde okunan sinirle Barış'ı öldürebilirdi.

"Hadi anlat," dedim ellerini tutarak. Birden gözlerindeki sinir yok oldu ve gözleri yaşlarla doldu. Şaşırarak "Bahar," dediğimde, "Beni öptü," diye mırıldandı. Yanlış duyduğumu düşünerek "Ne yaptı, ne yaptı?" diye sordum.

"Beni öptü Melis. O koca kafalı ahmak beni öptü!"

Ağzım bir karış açılırken ne tepki vereceğimi bilemedim. Bahar daha önce kimseyi öpmemişti.

"Nasıl oldu?" diye sordum. "Sakince anlatır mısın?"

Kafasını sallayıp "Hani bugün Buğra'yı sinemaya götürecektim ya?" diye sordu.

"Evet, biliyorum. Söylemiştin," diyerek onayladım onu.

"İşte her zamanki gibi bu da takıldı peşimize. Alışmıştım zaten artık üçlü dolanmaya. Buğranın istediği bir çizgi filme bilet aldık girdik. Hatta ona bilet almadan çizgi filmde sıkılabileceğini, isterse biz çıkana kadar oyalanmasını söyledim ama kabul etmedi. Gitti biletleri aldı. Ben salona girene kadar biletlere bakmamıştım. En arkadan almış. Zaten salonun yarısı boştu. Neden ortalardan almadığını falan sordum arkanın daha rahat olduğunu söyledi."

Bahar anlatırken aklıma direk Batu'yla sinemaya gittiğimiz gün geldi. O da aynı şekilde en arkadan bilet almıştı ama Barış gibi bir şey yapmamıştı.

"Sonra ne oldu?" diye sordum.

"İlk başta Buğra'yı ortamıza oturtturmuştuk. Sonra Buğra mısır isteyince kalktı mısır aldı geldi. Mısırı Buğra'ya uzattıktan sonra gelip benim yanıma oturdu. Şaşırsam da bir şey demedim. Sonra çizgi film başladı, izlemeye başladık falan.

Çizgi filme daldığım sırada elimin üstünde Barış'ın elini hissettim. Sonra sinirle ona döndüğümde birden ne olduğunu anlamadan beni öptü."

Bahar gözünden akan yaşı elinin tersiyle silip devam etti konuşmaya.

"O kadar şaşırdım ki şoka girdim. Sonra kendime gelince dayanamayıp tokat attım. Kafası diğer tarafa doğru çevrilirken çıkan sesle millet bize döndü. Barış birden kolumu tutup sinirle ne yaptığımı sordu. Tokat atmamı beklemiyordu sanırım. Elini itip ayağa kalktım ve hızla çıktım salondan. Sonra da buraya geldim işte. Ah, nefret ediyorum o çocuktan!"

"Şşt, tamam," diyerek kendime çektim Bahar'ı ve sıkıca sarıldım.

"Melis ben ilk öpücüğümün böyle olacağını hiç düşünmemiştim," dedi fısıltıyla. Daha çok sıktım kollarımı. Barış'a fazlasıyla sinirlenmiştim. Ben onun için neler yapıyordum, o nasıl davranıyordu!

"Ağlama ama," dedim sırtını sıvazlayarak. "Söz dövmene yardım edeceğim. Beraber Allah ne verdiyse gireriz Barış'a. Sağlam yerini bırakmayız."

Kıkırdayarak geri çekildi.

"Söz mü?"

"Söz," dedim saçlarını omzundan geri atarak. "Ama ondan önce soruma cevap ver."

"Ne sorusu?"

"Barış'tan hoşlanıyor musun?"

Bahar gözlerini kaçırarak "Bilmiyorum," dedi. "Biliyorsun bu konulardan pek anlamıyorum."

"Biliyorum, biliyorum ama öncelikle şuan neye kızdığını anlaman gerekiyor. Ve tabii bundan sonra nasıl davranacağını da bilmelisin."

"Aslında," deyip derin bir nefes aldı. "Sanırım ondan hoşlanıyorum ama ona güvenmiyorum Melis. Buğra'dan duyduğuma çok sevgilisi olmuş. Kısa süreli bir sürü kız geçmiş hayatından. Benim de öyle olmayacağım ne malum? Evet, şuan benimle ilgileniyor gibi davranıyor ama bilmiyorum. Sanırım ona güvenemem. Kızma nedenime gelirsek... Ben, böyle özel bir şeyi bu şekilde almak istemezdim."

"O zaman senin sorunun Barış'ın seni öpmesi değil. Barış'ın seni istemediğin bir şekilde öpmesi ve bunun ona daha çok bağlanmana sebep olacak olması. Çünkü ona bağlanmak istemiyorsun, doğru mu anlamışım?"

"Yani, evet."

"Seni anlıyorum ama onu geçmişine göre yargılaman doğru değil Kızıl'ım. Belki o da seni gerçekten sevecek. Bunu bilemeyiz, değil mi?"

"Sanmıyorum Melis. Ondan böyle bir şey bekleyerek kendimi boş yere ümitlendirmek de istemiyorum."

"O zaman zamana bırakacaksın güzelim."

"Benden özür dilemedikçe yüzüne bakmayacağım," dedi kararlılıkla.

"Peki, nasıl istiyorsan öyle yap ama onu başından savmaya kalkma. Dediğim gibi zamana bırak olur mu? Çünkü ben pek sanmıyorum Barış'ın bunu isteyerek yaptığı. Yani daha önce kimseyi öpmediğini bilse yapmazdı bence."

"Tamam," dedi. "Dediğini yapacağım ama bir şey olacağını sanmıyorum. Zaten birkaç ay sonra üniversiteye başlayacağız ve biliyorsun İzmir'de okumak istemiyorum. İster istemez ayrı olacağız. Bu yüzden ona yaklaşmayacağım daha fazla."

"Ah," dedim. "Doğru. Üniversiteye başlayacağız."

İşte bu her şeyi bozuyordu. Bahar tercih yaparken ilk sıraya Ankara'yı yazacaktı ve ben kazanamayacağını sanmıyordum. Birlikte olsalar bile her hâlükârda ayrılacaklardı.

"Pekâlâ," dedim. "Nasıl istiyorsan öyle olsun. Yeter ki mutlu ol." 

Continue Reading

You'll Also Like

Eftalya By esmaa

Teen Fiction

408K 20.1K 23
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
517K 22.9K 16
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
489K 14.2K 52
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!
1.6M 85.1K 47
En yakın arkadaşının hattını değiştirmesi sonucu, ona yeni numarasından mesaj atmaya çalışan Ada, aslında mesajı attığı kişinin bir yıldır hoşlandığı...