Bölüm 3

27.2K 736 231
                                    

"Dışarı çık çabuk dışarı çık "
"Beni korkuttun ne diye çığlık atıyorsun sakin ol bakmıyorum"
"Asıl siz neden pat diye giriyorsunuz?"
"Kayıp düştün sandım"
"Oldukça iyiyim lütfen dışarı çıkın"
"Yardıma ihtiyacın olmadığına emin misin?"
Şuan gerçekten yardıma ihtiyacım var.
"Evet eminim lütfen çıkın artık"

O çıkalı beş dakika oldu ve benim kafamın köpüğü daha gitmedi. Pek de gidicek gibi de durmuyor. Tekrar kapı açıldı.

"Bak sana bakmıyorum sadece belli ki zor durumdasın üstüne havlu sar ve saçını yıkamama müsade et"

Tamam Esin sakin ol kuaförde saçını yıkatıyormuşsun gibi düşün.

"Bana bir dakika müsade eder misiniz?"
Havluyu üstüme olabildiğince düzgünce sardım.
"Gelebilirsiniz"

Ona döndüğümdeyse hayatımın en büyük şoklarından birini yaşadım birincisi bu ne güzel bir fizik ikincisi neden üstünde bir şey yok? Hızlıca arkamı geri döndüm arkamdan erkeksi oldukça hoş bir kıkırtı geldi.
"Lütfen üstünüzü geri giyer misiniz?"
"Hayır giyemem üstümün ıslanmasını istemiyorum"
Bu gerçekten rahatsız edici olucak.
"Peki"
"Hadi otur"

Küvetin dışından içine doğru saçlarımı sallandırıcak şekilde oturdum o da paçalarını yukarı katladı ve küvete girdi,saçlarımı yıkamaya başladı saçlarıma sanki kırılacaklarmış gibi çok nazik bir şekilde yıkıyordu. Sanırım kalbim birazdan ağzımdan fırlayacak. Şuan üstünün çıplak olması da bu konuda bana pek destek olmuyor.
"Saçların çok yumuşak"
"Efendim?"
"Saçların diyorum onları sevdim"
Kalbim yeterince hızlı atmıyormuş gibi daha da hızlandı.
"Teşekkürler"
Ne az önce teşekkür mü ettim? Cidden kafamı kontrol ettirmeliyim. Pek mantıklı konuşamıyorum. Ve yine o hoş kıkırdama. O gülünce ne kadar gülesim gelsede utancım ağır bastı ve sustum.

"Evet saçın bitti. Bekle, saçına havlu getireyim de kurutalım"

Kafamı salladım. Havluyu alıp geri yanıma geldi.

"Gel bakalım böyle"
Bana mı öyle geliyor bana çocukmuşum gibi mi davranıyor?
"Ben hallederim teşekkür ederim yardımınız için"
"Hadi iki dakika kurutalım yatmak istiyorum yarın çok işim var"
"Peki"

Şuan kafamın içindeki sesler kurutma sesini duymamı bile engelliyor. Hâlâ ne yapacağımı bilmiyorum, işi kabul etmeli miyim?
"Bitti"
"Tekrar teşekkürler, iyi geceler Barlas Bey"
"Sanada"

Kapıyı kapatarak çıktı ben de üstümde ki havluyu atmıştım ki kapı geri açıldı.
"Avv pardon sadece dolaptaki giysiler senin onları  kullan diyecektim, çıktım bile tekrar iyi geceler"

Ağzımı açıp tek kelime bile edemedim. Şuan çok utanıyorum. Sanırım artık bu geceyi atlatma vakti. Bu sefer kapıyı kitleyip olabildiği kadar hızlı bir şekilde alçılarımın geçebileceği kadar bol pijama takımını giydim,ömrümde yattığım en rahat yatağa yattım ve ne yapacağımı düşünerek gözlerimi yumdum.

Uzun zaman sonra rahat bir uyku çekmiştim sabah Elif'in kapıyı çalmasıyla kalktım.
"Günaydın Esin Hanım ev kuralları gereği kahvaltıya inmeniz gerekiyor Barlas Bey'in evde olduğu zamanlar için yemek saati kuralı sabah sekiz ile akşam sekizde yemek saati var. Aşağıdaki yemek odasında yeniliyor. Saat şu an yedi buçuk lütfen hazırlanın ve aşağı gelin"
"Tamam birazdan oradayım"

Hızlıca dolaptan siyah pantolon ve beyaz tişört aldım tişörtü pantolonun içine koyduktan sonra banyoya gidip işlerimi halletim saçlarımı toplarken aklıma dün gece geldi. Saçlarım sarıyla kumral arasında ve dalgalılar. Bugün sanki dünkünden daha güzeller. Aynaya baktığım da oldukça normal göründüğüne karar verip aşağı inmeye başladım dün Elif'in yardımıyla çıkarken daha kolaydı merdivenler.
"Yardım lazım mı?"
"Teşekkürler"

Koluma girdi ve birlikte merdivenlerden inmeye başladık. Aşağı indiğimizde oldukça iştah açıcı bir kahvaltı masası hazırlanmıştı. Barlas Bey'in de yardımıyla oturdum. O da karşıma oturdu.
"İş teklifimi düşündün mü?"
"Sanırım kabul ediyorum."
Dün gece kabul etmeye karar vermiştim.
"O zaman alçıların çıktıktan sonra başlarsın."
"Peki"
"Akşam anlaşma şartları için ben geldiğimde tekrar konuşuruz"

Bugün akşam yemeğini oda da yedim. Barlas Bey aşağıdaki çalışanlara bugün gelmeyeceğini masa hazırlamaya gerek olmadığını söylemişti.

Saat on olmak üzere bugün öğrendiğime göre evdeki yardımcılar burada kalmıyormuş. Akşam masayı da toparlayıp gidiyorlarmış. Şuan iş anlaşması hazırlamak için Barlas Beyi bekliyorum. Sonunda kapı çaldı.Ben aşağıya inip kapıyı neredeyse açmak üzereydim ki anahtarla girdi.
"Hoş geldiniz"
"Hoşbuldum niye aşağı indin,ahh saat kaç herkes çıktı mı?"
Kafamı salladım.
"Hadi gel çalışma odasında anlaşmayı halledelim."
"Peki"

Merdivenlere kadar o önde ben arkada gidiyorduk ki o merdivenleri çıkmaya başladı. Arkasına baktığında daha ikinci merdivende olduğumu fark edip kafasını yana yatırdı ve düşünürcesine bir bakış attı. Sonraysa yapmasını beklemediğim ve kalbimi ağzıma getirecek bir hareket yapıp beni kucağına aldı.
"Barlas Bey napıyorsunuz?"
"Sen bu hızda yüz saat çıkamazsın ve inan bana o kadar beklemeye ne sabrım var ne de halim. Bir an önce hazırlayalım ve yatalım"
"Peki, teşekkürler"
"Lütfen artık teşekkür etme"
Başımı salladım.

Odaya çıktığımızda beni yavaşça koltuğa bıraktı.
"Hadi anlaşalım bakalım. Öncelikle ben her çağırdığımda yanıma gelmek zorundasın ki saat gece olsa bile. İşe benimle birlikte geliceksin.Yurt dışına veya davete gitmem gerekirse benimle birlikte gelmek zorundasın. Evlenmen işin devam ettiği sürece yasak. İşine devam ettiğin sürece de benimle birlikte yaşamak zorundasın. En fazla beş gün art arda izin alabilirsin.Eğer eklemek istediğin bir madde varsa söyle."
"Sanırım yok"

Sonrasındaysa bir kaç şey daha konuştuk ve yazdığı anlaşmayı imzalayarak odalarımıza geçtik.

En son anlaşma imzalamamız üzerinde on üç gün geçti. Buraya geldiğimden beri her gün kahvaltı ve akşam yemeklerini birlikte yiyoruz.Burada yaşamaya alışmıştım.

Bugün birlikte doktora gideceğiz. Kahvaltıyı yaptıktan sonra odaya çıktım. Üstüme siyah üzerinde puantiyeleri olan normalde boyundan dolayı giymeye yanaşmayacağım bir elbise giydim. Her ne kadar boyu rahatsız etse de elbiseyi çok beğendiğim için sorun etmemeye çalıştım. Kapının tıklanmasıyla düşünmeyi bırakıp dışarı çıktım.

"Hazırsın sanırım"

Bunu derken üstüme kısa bir bakış attı.Sanki gördüğünden pek memnun kalmamıştı. Biraz sinirli bakıyordu.

KİŞİSEL ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin