「 Beni Almasına İzin Verme 」

8.4K 295 120
                                    

Shawn Mendes - In My Blood

İlk yazdığım Fic hikayesidir kusurum olursa affola.

https://open.spotify.com/playlist/6Ybws4QHjSrEZs2MJEMG1K?si=AAeej9M9RK6uip2pTRN_1A&pi=e-lY86PCcaQFOQ

Yazarken dinlediğim müzikleri ile ilgili bir çalma listesi yapmak maalesef epey geç aklıma geldi.

***************

Yardım et, sanki duvarlar göçüyor gibi
Bazen vazgeçiyor gibi hissediyorum

Sağanak yağmur yolları dövüyor karanlık ormanın aynı ton rengindeki asfalt zeminde bir araba uzunları yakmış hafifçe etrafımızı saran sis eşliğinde ilerlemeye çalışıyorduk.

Dışarıdaki soğuk havanın aksine içeride klima çalışıyordu ve bu da camda buhar yapıyordu. Benim için buharları izlemek dışarıyı izlemekten daha zevkliydi. Ama bu zevk başkaları için problem yaratıyordu. Babam oflayarak klimayı soğuk havaya ayarlıyor buhar ortadan kalkınca ok tuşunu tekrar kırmızıyı gösteren sıcak havaya getiriyordu. Tamı tamına üç saattir babam bu kısır döngüdeydi.

"Canım doğru yolun burası olduğundan emin misin ?" Bunu soran annemdi.

Babam cevap vermedi. Arabayı da durdurmuştu zaten.

"Canım ?" Annem yaslandığı koltuktan doğrulmuş endişeli ses tonuyla tekrar babama seslenmişti. Babamdan yanıt gelmeyince annemin narin parmakları babamın güçlü kollarını sarstı.

"Seo Guk !" Annemin ellerine baktığımda bileklerinden kan damlıyordu. Korkuyla cama yapıştığımda annemin gözleri bana döndü.

"Ölmüş." Sesinde duygudan eser yoktu bu kez. Sanki bunu bilerek yapmış ve sıra sende der gibi yüzüme öylece baktı. Bakışlarında anneme dair bir iz yoktu. O, o başka biriydi.

Arabadan çıkmak için kapı kolunu kendime doğru çektim. Açılmayınca bir kez daha denedim ama nafile. Kilitiydi. Bacaklarımı bir el tuttuğunda çığlık atıp tekmeledim ve diğer kapıdan çıkmayı denedim. Açamayınca cama var gücümle tekme atıp indirdim ve ilk önce ayağımı daha sonra tüm vücudumu dışarı çıkardım.

Soğuk ve kaygan asfaltla buluştuğuma hiç bu kadar sevineceğimi düşünmezdim lâkin şu an buna zamanım yoktu. Var gücümle arabadan uzağa koşmaya başladım. Epey uzaklaştığımı düşündüğüm sırada kafamı kaldırıp geriye doğru baktım. Sislerin arasında iki sarı ışık yanıp sönüyordu. Hemen yan yoldan gelen bir çift far ışığı gözlerimi doldurduğunda içimi bir umut kapladı. Araba hızını arttırdığında içimdeki umudu korku seli alıp götürdü. Her şey bir anda olmuştu. Büyük bir çarpma sesi kulaklarıma geldiğinde iki elimle kulaklarımı var gücümle kapattım ve ıslak asfalta yığıldım.

"Jimin, uyan. Yine kabus görüyorsun."

Sungwoon'un sesini işitsem de göz kapaklarıma büyük bir kaya oturmuş gibiydi. Yavaşça zamanı ve mekanı kavradım daha sonra ağladığımı. Gözlerimi tekrar açmayı denedim ve bunu ağır çekimde yaptım. İlk başta tavanı bulanık görsem de biraz sonra görüş alanım genişlemiş, üzerime eğilen Sungwoon ve Jinyoung'u fark etmemi sağlamıştı. Ter içinde doğrulmaya çalışınca Sungwoon koluma girip yardım etti.

"Neredeyim ben ?" Diye sordum merak dolu ses tonumla.

"Revirdesin. Bir anda düşüp bayıldın."

Sol kaşımın üstünde bir sızı baş gösterdiğinde sağ elim istemsiz o bölgeye gidip ovalamaya başlamıştı.

"İyi misin şimdi ?" Bunu soran Jinyoung'du. Cevap vermeden kolumdaki serumu yavaşça ve acıtmayacak şekilde çıkardım.

O sırada en sevdiğim öğretmenim olan bayan Min revirin kapısını açmış endişeli gözlerle bana bakıyordu. Ayaklandığımı görünce ince kaşlarını çattı ve kolumdan tutup beni yatağa yatırmaya çalıştı.

Euneirophrenia ❦ KookMinWhere stories live. Discover now