Bölüm 5: Şüphe

2.9K 233 16
                                    

"O olduğundan emin misin?"

"Evet."

"Onun buraya ait olmadığını biliyorsun?"

"Evet."

"O zaman nasıl emin olabiliyorsun?"

Gözlerini devirdi.

"Bakın, efendim. Onda hissettiğim şey bize ait. O suçu işlemiş."

"His mi? Ne zamandan beri hislerinle hareket ediyorsun? Bence hislerden fazlasına ihtiyacımız var."

"Biliyorsunuz ki hislerimden her zaman emin olmuşumdur, efendim. Ayrıca adamı geçici olarak tutacağız."

"Tehdit olmasın?"

"Tehdit mi? Ne tehditi?"

"Kim olduğunu bilmiyoruz. Ne olduğunu bilmiyoruz. Bize tehdit oluşturmayacağını nereden bilelim?"

Güldüğünü gördü. Ne yani sorduğu soru çok mu komikti? Tek kaşını kaldırıp onu inceledi. Göz teması kurulunca gülmeyi kesti.

"Özür dilerim, efendim. Ancak böyle birinin bize tehdit oluşturacağını sanmıyorum. İşimiz bitince göndereceğiz zaten."

"Çok şey biliyor olacak."

"Hiç bir şey bilmiyor olacak."

"Nasıl?"

"Her şeyi profesyonelce yapacağız. O anı hatırlayamıyacak bile. Bakın bu işi bir çok kez yaptık. Biliyorum ki daha yenisiniz. Ancak bu konuda bize güvenmelisiniz."

"Durumun yeni olmamla alakası yok. Ya da size olan inancımla. Ben size güveniyorum zaten. Demek istediğim, senin de daha önce bahsettiğin gibi, o adam farklı. Diğerlerinden çok daha zeki. Bir sorun çıkarabilir."

"Bu durumda onu bir yere kilitleriz. Ya da hafızasını sileriz. Hiç bir şey hatırlamaz."

"Hayır, hafıza silme yok."

"Ama, efendim-"

"Yok dedim ! Anılar bireyin kendisidir. Bireyi anılar oluşturur. Birinden kendisini almak caniliktir. Bu bir ceza bile olamaz. En azılı suçluya karşı bile."

"Nasıl isterseniz."

"Her neyse, eğer o suçu işlediyse bu da demek oluyor ki aynı suçu bizden de biri işledi. Dikkatli olun."

"Bilemiyorum, efendim. Bildiğiniz gibi ayrılan çok kişi var. Onlardan biri de olabilir. Hem daha adamın doğru adam olup olmadığını da bilmiyoruz."

"Az önce doğru adam olduğunu hissettiğini söylemiştin?"

"Evet, siz de hislerden fazlasını istemiştiniz. Ancak ben onun doğru adam olduğuna eminim."

"Pekala, umarım öyledir. Yani,  suçlu umarım bizden ayrılanlardan biridir. Bir de onunla uğraşmak istemiyorum. Yine de dikkatli olun. Sorun çıksın istemiyorum. Gidebilirsin."

"Leydim."

Sessizce odadan çıkışını izledi. Kapının eşiğine varınca tekrar geri döndüğünü gördü. Son bir şey daha söyleyecekti anlaşılan.

"Efendim, harekete ne zaman başlayacağız?"

"Sen şu küçük işini bitirince. Tabi benim de halletmem gereken işler var. Ve tabi diğer küçük işler. Aslında bakarsan, henüz pek hazır sayılmayız. Hazır olunca başlayacağız."

"Peki, leydim."

Oda yankı yapmıyordu ancak odadan çıkarken ona küfrettiğine yemin edebilirdi. Ne yani? Babasının tek kızı olmak onun suçu muydu? Babası ölünce otomatik olarak başa o geçmişti. O çok mu istiyordu başa geçmeyi? Evet, belki de çok soru sormuştu. Temkinli olmasa mıydı yani? Evet, belki de başkanlığı hak etmiyordu. Ancak iş işten geçmişti artık. O başkandı ve onu destekleyen ya da desteklemeyen herkes bunu kabullenecekti.

Ancak çok farklı bir durum vardı. Planlardaki faaliyetler onu rahatsız ediyordu. İçinden her şeyi durdurmak geliyordu. Tüm bu isteğini engelleyen, oldukça köklü bir plan olması ve ailesinin neredeyse başından beri plana sadık kalmasıydı. Onun için bir vasiyetti. Eğer durdurursa herkes ona hain gözüyle bakabilirdi. Durdurmayıp devam ettirirse de pişmanlıktan kendini çok kötü hissedecekti. Bütün bu hissin kaynağını da biliyordu ama bu çok büyük bir sırdı. Kendine bile hatırlatmak istemediği bir sır.

Çünkü hatırlarsa her şeyi durdurabilirdi.

Sessizliğe bürünüp düşüncelerinin akıp gitmesine izin verdi. Odasına göz gezdirdi. Tam da babasının tarzıydı. Bej rengi duvarlar, siyah deri koltuklar -kendi oturduğu da dahil-, beyaz halı üstüne yine siyah sehpa, duvarlarda 18. yüzyıl eserleri. Evet, buraya minik değişiklikler yapmalıydı. Babasına saygısı sonsuzdu ama ne de olsa o bir kadındı. Konu göz zevki olunca kendine ait sert kuralları vardı.

Rahatsızlığı gitmeyince kalkıp kendine bitki çayı hazırladı. Bahsedilen adam ortaya çıktığından beri içinde bir his vardı. Öncelikle bir anda ortaya çıkmıştı ki bu moralini bozmaya yetiyordu. Ayrıca bahsedilene göre oldukça da zeki bir adamdı. Evet, daha önce bir çok zeki insanla karşılaşmıştı. Hepsinin de zekası muazzamdı. Ancak, aralarından birini çok daha net hatırlıyordu.

Eğer o adam düşündüğü adam ise çok kötü şeyler olacaktı. İki taraf için de.

Evet, bu bölüm biraz kısa oldu kusura bakmazsınız umarım :) Lütfen desteğinizi esirgemeyin. Teşekkürler :)

ÖRGÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin