1. BÖLÜM/T

1.2K 194 854
                                    

Medya: Tuana Bozkurt (yakında eklenecektir)

Başladığınız tarihi buraya bırakın, bittiğinde güzel bir bir başlangıca merhaba dediğiniz için mutlu olabilirsiniz😋🥰

Bu kitabı kaç yıldır yazmak istediğimi bir bilseniz, liseye başlamadan önce başlamış, lise bitmiş, üniversiteye başlamış ve anca devam etme fırsatı bulmuş oldum. İnşallah her şeye değer bir kitap olur.🤗

Karakterlerin birkaç tanesi hariç hepsi değişmiştir!(09.10.2020)
Düzenleme: Karakterleri tekrar değiştireceğim çünkü içime sinmedi.

İyi okumalar aşk kuşlarım...😍😍

"Kalemim oksijen olmuş; ne zaman yazmasam boğuluyorum." WhatsApp'ta ki hakkımda kısmını güncelleyip yatakta aşağı doğru kaydım ve sağa sola döndüm. 

Sıcaktan bunalmış bir Habeş maymunu gibi hissediyordum kendimi, öyle ki bu tembelliğin başka açıklaması da olamazdı. Yazları Osmaniye'nin bitmek bilmeyen sıcağına ek olarak Kuzey Afrika'dan da sıcaklar geliyor hepimizi perişan ediyordu. 

Yaz tatili bitmek üzereydi ve ben lise sona geçmiştim. Eziyet Yıllıkları adında bir de  günlük tutmaya başlamıştım, nasıl üniversiteyi kazandım diye sorarlarsa günlüğü ellerine tutuşturacaktım. Okulu seven nadir insanlardan birisiydim, bazılarınız okulu mu seviyor yoksa içindekileri mi bir düşünsün derim, ben okulu seviyordum ama içindekileri de seviyordum. 

Okulun açılmasını sabırsızlıkla bekliyordum, okul açıldığında bunu söylediğimi hatırlamayacağım ve sabahları anne beş dakika daha, diye yalvaracağım ama olsun. En azından gerçekten biraz daha fazla kafamı dağıtacak ve sıkılmamak için nedenlerim olacaktı.

Bu yaz tatili hiç geçmek bitmek bilmemişti, önceki tatiller göz açıp kapanıncaya biterken bu yıl öyle olmamış tabiri caizse beni mahvetmişti. Neden bu kadar uzadığı da belliydi, mutsuzdum.

Yine yaza girmeden aylar önce tatil planları yapmıştık 'Gerçekleşmesi İmkansız Olan Tatil Planlarını' kastediyorum, her zaman ki gibi hayallerim boşa gitmiş hiçbir planımızı gerçekleştirememiştik. Bunca zaman diliminde daha çok bizi bekleyen üniversite sınavına çalışmış, boş zamanlarımda ise evde ya televizyon seyretmiş ya da dışarda arkadaşlarımla takılmıştım.

Arkadaşlarımın yanımda olması, aynı mahalleden olmak gerçekten de çok güzel bir duyguydu, kalabalık bir grubumuz vardı. Etrafımda onca insan olmasına rağmen yalnızlık duygum geçmiyordu, arkadaşlarımı çok sevmeme rağmen bazen az insanla kalabalık hissetmek istiyordum. 

Düşüncelerimle boğuşurken içeri ablam kapıyı çalmadan girdi, gözlerimi devirdim ve ona kısık sesle sevmediği birkaç sözcük savurdum. Bu odada bir insan evladı yaşıyordu ve bu insan müsveddesi bunu daha anlayamamıştı. Anlamışsınızdır, ablamı çok seviyorum.

"Tuana?"

"Kapı çalma ahlakın yok mu senin?" Benden büyük olması onu azarlamayacağım anlamına gelmiyordu herhalde? Yargı dağıtmayı seven biriyle karşılaştınız bebekler!

"Senin de düzgün yatma ahlakın yok herhalde. Beynin yeterince aktı, zaten geldiği yerde az var!" Yanıma doğru gelmiş ve kafamı yerden kaldırmaya çalışmış ama becerememişti.

Kendimi düzelterek yatakta normal bir şekilde uzandım. Az önce kafam yerde vücudum yataktaydı, bu benim düşünme pozisyonumdu ama Hilal tarafından düşüncelerim sabote edilmişti. Evde ben bu konumdayken genellikle kimse beni rahatsız etmezdi ama şu gördüğünüz kokuşmuş yumurta 7 yıldır yurt köşelerinde yaşadığı için benim alışkanlıklarımı bilmiyor zaten saygı da göstermiyordu.

KANKAŞK - KALBİME FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin