Bölüm 23 - Garip Garip Rüyalar

22.9K 1.2K 79
                                    


Şaşkınlıkla Amelya'ya bakarken- bu çocuk ne zaman düzelip de bana gülecek hale gelmişti- çocukların duygu durumu geçişlerine bir kere daha hayran kalmıştım. Tam emektar kadına cevap verecektim ki arkamızdan gelen kıkırdamalara döndüm. Korumalar benim dönüşüm üzerine en azından apaçık kıkırdamalarını bıyık altına çevirme nezaketini gösterirken eğer bakışlar öldürebilse şu an dördünün de pestilini çıkartmış olurdum diye düşündüm.

Kalfa dalga dalga yükselen sinirimi sezmiş olacaktı ki korumalara başıyla kapı tarafını işaret ederek,

"Tamam, hadi siz gidin artık." Dedi. Ardından bize döndü. "Selim oğlum, siz de gelin bakayım oturun şöyle de anlat neler oldu."

-----------------------------------------------

-----------------------------------------------

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Oğlum, o nasıl bişeydi yaa! Adam resmen karı gibi çığlık attı."

"Hişşt! Sessiz ol, patron içerde!"

Kapının dışında geçen konuşmalara ta ki okkalı bir küfür edildiğini duyana kadar ses çıkartmamış sakinliğimi korumuştum. Ama çalışanlarımdan birinin çatım altında hem de hemen burnumun dibinde saygısızca davranmasına tahammül edemezdim. Anlaşılan bu aralar korumaları fazla başıboş bırakmıştım. Yeni bir derse ihtiyaçları vardı.

Çalışma koltuğumdan hışımla fırlayıp kapıyı açtım. En yakın adamlarımdan Fatih ve adını bilmediğim ama özellikle iyi bir derse ihtiyacı olduğunu düşündüğüm koruma beni gördükleri anda bembeyaz kesilmişlerdi.

"Fatih." Dedim parmağımla odamı işaret ederek. Ardından gözlerimden ateşler saçarak diğerine döndüm. "Sende."

Kapının ardımızdan kapandığına emin olduktan sonra oturup ellerimi masanın üzerinde bir çift pençe misali birbirine kenetledim. Sinirden kulaklarımın alev alev yandığını, sol şakağımdaki damarın attığını hissedebiliyor ve sakinleşmem gerektiğini biliyordum. Fakat böyle bir lüksüm yoktu. Adamlarımın önünde gösterebileceğim tek bir müsamaha ya da yumuşaklık belirtisi sonradan başımı fena ağrıtırdı, biliyordum.

Hırsımı alamayıp ahşap masaya okkalı bir yumruk indirdiğimde önümde, elleri bağlı sus pus duran iki adam böyle bir şey mümkünse daha da beyazladılar. Adamların şimdi kağıt gibi olmuş suratlarına bakıp konuştum.

"Fatih. Sen adamlarına böyle mi mukayyet oluyorsun!?" dedim yanında dikilen genci işaret ederek. "Böyle mi terbiye ediyorsun!?"

"Patron valla-"

"Sus!" Dedim elimi kaldırarak. "Bu evde, bu oda dışında yapılmasına asla müsamaha göstermeyeceğim şeyler neydi?"

"İş hakkında konuşmak."

Bu Nasıl Dadı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now