Bölüm 57: Başlangıç

966 103 16
                                    

1 hafta sonra...

Belinda telefonu kapattığında derin bir oh çekti. Az önce Çin üssü başkanı ile konuşmuştu. İnsanların ordularına Çin üssünün de yardıma katılacağını söylemesini istemişti. Bu durum başından beri Belinda'ya ters gelmişti. Madem yardım edeceklerdi, neden insanların geç öğrenmesini istemişlerdi ki?

Bu soruyu sorduğunda verilen cevap ona tanıdık gelmişti.

"En zoruna hazırlanmalıyız. Böylece gelebilecek yardımlar çok daha işe yarar."

Belinda da Tristan'ın bahsettiği durumu bu yüzden kimseye bildirmiyordu. Eğer Tristan'ın dediği doğruysa bu onlara avantaj sağlayabilirdi. Ancak günler geçtikçe bunun nasıl bir avantaj olacağı konusunda tedirginlik hissetmeye başlamıştı. Evet, savaşa başka bir boyut kazandıracaktı ancak o boyut onlar için normalden çok daha zor olabilirdi. Çin'le yaptığı konuşma boyunca durumdan bahsetmemek için zor tutmuştu. Bu işi olsa olsa Çin üssü hallederdi. Gerçi aldığı habere göre Tristan Çin'e bir mesaj göndermişti ve ne yazık ki Çin üssü bunu şifreli yöntemlerle çözmeye çalışmıştı. Oysa mesaj son derece açıktı. Herhangi bir şifre aramaksızın anlaşılabilirdi.

En sonunda dayanamamış ve üs başkanına şunları demişti:

"Şu mesaj. Düşündüğünüzden çok daha açık."

*****

Yaptıkları onlarca denemeden sonra Rodney ile Silvio kendilerini tamamen hazır hissediyordu.

"Pekala, oradayken de umarım beş dakikada bitirirsin. Çünkü bitirsen de bitirmesen de beş dakika sonra ayrılacağım. Tamam mı?" dedi Rodney.

"Tamamdır. Şimdi, plan tekrarı. Nevada üssünden ilk adım gelince Çin'den manyetik alan yapacak uçaklar kalkacak. Merfizyum kalkanı inerse, indiği anda biz harekete geçeceğiz ve bulduğumuz ilk uçağın yakınına geleceğiz. Ben işimi halledince de doğruca üsse geri döneceğiz."

"Kesinlikle. Tıpkı simülasyonda yaptığımız gibi."

"%80 başarı sağladık. Biraz daha dikkatli olmalısın. %20 çok da düşük bir ihtimal değil."

"Rahat ol. Beni de geriyorsun." dedi Rodney söylediğini kanıtlayan gergin bir tonla.

Birlikte Lingyu'nun odasının yanına geldiler. Kapıyı tıkladıklarında onay sesini duydular ve içeri girdiler. Lingyu, Park'a bir şeyler söylüyordu.

"...bütün kayıtları istiyorum. Mesaj düşündüğümüzden çok daha basit. Bir o kadar da tehlikeli. Bambaşka bir savaş bizi bekliyor."

"Peki efendim."

Park Yang, Silvio ile Rodney'e başıyla selam verip odadan ayrıldı.

Silvio tek kaşını kaldırdı.

"Mesaj, ne anlatıyor?"

"Kesin bir sonuç olmadan söyleyemem. Kusura bakma." dedi Lingyu. "Ne için gelmiştiniz?"

"Ne zaman başlıyoruz öğrenmek için."

"Az önce Marco bilgilendirme yaptı. Lewis Hall Nevada üssüne gitmiş. Büyük bir ihtimal ana gemide olacaktır. Çok yakında başlıyoruz. Bugün bile olabilir. O yüzden, derhal yerlerinize."

"Pekala." dedi Silvio. Ardından Rodney'in sol omzuna hafifçe vurup "Gidelim." dedi.

"Pamela ile Isabella nerede?" diye sordu Rodney merakla.

"Hazırlık süreci boyunca onlara çok yüklendim. Bir süredir dinleniyorlar. Ancak birazdan burada olurlar diye tahmin ediyorum. Olmazlarsa da uyandırmak zor değil." dedi Lingyu muzip bir gülümsemeyle.

ÖRGÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin