Bölüm6

23.7K 748 85
                                    

Şirkete geleli dört saat oldu. Barlas Bey bir saattir toplantıda. Ben de İngilizce çalışıyorum. Kapımın tıklanmasıyla kafamı kaldırıp gel diye seslendim. İçeri Burcu Hanım girdi.
"Barlas Bey toplantıdan çıktı sana ulaşamamış aşağıya inmeni seni beklediğini söyledi."

Telefonuma baktığımda telefonum kapanmıştı son zamanlarda ara sıra oluyordu bataryasında bir bozukluk vardı.
"Haber için sağ ol. Çıkıyorum hemen"

Hızlıca aşağı indim. Gözümle Barlas Bey'i arıyordum ki çok uzun sürmedi zaten fark edilmicek gibi değildi. Oldukça sinirli görünüyordu.
"Telefonunu aradığımda neden ulaşamıyorum?"
"Üzgünüm Barlas Bey telefonum kapanmış fark etmedim"
"Telefonunu düzgün şarj et"

Kafamı salladım. Vale olduğunu düşündüğüm adamın arabayı getirmesiyle arabaya bindik.
"Önce yemek yiyelim oradan da seni eve bırakacağım valizlerimizi hazırla plaj için de çanta hazırla bulamadığın eşyalar olursa Elif'e sor yerlerini biliyordur"
"Anladım Barlas Bey"

Yemeği yedikten sonra Barlas Bey beni eve bırakmıştı. Geldiğimde kısa bir duş alıp üstümü giyindim şuanda Elif'ten aldığım bavullarla Barlas Bey'in giysi odasında giysilerini hazırlıyorum ve kokusu burnuma geliyor tamam biraz da ben isteyerek kokluyor olabilirim ama bu adamın kokusu aynı anda hem huzur sağlayıp hem de beni heyecanlandırmayı başarıyor. Artık kendimden korkmaya başlıyorum. Birinden hoşlanmayalı uzun zaman oldu ve ben hoşlantının ne olduğunu bile hatırlamazken bu duygular bana fazla gelmeye başladı.

Giysilerini hazırlayıp yatmak için de bir şeyler koyduktan sonra iç çamaşarlarını da utana sıkıla koyup kendi eşyalarımı hazırlamaya gittim. Kendime bir kaç şort ve üst koyduktan sonra bir kaç tane de iş görüşmesine Barlas Bey'in yanına gitmem gerekirse diye elbise koydum. Buradaki iç çamaşırlarının hepsi oldukça kadınsıydı. Kim almıştı ki bunları? Düşünmeyi bırakıp plaj giysilerini de Elif'in yardımıyla hallettim.

Barlas Bey'in aramasıyla İngilizceyi çalışmayı bırakıp açtım.
"Buyurun Barlas Bey"
"Hazırlan bir yere gidicez."
"Nereye acaba resmî giyinmeli miyim?"
"Gerek yok ama şık giyin."
"Peki Barlas Bey"
"Yarım saate ordayım. Beni bekletme"
Telefonu ben cevap veremeden kapattı. Neyseki duş almıştım. Hızlıca üzerime dizimin bir karıştan belki biraz fazla üzerinde olan saten siyah bir elbise geçirdim. Giyene kadar sırtının açık olduğunu fark etmemiştim. İçinde ne kadar rahat etmesem de cesur olmaya karar verdim. Biraz makyaj yapmak için banyoya geçtim.

Makyaj yapmayı bitirdiğimde kendimi uzun zamandır önemsemediğimi fark ettim artık kendimi toparlama zamanı gelmişti güçlü durmak zorundaydım. Telefonumun çalmasıyla düşünmeyi bırakıp telefonu açtım.
"Geldiniz mi Barlas Bey?"
"Kapıdayım bekliyorum gel."
Hızlıca üzerime en çok uyucak topukluları giydim yürümesi biraz zordu ama halledebilirdim.

Aşağı indiğimde kapıdakilerden biri arabanın kapısını açtı. Bu sefer araba siyah mercedecti. Kaç arabası vardı bu adamın? Teşekkür ederek arabaya bindim. Barlas Bey üzerimi süzdü.
"Güzel olmuşsun"
"Teşekkürler Barlas Bey"
"Nereye gidiyoruz acaba?"
"Birinin düğününe ve senden tek istediğim yanımdan ayrılmaman."
Kafamı salladım. Anlaşma şartlarından biri davetlere gitmekti. Ama yine de beni neden götürdüğünü merak ediyordum.

Konuşmadan vardığımızda geldiğimiz mekan oldukça şaşalıydı. Kapıdaki görevliler kapılarımızı açtı. Barlas Bey'e selam verdiler. Barlas Bey yanıma gelip kolunu uzattı biraz şaşırsamda koluna girdim.
İçeri girdiğimizde insanların bakışları üzerimizdeydi özellikle kızların beni öldürmek istermişçesine bakışları.

Ben biraz duraksayınca Barlas Bey elini sırtıma koyup hafifçe ittirdi. Onun sırtıma dokunmasıyla adeta tüm bedenim ayaklanmıştı. Onun beni hafif itmesiyle bir masaya gelip oturduk.

Biz oturalı bir dakika olmamıştı ki bir kadın yanımıza geldi. Bana başıyla selam verip Barlas Bey'e döndü.
"Seni burada beklemiyordum Barlas"
"Babamın dördüncü düğününde mi? Ben de beklemiyordum."
Kadın hafifçe tebessüm etti. Biraz daha sohbet ettikten sonra kadın kocası olduğunu düşündüğüm adamın yanına gitti. Adamın yanına gidince adam da kafasıyla Barlas Bey'e selam verdi. Barlas Bey de ona karşılık verdi.

Biz geldik geleli Barlas Bey'i izleyen bir kadın vardı daha doğrusu bir sürü vardı ama sanki o hayranmışçasına değil de sevgilisine bakar gibi bakıyordu. Oldukça güzeldi siyah saçları omzunda süzülürken uzun beyaz tenine oldukça yakışan zümrüt yeşili bir elbise giymişti. Yanımıza doğru gelmeye başladı.
"Merhaba Barlas. Görüşmeyeli uzun zaman oldu nasılsın?"
"Oldukça iyiyim Ala sağ ol"

Kadın ne kadar çekingen dursada bakışlarını Barlas Bey'in üzerinden çekmiyordu. Barlas Bey ise sanki bilerek ona bakmıyordu.
"Bizi tanıştırmayacak mısın?"
Beni gösterdi. Barlas Bey'e baktım. Beni yeni fark etmiş gibiydi.
"Esin bu Ala. Eski bir tanıdık."
Kadın acıklı gözlerle Barlas Bey'e baktı ve bana döndü.
"Sen Barlas'ın nesi oluyorsun?"
Tam cevap vericektim ki Barlas Bey kolumdan tuttu ve ayağa kaldırdı.
"Bu kadar yeter,gidiyoruz"
Son anda çantamı alabilmiştim.Barlas Bey oldukça sinirli duruyordu. Hızlıca arabaya bindik.

Yarım saat sonra bilmediğim bir yerdeydik önümüz uçurumdu ama manzarası oldukça güzeldi.

Barlas Bey arabadan indi ve bir sigara yaktı. İlk defa onu sigara içerken görüyordum. Zehir bile yakışıyordu adamın eline.

Ben de arabadan indim ve onun gibi arabaya yaslandım.
"Bir tane de bana verir misiniz?"
Önce garipsermişçesine baktı sonra kaşlarını çatıp önüne döndü.
"Bir kaç saat burada olacağım istersen şoför çağırabilirim sana"
Kafamı gerek yok anlamında salladım. O da kafasını sallayıp arabadan bir kaç şişe bira çıkardı.
"Sigara?"
Bu sefer hafifçe sırıtıp verdi.Az önce onun ağzında olan sigara şuan bendeydi. Sigarayı uzunca içime çektim sonraysa tüm dertlerimi bırakmak istercesine dumanını üfledim. Yeni bir sigara yakmıştı ve beni izliyordu.

Annemin kanser olduğunu öğrendiğimde sigara kullanmaya başlamıştım ama annemin öğrenmesiyle onu üzmemek için bırakmıştım. Sigaramı bitirmemle ona döndüm.
"Anlatmak isterseniz dinlerim. Merak etmeyin anlatabilecek kimsem yok o yüzden ağzım oldukça sıkıdır hem zaten hafızam da biraz zayıf hemen unuturum."
Bu sefer sahici bir gülümsemeyle baktı bana. Gülüşü ömrümde gördüğüm en güzel gülüş olabilir. Biraz daha bakarsam kalpten gideceğimi fark ederek önüme döndüm.
"Sağ ol küçük"
Ona dönüp tebessüm ettim. Bana küçük demesi beni rahatsız etmemişti aksine mutlu etmişti. Onunla aramda samimiyet varmış gibi hissettirmişti.

Sigarayı bırakıp bir bira açmıştı. Alkol daha önce kullanmamıştım ama o içerken onu izlemek canımın çekmesini sağlamıştı.
"İster gibi bakıyorsun."
İstiyordum ama o içtiği için.
"Hiç içmedim."
Kafasını salladı ve birayı uzattı.
"Sadece tadına bak"
Kafamı salladım ve birayı kafama diktim. Tadı beklediğimden daha kötüydü. Suratımı buruşturdum. O ise bana hafifçe gülüp elimden birayı aldı ve kafasına dayadı. Onu içerken izlemek de yeterince sarhoş ediciydi.

Ayaklarım ağrımaya başlamıştı topuklular işkence aleti niyetine kullanılabilirdi. Oturmam gerekiyordu. Tam yere oturmak için eğilmiştim ki bana döndü ve belimden tutup arabanın kaputuna oturttu. Ben şok olmuş bir şekilde ellerim omuzlarımda onun gözlerine bakıyordum onun gözleri ise dudaklarımla gözlerim arasında mekik dokuyordu.

Bolca beğeni ve takip rica ediyorum.💋🥰

KİŞİSEL ASİSTANIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin