22.Bölüm

1.1K 59 5
                                    

Multi alıntı.

''Bu ev ne?''

Lucas, sırtımda parmağıyla daireler çizmeye devam etti. ''Kimse bilmiyor, uzaklaşmak istediğim zamanlarda kullanıyorum. Genelde burada resim yaparım.'' İstemsizce gülümsedim. ''Ama artık ben biliyorum,'' Titremesinden güldüğünü anlasam da, başımı göğsünden kaldırmadım ve anın tadını çıkardım. Gülüşünün güzelliğini her yerimde hissediyordum. ''Beni ifşa edecek misin?'' diye sordu bilerek erotikleştirdiği sesiyle. Gerçi sesi her zaman erotikti ya, neyse...

''Bilmem bir düşünmem lazım,'' dedim başımı kaldırıp ona bakarken. ''Belki bir tur daha yaparsak, bir şeyleri saklayabilirim.'' Lucas genişçe sırıttı ve ellerini kalçamda gezdirmeye başladı. ''Bir tur daha demek?'' Başımı salladım ve parmağımı dudağının üzerinde ağırca kaydırdım. ''Bunu yapabilir misin?''

Lucas birkaç saniye düşünüyormuş gibi yaptıktan sonra başını salladı. ''Seni düzmekten pek gücüm kalmadı ama inan bana, bunu kesinlikle yapabilirim.'' Sırıttım. Gece saat üçtü ve beşinci seks için kolları sıvıyorduk. Daha önce hiç böyle bir şey yapmamıştım ama söz konusu Lucas olduğunda doymak imkansızlaşıyordu.

Lucas beni üzerinden itti ve ayağa kalktı. Tam itiraz ediyordum ki, tam gözlerimin içine açlıkla bakıp ciddiyetle ''Banyoda,'' dedi. ''Bu sefer ki banyoda.'' Bütün tüylerimin diken diken olduğunu ve bu gece yaptığımız onca şeye rağmen vajinamın hevesle sızladığını hissediyordum. ''Tamam,''

Banyoda ne kadar durduk bilmiyordum ama mükemmeldi. O kadar tutkulu ve sertti, öyle güzel dokunuyor ve öyle zevk veriyordu ki aklımı kaybediyordum. Su üzerimizden akıp giderken, onun iyice kayganlaşan bedenine dokunmak işin en güzel kısmıydı. Lucas'a ömrüm boyunca dokunabilirdim, her kahrolası saniye boyunca bir kere bile elimi üzerinden çekmezdim. Bu dünyadan değil gibiydi.

En sonunda banyodan çıktığımızda saat dört olmuştu.

İkimizde üzerimizde hiçbir şey olmadan onun çatı katında ki az eşyalı odasına çıktık ve büyük yatağında birbirimize sokulduk. İnanılmaz yorgundum ve Lucas'ın kokusunu alarak uyumak West End'deki M&M's World'de kendini kaybetmek kadar kolaydı.

''Nic,''diye fısıldadı ben tam uykuya dalmadan önce. '' Bella'ya mesaj atıyorum, yarın için sana izin yazsın.'' Ne kadar mayışmış olsam da istemsizce gülümsedim ve başımı salladım.

Birkaç saniye içindeyse, hayatımda çektiğim en huzurlu uyku beni kolayca içine aldı.

Gözlerimi sırtımda ki tüy gibi dokunuşla açtığımda, ilk önce nerede olduğumu tam olarak kavrayamadım. ''Neredeyse uyanman için sana prens gibi soylu bir öpücük verecektim,'' Ah,Lucas... İstemsizce kocaman gülümsedim ve onun uyku mahmurluğu içinde ki mükemmel yüzüne döndüm. Tanrım... Mükemmeldi ve ben bu adamın yanında gözlerimi açtığıma hala inanamıyordum. ''Beni Prenses Aurora kadar kolay kazanamazsın.'' Kaşlarını çattı ve ''Bu masaldan nefret ediyorum.'' diye mırıldanırken dudağıma iştah açıcı bir öpücük kondurdu.

''Saat kaç?'' dedim yine başımı göğsüne yaslayıp, gözlerimi kapatırken. ''Öğlen 1'e geliyor.'' Gözlerimi kapattığımın iki katı şiddetiyle açtım ve tekrar ona döndüm. ''Şaka mı yapıyorsun ?''

''Hayır,'' Genişçe sırıtıyordu. ''Bence bütün gece neler yaptığımızı hesap edersek erken bile kalktık.'' Yanaklarımın kızarmasını engelleyemedim ve istemsizce kıkırdadım ama sonra... Gerçekler kafama doluştu:

Ben sabahları korkunç olurdum! Ya gözüm çapaklandıysa ya da fazla şiştiyse... Tanrım, Lucas kafamı ilk kaldırıp kendimi Aurora'yla kıyasladığımda içinde gülmekten altına etmiş olmalıydı. Çünkü eminim elmayı uzatan cadıdan bile daha çirkin görünüyordum.

Nic ve LucHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin