「 Benim Bitişim Senin Başlangıcın 」

1.9K 131 123
                                    

Kim Kyung Hee- And I'm Here

Ve ben buradayım tıpkı
Bir zamanlar olduğu gibi
Eskiden buradaydık
Seninle, benimle

Birkaç dakikadır sinirden yüzü kasılmış Bay Jeon'un üstünü değiştirmesini ve izliyordum. En sonunda öne atıldım.

"Ben de geliyorum." Kasılan yüzünü bir anlığına gevşetti ve biçimli kaşlarını çatarak baktı bana. "Burada kalacaksın." Aynı şekilde ben de kaşlarımı çatarak bakıyordum. "Geleceğim."

Üstüme doğru yürümeye başladığında hareket etmedim ve cüretkârca gözlerimin içine bakan gözlerine bakmayı sürdürdüm. "Kalacaksın."

"Geleceğim." Beklediğim tek kelimelik cümlesinin hemen ardından söylemiştim cümlemi. Giderek sinirleniyordu.

"Beni ikiden fazla ikilettiriyorsun Jeon Jimin." Devamını getirecekti ki sözünü kestim.

"Cezalandıracak mısınız ? Çünkü umurumda değil. Beni bir daha terk edip ardınıza bakmadan gitmenize izin vermeyeceğim." Hiddetle baktığı gözlerini benden kaçırınca koşarak odama gittim ve çabucak üstüme bir şeyler giyip üşürüm diye koluma montumu sıkıştırıp merdivenlerden uçarcasına indim. Kapıdan çıktığımda Bay Jeon arabasına biniyordu. Duraksamadan ön yolcu koltuğunun kapısını açıp bindim nefes nefese ve Bay Jeon'a baktım. Bir anlığına kafasını bana çevirip arabayı çalıştırdı ve sürmeye başladı.

Hava çoktan kararmıştı ve saat de epeyce ilerlemişti. Gideceğimiz yol uzundu ve hafiften üşümeye başladığım için montumu giymiştim. Bay Jeon'a baktığımda kaygılı gibiydi, planları suya düşmüş gibiydi üzülmüş gibi değil. Babası değil de ölmesini beklediği ama ölmesini istemediği bir düşmanı vefat etmişti sanki. Oysa kendi kanından biri son nefesini vermişti belki de geçtiğimiz saatlerde. 'Kötü' sıfatıyla nitelendirse bile bu fazla değil miydi ? Bunca öfkesinin sebebi neydi ?

Yine de aklımdakileri ona dile getiremezdim çünkü bu uygun bir zaman değildi. Bu yüzden sessiz kalıp yolu izlemeyi tercih ettim. Tekerleklerin sessizce yolda akışı bana ninni gibi geliyor, arabanın hafif sarsıntısı uykumu getiriyordu. Kafam cama dayalı bir şekilde gözlerimi Bay Jeon'a çevirdim. Gergin hatlarının yerinde rahat ve bolca gülümseyen suratını hayal ettim. Ukala gibi hissediyordum kendimi. Kaç kez görmüştüm ki gülümseyen suratını da hayal etmeye çabalıyordum ? Aslında hemen hemen her gün her ne kadar bir fotoğrafla sınırlı kalsa da. Bu düşüncelerle gözümü kapamıştım.

Arabanın durmasıyla gözümü aralarken boynumun ağrısıyla sol elim boynumu hafifçe okşadı. Bay Jeon yokmuşum tavırlarıyla kapıdan inince tembelce arabanın kapısını açtım ve indim. Bay Jeon dönüp bana bakınca biraz daha hızlı davrandım ve onun hızlı adımlarına karşılık benim koşar adımlarımla içinde balinanın barınabileceği, fıskiyeleriyle oldukça lüks bir havuzun yanından geçtiğimizde gözlerimi kıstım ve öylece durarak havuza baktım. Bay Jeon durduğumu fark edince bana döndü.

"Hızlı ol." Gözümü havuzdan çektim ve Bay Jeon'un arkasından ilerlemeye başladım. Bay Jeon derin bir nefes verip döndü ve elimi yakaladı. Ben ellerimize bakarken yürümesiyle yine koşar adımlarımı geri kazanmıştım. Kapıda iki tarafımızda dikilen birkaç adam biz geçerken eğilmişlerdi. Bay Jeon'un babası çok saygı gören birisi olmalıydı ve tabii ki Bay Jeon da öyle. Yine de Bay Kim, Bay Jeon hakkında bu eve ve babasına dair hiçbir şey götürmediğini söylemişti yanında Bayan Choi hariç.

Eli elimi sıkı sıkıya kavramışken eve baktım bir süre. Tanıdık gelen bir şeyler vardı ama çözümleyemiyordum. Rüyamda görmüş gibiydim sanki. Hiç görmediği bir evi rüyasında görüp deja vu yaşayabilir miydi bir insan ?

Euneirophrenia ❦ KookMinWo Geschichten leben. Entdecke jetzt