47. Bölüm ║''Kelebeğin Kaderi.''

2K 114 58
                                    


Hoş geldiniz.

Bölüme geçmeden önce sizinle konuşmak istediğim bir husus var.

Kitabımın bu bölümüne kadar gelip okuyan herkese teşekkür ederim. Bu kitabın yazarken de siz okurken de bana verdiği değer çok büyüktü. İçimden geçen neredeyse her şeyi şu anda bu sayfalara dökmüş, yirmi iki gün olarak planladığım şeyleri on bir güne sığdırmış bulunmaktayım. Meva ve Barkın'ı da daha fazla uzatıp değersizleştirmek istemiyorum.

Kitabım on dördüncü günde sona erecek olup, on beşinci günde de Barkın'ın dilinden yazılmış final bölümü olarak kalacak. 

Keyifli okumalar diliyorum.

Oy ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın, hepsini okuyorum ♥

••• 47. Bölüm ║''KELEBEĞİN KADERİ.'' •••


''Seninle tanıştıktan sonra günlük tutmaya tekrar başladım. Her şey rüya.. Rüya gibiydi. Kabul ediyorum, kötü günler çok yakınımda. Rüyadan farksız olmayan bu günlerin kabusa dönüşeceği günlerde çok yakın.''

Son cümleme karşı kaşları çatılırken gülümsedim, fısıltıyla karışık mırıldandım.

''Rüyalar unutulur, işte bu yüzden seninle olan her anımı yazarken buluyorum.'' 

Gülümsedi, gözlerinin içiyle gülmüştü o an.

Gözlerinin içine içine bakarken dudaklarımın arasından bir soru döküldü. 

''Kaderimi yenebilecek miyiz?''

Sanki yıllardır bu soruyu birine sormak istiyor da soracak kimseyi bulamamış gibiydim. Barkın belki de bu sorunun sorulması gereken biriydi. Biliyorum.. Her şeyi ona yüklüyordum. Acıyı, aşkı, güveni ve en önemlisi inancı. Çok ağır geliyordu belki de ona. Ama yıllardır onu beklemiş gibiydim. Kaç gündür ondan kaçmak için savaşlar versem de onu beklemiştim ben. 

Kurtulabilirdim ama kurtulamayadabilirdim.

Hayat zaten bu değil miydi? 

Öleceğini bile bile yaşıyor insan. Ne zaman öleceğini bilmediği için ölümü unutuyor bazen. Ama hayat yaşattığı her zerreyle ölümü hatırlatıyordu.

Barkın'ın gözlerinin içine baktım. Sanki son zamanlarda çok farklı davranıyordu. Tanıdığım o cesur insanın yerine kaybetmekten deli gibi korkan biri gelmişti. O da korkuyordu. Kardeşinden de duymuştum. Bana karşı dimdik duran cesur insan, yatağında fotoğrafımızı inceleyip kahroluyordu. 

Ne düşüneceğimi ya da neye inanmam gerektiğini bilmiyordum. Düşündükçe o derin bataklığa daha da batıyordum. Düşünmeye devam ettikçe de kurtulma ihtimalim olmayacaktı. 

Barkın ve ailem içindi her şey. 

Mantığımı değil kalbimi dinlemek istiyordum yalnızca.

Barkın ekranda gülümseyerek, ''Kaderinde ne olursa olsun, acısında da tatlısında da hep bir köşede seninle olacağım Meva. Boşuna alın yazın benim demedim değil mi sana?'' deyip gülüşüne devam etti. 

Gülüşüne aynı şekilde karşılık verdim. Ekrana yaklaşıp parmaklarıyla bir yerlere dokundu.

''Ne yapıyorsun?''

UMUTSUZ VAKA  ღ uçmayı bilmeyen kelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin