42.Bölüm ║''Kalp Ağrısı.''

2.1K 193 120
                                    


Hoş geldiniz. 

Keyifli okumalar diliyorum.. 

Oy ve yorumlarınızı bırakırsanız beni çok mutlu edersiniz. ♥

••• 42. Bölüm ║''KALP AĞRISI.'' •••


''Bu kalp benim için değil, senin için atıyor. Kalbimin her odası ayrı ayrı senin.'' deyip gülümsedi. Ne diyeceğimi bilmiyordum, düşüncelerim bile susmuştu bu cümleler karşısında. Sustum yalnızca, gözlerinin içine baktım.

Yüzüne doğru yaklaşıp yanağına bir öpücük kondurdum. Şaşkınlıkla ağzı açılıp elleri yanaklarını kavrarken sesli bir şekilde mırıldandım.

''İyi ki varsın.''

Öylece donup kalıp hâla yanaklarını tutuyordu. Başını kucağımdan kaldırıp doğrulurken elleri hâla yanaklarını kavramış, bırakmaya da niyeti yokmuş gibiydi. Gözlerinin parıltısı ne kadar memnun olduğunu vurgularken, yüzündeki şaşkınlıkta sanırım yine mutluluktandı. Bir müddet onun kendisine gelmesini bekledim, kendine geldiğinde şaşkınlıktan aralanan ağzı kapanırken ellerini de serbest bırakmıştı. Yüzüne her zamanki tebessümünü yerleştirip gülümsemeye başladı.

''Evet.''

''Ne?'' dedim anlamayarak. Cümlesini tekrarlamıştı.

''Evet işte.'' 

Gerçekten anlamıyordum, farkında olmadan evlenme teklifi falan mı etmiştim? Yüzündeki ifadeden başka ne anlamam gerekiyordu, inanın bilmiyorum.

Bıkkın bir biçimde soluk verirken, ''Neye evet dedin?'' dediğimde ciddileşen yüzü bir müddet gökyüzünü izlemişti. Uyku görmeyen gözleri yorgunluktan iyice kızarmış, yüzünde de uykusuzluğuna dair solgunluklar taşıyordu. Bana iyi gelmek için kendine verdiği zararın farkında bile değildi. Onunla iyi olduğum doğruydu ama onunda kendine iyi gelmesi gereken zamanlar vardı. Bedenim bana ne kadar ihanet ediyorsa Barkın'da kendi bedenine bir o kadar ihanet ediyordu. 

''Hiç.''  deyip gözleri beni buldu, derin bir nefes alıp, ''Meva, belki sırası değil ama ben bir şeyi bilmek istiyorum.'' demişti. Bağdaş kurup göz temasımızı daha da derinleştirmişti.

''Biliyorum, yine aynı şeyleri söyleyeceğini. Daha tanışalı çok uzun bir süre olmadığını öne süreceksin yine. Bu seferlik bunları bir kenara bıraksan ve bana beni ne olarak gördüğünü söyleyebilir misin? En azından bunu çok görme bana.''

Derin bir iç çektim. Dün acıdan bayılacak hale gelmişken şimdi ne diyebilirdim ki ona? İçimde acıdan başka hissettiğim bir duygu yoktu. Onu sevsem bile ona onu sevdiğimi söylesem rahat edebilecek miydim? Edebilir miydim? Kontrol edemediğim kaderim beni gün geçtikçe içine bir adım daha çekerken bu nasıl olabilirdi?

Ben bir şeyleri açıklığa kavuşturduğumda, kaçmadığımda, dimdik duygularımın arkasında durduğumda, bir şeyleri bahane etmediğimde şimdi ona güzel gelen her şey ileride çok acı verecekti. İsimlendirmek zordu. Büyük bir yüktü şu anda sırtıma. 

Ben hayaller kurmayı bırakalı çok olmuşken, yalnızca yaşamayı diliyorken, onun benimle hayallerini süslemesi beni de onu da mutlu etmeyecekti. Onu şu anda mutlu etse bile ileride bu meçhul bir sızı olarak kalacaktı. 

UMUTSUZ VAKA  ღ uçmayı bilmeyen kelebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin