22. Bölüm ║Uçmayı bilmeyen kelebek.

4K 833 181
                                    

''Ne oldu şimdi, bu aşk böyle biter mi?'' // Kaan Tangöze

♥ Keyifli okumalar diliyorum. ♥

••• 22. Bölüm ║ UÇMAYI BİLMEYEN KELEBEK. •••


Acı mı büyütürdü insanı, yoksa gerçekler mi yıkardı benliğimizi? Sanki kalbimin etrafı bir zincirle sarılmış, günden güne varlığını hiç unutamayacağım izler bırakıyor, kalbimin parelerini zincir izleriyle katlediyordu.

Omzumda hala varlığını sürdüren Barkın ve gözyaşlarına yönelik derin bir iç çektim. Kaç dakikadır böyleydik inanın bilmiyorum, gecikmiştik sanırım biz bir şeylere. Hayatta gerçekten her şeyi yapabilmek, her anı yaşamak daha doğrusu anı biriktirmek için yeterli zamanımız yoktu, ve bizim Barkın'la olan yolumuz da bu hiçbir zaman mümkün de olmayabilirdi. 

Barkın'ın sessiz nefes alışverişiyle boynundaki elimi sırtına indirip sıvazladım, onu ilk kez böyle görüyordum. Şu an karşımda pes etmememi söyleyecek bir adam yoktu, bana akıl verecek, hemen bir kural daha ekleyip hayatımı yeniden bir şekle sokacak bir adam asla yoktu. Sanki ikimizin kalbine de bir yara boy göstermiş, o yaranın tam üstüne bir pencere koyulmuş, ikimizde o yaranın açtığı pencereden bakıyorduk dünyaya.

Barkın aniden ayağa kalkıp gözlerimle onu takip etmeme muamma göstermişti. Yanakları hafif kızarmış, ona baktığımda ise her zamanki o naif gülüşünü bahşetmişti. Gözlerim bayram etmedi dersem yalan söylemiş olurdum sanırım.

''Ne kadar vaktimiz kalmış öyleyse?'' diye bir soru yöneltti bana. Sesinde şefkat, merhamet ve aşk vardı. Hissediyordum. Arkama iyice sinip kaybolmak istedim. Bilmiyordum, bilmekte istemiyordum ne kadar vaktim kaldığını. Sadece azdı, bir miktar.

''Belki bir kelebek ömrü kadardır.'' dediğimde sertçe yutkundu. Dolmaya bir o kadar müsait gözleri tekrar dolacakken kafasını yukarı kaldırıp derin bir nefes çekti. Nefret ettiğim hastane kokusu onun ciğerine sinerken havayı bile güzelleştiriyordu.

''Demek uçmayı dahi bilmeyen güzeller güzeli bir kelebek var karşımda.'' diye fısıldadı.

Uçmayı bilmeyen kelebek.

''Karanlığa teslim olmak istiyor artık bu kelebek, çok bîtap düşmüş.'' dediğimde arkama geçip ellerini tekerlekli sandalyemin kollarına yerleştirdi. Hiçbir şey söylememişti. Yüzüne baktığımda da bomboş bir suret karşılıyordu beni. İçimdeki acı tarafından cezbedilmiş durumda idim, içimi bir tek Barkın'a dökebileceğimi de biliyordum. Yakındı, bana benden daha yakındı.

Hastanenin çıkış kapısından geçip merdivenlerin orada durduğumuzda neden hareket etmediğimizi öğrenmek için ona baktım, gözleriyle karşı karşıya geldiğimde bilerek durduğunu anlamıştım.

''Biliyor musun?'' dedi eğilip yüzüme doğru yaklaşırken. Burnunu burnuma değdirip duraksadı, o bunu yaparken ben çoktan kendimden geçmiştim. Kafamı iki yana salladığımda bîçare yutkundu ve tekrar konuşmasına devam etti fısıltıyla.

''Bîçare o bahsettiğin karanlık olmayı isterdim...'' 


•••


Çıkmıyordu aklımdan, aklımdan çıkaramıyordum. 

Barkın beni eve bırakıp gideli tamı tamına 7 saat olmuştu ama ben o anı sanki tekrar tekrar yaşıyor, aklımın başımdan alınmasına müsaade ediyordum. Kalbimdeki kıvılcımlar bir ateşe dönüşüyordu, bense o ateşin aşk olmasından korkuyordum. 

UMUTSUZ VAKA  ღ uçmayı bilmeyen kelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin