7.Bölüm

877 56 3
                                    

''Sana kaç kere daha söylemem gerekiyor anne ? İşler gayet iyi .'' Annemin telefonun ardından gelen homurtusu canımı sıktı . ''Ne biliyim , sen genelde iyi dersin ama sonuç koca bir hüsran olur . Şaşırdım .'' Dişlerimi sıkarak ''Bu sefer değil,'' diye tısladım . Beni çıldırtmayı her zaman başarıyordu . Arkadan gelen seslerden Riley'nin orada olduğunu anlayabiliyordum ve benimle onun yanında böyle konuşması bin kat canımı sıkıyordu .

''Şu son sergi fiyaskosundan sonra ...'' Hatırlatmasa olmazdı değil mi ? Hep yüzüme vuracaktı , hep beni böyle utandıracak ve ne kadar başarısız bir kız olacağımı hatırlatacaktı . ''Resmi bıraktım anne , artık bunu hatırlatma lütfen .''

''Nankörleşme Aurnia ! Sana verdiğim onca emekten sonra , sonsuza kadar konuşsam da hakkım .'' Aman ne emek ... Yine de ''Tamam ,'' diye mırıldandım . ''İstediğin kadar konuş.''

''Eh, bir saniye ... Riley seni istiyor ,'' Ah , tamam ... İşte başlıyoruz . Derin bir nefes aldım ve Riley'nin aşırı enerjik sesini duymak için kendimi hazırladım . ''Selam tatlım ! Sabahın nasıl geçiyor ?'' Kulağıma sesi öyle cırtlak ve öyle yüksek geldi ki telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırmak zorunda kaldım . ''İyi geçiyor Riley , teşekkürler . Senin ?''

''Mükemmel ötesi ya ! İnanabiliyor musun bugün anneme gelirken bir cafeye uğradım ve Mocha aldım , ilk defa aldığım bir Mocha güzel çıktı ! Tanrım , nasıl yapmaları gerektiğini genelde bilmezler .'' Aman ne büyük dert ... Bu kız beni çıldırtıyordu , ablam diye demiyorum ama gerçekten tam bir kuru gürültüydü . ''Ne güzel,'' dedim nötr bir sesle . ''Büyük bir sorunun çözülmüş . ''

''Evet hayatım , biz de şimdi annemle oturmuş şu klasik müzik yarışmasını izliyoruz . Bugünümün tamamını ona ayırdım , havalara uçtu !'' Yüce İsa ... O kadar yapmacıktı ki . ''Ee ne dersin sen de bize katılır mısın ?''

''Maalesef bugün çok yoğunum,'' Alakası yoktu , sadece akşam arkadaşlarımla planım vardı o kadar . Yine de izinli olduğum tek günü kafa ütüleyici Riley ve ruh emici annemle geçirecek değildim . ''Ah , anladım hayatım . Bir ara iş çıkışı görüşürüz o zaman , öptüm ! Ciao !''

Ciao , tamam . Güler gibi bir ses çıkartırken berbat Almancamla ona karşılık verdim . ''Auf Wiedersehen .''Söylediğimin üstüne Riley öyle kulak kanatan bir kahkaha attı ki, daha fazla dinlemeye dayanamayarak telefonu kapattım .

Riley böyleydi işte . Her zaman mükemmeli oynardı . En neşeli , en pozitif , en başarılı , en sıcakkanlı , en havalı oydu . Hep kıçına enerji pili takılmış gibi dolanırdı ama bunu öyle yapmacık bir şekilde yapardı ki asla sempatik gelmezdi . En azından bana gelmiyordu .

Ablamla alıp veremediğim ne diye sorarsanız ... Sebebi Lucas 'la geçmişte ki ilişkisi falan kesinlikle değildi . Daha derin bir şeydi bu . Hayatımı hep onun gölgesinde geçirmiştim ve beni önüne almak için hiçbir şey yapmamıştı . Bir kere olsun hafifçe kenara kayıp , ''Millet , Nicole' de burada !'' dememişti . En mükemmel olmaktan dolayı o kadar mutluydu ki , altında ne kadar ezildiğimi göremiyordu . Tam tersine bu harika abla tavırlarıyla beni daha da çiğniyordu çünkü ona karşı bir sorunumun olduğu açıkken bunu görmezden geliyordu . O kadar görünmezdim ki , Riley'nin bana tavırlı davranmasını sağlayamıyordum .

Ben beklenmeyen çocuktum , anne ve babam tam boşanmak üzereyken doğmuştum. Doğumum babamı durduramadı , ben beş aylıkken çekip gitmişti . Riley bir babaya kısa da olsa sahip olmuşken , ben hiçbir zaman o hissi yaşayamadım . Annemin beni hep babam yüzünden içinde bir yerlerde affedemediğini düşünüyordum . Beklenmeyen yük olduğum için hep beni aşağılıyordu , kocasının sevdiği ilk göz ağrısı Riley 'i göklere çıkaracağım diye beni yerin bin kat altına gömmüştü . Bunun nasıl ezici bir his olduğunu size anlatamam bile .

Nic ve LucWhere stories live. Discover now