14. Bölüm: Yıldızlara Benziyorsun

623 296 163
                                    

MaNga - Dursun Zaman

Keyifli okumalar...
__________________________________

14. Bölüm: Yıldızlara Benziyorsun

"Yıldızlara benziyorsun!" dedim bir kez daha, beni dinlediğinden emin olduğumda. Daha sonra yanına yaklaştım. Artık zamanı gelmişti. Konuşacaktım.

"Sen yıldızlara benziyorsun Eren. Yukarıda milyonlarca küçük ve parlak yıldız var ama hepsi birbirinden uzak. Birbirlerine yaklaşmıyorlar çünkü çarpışmaktan korkuyorlar. Birbirlerine yaklaşmıyorlar çünkü yok olup gitmekten korkuyorlar." Durdum. Devam etmeli miydim bilmiyordum. Eren dikkatle beni dinliyordu ama ben konuşmakla konuşmamak arasındaydım.

Anlat gitsin! Dök içini.

Umarım seni dinleyeceğim için pişman olmam, iç ses.

Evet, anlatacaktım. Artık zamanı gelmişti. "Bir kere çarpıştıklarında küçük olan yok oluyor. Büyük olan ise küçük parçalara ayrılıyor, tekrar başka bir yıldızla çarpıştığında yok olmak için. Zaten küçük olanın artık hiçbir şansı kalmıyor ama parçalara ayrılan yıldız bir daha hiçbir yıldıza yaklaşmıyor." Yine durdum. Saçmalıyor muyum acaba diye düşünmeden edemedim. Ama devam edecektim. Sadece söylediklerimi sindirmesini beklemem gerekiyordu. Bir iki dakika kadar durup etrafa bakındıktan sonra yeteri kadar beklediğime karar verdim ve devam ettim. Hâlâ pür dikkat beni dinliyordu.

"Çünkü eğer ona çarparsa başına gelecekleri biliyor. Başka bir yıldıza güvenip yanaşırsa başına gelecekleri biliyor. Biri ona 'Ben sana çarpmam!' dese bile o, karşısındakini ne kadar sevse de ona güvenmiyor, güvenemiyor. Sen de böylesin Eren. Eskiden birileri senin kalbini kırmış. Ve sen bunun tekrar olmasından korkuyorsun. Üstelik sen gökyüzündeki parlamayan yıldızlardan birisin ve bu seni daha da korkutuyor." Sonunda konuşmuştum. Sonunda içimdekileri dökmüştüm ona.

Bitirdiğimi anlayınca derin bir nefes aldı. Onun da söyleyecekleri vardı. "Belki de haklısın Beste. Ama beni düşünmekten vazgeç artık. Beni gerçekten tanımıyorsun ve sonunda hayal kırıklığına uğrayacaksın."

Yüzüme güven verici olduğunu düşündüğüm bir ifade yerleştirdim ve "Umurumda değil. Ben senin içini gördüm ve sana yardım etmek istiyorum. Çünkü sen bundan daha güzel bir hayatı hak ediyorsun. Sen tanıdığım en iyi insanlardan birisin Eren!" dedim.

"Böyle düşünebilirsin ama gerçekleri değiştiremezsin Beste. Ben buyum, insanlarla konuşmayan, kimseye güvenmeyen biriyim. Herkesin havalı, egoist deyip dışladığı, zaten dışlanmayı isteyen o çocuğum. Ve hep böyle olacağım." Konuşurken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Belki de söylediklerine inanmamı sağlamaya çalışıyordu. Ama onu ele veren şey gece mavisine dönmüş gözleriydi.

Derin bir nefes alıp başımı eğdim. Hemen sonra yavaşça tekrar kaldırıp Eren'e baktım. "Haklısın, değiştiremem. Ama her zaman bir umut vardır ve o umut insanı ayakta tutar."

Seslerimiz yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı ve bu konuşma en sonunda bir tartışmaya dönüşecek gibiydi. "Umut insanı ayakta tutmaz Beste, yok eder. Ben bunu bizzat yaşadım, biliyorum. Şu ana kadar beslediğim bütün umutlarım beni yok olmaya biraz daha sürükledi. Ve ben sonunda yok oldum. Ben en sonunda ayın karanlık yüzüne hapsoldum. Senin de dediğin gibi, parlamayan bir yıldız oldum. Hiçbir işe yaramayan bir yıldız..."

Söylediklerinden sonra resmen yıkılmıştım. Ama pes etmeyecektim. "İzin ver sana umut olayım Eren. Ben sana çarpmam. İzin ver yanında olayım."

"Neden Beste? Neden hayatını yaşamak yerine benim peşimden sürükleniyorsun?"

"Sana yardım etmek istiyorum Eren. Anlat bana. Ben sana yol göstermek istiyorum. Senin kutup yıldızın olmak istiyorum." Beynimden ellerime kadar, bütün vücudum seferber olmuştu ve onu ikna etmeye çalışıyordum. Tek korkum onu ikna etmeyi başaramamaktı.

Yıldızlara Benziyorsun Where stories live. Discover now