Bölüm 9

22.4K 735 78
                                    


Barlas Bey bizi görünce bir an duraksadı ama sonra hızlıca bize doğru yürümeye başladı. Bakışları sadece benim üzerimdeydi. Sanki Burak'ı fark etmemişti. Yanımıza vardığında bileğimden tutup beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı. Bunu fark etmemle kal gelmişti. Evet doğru duydunuz. Az önce beni kendine çekti ve sarıldı. Kalbimin atışını hissedicek diye korkmama rağmen geri çekilemedim. Sadece kokusunu içime çektim. O an Burak'ın yanımızda olduğunu dahi unutmuştum.

Burak'ın boğaz temizlemesiyle beni bıraktı. Bense hâlâ olayın şokuyla kıpırdayamıyordum. Bakışlarını Burak'a yöneltti.
"Senin burada ne işin var?"
Sesi oldukça sinirli geliyordu. Burak'ı tanıyor muydu?
"Demek patron sensin. Yine karşılaştık."
Burak'ın sesi sertleşmişti ve o da büyük bir ciddiyetle Barlas Bey'e bakıyordu. Onu böyle görünce oldukça şaşırmıştım. Az önceki adam gitmiş sanki yeni biri gelmişti.

Bana yüz yıl gibi gelen ama gerçekte en fazla on saniye daha bakıştıktan sonra Burak bana döndü.
"Seni ararım."
Kafamla onayladım. Barlas Bey'le nereden tanıştıklarını çok merak etsemde o an sormak mantıksız olacağından sustum. Bana tebessüm edip arkasını döndü ve yanımızdan uzaklaştı.

Ben hâlâ şaşkındım. Hem Barlas Bey'in bana sarılmasına hem de Burak'la tanışıyor olmalarına.

Barlas Bey kaldığımız villaya doğru yürümeye başladı. Ben de kendime gelerek onu takip ettim. Villaya girdiğimizde ben odasına çıkar diye beklerken dışarı yürüdü. Ne yapmam gerektiğine emin olamasam da arkasından ben de bahçeye çıktım.

Barlas Bey yürürken bir yandan üzerindeki tişörtü çıkartıyordu. Ne yaptığını pek anlamamıştım ki havuza balıklama atladı. Ne kadar izlemek istesem de içeri gitmeye karar verip arkamı döndüm.
"Neden telefonunu açmadın?"
Sesini duymamla ona döndüm. Benim olduğum hizaya gelmişti.
"Duymadım Barlas Bey."
Havuzun kenarlarından tutundu ve kollarından destek alarak havuzdan çıktı.
Bunu yaparken nasıl mükemmel görünebilirdi ki? Ben olsam karaya vurmuş balina gibi görüneceğime oldukça emindim.

Yine bana yaklaşmaya başladı ama bu sefer yanımda havlu olmadığına oldukça emindim. Aramızda bir adım kala durdu.
"Bu konuyu daha önce konuşmuştuk. Seni aradığımda açman gerektiğini söylemiştim."
Gözlerinde sinirin yanında başka bir şey daha vardı.
"Üzgünüm Barlas Bey. Telefonun sessizde olduğunu bile fark etmemişim. Siz bugün işimiz yok deyince de süreye bakmaya pek gerek duymadım. Siz beni niye aramıştınız?"
Bir kaç adım daha geri gitmek istiyordum. Konuşmamı toparlayana kadar otuz defa düşünmem gerkmişti. Adam dibimde yarı çıplak bir şekilde duruyor yahu. Konuşabildiğim için bile kendimi tebrik etmeliydim.
"Hiç bilmediğin bir yerde yalnız başına gezerken kaybolduğunu veya başına bir şey gelmiş olabileceğini düşündüm. Gerçi yalnız değilmişsin."
Gözlerindeki sinir geçmeye başlamıştı ki tekrar alevlendi. Burak'la aralarında tam olarak ne vardı? Barlas Bey'e bunu sorucak cesaret bende olmadığından Burak'a soracağımı aklıma yazdım.

Onun yanımdan uzaklaşmaya başlamasıyla kendime geldim. Ben de onun peşinden odama çıkmaya başladım. O odasına girince ben de odama girdim.

Duş almak için havlumu aldım. Odadan çıktığımda Barlas Bey kapıyı tıklatmak üzereydi. Yine dipdibeydik ama bu sefer ben iki adım geri çekildim.
"Buyurun Barlas Bey"
"Yarın kahvaltıya kafeteryaya gideceğiz. Oradan sonra da benim toplantım var. İstediğin zaman havuza girbilirsin. Aşağı da küçük bir sinema var izlemek istersen oraya da inebilirsin."
Kafamla onayladım.
"Sağ olun Barlas Bey"
Bir süre daha bana bakıp kafasını salladı ve odasına girdi.

KİŞİSEL ASİSTANIMWhere stories live. Discover now