Son Bölüm ║''Sonsuzluğa.''

3.1K 161 145
                                    

Hoş geldiniz. 

Son bölümle karşınızdayım. 

Baştan uyarıyorum, pamuk ellerinize mendillerinizi almaya hazır olun. Halay mendili mi gözyaşı mendili mi onu okurken öğrenirsiniz. ♥ 

••• Son Bölüm ║''Sonsuzluğa.''•••

Benden cevap bekleyen doktora döndüm.

Kabul etmeli miydim? Bu kadar şanssız biriyken o şansı yakalayabilir miydim ameliyatta?

Hayatımda her karar anında hep olumsuz olanı düşünürdüm. Ya başarısız olursam? Ya yapamazsam? Ya kötü olursa? Bunun gibi binlercesi. Dünyaya gözlerini hastalıkla açmış birine her şey çok gelir. Herkes her şeyi yaşayabilir ama o kişi hariç. 

Bu bendim.

Umutsuz vakanın ta kendisi. 

Kendimi de etrafımdaki insanları da bu vakaya dahil etmiştim. 

Son zamanlarda hepimiz perişan olmuştuk. Ailem, Barkın, Barkın'ın ailesi bile. Bu kararı vermek benim için çok zordu ama yapmak zorundaydım. 

Doğduğum andan itibaren ilk defa olumlu düşünecektim. Başarabilirdim! Güçlüydüm ben. Kendimi kandırıyor olsam da ilk defa kendime bir iyilik yapacaktım. 

Doktor Bey'i daha fazla bekletmemek adına konuşmaya başladım.

''Bu ameliyatı kabul ediyorum.''

Sözcüklerimin arasına sıkıştırdığım zoraki bir tebessümdü. Annem ve babam çok gergindi. Onların gözündeki çaresizliği kalbimde hissettim. Kalbim acımıştı. Gözlerimi onlardan çektim. Baktıkça daha çok acı çekiyordum. 

Gözlerim Barkın'ı aradı. Ayakta dikilmiş, gözleri kan çanağından farksız bir biçimde beni izliyordu. Bir süre beni izledi, ben de onu. Ardından hızlı adımlarla odadan çıktı. 

Doktor, ''Sizin için en sağlıklı karar bu Meva Hanım. Şimdi siz dinlenin. Ailenizde danışmanlıkta ameliyat hakkında prosedürleri imzalasınlar. Gece ikiden itibaren hiçbir şey yeyip içmemeye dikkat edin. Sabah erkenden ameliyathaneyi ayarlayalım.'' demişti, son cümlesini hemşireye bakarak söylemişti.

Hemşire başıyla onaylayıp elindeki dosyayı kontrol etti. Odadan çıktılar. 

Annem kollarını boynuma dolayıp, ''Seninle gurur duyuyorum. Çok güçlü bir kızsın sen!'' dedi. Sarsılan bedeniyle ve titreyen sesiyle ağladığını anlamamak mümkün değildi. Her ameliyat kararında bu sahneyi yaşardık. Bir yanımız korku bir yanımız umut olurdu. Tabii ikisi teraziye konulduğunda korku daha ağır basardı. 

Babam usulca yanıma gelip yatağımın kenarına kıvrıldı. Elini belime dolayıp kafasını boynuma yerleştirdi. Derin bir nefes çekip daha da sarıldı. Hiçbir şey söylemedi. Hep böyle yapardı. Sadece sarılırdı ama öyle normal bir sarılma değildi bu. Güç verirdi insana. 

İçimdeki hıçkıra hıçkıra ağlama isteğini bastırıp ikisini de öptüm. ''Biz alıştık artık bu ameliyat öncesi ağlama sendromlarına. Daha fazla ağlamayın ve hemşireyi de daha fazla bekletmeyin.'' deyip gülümsedim. Annem ağlamaya devam ederken babamsa bana daha sıkı sarılmıştı. 

Odaya hemşirenin girmesiyle toparlandık. Hemşire annem ve babama prosedür için danışmanlığa gitmeleri konusunda bilgi verdi. Annem gözyaşlarını silerken babamda üstünü başını düzeltti. Ardından odadan çıktılar. 

UMUTSUZ VAKA  ღ uçmayı bilmeyen kelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin