Bölüm 67: Uyarı

945 108 18
                                    

Nevada üssünün toplantı odasında bütün üsler sonunda gelmiş, uzaylı Eve ile konuşmaya dahil olunmuştu. Rusya üssünden Ivano ve 3 kişi; Afrika üssünden Rivaldo ve 2 kişi; en kalabalık gelen Çin üssünden Lingyu, Pamela, Isabella, Park, Silvio ve Marco gelmişti. Nevada üssünden de Thomas ve Trevor haricinde başka biri yoktu. Ve tabi Washington'dan gelen başkan ve Kowalski çifti vardı. 

Eve ona merakla bakan 18 kişilik gruba baktı. Mimikler onu ciddi anlamda rahatsız ediyordu. Çok alışık değildi bu tarz bakışlara. Hatta başkan ona elini uzattığında "Bu ne cüret!" diye kafasına bir tane patlatacaktı ki internetten bu hareketin tanışma maksatlı olduğunu öğrenmişti. Oysa kendi ırklarında bu hareketin hiç hoş olmayan anlamları vardı. El sıkıştıklarında ise insan teninin çok garip bir dokusu olduğunu fark etmişti. Oldukça pürüzlü ama buna rağmen kaygan sayılan bir tenleri vardı. Kendi tenleri ise yapışkan gibi bir his yaratırdı ancak yapışma durumu olmazdı. Dünya maddelerinden silikona çok benziyordu ancak biraz daha sertti. Zaten Dünya'daki silikon da onların yapı maddesi Silisyum'dan elde ediliyordu.

Bu farklar onu zor durumda bıraksa da gelişmiş yapısı hemen uyum sağlamayı başarmıştı. En sonunda başkanın verdiği onayla konuşmaya başladı. Telefon çalma sesi gibi bir sesi vardı. Konuşmasını bitirdiğinde cihazdan başkanın sesinde çeviri yapıldı.

"Öncelikle, bunu sakın ama sakın bir geri çekilme olarak algılamayın. Gemideki herkes kendi araçlarına binip Dünya'ya gelebilirdi. Ancak buna ben engel oldum. Ve inanın eğer saldırsaydık, tek başına ben bile çoktan size tahmin edemeyeceğiniz derecede hasar vermiş olacaktık. Yani, sakın bir savaş kazandık havasına girmeyin."

"Pekala," dedi başkan sıkıntıyla. "Söyler misiniz neden engel oldunuz?"

Eve cevabını verdikten sonra cihaz çeviriye başladı. Başkan kendi kendine konuşuyor gibi hissediyordu.

"Irk olarak ne yazık ki kendimize olan öz güvenimiz belli bir dereceyi aşıp egoistliğe hatta narsizme dönüştü. Ve kendimizi 'evrenin efendileri' olarak görmeye başladık. Ancak Dünya yılına göre 9000 yıl önce yıldızımızın sönmeye başladığını fark ettik. Yeni gezegenler aradık. Gezegenimize benzeyen yaklaşık 10 tane bulduk. Dünya da bunlardan biriydi. Ancak yine de bunların arasında en az uygun olan Dünya'ydı. Hatta listede bulunması bile başlı başına bir hataydı. Bakın, ben ırkıma genel olarak fazla benzemem. Bütün bu 'biz mükemmeliz' havaları bana saçma geliyor. Neden Dünya ile bu kadar ilgilendiklerini araştırmaya başladım ve bunun tamamen bir güç gösterisinden ibaret olduğunu gördüm. Başta karşı koymaya çalıştım ama kulak asmadılar -sizler böyle diyorsunuz değil mi?-. Mecbur bir şekilde ben de katılmak zorunda kaldım. Buraya yaklaştığımızda sizlerin düşündüğümüzden biraz daha zeki olduğumuzu fark ettik. En azından yerimizi bulabilecek kadar ki o bilgi de saklanmayan bir bilgidir. Yani, demek istediğim o bulduğunuz haritayı isteyen herkes görebilir. Bunun sebebi aynı anda birçok gezegene gidiyor olmamız ve birbirimizin nerede olduğunu bilmemiz gerektiği. Siz de en azından o haritayı görebilecek kadar zekiydiniz. Gönderdiğiniz evren maddesini -tabi siz buna karanlık madde diyorsunuz- ben fark ettim. Gemidekileri uyardığımda gülüp geçtiler ancak bir gariplik vardı çünkü yaklaşan cismin kütle yapısı çok farklıydı. Ve sonunda en azından cismi vurup yok etmeyi önerdim ve bunu kabul ettiler. Cismi patlattığımızda anladık içinde karanlık enerjinin saklı olduğunu. Yelkenimiz enerjiye dayanamayıp parçalansa da hala istila planı sürüyordu. Oluşan telaşe ortamında komutanla konuştum ve Dünya'nın bize uygun olmadığını anlatmaya çalıştım. Biraz tersleyip kabul etti ve bütün mürettebat başka gemilere aktarıldı. Beni de sizi bu konuda uyarmam için gönderdiler."

"Her şeyden önce," dedi siyah saçlı, yeşil gözlü bir erkek. Oturduğu sandalyenin iki yanında garip değnekler duruyordu. "Şu harita olayı. O kadar basit miydi?"

ÖRGÜTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin