2 . Başka Kızlar Da Var

178K 4.5K 5K
                                    

Medyada Müge'ye giydirdikleri elbise var. Sanırım herkes bunu kampa giderken giydi sanmış ama değil.

Korku, yürekleri sıkıştıran bir yılan gibiydi. Kaslarına felç geçirten bir akrep kadar zehirliydi. Korku, insanı insan yapan ama bir o kadar da insanlıktan çıkaran bir duyguydu. Korku anında düşünme yetiniz kaybolur, bencilliğiniz ön plana çıkardı. Tıpkı şimdi olduğu gibi.

"Numarasını aldığınız Ayda'ydı. Benimle bir işiniz yok. Hiç muhatap olmadım bile bırakın gideyim."

Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez demiştim değil mi? En yakın arkadaşım demiştim...

Korku, sizi bambaşka biri haline getirir.

"Müge, sen ne saçmalıyorsun? Ne demek muhatap olmadım beni bırakın? Ben ne olacağım?"

Ayda ellerini beline koymuş sinirle bana bakmaktaydı. Eğer orada Özgür'le bu kadar yakın olmasaydı tüm bunlar başımıza gelmeyecekti.

"Ben ne bileyim? Git Özgür'e sor."

"Yeter. Kesin sesinizi. Alın bunları içeriye."

Özgür'ün bağırarak söylediği sözlerle durup bizi izleyen herkes hareketlenmişti. Kırmızı araçtan inen adamlar kolumuzdan tutup sürükleyerek bizi prefabrik evin içine sokmuşlardı. Girişte amerikan mutfağın karşıladığı evde, kirli gri ikili koltuğa oturtulmuştuk.

Evin dışından bakıldığında mutlu bir çiftin hobi bahçesine kurulmuş güzel bir evliyken, içinden bakıldığında eski püskü eşyalarla döşenmiş bir barakayı andırıyordu. Başkalarını kandırmak için mükemmel bir yerdi.

Ayda'yla yan yana oturmuş çevremizi saran adamları ve evi inceliyorduk. Her ne kadar birbirimizi kırsak da şimdi el ele tutuşmuş korku dolu gözlerle bakmaktaydık. Adamlardan kumral mavi gözlü olanı elinde telefonda birisiyle konuşmaktaydı.

".... Biri hediyelik biri satışa çıkar... Tamam abi... Emrin olur abi..."
Telefonu kapatıp yanımıza geldi. Sözleri Özgür'e süzen bakışları banaydı.
"Çakalın selamı var. Kızlardan esmer olana 40 bin, sarışın olana 20 bin veriyor. Aileleri polise gitmeden yola çıkın dedi. "

Ne hediyesi ne satışı? Bizi birisine daha mı satacaklardı? Kadın ticareti mi yapıyorlardı? Hayatımız ne olacaktı, ailemiz, sevdiklerimiz, hayallerimiz?

Bir de para mı alacaktı bu Özgür şerefsizi? Bizi kaçırdığı için mi?

" Sattın mı bizi? Bu mu senin adamlığın? Yalnız bulduğun kızları, kadınları kaçırarak mı zengin oldun? Hani otelin vardı? Hani nerde? Adi herifin tekisin."
Tüm gücümle suratına tükürmek istesem de çenemden aşağı akıp gitti. Böyle bir konuşmadan sonra tüm havamın sönmüş olması da hiç hoş olmadı. Herkes bana kahkahalarla gülerken ben elimin tersiyle çenemi silip koşarak odadan dışarıya çıkmaya çalıştım ama az önce telefonla görüşen adam buna mani oldu. Kollarımdan tuttuğu gibi Ayda'nın yanına geri fırlattı.

Üstüne düştüğüm Ayda'ysa çığlık çığlığa beni üzerinden itip bu sefer o Özgür'ün karşısına dikildi. Ben karşı çıkacak derken ağzından dökülenler herkesi şok etmişti.

"Ne yani bana 20 bin, Müge'ye 40 bin mi ödeyecek? Benim neden az? Ben ondan daha güzelim bir kere."

Yemin ederim bu kız salaktı. Arkadaşımın daha önceden tanık olmadığım yönlerini görüyordum.

"Kız haklı Sedat. Buna 40 bin, esmer olana 100 bin isterim."
Özgür'ün dedikleriyse beni iyice çileden çıkarmıştı. Al birini vur ötekine.

"Ben sana 100 bin veririm yeter ki beni bırakın."
Makul bir anlaşmaydı. Eğer ailemin oturduğu evi satarsak o parayı verebilirdim.

"Ben 200 bin veririm. Ne olur bırakın beni. Hiç kimseye söylemem gerçekten de söylemem."
Söylemezdi. Adamlara parasını verir hiç kimseye de söylemezdi böyle de bir arkadaşım vardı benim.
Bense soluğu karakolda alırdım.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now