24. Kelepçe

168K 3.6K 4.2K
                                    

Bu bölümü YbisterimYb ve
DimplesofDawn   ithaf ediyorum.

Türkçe konuşmaları eğik yazıyla yazacağım.

Keyifli okumalar...

"Gel balkonda da fotoğraf çekilelim. Şuraya bak Ayda manzara harika."

Saat 01:23 ve ben kendi odama gitmemek için elimden geleni yapıyordum. Malum, sinirli bir koca beni bekliyordu. Bir de gerdek olayı vardı tabi. Karı koca bir günümüz olaysız geçmediğinden aynı yastığa bir türlü baş koyamamıştık. Bu yüzden ne kadar geç gidersem, kardı. Enzio'nun benden önce yatıp uyumasını bekliyordum.

"Yeter artık, senin odan yok mu kızım? Tatlı yiyeceğim dedin yedik. Dedikodu dedin, yedi ceddimi mezarında ters dönene kadar çekiştirdik. Düğün hayali dedin, konuşmadığımız bir gerdek gecen kaldı. Seksi geceliklerin altına uzun çorap giyip, salak saçma poz da verdik. Odanın her yerinde fotoğraf çekindik. Yastıklara Vitale ailesindeki herkesin yüzünü çizip bir güzel dövdük. Müzik açıp, salak saçma dans ettik, kıçımdan dökülmedik kurt kalmadı. Sen daha ne istiyorsun? Git artık uyuyacağım ben. "

Film izleyip ağladık, onu saymayı unuttun desem kızar mıydı?

" Aman sen gelme, ben tek başıma çekinirim fotoğrafı"

Benim de uykum vardı ama daha odaya gidemezdim ki. Balkona çıktığımda serin rüzgar yüzüme çarpmıştı. Çok uzaklarda bir iki ev görünüyor, ışıkları yanıyordu. Şehir merkezinden uzak bir yerdeydik. Sessiz sakin, yeşillikler içinde, havuzlu harika bir villa. Hep hayalini kurduğum şekildeydi.

Elimdeki telefonu kaldırıp manzaraya karşı kendimi çekmek istediğimde, kameradan gördüğüm kadarıyla arkamdan bir şey geçmişti sanki. Hızla telefonu indirip tekrar arkamı döndüğümde hiçbir şey görmemiştim. Ama sanki aşağıya bir şeyin düştüğünden emindim.

Hava da karanlık olduğu için korkmuş, aşağıya eğilip bakamıyordum da. Geriye çekildiğimde aynı şey tekrar oldu. Sanki küçük bir toz yukarıdan aşağıya doğru düşüyordu. Merak edip balkon demirine yaslandım ve başımı yukarıya doğru çevirdim.

Çevirmez olaydım.

Enzio'nun elinde puro, karanlıkta simsiyah gözüken masmavi gözlerini üstüme dikmiş bir kartal gibi bakıyordu. Korkudan yutkunuşumu duymuş olacak ki, yüzünde pis bir gülüş belirdi.

"Pijama partisi bittiyse odaya gel. Asıl parti, sen gelince başlayacak."

İşte şimdi ayvayı yemiştim.

İçeriye girdiğinde ben de içeri girdim. Ayda yatakta bağdaş kurup oturmuş, kapanmak üzere olan gözleriyle bana bakıyordu. Elini, kuş yuvasını aratmayan saçlarına atıp kaşıma bahanesiyle daha da karıştırdığında yarın sabah tararken ne kadar küfredeceğini tahmin edebiliyordum.

"Ne oldu? Hayalet görmüş gibisin."

Çok uykum var, git demişti değil mi?

"Sen kükremeyi duymadın mı? Dışarda bir şey vardı. Kocaman gözleri, upuzun pençesi vardı. Ayı gibi kocaman bir şeydi. Balkonun önündeki ağaca tırmanmaya başlayınca aklım çıktı. Enzio bahçede tek başına gezme, pencereleri de kapalı tut gece vahşi hayvanlar geliyor demişti. Doğruymuş. Ayy Ayda, senin odanda birinci katta, ya şimdi ağaçtan balkona atlarsa? "

Uyku muyku kalmamıştı. Bir anda fal taşı gibi açılan gözleriyle balkon kapısına bakmaya başladı. Ayılar, Ayda'nın en fazla korktuğu hayvanlardı.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin