58. Yar Diline

64.2K 2.7K 3.8K
                                    

Bu bölümü Denizkabuu5 ve Nursima_Ucar_ ithaf ediyorum

Cuma günü yeni bölüm = 1000+ yorum

Keyifli okumalar

Ne ayağımızın altında ezilen karlar ne de nefesimizin buhar olup havaya karışması umrumuzdaydı. Karın soğu, bembeyaz örtü kaplanmış ormanın ferah havası zihnimizi dinç tutarken, güneş gökyüzündeki yerini almaya başlamıştı.

Şafak ve Elif gelen kişinin Enzio olduğunu anlayınca çırpınmayı bırakmış korumalar da onları bırakmıştı, dedemin mavi vosvosunun yanında duruyorlardı. İkisi de hayranlıkla bizi izliyordu. Ağızları şaşkınlıkla açılmış, gözlerinden kalplerin fışkırması yakındı. Ellerini kalplerinin üstüne koymuş, romantik bir film izler gibi bizi izliyorlardı. Onların bu haline ister istemez güldüm. İkisi de uslanmaz bir romantikti aslında. Hala beyaz atlı prenslerin varlığına inanan, pembe panjurlu bahçeli evlerin hayalini kuran kızlardı.

"Müge, siz gidin. Ben Elif'le birlikte evi toparlayıp yarın yola çıkarım."
Gerçi Şafak'ın gözleri arada bir temkinli bir halde korumalara bakarken buradan kaçmak için fırsat kolladığından emindim. Evi toparlamak bahaneydi. Bizi başbaşa bırakmaya çalışıyordu.

" Ben korumalarla gideceğim."
Elif, Şafak'la aynı düşüncede olmayacak ki Leo'nun yanında soluğu almıştı. Hayran bakışları, cilveli tavırlarıyla onu etkilemeye çalışması kadınsı değil, komikti.

"Sen de benimle geliyorsun. Ne işin var tanımadığın insanların yanında? Bırak baş başa kalsınlar. Hem daha dün geldin. Bugün gidiyorum diyorsun. Ne bu acele?"
Şafak zorla kolundan tutup arabaya oturtmuştu. Yan yana olmaya tahammül edemeyen kızların yarına sağ çıkıp çıkamayacaklarından endişeliydim.

" Leo, yanına iki kişi alıp kızlarla birlikte eve dönün. "
Onların yalnız kalmasına gönlüm razı değildi. Leo ve iki kişi daha onları takip etmeye başladığında biz de araçlarımıza yöneldik. Enzio'nun arabasına doğru ilerlediğimde Enzio benim bineceğim tarafa yönelip kapıyı açtığında şaşırdım. İlk defa arabasını benim kullanmama izin verecekti. Gülerek şoför tarafına geçip oturduğumda Enzio hala kapıyı tutmuş bana bakıyordu.

"Ee binmeyecek misin?"
Ne yani benim davetimi bekliyor olamaz değil mi? Eski ayılığı gitsin dediysem de bu kadar da ince olunmaz ki canım!

"Kapıyı senin için açmıştım."
Onun kendi kendine söylenerek yanıma oturuşunu izlediğimde kendimi tutamayıp kahkaha attım. Enzio'nun böyle centilmenliklerine alışık olmayınca tabi...

Arabayı çalıştırıp yola çıktığımda arkamızdan bir araç bizi takip ediyordu. Enzio köye geldiğinde kaldığı evi tarif etmiş, küçük bahçesi olan evin önüne park etmiştim. Araçtan inip eve ilerlediğimde Enzio'nun burada yaşamış olacağına hala inanamıyordum. Tek katlı, demir çerçeveli pencereleri olan, eski bir evdi. Demir kapıyı açtığında ılık bir hava beni karşılamıştı. Ayağındaki ayakkabıları çıkarışı, muntazam bir şekilde kapının yanına koyuşu ilgimi çekmiş, kendi giydiği 44 numara ev terliğini benim için uzatmıştı.

Ağzım açık bir halde terlikleri giyip, üzerimden kabanını ve benim kabanımı almasına izin verdim. Kendisi ince bir kazakla kaldığı için çok üşümüş olmalıydı. Ellerindeki eldivenleri çıkartıp bir kenara koydu. Sağda kapısı açık olan odaya girdiğinde peşinden merakla ilerledim.

Küçük bir odaydı. Sobası sönmeye yüz tutmuş odunlar kül olmuştu. Enzio onların üzerine yeni odunları sıralarken ben evi gezmeye başlamıştım. Odada iki çekyat dışında bir şey yoktu. Yerdeki halı o kadar eskiydi ki yıllarca kullanılmaktan incecik bir kilime dönmüştü.

TUTSAK +18 (TAMAMLANDI) Where stories live. Discover now