18. BÖLÜM-D

217 126 95
                                    

MEDYA: DENİZ &TOPRAK

Tuana'ya mesaj atmamdan sonra Toprak'ın odasına doğru ilerledim. Eskiden birlikte alt-üst yatıyorduk, o günler güzeldi. Abim üniversiteye geçince ona da ayrı odaya gitmek düşmüştü, onu diğer odadayken bile özlüyordum.

Kapıyı çalmadan girip gözlerimi içerde dolaştırdım, iki tek kişilik baza, elbise dolabı ve çalışma masasından oluşan eşyalara baktım. Düzenli bir insandı, hiçbir eşyanın yeri değiştirilmezdi, hatta ders çalışırken bile bir ölçüde sabitlenmiş kitapta çalışırdı. Bu haline fazla ayar olsam da takıntılarına saygı duyuyordum.

Bir gün dağınık bir kadınla evlenecek ve kafayı yiyecekti!

Toprak'ın yatağı siyah ve beyazdan oluşan bir nevresim takımıyla süslenmişti, koyu olmasa da Beşiktaş taraftarıydı. Abim ve ben Fenerbahçe'yi tutsak da kuzenim Kuzey onu küçükken kandırmış ve Beşiktaşlı yapmıştı. Babam Fenerli olsa da asıl bu takımı tutma nedenim ilk başlarda Tuana'ydı, lakin sonradan koyu bir şekilde taraftarı olmuştum.

Fenerbahçe taraftarı bütün yenilgilere rağmen bu takımdan vazgeçemiyorlardı, asla inancımızı yitirmiyorduk. Benim Tuana'ya aşık olduğum gibiydi bu, ucunda kazanamayacağım bir ödül olmasına rağmen umudumu kesmeyerek onu kazanmak için elimden geldiğinin fazlasını veriyordum.

"Buyur ikizim?" Toprak'a baktım, üzerinde yeşil kazağı ile siyah eşofman altı vardı. Yeşil kazağının rengi Tuana'nın zümrütlerini anımsatınca gözlerimi ondan çekip döner koltuğun olduğu masasına ilerledim ve oturdum, atrafımda bir tur döndükten sonra gözlerine diktim bakışlarımı.

"Sucuk ekmeğe sen gelme!" Kibar bir şekilde sormuştum, gelmesini çok istesem de Tuana ile yalnız kalmak istiyordum. Belki bir cesaretle ona aşkımı itiraf edebilirdim.

"Onu çok seviyorsun değil mi?" Kafamı kaşıyarak bakışlarımı tekrar kaçırdım, o ise "Görünen köy kılavuz istemez!" diyerek hunharca güldü. "Tuana seni odasına hapsedip sen gitme diye ağlamıştı ya, o günden beri sizin evleneceğinizi düşünüyorum!" İtirafına karşı "Evine gitsem, benim o evden çıkmamam için tekrar o derecede ağlar mı?" sorum onu afallatmıştı.

"Ağlarsa ona kıyamaz, gitmezsin?"

"Kavuşabilsem zaten, nasıl gideyim ki ondan öteye?"

"Bilemiyorum artık, kavuşmak da gitmek de senin elinde!"

"Onu Taşköprü'ye götüreceğim, sana da yemek alırım. Annemi de ne yap et Tuana'nın annesinin yanına gönder, sen alttan alttan söylersen onun akklına yatar senden de şüphelenmez!"

"O iş ben de! Biliyorsun?"

"Acısız ve soğansız?"

"İkizimsin," Yanına gidip kafasınındaki saçları dağıttım, bundan hiç hoşlanmıyordu. Tuana bana yapınca ben de hoşlanmıyormuşum gibi yapıyordum, böyle yaptığımda daha da karıştırıyordu saçımı, bu çok hoşuma gidiyordu.

"Olum daha yeni taradım ya!"

"Tekrar tararsın!" Diyerek odadan çıktım.

Cebimdeki sigara paketinden bir dal sigara çıkardım, Tuana'nın faranşiti olduğu için yanında sigara içtiğimde onu çok rahatsız ediyordu, yanına gidene kadar içeydim bare.

Arabaya girmeden önce yarısını içime çekerek bitirdim sigaramı yere atıp ayağımın ucuyla ezdim. Arabayı hızla arka arkaya sürüp evin bahçesinden çıkardım, ev yakın olduğu için sadece yarım dakika da ordaydım. Kapıdan çıktığını görünce saçlarımı arkaya doğru karıştırıp genzimi temizledim. Avuç içime nefesimi üfledikten sonra torpido gözünden naneli spreyi alıp ağzıma sıktım.

KANKAŞK - KALBİME FISILDAWhere stories live. Discover now