Bölüm 67 - Pek Tatsız Teşrif

13.4K 877 71
                                    

Dün evden buraya geldiğimde Ömer müjdeli haberi vermiş ve Doğan'ın bilincinin açıldığını, kendine geldiğini fakat çok kısa sürdüğünü söylemişti. En önemlisi de doktorlar artık hayati tehlikeyi tamamen atlattığını bundan sonrasının kolay olacağını haber vermişlerdi. Güzel haberleri aldığımdan beri Doğan'ın yanından tuvalete gitmek haricinde bir saniye bile ayrılmamıştım. Onda da işimi elimden geldiğince hızlı hallediyor, vakit kaybetmeden sevdiğimin başucundaki yerime geri dönüyor ve kaldığım yerden onunla konuşmaya devam ediyordum. Yanında ben olmadan gözlerini açması ve yalnız olduğunu düşünmesinden deli gibi korkuyordum zira.

Bu defaki uyandırılmam her zamankinden daha gürültülü olmuş, yüreğim sahiden ağzıma gelmişti. Nasıl uyuyakaldığım hakkında hiçbir fikrim yoktu ama hemen dışarıdan gelen gürültüler beni uyandırdığında ve neredeyse aynı anda oda kapısı çat diye açılıp içeri paldır küldür birileri girdiğinde elimi panikle Doğan'ın elinden çekip oturduğum sandalyeden korkuyla ayağa fırladım. Ömer kendisinden de uzun, ki bu baya uzun anlamına geliyordu, altmışlı yaşlarında görünen aksi suratlı bir adamın önüne geçmeye ve onu umutsuzca durdurmaya çalışırken bir yandan da etrafı rahatsız etmeyecek ölçüde bağırıyordu.

"-sakin ol."

Kır saçlı adam beni fark ettiğinde kaşları hoşnutsuzlukla iyice çatıldı ve Ömer'e dönerek sert bir sesle,

"Bu kim?" Diye sordu.

Ömer ne diyeceğini bilemez halde bana baktığında, o kısacık anda yüzümde ne gibi bir ifade yakalamıştı bilmiyorum ama dudaklarını bastırarak eliyle bana senin kararın gibisinden bir işaret yapmıştı.

"Ömer?"

Arkadan gelen yumuşak bir kadın sesiyle birlikte bakışlarım o yöne kaydığında sonunda neler olduğunu anlamam birkaç saniyemi alırken titrek bir nefes bıraktım.

Korktuğum olmuş, Doğan'ın ailesi teşrif etmişti.

"Konuşsana oğlum kim-"

"Ben-" diye atıldım, cesaretten ziyade Ömer'i dayısının pençelerinden kurtarmak için. Şimdiden gözümü korkutmuş olan adamın karşısında süklüm püklüm durmamak adına olduğum yerde sahte bir güvenle daha da dikleştim. "Doğan'ın kız arkadaşıyım efendim-" Hafifçe başımı salladım. "Çok memnun oldum."

Yaşlı adam neredeyse ortaya verdiği, belli belirsiz bir selamla beni resmen başından savdıktan sonra Ömer'e döndü yeniden. Şu ana kadar acıyacağımı hiç düşünmediğim Ömer, sabırla ve saygıyla dayısının sorularına tek tek yanıt vermeye başlarken Doğan'ın annesi odaya girmiş usulca yatağa ilerliyordu.

Boynunda biten koyu kahve saçlarıyla, giyimiyle son derece bakımlı ve çok şükür ki kocası gibi suratsız görünmeyen yaşlı kadınla göz göze geldiğimizde Doğan'a attığı ürkek bakışlardan neden odaya girmeyi geciktirdiğini hemen anlamıştım. Zavallı kadın göreceklerinden korkmuştu. Ona izin vermek için kenara çekildiğimde gülümseyerek bana döndü ve teşekkür manasında başını salladı. Bunca bekledikten sonra Doğan'ı böyle bırakıp gitmek istemesem de ailesine gereken mahremiyeti vermek zorunda hissediyordum kendimi. Sonuçta ben daha dış kapının mandalı sayılırdım. Zaten Doğan'ın pek sevimli babası da odadaki varlığımı görmezden gelerek bana bunu göstermeye çalışıyordu zannediyorum ki.

Sandalyenin sırtında asılı çantamı ve kabanımı alıp sessiz sedasız sıvışmaya çalışırken Ömer dayısıyla hararetli bir konuşmanın ortasında olmasına rağmen beni fark etmiş ve gözlerini gözlerime dikerek parmağıyla bir dakika yapmıştı. Gerçekten de dışarı çıkmamın üzerinden henüz bir dakika yeni geçmişti ki kapı aralandı ve Ömer göründü. Samimi bir üzüntüyle yanıma gelerek,

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now