Kalktığımda kaldığım odadaydım. Başım feci derecede ağrıyordu. Gözümde dünden ufak bir sahne canlandı. Ben Barlas Bey'i çekiştirip oturtmaya çalışıyordum. Ne yapmıştım dün? Aklım allak bullaktı.
Saat yaklaşık on bir olmuştu. Normalde uyuduğumdan fazla uyumuş olsam da kendimi yorgun hissediyordum. İçkiyi fazla kaçırmıştım zaten içkiye dayanıksız olan bünyem bunu kaldıramamıştı. Şuanda da bunun ceremesini çekiyordum.
Hızlıca kalkıp banyoya girdim. Banyodaki tüm işlerimi hallettikten sonra altıma kot şort üstüme de beyaz v yaka bir tişört giyip şortun içine soktum. Saçımı kurutup tepeden topladım. Ayağıma sandalet geçirdiğimde hazırdım ama aşağı inmeye çekiniyordum. Dün olanları hatırlamıyordum ayrıca yanlış bir şey yaptıysam ve Barlas Bey hatırlıyorsa diye endişeleniyordum. Bir süre kendimi teskin edip olabildiğince yavaş bir şekilde merdivenlerden inmeye başladım.
Barlas Bey'i gördüğüm de duraksadım. Her zamanki gibi oldukça karizmatik bir şekilde, önündeki bilgisayara odaklanmıştı. Benim geldiğimi fark etmemişti veya umursamamıştı.
"Barlas Bey"
"Esin"
"Barlas Bey ben çok özür dilerim. Nasıl olduysa alarmı hiç duymamışım. Dün gece sanırım içkiyi fazla kaçırmışım. Acaba yanlış bir şey söylemiş veya yapmış olabilir miyim?"
Bir süre suratıma baktı. Şaşırmış gibiydi.
"Ben de fazla içmişim. Pek hatırlamıyorum."
"Anladım. Benden istediğiniz herhangi bir şey var mı?"
"Bizim ikimize kahvaltı söyler misin?"
Onaylayıp yanından ayrıldım. Neden öyle bakmıştı? Kendimi rezil edecek bir şey yapmıştım da beni utandırmamak için mi söylememişti acaba? Dün geceyi hatırlamalıydım. Ama nasıl?Barlas Bey'le birlikte bahçede kahvaltı yapıyorduk. Oturduğumuzdan beri ne konuşmuştuk ne de bana bakmıştı.
"Barlas Bey bir sorun mu var acaba?"
Kafasını kaldırdığında beni yeni fark etmiş gibiydi. Ne düşünüyordu bu kadar?
"Yok, gezmek için ekibi bekleyelim olur mu? Bugün dinlenmek istiyorum."
Hem iyi olmuştu hem kötü baş başa gezmek istiyordum ama başım hâlâ ağrıyordu. Yani bugün gitsek de pek bir zevk alamazdım.
"Siz nasıl isterseniz."Kahvaltıyı edip içeri geçmiştik. Ben toplamayı teklif etsem de gerek olmadığını, birazdan gelip toplayacaklarını söylemişti. Ben de canıma minnet içeri geçmiştim.
"Esin hadi film izleyelim."
Heyecanlanmıştım. Tüm evi çığlık atarak turlamak istiyordum. Kendimiz zor da olsa tutup yönümü ona çevirdim.
"Olur ama ne izleyeceğiz ki?"
Heyecanımı sesime yansıtmamaya çalışsam da başaramamıştım.
"Sen ne izlemek istersen."
Gülümsedim. Korku filmlerini çok seviyordum. Annem hastalanmadan önce sık sık izlerdim. İzlemeyeli uzun zaman olmuştu.
"Korku filmi?"
Şaşırmıştı.
"Eğer istiyorsan."
"Hıhı istiyorum."
"Özellikle izlemek istediğin bir film var mı?"
"Fark etmez."
"O zaman ben bize film açayım sen de bize mısır iste olur mu?"
Kafamla hızlıca onayladım.Mısırlar gelmişti. Bende onları da alıp aşağı dev ekranın olduğu odaya indim. Barlas filmi ayarlamıştı.
"Gel otur hadi. Başlatacağım."
Yanını işaret etmişti. Hızlıca gidip oturdum.Film başlayalı yarım saat olmuştu. Ama ben filme odaklanamıyordum çünkü Barlas dikkatimi dağıtıyordu. Çok yakındık.
Filmden aniden yüksek bir ses geldiğinde çığlık atıp kafamı Barlas'ın omzuna gömmüştüm. Normalde korkmayacak olsam da hem filmin uzun zamandır sessiz ilerlemesinden hem de tüm dikkatim Barlas'ın üstünde olduğundan fazla tepki vermiştim.
"Esin iyi misin güzelim?"
Kafamı yavaşça kaldırdım. O da kafasını bana doğru eğmişti. Yine çok yakındık ama geri çekilmedim. Veya çekilemedim. Bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydı. Gözümün önüne bir anda ikimizin öpüşürken ki bir ânı canlandı. Hatırlamıştım. Ben dün onu öpmüştüm. Ama o hatırlamıyordu. Kafamı hızlıca geri çektim.
"Barlas Bey benim lavaboya gitmem lazım."
Onun bir şey demesini beklemeden hızlıca çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİŞİSEL ASİSTANIM
Teen FictionKalmak için sebebiniz kalmadığı zaman gitmeniz gerekir. Bazen yeni bir başlangıç yapmak için bazense hayatınıza devam edebilmek için. Esin ve Barlas'ın hikayesine davetlisiniz. Şimdiden hoş geldiniz.