4. Bölüm: Bir Saniye

685 301 138
                                    

Teoman - Bana Öyle Bakma

Keyifli okumalar...
_________________________________

4. Bölüm: Bir Saniye

Sonunda evdeydim. Günler bir anda çok uzamıştı sanki ve okulda geçirdiğim bir gün 1 hafta gibi gelmeye başlamıştı.

Özellikle o oyundan sonra zaman bir türlü geçmemişti. Kızlara aramızda hiçbir şey olmadığını, sadece bir iki kere konuştuğumuzu söylemiştim. Ne kadar ısrar ettilerse de aksini kabul etmedim.

Belki söylemem gerekirdi. Eren'e karşı hislerim olduğunu söylemem gerekirdi ama söylemedim. Daha ben bile emin değildim ki bundan!

Sabah kalkarken Eren'i düşünüyordum. Kahvaltı yaparken, okula giderken, dersi dinlerken, teneffüsteyken, eve gelirken, ödev yaparken, yemek yerken ve gece yatarken. Bütün gün Eren'i düşünüyordum.

Eren'i düşünmeyi seviyordum. Hatta sürekli Eren'i düşündüğümü düşünmeyi bile seviyordum.

Makbule teyzenin yine daldığımı söylemesiyle gerçekten dalmış olacağım ki yerimden sıçradım.

Gülümsedi ve biraz endişeli bir ses tonuyla "Kusura bakma Beste'cim korkuttum." dedi.

Ben de gülümseyerek karşılık verdim. "Yok, önemli değil."

Kısa bir sessizlikten sonra "Atalay Bey akşam olmayacağını söyledi. Akşam yemeğinde istediğin özel bir şey var mı?" diye sordu.

Gülümsedim. "Hayır, yok. O kadar güzel yemek yapıyorsun ki senin yaptığın ıspanağı bile yiyebilirim."

İkimiz de söylediğim şeye kahkahalarla gülerken Makbule teyze ayağa kalkıp ocaktaki yemekleri karıştırmaya başladı. Bense bu sefer Makbule teyzeyi izlerken dalmıştım. Yemeklerle ilgilenirken çok mutlu görünüyordu. Dışarıdan gören biri büyük ihtimalle kulaklıkla son ses müzik dinlediğini düşünürdü çünkü bir müziğe ayak uydurmuş dans ediyor gibiydi. Bütün hareketleri birbirine uygun ve ritmikti.

Bunları düşünürken daha önce Makbule teyzenin dış görünüşüne hiç dikkat etmediğimi fark ettim. Ne çok uzun ne çok kısa bir boyu vardı. Aynı şekilde ne çok şişman ne de çok zayıftı. Omzuna kadar gelen, dipleri hafif beyazlamış saçları vardı ve başına sürekli mavi bir bandana takıyordu. Neredeyse 45 yaşında olduğunu biliyordum ama 35 yaşından fazla göstermiyordu. Ve çok tatlı bir kadındı. Bir de 2 erkek 1 kız çocuğu olduğunu biliyordum.

"Hay Allah ya."

Makbule teyzenin sesiyle düşüncelerimi bir kenara bırakıp ona cevap verdim. "Bir sorun mu var makbule teyze?"

"Pilav yapacaktım, hatta şehriyeyi bile koydum ama pirinç kalmamış."

Bu kadar minik bir soruna böyle büyük bir tepki verirken o kadar tatlı görünüyordu ki gülmeden edemedim. "Ben ne güne duruyorum burada Makbule teyze? Gidip alırım 10 dakikada."

Çaresiz ama tedirgin yüz ifadesi o kadar şirin görünüyordu ki yanaklarını mıncıklamak istiyordum. "Ama seni göndermem doğru olmaz şimdi."

"Yok yok hem canım dondurma çekmişti, evde de kalmamış. İkisini birden alır gelirim."

Gülümsemeye çalışarak "Peki öyle olsun. Ama Mustafa bey burada olsaydı seni yollamazdım." dedi.

Ona güven vermek istercesine "Ben seni biliyorum Makbule teyze, için rahat olsun." diye cevap verdim.

"Ay ne yapayım yavrum. Böyle rahat edemiyorum işte."

Yıldızlara Benziyorsun Where stories live. Discover now