2. Bölüm: Kimse Bilmesin

894 318 137
                                    

MaNga - Cevapsız Sorular

Keyifli okumalar...
__________________________________

2. Bölüm: Kimse Bilmesin

Eve gittiğimde saat beş buçuğa gelmek üzereydi. Bu kez yolları karıştırmadan evime varabilmiştim. Oldukça normal, sadece derslerle geçen bir gün olmasına rağmen kendimi çok yorgun hissediyordum. Merdivenleri bitmiş bir şekilde çıktıktan sonra odama girip üzerimi değiştirdim ve biraz dinlenmek için yatağıma uzandım.

Titreyerek uyandığımda, uykuya daldığımı anca anlayabilmiştim. Telefona baktığımda iki saattir uyuyor olduğumu anladım. Bir anda gerçekten titrediğimi hissettiğimde örtünün altına girip boynuma kadar içine gömüldüm. Hâlâ çok üşüyordum ama yataktan kalkıp bir örtü daha almaya bile halim yoktu. Kısa aralıklarla uyuyakalıyordum ama çok geçmeden yine titreyerek uyanıyordum. En son odama Makbule teyzenin girdiğini hatırlıyordum. Daha sonra doktor olduğunu tahmin ettiğim birisi ve babamı gördüğümü hatırlıyordum. Sonrası ise sadece karanlık...

* * *

Gözlerimi açtığımda yatağımın kenarına oturmuş saçlarımı okşayan Makbule teyzeyi gördüm.

"Günaydın," dediğinde gülümseyerek bana bakıyordu.

Ben de gülümsemeye çalışarak "Günaydın," diye mırıldandım ve hemen ardından "Saat kaç?" diye sordum.

"Saat 8 Beste hanım," dediğinde gülümseyerek ona baktım ve "Lütfen bana Beste de Makbule teyze." dedim sakince.

Makbule teyze yüzüne memnun bir gülümseme yerleştirirken başını salladı ve daha sonra "İyi misin? Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu.

Yatakta doğrulurken başımı iki elimin arasına aldım ve hafifçe sıktım. "İyiyim ama dün tam olarak ne oldu? Hatırlamıyorum."

"Ateşin vardı. Doktor çağırdık. Ama önemli bir şeyin yokmuş. İstersen bugün okula gitmeyip dinlenebileceğini söyledi." Başımı salladım.

Yataktan kalkarken biraz başımın ağrıdığını hissetsem de nedense okula gitmek istiyordum.

"Sanırım okula gideceksin. Yalnız Atalay beyin kesin talimatı var. Okula yürüyerek gitmeni istemiyor. Hava artık soğumaya başladı." Makbule teyze bu söylediğinden sonra kendi kendime babamın beni ne zamandan beri umursadığını düşünmeye başladım. Okula yürüyerek gitmemi istemeyecek kadar düşünüyor muydu beni gerçekten?

Düşünmeye devam ederken dolabının karşısına geçtim ve okul kıyafetlerimi çıkarıp yatağın üzerine koydum, hızla üzerimi giyindim ve Makbule teyzenin hazırladığı sofradan midem el verdiğince birkaç şey atıştırdım. Hemen sonra babamın isteği üzerine Mustafa abiyle birlikte okula doğru yola çıktık.

Yaklaşık 5 dakika içinde okula varmıştık. Dersin başlamasına yarım saat vardı. Dışarıda oyalanmak istemediğim için sınıfa çıktım ve daha Eren dışında kimsenin gelmemiş olduğunu gördüm.

Eren'in bu kadar erken gelmesine gerçekten şaşırmıştım. En arka sıradaki yerine oturmuştu ve telefonuna bakıyordu. Beni fark ettiğine emindim ama fark etmemiş gibi yapıyordu. Neden bu saatte geldiğini gerçekten merak ediyordum. Zaten başıma ne geliyorsa merakımdan geliyordu.

Birkaç dakikanın sonunda nedenini sormaya karar verdim. "Neden buradasın bu saatte?"

Telefonuyla ilgilenmeye devam ederken "Seni ilgilendirmez," diye mırıldandı.

Bu tersleyerek konuşmalarına gerçekten sinir olmaya başlamıştım. Bu kadar gıcık olmak zorunda mıydı? Hafif bir sinirle "Sen ne zaman insanlarla doğru düzgün konuşmaya başlayacaksın?" diye sorduğumda bu kez yüzünü bana çevirdi ve kısa bir süre inceledi.

Yıldızlara Benziyorsun Where stories live. Discover now