19: ona karşı hislerin mi var

Depuis le début
                                    

"Kihyun, ne hakkında konuşacağını az çok tahmin ediyorum. O yüzden sen bir şey demeden ben bir şeyler söylemek istiyorum. Sana bir cevap vermek için gereğinden fazla beklediğimin farkındayım ve bunun için özür dilerim. Sürenin bitmesine az kaldı ve ben seninle konuşmayarak hata ettim. Üzgünüm ama teklifini reddetmek zorundayım." Oldukça gerginken bir anda konuşmaya başlayarak ona demek istediklerimi söylediğimde dudaklarımı ısırarak vereceği cevabı bekliyordum.

Yüz ifadesinden ne hissettiğini anlayamıyordum. Üzüldü mü kızdı mı, emin değildim. Tek isteğim üzülmüş olmamasıydı. Kihyun'un benim yüzümden üzülmesi istediğim bir şey değildi.

"Ah, şey..." diye söze başladığı sırada yüzünde bir gülümseme belirmişti ama nedense içimden bir ses bunun zoraki bir gülümseme olduğunu söylüyordu. "Sorun değil Jimin-ah. Sana ve partnerine başarılar." demiş ve çalan telefonunu bahane ederek birkaç dakika içinde kafeteryadan ayrılmıştı. Sıkıntıyla çoktan gitmiş olmasına rağmen çıkışa doğru bakarken bir anda içeri giren Yoongi ile birlikte bakışlarımı ışık hızında çektim.

Mavi saçlı çocukla birlikte gittikten sonra odaya çok geç dönmüştü ve kahvaltıda da onu göremeyince neler olduğunu iyice merak etmeye başlamıştım. Taehyung benim için Yoongi ile konuşacağını söylemiş olsa da buna gerek olmadığını söyleyerek onu durdurmuştum. Meraktan içim içimi yese de umursamamaya çalışmak en iyisi gibi duruyordu.

Böylesi, benim için en iyisi gibi duruyordu.

Telefonumu çıkarıp Ryujin'e öğleden sonra San ile beraber gideceğimi ve beni beklemelerine gerek olmadığını söyleyen bir mesaj atıp arkama yaslandığım sırada Yoongi'nin olduğum tarafa doğru geldiğini görmemle kaşlarım çatıldı.

Benim yanıma geliyor ihtimali ne kadardı?

Oturduğum masaya gittikçe yaklaşırken elini kaldırıp salladığını görmemle bakışlarımı el salladığı yere çevirdim. Dün geceki mavi saçlı çocuğu görmemle birlikte önüme döndüğümde sinirle kollarımı göğsümde birleştirdim. Bu çocuğu dün geceye kadar görmemiştim. Sadece yurtta değil, ne okulda ne de Yoongi'nin yanında şimdiye kadar hiç görmemiştim ve bir anda nerden çıktığını çok merak ediyordum.

Yoongi yanımdan geçip çocuğun yanına gittiğinde sinirle ayaklarımı yere vuruyordum. İkisi arka kapıdan bahçeye çıktığında çok kısa bir süre onlara bakmış daha sonra bunu yaptığım için kendime kızmıştım.

Birdenbire neden Yoongi'yi başka biriyle gördüğümde bu kadar sinirlendiğimi anlamlandıramazken merakıma yenik düşerek Taehyung'u aradım.

"O çocuğun kim olduğunu öğren, lütfen."

___

"Aklında nasıl bir şey var?"

Yurt odasında bacaklarımı gövdeme çekmiş bir şekilde yerde oturup bilgisayardan dans videolarına bakarken koltukta oturan San'ın sorusu ile birlikte izlediğim videoyu durdurup düşünmeye başladım.

Doğrusunu söylemek gerekirse aklımda bir şey yoktu. Her tarzda kendimi geliştirmek istiyordum ve her seferinde farklı tarzları denemek istiyordum. Verilen ödevlerde şimdiye kadar farklı şeyler denemiştim ve şimdi de daha önce denemediğim bir şeyi yapmak istiyordum.

"Aslında aklımda bir şey yok. Senin var mı?" diye sorduğumda başını olumlu anlamda sallamış ve koltuktan kalkarak yanıma gelmişti. "Üst sınıflardan Taemin hyungla konuştum ve onun dediğine göre Bayan Kang hem senkronizasyona hem de bireysel kısımlara çok dikkat ediyormuş. Senin dansını daha önce de izlemiştim, senkronizasyon sorunu yaşayacağımızı düşünmüyorum, bireyselde de iyiyiz. Tek sorunumuz çift olup olamayacağımız. O yüzden ben, kendi koreografimizi yapmadan önce başka çift koreografilerini deneyebiliriz diye düşündüm. Daha süremiz var ne de olsa. Sen ne dersin?" dediğinde söylediklerini düşünmeye başladım. San haklı olabilirdi, onun da bireysel dansı çok iyiydi ve önceden başka dansçılarla yaptığı dansları izlediğimde hiç senkronizasyon sorunu yaşadığını görmemiştim. Kendi koreografimizi ayarlamadan önce başka şeyleri denemek iyi olabilirdi.

sweet chaos, yoonmin✔Où les histoires vivent. Découvrez maintenant